29 Ekim 2022 Cumartesi

Lou Andreas-Salomé - Arayışlar

 Lou Andreas-Salomé - Arayışlar

 

Burada, ışıklı atölyemde aramızda dile geldi nihayet ve zaten başka hiçbir yerde de olmamalıydı…

 

…niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık…

 

Uzun süreli bir yoldan sapma beni ciddi ve eksiksiz bir sevgi için yetersiz hale getirdi.

 

…sanata doğru yol aldım, karşısında hayran kaldım veya sanat adına acı çektim

 

Benim sevgili annem babamın istediği her şeyi yapıyordu; babam da benim istediğim her şeyi. Muhtemelen Slav kanı taşıyan kökeninden dolayı babam annemden daha canlı, daha ışıltılıydı, ihmal edilmiş olsa bile sanatçı potansiyeline sahipti…

Bana ilk resim derslerini coşkuyla o verdi…

 

On yedi yaşıma geldiğimde Galiçya sınırından Silezya’ya, Brzeg’e tayin olduk ve orada / kuzenim Benno Frensdorff’a sırılsıklam âşık oldum.

…asistan doktor olarak Brzeg’deki bölge akıl hastanesinde çalışıyordu.

Ben Benno’nun yarattığı erotik ve estetik esrime içinde kadınlaştım

O ise bana daha sonra, geleceğe yönelik olasılıkları o kadar kısıtlıyken ve anne babama karşı ürkekçe bir şükran duygusu içindeyken bana talip olmanın onun için tümüyle çılgınca ve düşünülemeyecek bir şey olduğunu söyledi. Durum böyle olunca aslında ben ona talip oldum…

…ve kısa sürede nişanlısı oldum.

…evlenemedik

…babam öldü. Bunu aylar süren ağır bir yas izledi

…annem de ben de, bağımsız davranamayan şımartılmış kadınlar olarak bütün umutlarımızı bir tek Benno’ya yükledik.

Önce villalar semtindeki evi boşaltarak akıl hastanesinin yakınına taşındık, evde Benno’nun da bir çalışma odası vardı.

 

Yıllar sonra ilk sanatsal başarımı bir tutuklu büstüyle elde ettim.

 

…akıl hastanesi muhasebecisinin büyük kızıyla arkadaş oldum; Gabriele

 

Giderek solgunlaştım ve sıskalaştım

 

Benno nişanı bozdu

 

Paris’te küçük atölyemi kurdum

 

Benno’nun yazdığı bir mektup

…yaşam biçimim hakkında ortalıkta dolaşan dedikodulardan huzursuz olmuş ve beni bu kara çalmalara karşı -veya kendime karşı- uyarma sorumluluğu duymuştu.

(Benno ile karşılaşıyor)

…tanıdım. Yürüyüşünden. O kaygısızca salınarak yürüyüşünden; bir tek sen böyle yürürsün, sen yürürken dünyanın bütün yolları düzmüş veya önündeki görünmez bir varlık yolları senin için düzeltiyormuş gibi geliyor insana.

Sadece bir rastlantı, ama bunun için güzel zaten.

 

Annemin eski sosyal ortamı olan Brzeg’deki subay çevresi, uzaklarda yaşayan kızına karşı epey yerici bir tutum içindeydi

 

Ah, resim yaparken insan hep biraz âşıktır aslında. Bana hep insan resme içindeki âşık bir yanı döküyor gibi gelir.

 

Hayatımın Benno’nunkiyle asla gerçek anlamda birleşmeyeceğini de biliyordum ve beni tutan şeyin ona sevgi duymam olmadığını biliyordum.

Sevgi değildi; daha yoğun, daha dürtüsel, daha tekinsiz bir şeydi.

 

(Benno) “Sana sormak istiyordum ki, acaba - acaba yarın sabah - elbette başka bir planın yoksa - biraz bana arkadaşlık eder misin? Bugünkü gibi. Bu benim en rahat zamanım.”

Bunları söylerken telaşlı ve aceleci bir hali vardı, hiçbirimizin yüzüne bakmadı.

“Elbette! Gelmek isterim,” dedim

 

(Benno) …zamanla seni niçin kaybettiğimi anladım: Senin neyin eksikliğini çektiğini göremediğim için…

 

Ben yoksunluktan, karanlıktan ışığa gelir gibi geldim sana.

 

(Gabriele) “Gerçekten bize ait olan bir şeyi Adine, hiç kimse elimizden alamaz. Gerçekten bize ait olan, er veya geç bizim olur. (…)Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir…”

 

…dolu bir bardak dudaklarımın arasında parçalanmış gibiydi.

 

…çalışma odasının kapısı açıldı, eşikte Benno duruyordu.

Bir karşılık vermeden hareketlerine yavaşça uyum gösterdim. Hayretle karışık bir merhametle uzun, çok uzun bir zaman isteksiz bir güçle bastırılmış bir tutkunun patladığını ve körlemesine doyum aradığım hissediyordum.

…bu adamın hayatı kim bilir ne denli mahrumiyet içinde geçmiş olmalı, diye düşündüm.

…şunları söyledi:

“Sana teşekkür ederim! Tanıdığım bütün insanların en sevgilisi, biriciği, sana teşekkür ederim! Eğer beni itmiş olsaydın kırılır, paramparça olurdum!”

 

Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış âleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son durağı gibi (s. 57).

 

Ona gerçeği asla, ama asla olduğu gibi söyleyemem! Karşımda onu asla küçük düşüremem! Onun beni artık istememesinden, sevmemesindense ben onun gözünde küçük düşerim, alçalırım daha iyi!

 

Benim için bu olay orada kapanmıştı, Benno’yla olan ilişkim bitmişti.

 

“Adine, çocuğum, sen hayattan ve insanlardan çok fazla şey bekliyorsun. Kendi mutluluğunu engelliyorsun ama. Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun. Benno’nun istediği bazı şeyler sana uymuyor olabilir. Günümüz kadınlarına erkeğe hizmet etmek zor geliyor, ama bana inan ki, bizim için en iyisi bu ve ben sevgili baban için bunu her zaman yaptım. Uzun vadede hiçbir erkeği bize hükmeden bir erkeği sevdiğimiz kadar sevemeyiz.”

“Ah, anne, buna inanmak isterdim.”

 

…benim için de dua et anne, Benno bana haksızlık etmeyi sürdürsün!”

 

Eine Ausschweifung

Türkçeleştiren: İlknur İgan

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. Basım, Temmuz 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder