21 Ocak 2016 Perşembe

Jedediah Berry - Hafiyenin El Kitabı

Jedediah Berry - Hafiyenin El Kitabı


İlk bakışta polisiye bir romana benziyor, ama sadece benziyor. Kitabı eğlenceli polisiye komedi olarak kategorize ederim (Robert Rodriguez’in elinde iyi bir filme dönüşebilir). Kitabın atmosferi fantastik, absürt ve biraz da gotik. Hülasa yazar ortaya karışık bir şeyler koymuş, böylece her zevke hitap edecek bir roman tasarlamış (olmalı).

Charles Unwin (Win / kazanmak ise unwin loser demek olsa gerek), romanın esas oğlanı. Sürekli yağmurlarla ıslanan bir şehirde yaşıyor (ıslak bir şehirdeki dedektif; Blade Runner akla geliyor ama kurgu bunun çok uzağında). Unwin, teşkilatta uzun yıllar evrak katibi olarak çalıştıktan sonra günün birinde dedektifliğe terfi eder. Terfiinin nedeni, efsane dedektif Travis T. Sivart’ın ortadan kaybolmasıdır. Unwin yeni işine gönüllü değildir (roman boyunca da herhangi bir şeye gönüllü görünmeyecek), bürokrasiye itiraz edecek hali de yoktur, dolayısıyla zoraki olarak başlar yeni görevine. Sivart’ın daha evvel çözdüğü dosyalardan dolayı edindiği kabarık düşman listesi, başlangıç noktasıdır Unwin’in.
Unwin’in asistanı Emily Doppel, diyor ki “en büyük kusurum beklenmedik anlarda gelebilen uyku nöbetlerim.”
Romanda belirli bir polisiye kurgu yok. Romanın bir yerinde Unwin, itinayla düş gördüğünden söz ediyor; Unwin abartılı şekilde düş gören/hayal kuran biri: uykuda olmadığı zamanlarda da kafasının içinde birtakım olaylar kurguluyor, romanın olay akışı ile Unwin’in hayalleri, düşleri birbirine giriyor. Bu bir yönüyle eğlenceli (misal, evinin banyosunda, küvetin içinde tanımadığı birini görüyor, sonra bunu gözleriyle değil zihniyle gördüğünü anlıyoruz) fakat romanda öncelikle sıkı bir olay akışı görmek istiyorsak bu gibi düşsel müdahaleler bunu engelliyor. Fakat bu kötü bir şey değil, bu sadece bir eğlence…

“Kötü bir düş gördüğümü sandım. Anlaşılan iki tane birden görüyormuşum.”

“Bir düş, insanı öldürebilir.”
---

The Manual of Detection
Türkçeleştiren: Algan Sezgintüredi
Siren Yayınları

Şubat 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder