Ali
Osman Aktaş - Yaşatılagelen Bir Kült
Olarak Samsun İli Avut Köyü'nde Hıdırellez Gelenekleri
6 Mayıs tarihinde kutlanana Hıdırellez
gününde Hızır ve İlyas’ın buluştuklarına, kavuştuklarına inanılır.
Milletleri var eden ve onları yaşatan
kültürüdür.
Gelenekler, tarihî varlığı içerisinde
toplumsal dokuyu ve birlikteliği oluşturan en önemli manevi unsur olarak
görülmektedir (s. 176).
Türk kültürü içerisinde, geleneğini büyük bir
canlılıkla sürdüren ender kültlerden biri de Hıdırellez kültüdür.
Hıdırellez, güneşin Ülker burcuna girdiği en
eski takvime göre 23 Nisan; miladi takvime göre 6 Mayıs günü olup Ruz-i Hızır
döneminden Ruz-i Kasım’ın başlangıcı olan 9 Kasım’a kadar süren günlerin başlangıcıdır.
6 Mayıs, Ülker burcuna göre yılı ikiye bölen dönemin başı ve en eski takvimlere
göre bahar günlerinin ilk günüdür.
Hıdırellez Günü, halk takviminde yazın başlangıcı
olarak kabul edilmiştir.
(Türkler) (6 Mayıs), 8 Kasım’a kadar olan,
186 günlük zamana, Hızır Günleri adıyla anılan Yaz Mevsimi demişlerdir. 8 Kasım’dan
6 Mayıs’a kadar devam eden, dönem ise Kış Devresi olup Kasım Günleri diye
adlandırılır ve bu da 179 gündür.
Hıdırellez gününde yeşil, kopartılmaz, aksi
halde bütün olumsuzluklarla birlikte doğacak çocuğun bile özürlü doğabileceğine
inanılır (s. 177).
Alevî-Bektaşî toplulukları için Hıdırellez
geleneklerinin yaşatılması ve ağırlanması daha dikkatli, istekli ve heyecanlı
olmuştur. Bu nedenle, Alevî-Bektaşîlikte, üç günlük Hızır orucu tutulmaktadır.
Bu, Hızır orucu; Hıdır-Nebi Bayramı olarak da adlandırılan bir oruç olup, Nevruzdan
altı hafta önce, şubat ayı ortalarında tutulur (13-14-15 Şubat).
Hıdırellez Günü, köy halkı güneş doğduktan
bir müddet sonra kafileler hâlinde ya da tek tek mezarlığa gider.
Kur-an okur, hatim indirir. Bu dualar içerisinde
herkes ne dileği varsa onu diler; ne isteği varsa onu ister.
Mezarlıklar, aynı zamanda köy halkı için de
bir buluşma yeridir. Herkes birbiriyle buluşur, görüşür; hasretlik giderir.
Ölüler sahipleriyle; gelenler ise birbirleriyle buluşurlar (s. 183).
(Avut) Köyünün en büyük dedesi olarak kabul
edilen (…) Dede Cemal Kınalıkaya’nın mezarı bir yatır mezarı durumundadır. Hemen
yanı başında uzayıp giden akasya ağacı, bir adak ağacıdır.
Köy halkı geceden hazırladıkları yiyeceklerini
mezarlığa getirirler. Orada ölülerinin ruhlarına dualarını okuyup şefaatlerini
diledikten sonra getirdikleri yiyecekleri hep birlikte yerler.
Avut köyünde, Hıdırellez, yılda iki defa
kutlanılmaktadır.
Biri köy halkının kendi aralarında kutladıkları
6 Mayıs, “Hıdırellez Günü”, diğeri ise artık bir festival niteliğinde kutlanan,
mayıs ayının ilk pazar günü, artık hangi tarihe denk düşerse, o gün kutlanan “Hıdırellez
Şenliği”dir.
Hıdırellez günü dilekleri olanlar bunu kumun
üzerine yazarlar ya da kâğıda yazıp denize atarlar. Benzer şekilde dilek
yazılan kâğıtlar bir gül ağacının dibine bırakırlar.
Hıdırellez’de diğer tüm bölgelerde
görülebilen ortak bir pratik daha vardır: Evin süpürülmemesi ve yeşilin kopartılmaması.
Ev kesinlikle süpürülmez ve temizlenmez. Temizlik bir gün evvelden yapılır ve Hıdırellez
Günü’nde hiçbir şekilde ev temizlenmez.
---
Aktaş, Ali Osman. (2009), “Yaşatılagelen Bir Kült Olarak Samsun İli
Avut Köyü'nde Hıdırellez Gelenekleri,” Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî
Araştırma Dergisi, Sayı: 49, (s. 175-194)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder