Novalis
- Poetika
Romantizm, aklı egemen saymayan, ona
alternatif olarak duygu ve imgelemi ön plana çıkaran bir akımdır.
Doğa bu akım için bir aracı-mekândır.
Novalis, on bir kardeşten ikincisidir.
Soylu bir ailedendir.
Geçirdiği ağır bir hastalıktan sonra
(dizanteri) zihni açılır.
Büyüsel idealizmin kurucusudur.
1798-1798 yılları arasında doğa olaylarını
konu alan felsefi-alegorik bir metin olan “Die Lehrlinge zu Sais”i yazar (Sais
Çömezleri). Bir ustanın idaresi altındaki çırakların, Sais adlı mabette doğanın
sırlarını çözme çabaları eserin konusunu oluşturur.
1798’de Julie von Charpentier ile
nişanlanır.
1800’de Heinrich von Oftendingen adlı
romanını yazar.
Bu eser, Goethe’nin Wilhelm Meister’ine
karşı yazılmış bir romandır (nazire olarak). Romanın kahramanı Heinrich, bir
rüyadan hareketle mavi çiçeğin peşine düşer. Mavi çiçek, romantiklerin hep
peşinde oldukları ve asla ulaşamayacakları ideallerinin, sonsuzluk tutkularının
sembolüdür.
“Hymnen an die Nacht” (Geceye İlahiler)
Şiirlerin ilk dördünün konusu, yalnızlık,
ölüm özlemi, sevgiliyle öbür dünyada birleşme arzusu, sevgiliyle devam eden
mistik birliktelikten duyulan avuntudur.
Beşinci ve alıncı şiirlerde Novalis’in
geceye bağlılığını, Hıristiyanlıkla bağdaştırmaya çalıştığını görürüz.
Poetika
Bütüncül düşünce öncelikle eserin
estetiğine hakim olmalı,
İnsani olan hiçbir şeyi azarlamamak
gerekir.
Her şey iyidir, sadece her yerde değil,
Tarih, felsefe ve şiir
Birincisi temin eder, ikincisi düzenler ve
açıklar; üçüncüsü ise yükseltir.
Toplumsal bütünlüğün en güzel biçimine
ancak şiirle ulaşılır. (s. 14)
Filoloji / hece falı – filolog / hece
falcısı
Nasıl devletin temeli yetenekse, toplumun temeli de şiirdir.
Din, şiirler yeteneğin bir karışımıdır.
İnsan yaşamı ve bizzat kendisini tanıması
için, her zaman ek olarak roman yazmalıdır.
Yaşamı, kendisini yok eden bir hayalden
başka bir şey olarak gören kimse, hâlâ yaşam içinde olan kimsedir. (s. 17)
Filozof şarkı, şair sözdür.
Filozofun farklılığı sonsun olanı
birleştirir, şiirin çeşitliliği ise sonlu olanı bağlar.
Hakkıyla okunduğunda, içimizde kelimenin
tam anlamıyla, gerçek, görülebilen bir dünya açılır.
İlk insan, ruh dünyasıyla ilişki kuran tek
insandır.
Çocuklar ilk insanlardan başka
nedir ki?
Lirik şiir kahramanlar içindir.
Epik şiir normal insanlar içindir.
Deha dramatiktir.
Erkek lirik, kadın epik, evlilik ise
dramatiktir.
Epigram, eski Fransız edebiyatı ve
eğitiminin merkez monadıdır.
Tinsel doluluğa erişmiş biri için her şey
birdir.
Dünya inanmaya bağlıdır.
Bir şeyi nasıl algılarsam, benim için o
öyledir.
Ölüm, yaşamımızın romantikleştirici
ilkesidir.
Ölüm eksi, yaşam artıdır.
Filolojik
Bilimler
Sadece filolog ciddi anlamda bilim
adamıdır.
En yüksek temel bilim tam olarak belirli
bir nesneyi değil – saf bir kelimeyi işleyendir.
Halkın kullandığı dil, doğal dildir.
Kitap dili ise sanat dilidir.
Sadece doğru isimlere sahip olunduğunda,
fikirler onunla beraber gelir.
Yüksek sesler güçlü, alçak sesler güçsüz
Sert ve yumuşak sesler, şehvetli sesler…
Poetika
Kelimeler düşüncelerin akustik
düzenlenişidir (şiir).
Dünyanın ritmi kaybedilirse, dünya da
kaybedilir.
Her insanın kendi bireysel ritmi vardır.
İnsanoğlu kendisini hiç bitmeyecek,
dolayımsız bir düşünceyle büyülemelidir.
Mektuplar, dinlenme bahaneleri olmalılar…
(s. 58)
Sonunda her şeyin neden şiir olduğu son
derece anlaşılır olmuştur. Sonuç olarak dünya da
bir duygu değil mi?
İnsan şayet şarkı söyleyemiyorsa,
konuşmakla yetinmelidir.
Güzellik genelde şiirin ideali, varmak
istediği yer ve amacıdır.
İnsan beste yapar gibi yazı
yazmalıdır.
İnsan tam olarak görmeyi, açıkça duymadığı
ve tam anlamıyla o işin erbabı olmadığı hiçbir şeyi betimlememelidir.
Güzel bir şekilde yabancılaştırmak, bir
nesneyi yabancı kılmak ve yine de aşina ve çekici kılmak, işte budur romantik
şiir.
Sanat doğanın tamamlayıcı parçasıdır.
Sanat tamamlanmış bir doğadır.
Sanat
Bilgisi
Bir sanat eseri bir ruh öğesidir.
---
Türkçeleştiren: Ahmet Sarı & Şahbender
Çoraklı
Babil Yayınları
Erzurum, Aralık 2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder