Bir Açlık Şampiyonu
(BÜTÜN ÖYKÜLER (3. Baskı), 2012, Cem, s. 232-243)
Son on yıllarda açlık şampiyonlarına rağbet hayli azaldı.
Bir vakit bütün kent açlık şampiyonuyla ilgilenirdi.
Aç kalmanın ne kolay olduğunu bir tek kendisi biliyordu.
…ama kendisine inanan çıkmıyordu.
Menajeri, aç kalma süresini kırk gün diye belirlemişti, onun
daha fazla aç kalmasına metropollerdeki gösterilerde bile izin vermiyordu
…şımartılmış açlık şampiyonu günün birinde, eğlenceye düşkün
seyircilerin kendisini bırakıp başka yerlerdeki gösterilere koştuğunu gördü.
…her gidilen yerde seyirciler açlık gösterilerine bayağı
ilgisiz kalıyordu.
Bu yüzden, o eşsiz parlaklıktaki meslek yaşamı boyunca
kendisine eşlik eden menajerine yol verip çalışmak üzere bir sirke girdi;
boşuna kızıp sinirlenmemek için, anlaşmanın koşullarını hiç merak etmedi.
İstediği kadar aç kalsın, ki öyle de yapıyordu zaten, artık
onu hiçbir şey kurtaramazdı, hiç kimse kendisine dönüp bakmıyordu.
Günlerden bir gün çıkagelen sirk yetkililerinden birinin
dikkatini çekti kafes; görevlilere, içinde çürümüş otlarla sapasağlam kafesi
oracıkta bırakıp ne diye kullanmadıklarını sordu. Kimse bir yanıt bulup
veremedi. Derken oradakilerden biri, rakam tabelasını görüp açlık şampiyonunu
anımsadı. Bunun üzerine sopalarla otlan karıştırarak açlık şampiyonunu bulup
çıkardılar.
…neden aç kalmak zorundasın?
…Çünkü hoşuma giden yemek bulamıyorum.
Bunlar, açlık şampiyonunun son sözleri oldu.
Bunun üzerine açlık şampiyonunu otlarla birlikte götürüp
gömdüler
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder