7 Nisan 2018 Cumartesi

İlkçağlardan Cumhuriyete Canik


Cevdet Yılmaz - İlkçağlardan Cumhuriyete Canik

Canik isminin kökeni tam olarak bilinmese de, Türk Dil kurumu tarafından yayınlanan çalışmalarda “şahit,” “ova,” “kışlak” ve “deniz kıyısına yakın yer” gibi anlamlara karşılık geldiği belirtilmektedir. Bölgedeki yerli halk arasında daha çok “cenik” şeklinde ifade edilen ve sürülerin kışın barındıkları çukur yer manasında dile getirilen bu kelime, tarihsel süreç içinde genel anlamda Anadolu'nun kuzeyinde yer alan İdarî ve coğrafî bir bölgeyi tanımlamak için kullanılmıştır.

12. Yüzyıl'a ait Selçuknamelerde batıda Samsun'dan başlayıp doğuda Artvin'e kadar uzanan bölge Canit adıyla anılıyordu.
…kelimenin ilk geçtiği en eski Türkçe metin 1244/45'te kaleme alınan Danişmendname'dir (s. 3).

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü'nde' "Deniz kıyısına yakın yer; sahil, "ova", "kışlak" gibi anlamları olan Cenik ismi, bölgeye ad veren Türklerin Samsun'a bakış açısını ortaya koyan güzel bir isimdir (s. 26).

Samsun'da ilk yerleşim (…) MÖ. 12.000 ile 8.000 arasındaki Mezolitik döneme ait Tekkeköy mağara yerleşimidir (Ali Uzun. "Tekkeköy'de (Samsun) Mağara-Kale Yerleşmeleri',” Doğu Coğrafya Dergisi I (1995), s. 413-433).

Hititler Kızılırmak havzasında büyük bir uygarlık ortaya çıkarırken Karadeniz sahili Gaşkaların elindeydi (s. 30).

Vezirköprü'ye kadar ulaşan Hitit kuvvetlerinin Samsun'a girememesi, Gaşkaların askerî gücüyle alakalıdır.
Kaynaklar, MÖ. 722-705 civarında Gaşkaların Kızılırmak'ın güneyine indiklerini yazar.

Gaşkalardan sonra Kimmerler ve İskitler bölgeye geldiler.

Kimmerler, M.Ö. 695 civarında Frig devletini yıkarak burada bozkır-göçebe geleneklerini devam ettiren bir devlet kurmuşlardı.

Yunan kaynaklarından anlaşıldığı kadarıyla koloniciler bölgeye geldiğinde Sinop-Trabzon arası İskitlerin elindeydi.

Samsun'da ilk ticaret kolonisini kuranlar Miletoslulardır. Bu ticaret merkezine Amisos adı verilmiştir ve kurucusu da Miletoslu Theopompus'tur (s. 35).

Romalıların için Amisos'un güneyinden geçen bir yol hayati kıymete sahipti.

Amisos'a Hıristiyanlığın yayılması Roma hâkimiyeti döneminde olmuştur.

Amisos'un fethine yönelik ilk girişimi yapan kişi Danişmend Gazi'dir.

Oğuzların Çepni boyu, Moğollar devrinde tek başına çevredeki Hıristiyanlarla mücadele edebilecek durumdaydı. Çepniler, 1277'de Sinop'a saldıran Komnenosları mağlup ettikten sonra aynı yüzyılın sonların doğru Sinop ve Samsun'dan Harşit vadisine ilerleyerek buradaki Rumları daha doğuya çekilmek zorunda bırakmışlardır.

Eretnalılardan sonra Müslüman Samsun'a hâkim olan beylikler Canik Beylikleri ismiyle anılanlardır. Bunlardan birincisi Kubadoğulları’dır. Beyliğin kurucusu olan Taceddin Altunbaş, Türkiye Selçuklularının son sultanlarından II. Gıyaseddin Mesud’un oğludur.

---
Osmanlılar Canik bölgesini ele geçirince burada asırlardır idari, sosyal ve iktisadi olarak kök salan ve yaşayan Müslüman bir kitleyle karşılaştılar.

15. Yüzyıl
Samsun'dan Terme'ye kadar olan bir alanda yetiştirilen pamuk, bölge iktisadiyatının gelişiminde önemli bir paya sahip bulunuyordu.
…ticaretin konusu olan diğer bir üretim tarzı kendir yetiştiriciliğidir.

Evliya Çelebi, 1645 yılında uğradığı Samsun hakkında, insanların temiz giyimli olduğundan bahsettikten sonra, halkının tamamıyla kendirci ve gemici olduğundan, kalifiyesiz ve işsiz kimsenin olmadığından söz etmektedir.

Kırım'ın Osmanlı yönetimine geçmesiyle beraber Karadeniz bir Osmanlı iç denizi haline gelince tüm Karadeniz sahil yerleşim birimlerinde tersaneler kurulmaya başlandı. Canik sancağı dâhilinde Samsun, Terme, Ünye ve Fatsa'da gemi üretimi için küçük çapta tersaneler bulunuyordu (s. 89).

Evliya Çelebi suyunun lezzetinden, evlerinin kiremitli, bağlı ve bahçeli olduğundan bahseder. Yedi tane mektep olduğunu beyan ederek dağlarda yaban üzümü ve nar rengini almış armut turşularının çok meşhur olduğundan söz eder. Canik yöresinin armut turşularının gemilerle İstanbul'a gönderildiğinden bahseder ki Osmanlı sarayı ve İstanbul halkı Canik yöresinden giden bu tabii lezzeti tatmaktadırlar (s. 92).

16. Yüzyıl'da Toroslardan başlayan ve Canik'te de ortaya çıkan medrese öğrencilerinin ayaklanmaları toplumsal huzuru bozması açısından önemlidir.

Canik, uzun süre devam eden bu iç gaileyi atlattıktan sonra en büyük darbeyi 17. Yüzyıl'ın başlarında Abaza ve Kazak saldırılarından almıştır.

1774 yılından sonra Kırım'ın Ruslardan kurtarılması için başlatılan büyük askeri hazırlıkta, devletin ve toplumun büyük önem verdiği büyük görevi devlet Canik sancak beyi Hacı Ali Paşa'ya vermiştir.

Canikli Ali Paşa, Kırım'ı kurtaramamıştır ama bu sayede var olan ününe ve servetine katkılar yapmıştır.
Canikli Ali Paşa ve ondan sonra gelen oğulları döneminde Canik sancağı prestijli bir yer haline gelmiştir (s. 98).

Caniklizadelerden Hüsrev Bey ve Tayyar Mahmud Paşa, devlete karşı isyan edince Canik sıkıntılı günler geçirecektir.

1795 yılı Canik gümrük kayıtlarına göre, gümrüğe giren 387 kalem ticari malın 193 kalemi Müslüman tüccarlar adına, 194 kalemi ise gayr-ı Müslim tüccarlar adına kayıtlıdır (s. 101).

(19.) yüzyılda Canik'te, tütün başta olmak üzere tahıl, fasulye, ipek kozası, mısır, arpa ve mercimek üretimi dikkati çekmektedir.

Canik'e gelen göç yığınlarının ortaya çıkardığı olumsuzluklara rağmen, bu kişiler ikameti sağlandıktan sonra bölgenin gelişmesi ve kalkınmasına katkıda bulunmuşlardır.
Buna paralel olarak Canik'in nüfus yapısı da çeşitlenerek sosyal açıdan bir canlılık dönemine girmiştir (s. 107).

1888 yılından itibaren Canik sancağı dâhilinde Bafra, Çarşamba, Terme, Ünye ve Fatsa'da Ermenilerin karıştığı kaçakçılık ve eşkıyalık olaylarına sıkça rastlanmaktadır.

1915 yılında iç güvenliği sağlamak için yapılan tehcire, Canik bölgesindeki Ermenilerin tamamı tabi tutulmamıştır.

Birinci dünya savaşı Canik'te büyük iz bırakmış ve toplumu derinden sarsmıştır.

Canik başlangıçtan itibaren Rum Beylerbeyliğine (daha sonra Sivas eyaleti) bağlı olarak idare edilmekteydi.

Osmanlı taşra İdarî teşkilâtında Canik, Cumhuriyet dönemindeki Samsun ve Ordu illerinin bazı kazalarını içine almaktadır.
16. Yüzyıl başlarında Ünye, Fatsa ve Korgan sancak dâhilindeydi.

1768 - 1774 Osmanlı - Rus savaşındaki hizmetlerini müteakip Canikli Ali Paşa ve oğullarının oluşturduğu yönetim ağı, sadece Karadeniz bölgesiyle sınırlı kalmayıp Sivas ve Erzurum eyaletlerini de içine alacak kadar geniş bir alana yayılmıştır.
Caniklizâdeler ilk defa 1737 yılında Canik muhassılı olarak görülmektedir. Bu tarihte Fatsalı Ahmet Ağa muhassıllık görevine tayin edilmiştir.

Caniklizâdelerin etkinliğinin sona ermesinden sonra Hazinedarzâdeler hanedanı onların yerini aldı.

Tayyar Mahmut Paşa'nın Sultan III. Selim'in uygulamaya koyduğu Nizam-ı Cedit'e muhalefeti ve Çapanoğullarıyla nüfuz mücadelesine girişmesi, sonunda devlete karşı isyan hareketine dönüştü.

---
(Amisos) Burayı Atinalılar Pire, Mitradat ise Eupatoria olarak isimlendirmiştir. Romalılar ise mevcut yerleşmeyi yakıp, yerine yeni bir şehir inşa ettiler. Yeni baştan inşa edilen şehre yine Amisos ismi verildi.

Türkler Amisos'un üç km doğusunda sahilde Samsun kalesini inşa ettiler. Bu suretle Karadeniz'in kenarında biri Türklere diğeri gayrimüslimlere ait olmak üzere iki şehir ortaya çıktı (s. 166).

Samsun ve Amisos farklı mekânlarda kurulmuş iki ayrı şehirdir.

Şehrin nüfusu 1485 kayıtlarına göre kale mülazımları hariç 1.555'i Türk, 855'i Ermeni ve Rum olmak üzere toplam 2.410 kadardı.
İngiliz seyyah J. Macdonald Kinneir 19. Yüzyıl'ın başında şehrin nüfusunu iki bin olarak tahmin etmektedir. Bu nüfusun tamamı Müslüman'dır (s. 168).

18. Yüzyıl'da Samsun'u tasvir eden herhangi bir seyahatname veya başka bir eser mevcut değildir.

Osmanlının klasik döneminde Samsun kasabasının en önemli gelir kaynağı iskele ve gümrük mukataasıdır. Söz konusu gelir padişaha tahsis edilmişti. Kasabadaki boyahane mukataası gelirleri ise Trabzon’daki Hatuniye imareti Vakfı'na aitti. Samsun yöresinde elde edilen gelirlerin bir kısmı vakıflar vasıtasıyla Amasya'ya aktarılmaktaydı. Bu nedenle Samsun, nüfus ve iktisadi açıdan çevredeki şehirlerden geri kalmıştır (s. 210).

Bağdat - Samsun kervan yolu Osmanlı öncesi özellikle Selçuklular döneminde şehrin ekonomik açıdan gelişmesini temin etmişti.

---
Yılmaz, Cevdet (Ed.). (2016), İlkçağdan Cumhuriyete Canik. Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Samsun


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder