23 Ocak 2021 Cumartesi

Türk Parlamento tarihi TBMM II. Dönem 1923-27-c2

Türk Parlamento tarihi TBMM II. Dönem 1923-27-c2

(II. Mahmud dönemi) Fes giymek memur ve askerler için zorunlu idi. Halk istediği gibi sarık, külah, kalpak, keçekülah vb. baş örtüleri kullanırdı. Bu giyimden dolayı sivil halka "başı bozuk" denirdi.

Fesin tamamlayıcısı püskülün düzenli bulunması için sık sık taranması gerekirdi. Bu nedenle fes için "püsküllü bela" deyimi kullanılırdı (s. 61).

 

Mustafa Kemal'in Kastamonu seyahati dönüşü (…) 2.9.1341 (1925) tarihinde 2413 sayı ile Bilûmum devlet memurlarının kıyafetleri hakkında kararname çıkarıldı.

Bu kararname ile memurlara şapka giyme zorunluluğu getirildi.

…herkese şapka giyme zorunluluğu getiren Kanun Teklifi, Konya Mebusu Refik Koraltan ve arkadaşları tarafından hazırlanarak 18.11.1341 (1925) tarihinde Meclise verildi

 

Esbabı Mucibe

Haddi zatında hiç bir ehemmiyeti mahsusayı haiz olmayan serpuş meselesi asrî ve medenî milletler ailesi içine girmeğe azmetmiş olan Türkiye için hususi bir kıymeti haizdir. Şimdiye kadar Türkler ile sair medenî ve asrî milletlerin arasında bir alâmeti farika mahiyetinde telâkki edilmekte olan mevcut serpuşun tebdili ve yerine medenî ve asrî milletlerin kâffesinin müşterek serpuşu olan şapkanın ikamesi lüzumu taayyün etmiş ve muhterem milletimiz bu aslî ve medenî serpuşu iktisa eylemek suretiyle cümleye numunei imtisal teşkil eylemiş olduğundan merbuten takdim kılman kanunun kabulünü Heyeti Umumiyeye arz ve teklif ederiz.

Madde 1. — Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile îdarei Umumiye ve Hususiye ve Mahalliye veya Müessesata mensup bilumum eşhas ve müstahdemin (ve sıfatı resmiyeyi haiz herkes) Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.

 

Adliye Encümeni Mazbatası

Konya Mebusu Refik Bey ve rüfekasının şapka iktisası hakkındaki 15 Teşrinisani 1341 tarih ve (2/479) numaralı teklifi kanunisi encumenimizce tetkik ve tezekkür edildi.

Medeniyetin bütün icabat zaruriyetini idrâk ve kabul etmiş olan Türk milletinin medenî milletlerin müşterek kisvelerinin vasfı barizi olan şapkayı iktisa hususunda gösterdiği tehalük ve tezahürü tespit ve bunun ifade eden bir kuvvei müeyyidenin kanunlarımız arasında bulunması encumenimizce zarurî ad ve telâkki olunmuştur. Binaenaleyh teklifte münderiç esbabı mucibe şayanı kabul görülerek birinci madde üzerinde cüzî tadilat icra ve "sıfatı resmiyeyi haiz herkes" ibaresi tay ve ikinci bir fıkra ilâve suretiyle berveçhizîr tespit edilen mevaddı kanuniye mûstacelen müzakere edilmesi ricasiyle Heyeti Umumiyenin tasvibine arz olunur. 24 Teşrinisani 1341 / s. 65

 

Adliye Encümenince Tespit Edilen Mevad

Birinci Madde — Türkiye Büyük Millet Meclisi Azaları ile idarei umumiye ve hususiye ve mahallîyeye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir. Türkiye Halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümet men eder. / s. 66

 

Bursa Mebusu Nurettin Paşa, kanun teklifinde Teşkilat-ı Esasiye kanununa aykırı hususlara dikkat çeken bir takrir verdi.

Teklifi hazırlayan Konya Mebusu Refik Bey Nurettin Paşa’ya itiraz ve hakaret edip teklifi müdafaa etti.

“…necip milletimiz, bütün medenî milletlerin giymekte olduğu şapkayı da kendi serpuşu olmak üzere kabul etmiş…”

 

Adliye Vekili Mahmut Esat Bey Nurettin Paşa’ya cevaben: “…takrirlerinde, hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. Her Türk, hür doğar, hür yaşar, diyorlar.

Hür ve Medenî milletlerin kisvesini almak hürriyetsizlik midir?”

 

Kars Mebusu Ağaoğlu Ahmet Bey: “…Şapka giymiş de Teşkilâtı Esasiye Kanununu ihlâl etmiş. Bu kelimeleri işitebileceğiniz dünyada bir kürsü yoktur. …şapkanın kabulü, Teşkilâtı Esasiye Kanununun ruhu, ledünniyatını teyiden kabul etmek demektir.”

 

Ankara Mebusu Rasih Bey: “…elbise, âdet, örf, muhit, iklimin icabına tabi bir iş ve bir şeydir. İnsanlar istediklerini giyer ve gezer. Binaenaleyh bu hususda din şunu tespit etmiştir, bunu tespit etmiştir, demek doğrudan doğruya ya hissiyata tabi olmaktır veyahut da göreneğe tabi olmaktır, İslâmiyette ise, hissiyatın da, göreneğin de yeri yoktur. İslâmiyette tek bir şey vardır: O da akıldır. Akıl esastır.

…efendiler eğer bir esas var idiyse ayağımızdaki pantolon, boynumuzdaki kıravat, yakalık, gömlek vesaire yoktu. Bunları kabul ettiniz giydiniz, başınıza da şapka giyeceğiniz vakitte mi aklınıza geldi? Onun için muhterem arkadaşlar, iş şakaya gelir bir iş değildir. Malûmuâliniz İslâmiyette haram olan şeyler, nas ile, doğrudan doğruya Allah tarafından tahrim edilen şeylerdir. Binaenaleyh Nas ile tahrim edilmemiş şeyler üzerinde îslâmiyete istinat ederek bunun dine şu tesiri vardır, şu zaran vardır, şeklinde mûtalaat üzerinde yürürsek memleket ve millet için büyük zararlar ihdas ve hazırlamış oluruz.

Allah tarafından tahrim edilmemiş şeyleri haram şeklinde göstermek, bu, hem dine ve hem de memlekete karşı bir iftira olur.” / s. 72-73

 

Menteşe Mebusu Şükrü Kaya Bey: “…Türkiye Büyük Millet Meclisi din ile dünyayı ayırmıştır. Din meselesi camilerde kürsülerde mevzubahis olabilir. Binaenaleyh burada mevzubahis olacak cihet milletin doğrudan doğruya hayatî meseleleridir, maddî ve dünyevî menfaattir. Efendiler, asırlardan beri çok acı tecrübeler geçiren ve hatıralar yaşatan Türk milleti badema kendi mukadderatını altıncı, yedinci asrın köhne fikirlerine rapt edemez. (Alkışlar) Onun mukadderatında arayacağı cihet, yalnız ve yalnız istikbaldir. Yalnız ve yalnız medeniyettir (s. 73).

…millî kıyafet ancak tarihlerde ve müzelerde görülür.”

 

…görüşmelerden sonra kabul edilen metin, 671 sayılı Kanun olarak, Resmi Gazetenin 22.12.1341 (1925) tarihli ve 230. sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kâzım Öztürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara, 1995

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder