30 Ocak 2023 Pazartesi

Geleceği Geçmişle Kurgulamak Bilim Kurgu Romanları ve Çağcıllaştırılmış Mitler

Ülfet Dağ - Geleceği Geçmişle Kurgulamak Bilim Kurgu Romanları ve Çağcıllaştırılmış Mitler – Doktora Tezi, Osmangazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019

 

İnsanlığın var oluşundan beri mitler yaşamın temel gizemlerinin anlaşılır kılınması adına etken bir araç olmuştur.

Mitin çağcıl dünya ile arasındaki bağı kuran ise bilim kurgu eserleridir.

 

Çalışmada bilim kurgunun mitlerle benzerlik ve farklılıkları ele alındığı gibi bilim kurgunun mitlerden hangi noktalarda faydalandığı esas alınmıştır.

 

Giriş

Bilim kurgu ve mitleri ortak paydada buluşturan faktör olağanüstü olana gösterdikleri ilgidir. Bu ilginin zekâ ve yaratıcılıkla harmanlanarak kurguda birleşmesi çağcıl mitlerin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

 

(Douglas Adams’ın “Otostopçunun Galaksi Rehberi” ve Frank Herbert’ın “Dune” eserleri) Eserler ilk olarak arketipçi eleştiri ve daha sonra monomit ışığında incelenecektir.

Joseph Campbell, kahramanlık mitlerini inceleyerek monomit kuramını geliştirmiştir.

 

1. Bölüm

Kavramsal Çerçeve

Kavramsal Olarak Bilim Kurgu, Fantastik, Mit ve Kaoid

İçinde bilime dayalı bir parça gerçekliğin aynı zamanda düşsel bir boyutun yer aldığı bu tür için Hugo Gernsback “scientifiction” kelimesini kullanmış terim daha sonra yerini “science-fiction”a bırakmıştır.

Orhan Duru tarafından önerilen Türkçe karşılığı “bilim kurgu” olarak kabul görmüştür (s. 8-9).

 

bilim kurgunun özellikleri: neologism yani yeni kelime üretmektir. İkinci özellik, novums ya da nova (yeni şeylerin Latince’deki karşılığı) denilen hayali keşifler, icatlar ya da tarihi değiştirecek uygulamalardır. Üçüncü özellik, tarihsel bilime dayandırılmışlıktır. / Dördüncü özellik, oxymoron yani mantıksal çelişkidir. / Beşinci özellik, oxymoron ile bağlantılı olan bilimsel uydurmalardır. / Altıncı özellik, sublime kronotop denilen özelliktir. Kronotop, kendine özel zaman ve mekânın olduğu kurgusal yapıdır. Yedinci özellik, parabel yani kıssa ya da öğretici anlamına gelen özelliktir. Bir bilim kurgu öyküsü bilimsel tarihî dayanağı ve bilimsel içeriği ne olursa olsun, edebî bir parabel üzerine kuruludur / s. 11

 

M.Ö. II. yüzyılda Samsatlı Lukianos, gerçekmiş gibi sunulmuş yüz olağanüstü olayı anlatan yazıları alaya aldığı “Gerçek Öykü” isimli bir öykü kaleme almıştır. Yazar bu eserde gezegenler arası bir savaş, çılgın uzaylı topluluklar, dünyada olan her şeyin duyulduğu bir kuyu ve görüldüğü bir aynadan bahsetmektedir / s. 15

 

Poe, eserlerinde daha çok metafizik unsurları kullanır. Verne, teknik donanım açısından zengin eserler vermiştir. Bellamy’nin eserlerinde fütürist felsefenin ağırlığı hissedilir. Burroughs’un eserlerinin macera boyutu ağır basmaktadır

 

Hugo Gernsbeck, 1926 yılında Lüksemburg’da ilk bilim kurgu dergisi olan “Amazing Stories”i çıkarmıştır. Bu dergiyle birlikte bilim kurgu, kimliğini ve karakteristik havasını kazanmıştır.

 

Siberpunk, temel olarak bireyin geleceğin teknolojisiyle yaşadığı sorunları ve mücadelesini konu edinir.

“Steampunk”, türlerin karışımı demektir.

 

Kurgusal edebiyat, gerçek dünyadan yola çıkarak anlatılar meydana getirirken fantastik gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar bütününü temel alır.

 

Mitin Kökleri ve Doğası

Jung’un kolektif bilinçaltı olarak tanımladığı mitler / milletlerin DNA’sı olduğu söylenebilir.

bilinmedik şeyler elde olan ve bilinen şeylerle açıklanabilir

pek çok teogonik mitte tanrıların hem insan hem hayvan özellikleri taşıdıkları görülür.

Çin mitolojisinde göksel tanrı Fuxi ve onun kız kardeşi Nüwa çoğu kez insan başlı ve yılan gövdeli olarak tasvir edilir

 

Bulfinch teorilerini scriptural (kutsal kitaba ait), tarihsel, alegorik ve fiziksel olmak üzere dört başlıkta toplamaktadır. Scriptural teori, mitik anlatıları kutsal kitaplara bağlamaktadır. Tarihsel teori, mitolojide geçen isimlerin bir zamanlar gerçek olduğunu ve zamanla bunlara eklemeler yapıldığını ileri sürer. Alegorik teori, / bütün mitlerin alegorik ve sembolik olduğunu dile getirir. Fiziksel teori ise hava, ateş ve suyu dinsel tapınma objeleri olarak görür ve bunları kişileştirerek baş tanrı hâline getirir (s. 35).

 

(Lauri Honko) …Etimolojik açıklamada mitik isimlerin kökenine gidilir. Buradaki amaç, isimlerin ya da sıfatların kökenlerinden hareketle tanrıların esrarına varmaktır. Tarihî açıklamada toplumların birbirlerinden etkilenerek mitlerini oluşturdukları görüşü vardır. Bu yaklaşım bir bakımı karşılaştırmalı mitoloji alanını işaret etmektedir. Evhemerosçu açıklama, tarihî olaylara dayanan açıklama metodudur. Tanrıların insan krallardan geldiği görüşünü savunur.

 

mitin doğası (Eliade):

Mit, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsü

Mit her zaman bir ’yaratılış’ ile ilgilidir. / bu nedenle insana özgü, anlamlı her eylemin örnek tiplerini oluşturur.

İnsan, miti bilmekle, nesnelerin ‘köken’ini de bilir. Bu nedenle de, nesnelere egemen olmayı ve onların istediği gibi yönlendirip kullanmayı başarabilir.

 

Yaşam belirli bir döngüdür ve herkes bu döngü içerisinde ortak ve kişisel değerleri ile varlığını sürdürür.

Campbell, birbirinden farklı iki mitik düzenden bahseder. Bunlardan ilki, kişinin doğa ve dünya ile ilişkisini, ikincisi kişinin toplumla ilişkisi sağlayan mitlerdir. İkincisine sosyolojik mitoloji adını verir

 

Karşılaştırmalı mitoloji araştırmaları, ilk olarak 17. yüzyılda Giambattista Vico’nun “Yeni Bilim” adlı eseri ile ortaya çıkmıştır ve Vico’ya göre ilk bilim mitolojidir

 

Dumezil’e göre Hint toplumsal yapısında düzeni oluşturan üçlü yapı “Brahmanalar” yani din adamları, “Kshattriya” yani savaşçılar ve “Vaisya-Sudra” yani tüccarlar/üreticilerdir. Dumezil bu toplumsal düzeni tanrısal boyuta taşır ve toplumsal düzenin tanrılar âlemindeki düzenle aynı olduğunu karşılaştırmalı bir şekilde açıklar. Tanrısal âlemin ilk katında "Varuna figürü" ve insanlar arasındaki yargısal ilişkilerin idamesiyle ilgilenen "Mitra figürü" bulunmaktadır. Bu figürler, sosyal hiyerarşik düzenin en tepesinde oturan rahipler gibi doğaüstü sistemin en tepesinde otururlar / s. 46-47

Dumezil, Mitra’nın akılcı ve hukuki yönlerle ilgilendiğini, Varuna’nın ise daha çok dinî yönleri temsil ettiğini dile getirmiştir. Böylece Mitra ve Varuna Brahman’ın iki temel fonksiyonunu yansıtmaktadır. İkinci düzeyde ise genç ve savaşçı tanrılar yer alır. Indra savaşçı olarak kişileştirilir ve canavarlarla mücadele eder…

 

Kaoid Kavramı ve Özellikleri

…kaos, Deleuze ve Guattari tarafından “id” ile birleştirilerek kendisiyle başa çıkılan bir sorun hâline getirilmiştir.

 

Filozoflar, kaostan kurtulmak ya da kaosu şekillendirmek için üç farklı olgu gündeme getirir. Bunlar, sanat, bilim ve felsefedir.

Bilim dünyayı gözlemlenebilir ilişki hallerinde sabitler. Felsefe kavramlar yaratır; bu kavramlar dünyayı yaftalamaz veya temsil etmezler ama sorunlara ilişkin yeni bir düşünme ve karşılık/ tepki verme biçimi üretirler. Sanat duygular ve algılar yaratır.

…kaosun, kaos olmayanla kurduğu ilişki sonucu kozmosa dönüşmesini sağlayan üç unsur sanat, bilim ve felsefe bu dönüşümü sağlayarak kaoidleri meydana getirir. Sanat bir tablo ya da bir şiirle farklı görüngüler ortaya koyarak, bilim hesaplamalar üzerinden giderek istatistikî veriler oluşturarak, felsefe kavramlar yaratarak kaosu deler.

 

…bilim kurgu eserleri birer kaoid oluştururlar. Özelikle ütopik eserlerde kaos mükemmel bir düzen hâline dönüşürken distopik eserler kozmosun yeniden kaosa geçişini göstermektedir.

 

2. Bölüm

Kuramsal Çerçeve

Monomit, Campbell’ın kahraman için çizdiği yol haritasıdır. Bu yol haritası yola çıkış, erginlenme ve dönüş olmak üzere üç aşamadan oluşur

 

Kahramanın yolculuğunda arketipler / kahramanın farklı kişilik yönlerini ortaya koyarlar.

 

Frazer, eski ve modern dinlerde ölüm ve yeniden doğuş gibi mitlerin ortak olduğunu dile getirmiştir.

 

Jung, doğuştan var olan evrensel içeriklere arketip adını vermiştir. Arketip yaklaşımıyla rüya ve mitlerle ilgili evrensel semboller ortaya çıkarılmıştır.

 

Kendilerini imge ya da simgelerle ortaya koyan arketipler, anlatı dünyasının içinde yer alırlar.

 

Frye için arketipler edebi türleri şekillendiren, tekrar eden öykü kalıplarıdır.

 

Jung’un kolektif bilinçdışının merkezi olarak gördüğü en önemli arketip iç benlik/ ben arketipidir. İç benlik arketipi, bilinçdışındaki diğer arketipleri bilinç düzeyine taşır ve bireydeki bütünleşmenin ana parçasını oluşturur. Mitlerde ve inanç sistemlerinde sembol olarak daire şeklinde gösterilen iç benlik arketipi “dünyanın dört köşesi” olarak nitelendirilmekte ve Hindu dinlerdeki “mandala” anlayışı buna örnek olarak verilmektedir / s. 60

 

Bireyleşmenin ikinci aşamasını gölge arketipi oluşturur.

Gölge, olmak istenilen fakat toplumsal normlara uymayan istek ve duyguların toplamıdır.

 

Anima- animus arketipi, insanların içe dönük yüzüdür.

 

Persona (maske) arketipi, bireyleşme sürecinin dördüncü aşamasıdır.

Persona / kişinin kendine seçtiği dış kişiliği temsil eder.

 

Personasını oluşturmak isteyen kişi / gölge ve anima/animus özelliklerini keşfetmek durumundadır.

 

Kolektif havuzdan kopan kristalize parçalar, muhtelif milletlerin bilinçdışında milli bir karakter kazanarak farklı renkte maskelere dönüşmektedir.

 

Yapılan çalışmalara bakıldığında; mit, destan, masal ve filmlerde kahramanının aynı yollardan geçtiği, benzer sorunların üstesinden gelerek zaferler elde ettiği görülmektedir.

 

Propp’un çözümlemesi başlangıç (serim), eksiklik ve zafer (gerilim ve düğüm), ortaya çıkarma (çözüm ve mutlu son) olmak üzere dört ana başlıktan meydana gelmektedir

 

Rank’a göre kahramanlık, yaşamın ilk dönemini ele alır. Yaşamın ilk döneminde önemli olan şey kişinin dış dünyaya karşı bağımsızlığını kazanmasıdır. Kişinin bağımsızlığın kazanılabilmesi için en önemli unsurlar iş ve eştir

 

Kahraman arketipinin döngüsel yolculuğunu sistemleştiren Campbell bunu monomit olarak adlandırmış

 

Vogler, Campbell’ın bu şablonunu kendine rehber edinerek senaryo yazarlarının yapması gerekenleri kaleme almış, başlangıç, ilk eşik, imtihan ve dönüş adını verdiği bir sıralama yapmıştır.

 

Yola Çıkış Aşaması

Kahramanın yolculuğunda yola çıkış aşamasının ilk bölümü “maceraya çağrı”dır.

Sezgileriyle maceranın sıkıntılı olacağını hisseden kahraman / Çağrıların reddi (ile) macerayı olumsuza çevirir.

“İlk eşiğin aşılması” kahramanın zorlukla karşılaştığı ilk yerdir. Eşikten başarıyla geçen kahraman, sembolik olarak ölür ve yeniden doğuş alanına girer. Yeniden doğuş, kahramanın dönüşüme uğraması anlamına gelir.

 

Erginlenme Aşaması

Erginlenme aşaması, kahramanın geçmesi gereken sınavlardan oluşur.

 

Dönüş Aşaması

Dönüş aşaması monomitin son ve tamamlayıcı döngüsünü oluşturur.

“İki dünyanın ustası” bölümünde, erginleşmek için yola çıkan ve dönüş eşiğini aşan kahraman hem çıktığı sıradan dünyanın hem de eriştiği mistik dünyanın ustası olur.

 

3. Bölüm

“Otostopçu’nun Galaksi Rehberi” ve “Dune” Eserlerinin Özeti ve Eserlerle İlgili Değerlendirmeler

 

“Otostopçu’nun Galaksi Rehberi” Eserinin Özeti

Serinin ilk kitabı “Otostopçu’nun Galaksi Rehberi”, eserin baş kahramanı Arthur Dent’in Ford Prefect adındaki uzaylıyla beraber uzayda kestirme bir yol yapılması için dünyanın patlatılmasından biraz önce bir Vogon inşaat gemisine otostop çekerek dünyadan kaçmayı başarmasıyla başlar

Ford'un yarı kuzeni ve part-time Galaktik Başkan Zaphod Beeblebrox, çaldığı Altın Kalp adlı uzay gemisiyle bilmeden de olsa Arthur'la Ford'u ölümden kurtarır. Arthur, gemide Marvin adındaki / depresif / androidle tanışır. Gemide Trillian adlı bir kadın vardır.

eserin ana mekânı Magrathea gezegenidir.

Esere ismini veren rehber, otostop çekerek evreni dolaşan galaktik gezginlere yönelik hazırlanmış bir yolculuk kılavuzudur.

 

“Evrenin Sonundaki Restoran” da, Arthur Dent, Ford Prefect, ve Zaphod Beeblebrox, Vogon gemisi tarafından saldırıya uğradıklarında Magrathea gezegeninden yeni ayrılmışlardır. Arthur'un bilgisayarı, oldukça zor bir soru (çay var mı?) ile yanlışlıkla sıkışır. Dördüncü Zaphod Beeblebrox onları kurtarır. Ortadan kaybolan Zaphod ve Marvin Galaxy editör binasındaki ofislerinde yeniden ortaya çıkarlar.

 

“Hayat, Evren ve Her Şey”, Arthur Dent’in dünyada eski arkadaşı Ford Prefect ile buluşmasıyla başlar. Bu ikili, dünyanın Vogonlar tarafından imha edilmesinden iki gün önce, bir kriket sahasına düşer.

Arthur ve Ford, savaşın arkasındaki gerçek gücün süper bilgisayar Hactar olduğunu keşfeder. Trillian ve Arthur, sanal alanda Hactar ile konuşurlar. Hactar’ın amacı savaş çıkarmaktır.

 

“Elveda ve Bütün O Balıklar İçin Teşekkürler” eserde Arthur Dent, yağmur fırtınasında bir gezegende bırakılır. macerasına Fenchurch’le devam eder. tanrının “Yaratılışın Son Mesajını” yazdığı yere ulaşmaya çalışırlar. Mesajı Marvin okur ve okuduktan sonra mutlu bir şekilde ölür.

 

“Çoğunlukla Zararsız”, serinin son eseridir. Olaylar çirkin gezegen olarak nitelendirilen Lamuella’da geçer. Trillian, Random'ın babasının Arthur olduğunu iddia eder. Trillian galaksiler arası bir muhabir olmak için Random’ı Arthur'la bırakarak oradan ayrılır.

 

“Dune” Eserinin Özeti

Dune dünyası, gelecekte farklı bir zaman diliminde geçmektedir. Zaman, imparatorluk takviminde 10.191 ile 14.000’ li yıllar olarak verilmiştir.

Hanedanlar yaşamı her yönüyle kontrol etmektedirler.

10.191 yılında Arrakis ya da halk dilindeki adıyla Dune gezegeni, Harkonnen Hanedanlığı yönetiminden kurtulmuş ve Atreides Hanedanlığı’nın yönetimi altına girmiştir. Evrende sadece Dune gezegeninde çıkan “baharat” ya da “melanj” olarak bilinen bir madde vardır. Leto’nun eşi ve Paul’ün annesi Jessica, Bene Gesserit rahibeler okulunun üyesidir. Fremenler, Dune gezegeninin yerli halkıdır.

I. Leto, Harkonnenlerin suikasti sonucu yaşamını yitirir.

Paul ve annesi Jessica yaşam koşullarının çok zor olduğu Arrakis çöllerine kaçarlar

Paul, bir Fremen olur ve Müeddib adını alır. Fremenleri örgütleyerek Arrakis Gezegeni’ni ele geçirir ve babasının intikamını alır.

 

“Dune Mesihi” olaylar imparatorluk takvimine göre 10.206 yılında geçmektedir. Paul, Fremenlerle birlikte giriştiği kutsal savaşın galibi olmuştur.

 

“Dune Çocukları” yıl 10.216 / Müeddib ikiz çocukları II. Leto ve Ganimet’i bırakarak çöle gitmiş ve çocuklar küçük olduğu için imparatorluk yönetiminin başına kız kardeşi Alia geçmiştir. Baron Vladimir Harkonnen, Alia’nın zihnini işgal eder

halk sapkınlaşmaya başlamıştır

 

“Dune Tanrı İmparatoru”, Arrakis artık bir çöl olmadığı gibi kum solucanları ve Fremenlerin yuvası da değildir.

II. Leto ile barış dönemi gelse de, 3000 yıldan uzun süren hükümdarlık döneminde bir padişahtan öte acımasız bir tanrıya dönüşmüştür.

II. Leto hem bir solucan hem de Atreides’tir.

 

“Dune Sapkınları”, II. Leto’nun ölümünün üzerinden binlerce yıl geçmiş olmasına rağmen onun gerçekten ölüp ölmediği konusunda net bilgi yoktur.

 

“Dune Rahibeler Meclisi” Mücadelelerin sonunda geriye rahibeler ve saygın analar kalmıştır. Bene Gesserit hâlen II. Leto tarafından çizilen Altın Yol'u sorgulamakta, bir yandan da Eski İmparatorluk'u ele geçiren Şerefli Analar'ın saldırılarına direnmeye çalışmaktadır.

 

Douglas Adams’ın romanı, geleneksel bilim kurgu romanlarının aksine, Dünya’nın ve onun üzerindeki her şeyin yıkımı ile başlar.

Serinin son romanında Dünya hâlâ varlığını sürdürmektedir. Roman, evrenin bir anlam veya bir amaç taşıdığını ortaya çıkarmanın aksine bütün her şeyin anlamsızlığını gösterir.

 

Carl Kropf / eserde üç olayın varlığından söz eder: Bu olaylardan ilki yaşamın, evrenin ve her şeyin anlamının ne olduğu sorusuna yanıt araması için Derin Düşünce bilgisayarının kurulumudur. / Cevap 42’dir. cevabın neden 42 olduğu sorusu yanıtsız kalır. İkinci olay, karakterlerin yemek yemek için evrenin sonundaki restorana zamanda yolculuk etmesidir. Bu yolculuğun amacı zamanın sonunu izlemektir. Restorandaki sıkıcılık yüzünden zamanı izlemekten vazgeçerler. Üçüncü olay ise Arthur’un, tanrının evrene bıraktığı son mesajı keşfetmek ve onu okumak için çabalamasıdır.

 

…yaşamın amacı bir yere varmak değildir. Yaşam başlı başına yolculuktur.

 

Arrakis Gezegeni yönetim açısından kaos ortamından Atreideslerle birlikte bir düzene geçmiş ancak süregelen entrikalar yüzünden tekrar kaosa sürüklenmiştir. Paul Atreides, Arrakis’i tekrar yeni bir düzene sokmuştur.

 

4. Bölüm

Geleceğin Mitolojisi Olarak Bilim Kurgu Romanları

(Clarke) Yeterince gelişmiş bir teknoloji büyüden ayırt edilemez

 

İlksel insanla modern insanı birbirinden ayıran fark yaptıkları eylemlerdir. İlksel insanların mitlerle yaptığı doğayı ve olguları açıklama eylemlerini günümüz insanları bilimle yapmaktadır.

 

…evrensellik çağcıl mitlerin en önemli özelliğidir.

 

Bilim kurgu eserlerinin faydalandığı iki önemli kaynak, Antik Yunan ve İncil mitleridir -Eski ve Yeni Ahit-. Bunların dışında en çok faydalanılan diğer kaynak ise Kuzey Avrupa mitleridir / s. 100

 

“Mitopoetik mitin modern yazarlar tarafından yaratılması; belirli bir grup insan için felsefi fikirleri kontrol eden sembol ve anlatıların geliştirilmesi” anlamına gelir

İlksel mitlerde elementler tanrısal güçlerdir ve mitopoetikte bu elementler tanrısal güçlerin sembolleri hâline gelir.

 

Mitlerden bilime geçişte bilim kurgu bir aşama olarak görülebilir.

Simon Lake, Jules Verne’in “Denizler Altında Yirmibin Fersah” (1869) eserinden etkilenerek denizaltı inşa eden ve denizaltını ilk defa açık denizde başarılı bir şekilde kullanan kişidir. Arthur C. Clarke iletişim uydularını, Robert Heinlein nükleer savaşı önceden tahmin etmişlerdir. Pek çok bilim adamı Mars’a roket fırlatmada Ray Bradburry’nin “Mars Üçlemesi”nden (1950) etkilendiklerini söyler. Aldous Huxley ve pek çok yazar koyun Dolly klonlanmadan önce klonlamayı öngörmüşlerdir. Robert Silverberg “Shadrach” (1976) romanında yapay karaciğeri detaylı bir şekilde betimlemiştir / s. 105

 

Asimov “Vakıf’ (2004) serisinde, Galaktik imparatorluğun çökmekte olan öyküsünü anlatır. Çöküş, Harry Seldon isimli bir matematikçi tarafından öngörülmüşse de önlenememiştir. Seldon, yeni imparatorluk kuruluncaya kadar yaşanması kaçınılmaz olan barbarlık döneminin 30 bin yıldan bin yıla indirilebileceğini hesaplamıştır. Bu amaçla galaksinin iki ucunda ayrı olarak Vakıf kurulur. Serinin ilk kitabından son kitabına gelindiğinde anlatılanların evrenin yeniden yaratıldığı bir yaratılış miti olduğu gözlemlenir.

Ursula Le Guin “Karanlığın Sol Eli” (2016) eserinde, her yanı buzla kaplı ve ortalama sıcaklığın genellikle eksi derecelerde olduğu Gethen (Kış) / Gezegende farklı yönetim biçimleriyle birlikte farklı insan toplulukları yer almaktadır. Bütün insanlar cinsiyetsizdir. Ay döngüsü, 26 gündür ve insanlar bu bir aylık sürede sadece 4-5 günde hormonal dengelerini belirleyip kadın ya da erkek olmaktadır. Hikâyede Ekumen adı verilen ve içerisinde insan ırkı barındıran 80 kadar gezegenin olduğu Birleşmiş Milletler'i andıran bir birlik vardır. Bu birlik, Gethen/Kış isimli erdişi insanların yaşadığı gezegene bir elçi gönderir. Elçinin amacı Gethen'i Ekumen'e katılmaya ikna etmektir. Elçi, yabancı olduğu bu gezegende gerçekleştirdiği gezileri sayesinde çok farklı coğrafyaları ve iklimleri görür. Gezegen içerisinde farklı kültürler ve dinler hakkında bilgiler verilir. Gethen mitleri, Karhide ocak hikâyeleri, yaratılış efsaneleri ve dinî metinlerden sunulan örneklerle yazar, farklı bir gelecek miti tasarlamıştır.

Stanislaw Lem’in “Solaris” (2016) eseri, ilginç bir bilim kurgu dünyası yaratmıştır. Tek bir devasa okyanusla kaplı bir gezegen olan Solaris’te okyanus insanların zihnini okuyabilir, yakınındaki insanları fark edebilir. Okyanusun bir başka önemli özelliği ise insanların insanüstü yeteneklere sahip kopyalarını yaratabilmesidir ancak bilim adamları Solaris’le iletişime geçemezler. Gezegen aynı zamanda bir tanrı rolündedir, yörüngesini kendi belirler, bazen tuhaf şekillerde devasa nesneler yaratır. Okyanus, kendini anlamaya çalışan bilim adamlarının bilinçaltını okuyarak onların derinlerde yatan pişmanlıklarını ve acılarını canlı yaratıklar olarak onlara gönderir. Böylece eser boyunca yazar, tanrı rolünü yüklediği bir gezegenin varoluş mitini yazmıştır. / s. 108-109

 

5. Bölüm

Geleceği Geçmişle Kurgulamak: Bilim Kurgu Romanları ve Çağcıllaştırılmış Mitler

Dune Gezegeni’nin yaratılış miti doğanın döngüselliği üzerine kurulmuştur. Doğanın kuraklığı ve susuzluğu ölümle; verimliliği ve yeşilliği yeniden doğuşla özdeştir. “Otostopçunun Galaksi Rehberi”nde evrenin sırları çözülmeye çalışılır.

…evrenin sırrı çözülürse evren kendini yok edecek ve yerine yenisi gelecektir. İki eserin de öne çıkan önemli kozmolojik unsuru, döngüselliktir. / s. 122

 

Arrakis’in en önemli zenginliği baharat adıyla bilinen melanj bitkisidir.

Melanj, yaşlanmayı geciktirici özelliğe sahiptir. Az miktarda alındığında hafif, günlük iki gramdan fazla alındığında ise şiddetli bağımlılık yapar. Baharatı tüketen kişinin gözleri tamamen maviye dönüşmektedir. Baharat aynı zamanda Paul Müeddib'e kehanet gücünü ve yön buluculara üç boyutlu uzayda seyahat etme yeteneğini verir. Baharatın ortaya çıkış miti “yaradan” adı verilen solucanlarla ilgilidir (s. 133).

 

Atreusoğulları soyundan gelen, ataları Agamemnon olan Paul ve Alia hem Yunan hem de Roma mitolojisinden esintiler sunmaktadır.

Bene Gesseritler, Roma mitolojisindeki Vestal rahibelerine benzemektedir.

Vesta’ya tapma işlemleri ile ilgilenirler. En önemli görevleri devlet ocağının ateşini yanar şekilde tutmalarıdır / s. 138

 

Eserde Paul’e üç isim verilmiştir. Bunlar; Kuisatz Haderach, Usûl ve Müeddib’tir. Kuisatz Haderach -aynı anda pek çok yerde olabilen kişi- ismi, Bene Gesseritlerin -eserdeki rahibeler topluluğu- genetik yoldan üretmeye çalıştıkları, organik zihinsel güçleriyle uzay ve zaman arasında köprü kuracak erkek Bene Gesserit’e verdikleri isimdir. Paul, tüm bu özelliklere uyar. Bene Gesserit’in Paul’ü de ilgilendiren kehaneti şudur: “Günün birinde bir erkek çıkıp ilacın lütfuyla birlikte kendi iç gözünü bulacak ve bizim bakamayacağımız yere bakacak, hem dişil hem eril geçmişlere”. Bahsi geçen kehanetlere uyan kişi Paul’dür. Özellikle Rahibe Ana’nın yaptığı test ve Arrakis’e sürüldükten sonra ilacın lütfu yani melanj baharatı sayesinde Paul, önseziye sahip olmuştur (s. 148).

 

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu…

Paul, Caladan’dan Arrakis’e; Arthur ise Dünya’dan farklı gezegenlere doğru bilinmeyenlerin kapısını aralar.

Paul’ün rüyasında Arrakis Gezegeni’nde bir mağarayı görmesi kendisine yapılan bir çağrı niteliği taşır.

Arthur’un habercisi Ford Prefect’tir.

Maceraya atılan iki kahraman çağrıyı reddetmeden kendilerine açılan yeni yaşam kapısından içeri girerler.

 

Paul için gerek Caladan’da gerekse Arrakis’te koruyucu figür olarak pek çok kişi vardır. Leydi Jessica / Dr. Yueh, Kynes, Thufir Hawat, Duncan Idaho, Gurney Halleck ve Dük Leto ve Stilgar…

 

Arthur’un yardımcıları Ford Prefect / Slartibartfast

 

Paul’ün simgesel olarak yeniden doğma evresi mağara ile gösterilmiştir

“İlk eşiğin aşılması” kısmı iki kahraman için üç aşamadan oluşmuştur. Paul için bu aşamalar gomcebbâr testi, Harkonnenlerden kaçış ve Fremen çöllerinde hayatta kalabilme mücadelesinden oluşur. Arthur, Yerküre’nin yıkımından, Vogon gemisinden atlayarak ölümden ve son olarak Altın Kalp gemisiyle yasa dışı iniş yaptıkları için Magrathea gezegenindeki füze saldırısından kurtulmuştur.

 

Erginlenme Aşaması

…kahramanların yeni yaşamlarında bir dizi sınavdan geçtikleri aşamadır.

Sınavları geçen kahramanı bekleyen diğer safha karşı cinsle karşılaşmaktır.

Son olarak düşmanlarını ve korkularının yenen kahraman için “nihai ödül” vaktidir.

Paul’ü Fremen dünyasında bekleyen üç sınav vardır. Bunlardan ilki bir solucanın sırtına binerek kum süvarisi olması, ikincisi Rahibe Analar gibi yaşam suyunu değişime uğratması ve sonuncusu kuzeni Feyd- Rautha ile yaptığı düellodur.

 

Arthur’un erginlenme aşamasının sınavları gezdiği farklı gezegenlerde kendisine verilen görevlerdir.

 

Paul için tanrıça, Chani demektir

Eserde Arthur’un animası olarak görülebilecek diğer kadın Trillian/Tricia’dır.

 

(Paul) Tanrı olmayı hiç istemedim, diye düşündü. Tek istediğim sabah ışığında mücevher gibi parladıktan sonra kaybolan bir çiğ gibi olmaktı.

 

Paul’ün egosundan sıyrılarak, hem dünyevî hem ruhanî dünyasında olgunluğa erişmesiyle “nihai ödül”ü hak etmiştir. Başarılarının ona getirdiği “nihai ödül”, “tanrılaştırılma”sıdır.

 

Dönüş Aşaması

…kahramanın yolculuğu, kahramanın çıktığı dünyaya dönmesiyle son bulur.

 

Paul’ün dönüşü toplumsal düzeni yeniden sağlamak ve kurduğu imparatorluğu yıkmak üzerine kuruludur. Arthur çıktığı uzay yolculuğundan sonra kaybettiği dünyasına geri dönme arzusu içindedir.

 

Paul’ün dönüşünde en büyük yardımcısı oğlu II. Leto’dur çünkü kendi tamamlayamadığı şeyi oğlu tamamlar ve Leto insanların gelecekteki yaşamları için tüm sorumluluğu üzerine alır.

 

Sonuç

Bilim kurgudaki mitler, Antik mitlerden beslenerek modern anlayışa göre uyarlanmıştır.

Mitleri çağcıl yaşama uyarlayan bilim kurgunun kahramanları da mitik kahramanlardan esinlenmiştir.

 

…iki eserde de kozmogoni geniş yer tutmaktadır. Kozmogoni ya da evrenin yaratımı eserlerde döngüsellik üzerine kurulmuştur.

 

Paul Atreides ve Arthur Dent’in iç benlik, gölge, anima/animus ve persona arketipleri ışığında içsel bütünlüklerini tamamladıkları ve kahraman olma yolunda ilerledikleri gözlemlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder