3 Ocak 2024 Çarşamba

Erman Gören - Antik Yunan’da Zanaat ve Zanaatkâr Olarak İnsan

Erman Gören - Antik Yunan’da Zanaat ve Zanaatkâr Olarak İnsan

Tekhnē kelimesi Homerosçu mısralarda metal işlemeyle ilişkili, ³ yanı sıra gemi yapımcılığını kapsayacak şekilde bir “hüner”, “beceri” ya da “el marifeti” olarak belirir.

 

…zanaat öncelikle elin uzluğuna dayanan bir “el yapımı yapıt” üretir.

 

Pindaros’ta tekhnē, söylemin üretimi de dâhil, her alan için geçerli bir maharet hâline gelmiştir.

 

…zanaatı ifa etmek” (tekhnaomai) onu edinilmiş tecrübeden yararlanarak, bir yolunu bularak uygulamak demektir.

 

Homeros’ta dēmiourgos olarak adlandırılan zanaatkârlar, “insanlar için işleyen” kişilerdi

 

Platon’da, herhangi bir şeyin tekhnē olabilmesi için bu dar anlamıyla belirli koşulları karşılaması gerektiği söylenebilir: Hakiki bir tekhnē’nin “konusuna” (peri ti), hem söz konusu form(lar) hem o etkinliğe yönelik bir belirleme dâhildir; hakiki bir tekhnē’yi icra eden kişi işini “bilgi”ye (epistēmē) göre yapmalıdır, salt “sanı”ya (doksa) göre değil; hakiki bir tekhnē öğretilebilir dolayısıyla da öğrenilebilir olmalıdır; söz konusu etkinlik insanoğluna hakiki bir yarar sağlamalıdır, onun sadece geçici heveslerini ya da gelişigüzel tutkulardan kaynaklanan ihtiyaçlarını karşılamamalıdır.

Aristoteles birer erdem olarak nitelediği “zanaat” (tekhnē) ile “basiret”i (phronēsis) birbirinden ayırır

Zanaatın işi “üretme” (poiēsis) iken, basiretin işi “eyleme” (praksis)

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder