23 Ocak 2021 Cumartesi

Rize’nin Yüzü

Fatih Sultan Kar – Rize’nin Yüzü

Sabit Tarakçı biyografisi

İstiklal Savaşandan başarıyla çıkılsa da, savaş sonrası bir otorite boşluğu oluşmuştu. Hükümet hâkimiyetini her tarafta sağlayamamış, bu durum Güneysu’da da baş göstermişti. Bazı hain kişiler silahlı çeteler oluşturmuş, milletten haraç yemek suretiyle kendilerini ağa ilan etmişlerdi. Mazlumlara, fakir fukaraya her türlü eziyeti reva görmüşlerdi. Zalime boyun eğmeyen Güneysu’nun şahsiyetli delikanlıları bir araya gelmek suretiyle sekiz kişilik bir kuvvet oluşturdular. Sabit Tarakçı’nın da aralarında bulunduğu bu gençler ağaların bu zulmüne boyun eğmediler. Zor durumdaki insanların yardımına koştular, savaş sonrası dul kalan hanımların namusunu korudular,

 

Güneysu kaynamaya başladı

Ağalar bu gidişattan hiç memnun olmadılar. Silah gücüyle ortadan kaldıramadıklarını hükümet kuvvetiyle ortadan kaldırmaya karar verdiler. Güneysu’da yaşanan ve “Şapka İsyanı” diye adlandırılan olaylar bu ağaların imdadına yetişmişti. Güneysulular Ankara’da gerçekleşen tepeden inme dayatmaları kabul etmediler. Güneysu nahiyesi kaynamaya başladı. Olayları protesto etmek için şehir merkezine doğru yürüyüşe geçtiler. Protesto gösterileri on gün sürdü. Rize’ye gelen askeri birlikler Güneysu’ya sevk edilince bütün direnişçiler tutuklandı. Sabit Tarakçı ve arkadaşları ağır hakaret ve işkenceye uğradılar. Seyyar İstiklal Mahkemesi tarafından Sabit Tarakçıoğlu, Şaban Koliva, Yakup Peçe, Hacı Hasan Efendi, Kadir Koliva, Muhammet Peçe, Hafız Mahmut Kamburoğlu ve Hasan Külünkoğlu için idam cezası verildi.

 

Güneysu, Güneysu olalı böyle zülüm görmedi

Bu sekiz kişiye İstiklal Mahkemesi tarafından söz hakkı verilmedi. Hiçbir yüz kızartıcı suçu olamayan, sadece dayatmaya karşı koyan ve düşüncesi uğrunda mücadele eden Güneysu’nun sekiz delikanlısı idamla cezalandırılırken, aynı olayda jandarmayı vuran, Ağreyimoğlu Mahmut, sırf ağaların adamı olduğundan ceza almadı. 10 Aralık 1925 tarihinde başlayıp 14 Aralık tarihinde neticelenen, seksen celse süren Rize’deki İstiklal Mahkemesi sonucu idam cezasına çarptırılan Sabit Tarakçı ve yedi arkadaşı yargılamaların sonuçlanmasından iki saat sonra Rize Dalyan Camii önünde infaz edilen idamlardan sonra aynı yerde deniz kenarında defnedildiler. İdamlardan üç buçuk ay sonra Sabit Tarakçı’nın naaşı ailesi tarafından gece yarıları gizlice bulunduğu yerden alınarak Güneysu’daki aile kabristanlığına taşınmıştır.

 

(yazının devamında Sabit Tarakçı’nın idamından bir saat önce bir de destan yazdığından söz ediyor)

Sabit Tarakçı’nın idamından bir saat önce yazıp, ailesine ulaştırdığı “destanı” ibret verici sözler içermektedir.

Destan Sabit Tarakçı tarafından idamından bir saat önce yazılıp, ailesine ulaştırılmıştır. Rahmetimin kendi el yazısıyla yazdığı destan metni, torunu Sabit Turan Tarakçı ve onun oğlu Kemal Sadık Tarakçı’dan temin edilmiştir.

RİDEF Yayını, İstanbul, 2014


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder