29 Ekim 2022 Cumartesi

Lou Andreas-Salomé - Feniçka

 Lou Andreas-Salomé - Feniçka

 

Aylardan eylüldü, Paris’te yaşamın en dingin dönemiydi.

Max Werner, ilk kez gördüğü genç bir Rus kızının yanına düştü

…kıza kısaca “Fenya” veya “Feniçka” diye sesleniyorlardı.

 

…böyle kızların bütün erkeklere güvensizlikle yaklaşacağını varsayıyorum. Erkeklerin kendilerinden güvenden çok daha başka şeyler beklediğini düşünmekte haklı değiller mi?”

“Vay canına!” diye düşünen Max Werner, Fenya’ya daha dikkatlice baktı.

…küçük bir yosma için, bir erkeğin insani yakınlığı çoğunlukla ender, bir anlamda olmayacak bir şeydir…

 

…geceleri kitapların başında oturmayı tercih ederim.

“Genç bir kızın böyle bir şey söylediğini duymak kulağa çılgınca geliyor,” dedi Max Werner

 

“Sanırım otelime daha epey yol var,” dedi Fenya

Bu erken saatte bile istediğiniz kahveyi içebileceğiniz bir yer biliyorum.

…kızın hiç tanımadığı bir delikanlının önerisine bu denli açık olması, ona bu kadar iyi niyetle güvenmesi mümkün müydü?

 

Onu buraya getirirken genç adamın belirgin bir niyeti yoktu.

Fenya şimdi başını kaldırdığında, heyecanla titreyerek üzerine eğilmiş, iki koluyla birden kendisine sarılmaya hazırlanan delikanlıyı yüzünün çok yakınında gördü.

Bağırmadı. Sadece irkilerek geri çekildi, köpeğe doğru eğilirken elinden kaymış olan şemsiyesini çabucak yerden aldı ve kapıya yöneldi.

Bu arada, “Ne kadar yazık!” dedi sadece.

Fenya’nın yanından geçip kapıya atıldı, kapıyı kilitleyerek anahtarı cebine attı.

Anahtarı aldı ve hiçbir şey söylemeden büyük bir hızla odadan çıktı.

Max Werner kızın peşinden gitti.

 

…peşinizden gelmekle ben de sizin kadar budalalık ettim.

 

Kader ancak ikisi de bu olayı unuttuktan çok sonra tekrar bir araya gelmelerini istemişti anlaşılan.

Bir yıl geçti.

Max Werner, kara kışta, ocak ortasında, kız kardeşinin düğünü için Rus taşrasına bir yolculuk yaptı.

Fenya’yla tekrar karşılaştı.

 

Her şeyi bıraktığınız yerde bulma konusunda bütün ülkeler arasında öncelik Rusya’nındır.

 

(Evliliğe dair) Dıştaki kabuğu sıyırdığınızda derindeki anlam nedir? Şudur: İki insan muhtemelen birbirlerini sevdiklerinden dolayı her zaman için birlikte olmak ister, fakat sadece aşık olmak gibi kişisel nedenlerle değil, çözülmez bir şekilde bağlanış ancak ortak bir görev temelinde, adeta daha yüce üçüncü bir makamın hizmetine girdiklerinde gerçekleşir. Yoksa bütün bu çözülmez bağların bir anlamı yoktur.

 

“Aşkı nasıl mı hayal ederdim? Ah, çok basit. Son derece sade ve sağlıklı. Sanırım hiç de şeytani ve romantik sayılamayacak şeylerle karşılaştırırdım aşkı. Her gün açlığımızı giderdiğimiz kutsal, doyuran ekmekle; her gün evimizi açtığımız hayat veren temiz havayla. Sonuç olarak her şeyi borçlu olduğumuz, ama haklarında pek öyle tumturaklı laflar etmediğimiz en önemli, en doğal, en güzel şeylerle.”

 

(Fenya’nın eniştesi, Baron) Birisi seni akşamın erken saatlerinde ıssız bir sokakta gördüğünü iddia ediyor, yanında bir erkekle.”

“Bunu iddia eden kim?” diye söze karıştı Fenya.

 

“Olayın belki de talihsiz bir yanlış anlama olduğu ortaya çıkar,” dedi Max Werner.

 

Ailenin himayesinden hoşlanmıyordu ve ansızın kırılacak eşya muamelesi görmek kıza herhalde hem rahatsız edici hem de gülünç gelmişti.

 

Kadınları salt insani zenginlikleri içinde kavramanın, hep cinsiyetleri açısından bakmaktan, hep yarı şematize ederek görmekten kaçınmanın bu kadar zor olması ne tuhaftı. İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu.

 

Böyle eziyet içinde daha fazla yaşayamam. Kaygısızca yaşamalıyım ya da hiç. Bu yüzden gizlilik benim doğama öylesine aykırı.

 

Max Werner’in Petersburg ziyareti on beş günden fazla sürmedi, fakat sonraları hatırladığında çok daha uzun bir zaman geçirmiş gibi hissetti

 

“Söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sadece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! Hayır! Bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! Belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. Nereden bileyim? Belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. Aşk ve evlilik aynı şey değil zaten.”

 

Eğer aşkından eminsen evlilik hayatının zorluklarından da korkmamalısın,

Aslında siz kadınlar süreklilik ve tam bir aidiyet istiyorsunuz, inan bana; bunları beni seven kadından biliyorum, Fenya.

 

“Beni yalnız bırak, lütfen, beni yalnız bırak.”

O zaman Max odadan çıktı…

 

Fenya’nın ondan peşinen istemiş olduğu gibi, kızı hiç dikkate almadan ve herhangi bir şey söylemeden yanından geçerek odadan çıkıp gitti.

İki gün sonra da Feniçka’yı bir daha görmeden Rusya’dan ayrıldı.

 

Türkçeleştiren: İlknur İgan

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Haziran 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder