Terörizm
Siyasal
Şiddet
Şiddet genel anlamda bir fiziki güç
kullanmadır. Bu durumda siyasal şiddet de bu fiziki gücün siyasal amaçlarla
kullanılması olarak ifade edilebilir. Siyasal
şiddet; siyasal bir çevrede rejime, rejimin aktörlerine ve politikalarına karşı
yöneltilen her türlü organize olmuş örgütlü saldırıdır.
Siyasal
şiddetin temel nitelikleri
1. Şiddet, karmaşık bir yapının sorunlu bir
sonucudur. Bazen kimin asıl sorumlu olduğunu bulmak oldukça zordur.
2. Şiddet zamana ve teknolojik gelişmelere
göre değişik araç ve yöntemlerden yararlanır.
3. Şiddet zamana yayılarak gerçekleştirilir.
4. Verilmesi amaçlanan zararlar çeşitlilik
gösterir.
5. Şiddet, kendini meşru gösterme arayışındadır.
Terörizm
Türkçe’de karşılığı “korku, dehşet ve tedhiş”
olan terörizm kelimesi Latince’den türetilmiştir. Terörizm, terörü belirli bir
siyasal amaç doğrultusunda sürekli ve sistemli bir şekilde kullanmayı benimsemiş
örgütlü bir stratejik anlayıştır.
Terörizm kelimesinin geçmişi Fransız İhtilaline
uzanmaktadır. Fransız ihtilalinden sonra Robespierre’nin yaptığı haksız tutuklama,
baskı ve keyfi vergi uygulamalarından oluşan yapı terör rejimi olarak adlandırılmıştır.
Terörizm konusunda uluslararası alanda
üzerinde uzlaşı sağlanmış tek bir tanım bulunmamaktadır. Bunun nedeni, doğrudan
ya da dolaylı olarak terör örgütlerini desteklemeleridir.
Fransız İhtilali döneminde terör ile
devletin halkı keyfi uygulamalar ile yönetmesi, baskı altında tutması anlaşılırken
terörizm kavramı ile halkın devlet idaresini zayıflatmak veya ortadan kaldırmak
amacıyla gizlice örgütlü olarak saldırı ve eylemler gerçekleştirmesi ifade
edilir.
Günümüzde terörizm denildiğinde ilk önce bireysel
ve organize grupların devlete veya topluma yönelik şiddet içerikli yasadışı
eylemleri anlaşılmaktadır.
11 Eylül 2001’den sonra ABD öncülüğündeki
Batı, “İslami terör” terkibini diline dolayarak terör kavramına yeni bir
perspektif kazandırmıştır: İslam’a meyyal toplumların baskı altına alınıp yok
edilmesi.
Uluslararası
Sözleşmelerde Terörizm
16 Kasım 1937 tarihinde Cenevre’de imzalanan
bir sözleşmeye göre terörizm; bir devlete karşı ve belli kişi ya da gruplar
veya toplumun bütünü üzerinde belli bir niyetle ve planlı olarak terör durumu
yaratılmasına yönelik suçlar” olarak tanımlanmıştır.
Terörist olarak nitelenen bir faaliyet,
aktif olduğu bölgede iktidarı ele geçirdiği takdirde meşru kabul edildiği için,
terör nitelemesi konusunda Batılı ülkelere geniş bir manevra alanı kalmaktadır.
Onlarda bu alanı siyasi (ve iktisadi) programlarının lehinde
kullanabilmektedirler.
Herhangi bir siyasi organizasyona karşı
şiddet içeren eylemler terör olarak kabul edilebilir. Bahanesi ne olursa olsun,
siyasal söylemin dili şiddet olduğunda bunun adı terördür.
Tarihin bilinen ilk terör örgütlerinden
biri Sicariilerdir. M.Ö. 73-76 yıllarında
var olmuştur. Hedeflerine gündüz kalabalık
ortamlarda arkadan gerçekleştirdikleri saldırılar ile nam salmışlardır.
Elbiselerinin altında sakladıkları kısa kılıçlarıyla saldırıyı gerçekleştiren
örgüt elemanları daha sonra kalabalık içine karışarak gözden uzaklaşıyorlardı.
Romalılara karşı savaşan Sicariiler, Ananias rahiplerinin manastırlarını ve
Herodes Sülalesi’nin saraylarını da tahrip etmişlerdir.
XI. Yüzyıl’da, Ortadoğu’da ortaya çıkan Haşhaşiler
de tarihin bilinen en eski dini motifli terör örgütlerindendir. Hasan bin
Sabbah’ın kurucusu ve lideri olduğu bu örgüt, kendilerini baskı altında
tuttuklarını iddia ettikleri Selçuklulara karşı terör eylemleri yapmak suretiyle
mücadele etmişlerdir. Uzmanlık alanları suikastlardır.
Terörizm
ile Terör İlişkisi
Terörizm, siyasal amaçlar doğrultusunda
planlı ve isteyerek meydana gelirken; terör her zaman iradi bir şekilde ortaya
çıkmayabilir. Ancak, günümüz konuşma dilinde bu iki kavram arasındaki fark
tamamen ortadan kalkmış gibidir. Terörün özünde umutsuzluk psikolojisi vardır.
Terör, kısaca silahlı eylemler marifetiyle
kendini ve davasını duyurma; terörizm ise, bu eylemleri savunan, stratejilerini
anlatan, aktaran, geliştiren bir düşünce disiplini veya akımıdır. Teröristler
yer altına girer, gizlilik içerisinde çalışır, eylemlerini yapar ve sonuçta bu
eylemlerinin amaçları doğrultusunda propagandaya yönelir. Terörizm ise bu aşamadan
sonra devreye girer.
Terörizm stratejik bir söylem, terör ise
stratejik bir eylem olarak tanımlanabilir.
Siyasi
Suç
Kendi ülkesinde terörist olarak görülen
birçok kişi diğer bazı ülkelerde “düşünce suçlusu” veya “siyasi suçlu” olarak
tanımlanabilmektedir. Ülkeler terörle ilgili
tespit ve politikalarında politik, ekonomik ve askeri çıkarları doğrultusunda
hareket etmektedir.
Anarşi,
Anarşist ve Anarşizm
Tam ve sınırsız bireysel özgürlükten yana
olan anarşizm hiç bir şekilde örgütlenmeyi kabul etmemekte, örgütlenmenin her
türlüsünü reddetmektedir. Bu nedenle anarşistler düzenli bir örgütsel yapı
olarak ortaya çıkmamışlardır.
Anarşizm bireyi her şeyin üstünde tutarak eşitliğe
ve adalete giden tek yolun otoriteyi bütünüyle ortadan kaldırmaktan geçtiğini
ileri süren ideolojik akımdır.
Gerilla
ve Gerilla Savaşı
Terörist, terörizmle ilgili, tedhişçi, terör
yapan, terörizm yanlısı, terör eylemlerine katılan olarak da tanımlanabilmektedir.
Gerilla ise, ülkesi yabancı ülke askerleri tarafından işgal edilmiş halkların
içinden çıkan ve profesyonel asker olmayan sivil savaşçılardır.
Gerilla kavramının ilk defa 1808-1813 yılları
arasında Napolyo’nun İspanya’yı işgalindeki direniş esnasında ortaya çıktığı
ifade edilmektedir. Yakın tarihte Mao, gerilla savaşı üzerinde çok çalışmıştır.
Gerillalar, teröristin uluslararası hukukta
sahip olmadığı statülere sahip oldukları için teröristler kendilerini gerilla
olarak tanımlamak hevesindedirler.
Siber
Terörizm
Terör örgütleri siber ortamda en çok internetin
sağlamış olduğu imkânları kullanırlar. Bu yol daha çok propaganda, eğitim,
haberleşme, bilgi toplama ve sanal saldırı amaçlı olarak kullanılmaktadır.
TERÖRİZMİN
UNSURLARI
Terörizmin dört temel unsuru vardır. Bunlar
mağdur, motif, kast ve yöntemdir. Terör bütün insanları da hedef alır. Terör
saldırısının motifi, ideolojik bir özellik taşır ve politiktir. Suç kasıtlı
olarak, yani bilerek ve isteyerek işlenir. Amaca ulaşmak için kullanılan en belirgin
yöntemler ise şiddet, cebir, korkutma ve baskı altına almadır.
İdeoloji
Unsuru
İdeoloji, Latince ‘eidos’ ve ‘logos’
kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuş bir kavramdır. Çok kısa bir
ifadeyle ‘fikirlerin bilimi’ anlamındadır. İdeoloji
kavramını ilk kez Fransız düşünür Tracy’nin kullandığı ifade edilmektedir.
Tracy’den yaklaşık 50 yıl sonra ise Marks, ideoloji için; “bir insanın ya da
toplumsal bir grubun zihninde egemen olan fikirler, tasarımlar sistemi” şeklinde
bir tanımlama yapmıştır.
Bir terör örgütü için ideoloji, hedef
olarak tanımladıkları noktaya ulaşabilmeleri için takip etmeleri gereken
yoldur, yasadışı hareketlerinin rehberidir.
Türkiye’de ve dünyada teröre kaynak oluşturan
ideolojileri 3 temel başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;
Marksist-Leninist İdeoloji, Etnik Milliyetçi İdeoloji ve Dini motifli İdeolojilerdir.
Şiddet
Unsuru
Terörizm bir anlamda sonuca ulaşabilmek adına
takip edilen bir silahlı mücadele yöntemidir, stratejisidir. Terör örgütleri
tam anlamıyla antidemokratik ve dayatmacı bir yapıya sahiptir. Şiddet, terörün
var olmasının ve devam etmesinin ön koşullarındandır.
Şiddetin üç unsuru bulunur. Bunlar kaynak,
kurban (mağdur) ve hedeftir. Kaynak, bir kişi veya örgüt olabilir.
Örgüt
Unsuru
Terör örgütlerinde katı bir hiyerarşik emir
komuta zinciri vardır. Emre itaat zorunludur. Liderin veya yöneticinin
emirlerine uymayanlar çok sert bir şekilde cezalandırılır. Verilen cezanın diğer
elemanlar tarafından bilinmesi sağlanır. Bu yolla örgüt içinde baskı ve korkuya
dayalı bir yönetim anlayışı oluşturulur.
Uluslararası
Olma Unsuru
Bir ülkenin sınırları dahilinde, şayet
dışarıdan/başka bir ülkeden destek verilmezse bir terör örgütünün var olması
mümkün değildir. Çünkü belli sınırlar dahilindeki tek örgütlü yapı devlettir.
Bir devlete karşı mücadele verebilecek organizasyon sadece başka bir devlet
olabilir. Bu nedenle terör örgütleri mutlaka uluslararası bağlantıları olan
yapılardır. Hiçbir devlet terör örgütlerine destek verdiğini beyan edecek
dürüstlükte olmadığı için terör örgütlerinin uluslararası bağlantıları resmi
olarak zapta alınamamaktadır.
Terörizm: 1) Yabancılara veya yabancılara
ait hedeflere karşı gerçekleştirilirse (turistlerin kaçırılması gibi), 2)
Hükümetler veya bir devletten fazla devletin beslediği, desteklediği unsurlarca
yapılırsa, 3) Bir yabancı hükümetin veya uluslararası örgütlerin siyasetlerini
etkilemek için yapılırsa, uluslararası nitelik kazanır.
TERÖRİZMİN
AŞAMALARI
Hazırlık
Aşaması
Terörizmin ilk aşaması hazırlık olarak tanımlanır
ve planlamanın yapıldığı bir dönemdir.
Hazırlık aşamasında yürütülen faaliyetlerin
büyük bir kısmının küçük çaplı eleştiriler, itirazlar ve bunlara dayalı yeni söylemler
şeklinde yasal sınırlar içerisinde olmasından dolayı ortada genellikle yasadışılık
yoktur.
Örgütlenme
Aşaması
Sempatizan kitlesi içinde dikkat çeken,
güven veren ve ümit vaat eden kişiler bir araya getirilerek bir örgüt ruhu oluşturulur.
Bu dar ve kapalı yapı içinde hem örgütsel eğitim verilir hem de bu kişilerin
arasındaki bağların güçlendirilmesi sağlanır. Diğer
yasal ve yasal olmayan örgütlerle ve kuruluşlarla temas sağlanır. Toplumda
olumlu, güçlü ve itibarlı bir yere sahip örgüt, kurum ve kuruluşlara sızmaya,
buralar ele geçirilmeye çalışılır.
Eylem
Aşaması
Gerek şehirlerde gerekse kırsalda bireysel
ve toplu silahlı eylemler yapmak suretiyle güvenlik kuvvetleri zaafa uğratılır,
yıldırılır, vatandaşların devlete olan güveni zayıflatılır. Böylece toplum tam
anlamıyla sindirilmek istenir.
İç
Savaş Aşaması
İller, ilçeler ve hatta bölgeler ele
geçirilerek buralarda örgütün idaresinde yönetimler oluşturulur. Örgütün yabancı ülke yönetimleri ve istihbarat birimleri ile
olan yakın ilişkileri bu aşamada daha belirgin bir hal alır. Farklı şekillerde elde
edilen yardımlar ile iç savaş başlatılarak yönetimi ele geçirme işi tamamlanmış
olur.
TERÖRİZMİN
ORTAYA ÇIKMA NEDENLERİ
Bütün ülkeler ve toplumlar için geçerli
olacak standart nedenler yerine toplumların yapısına göre farklılık gösteren
esnek bir nedenler halkası söz konusudur.
Terörizmin nedenlerinin doğru bir şekilde
belirlenmesi, bu soruna karşı geliştirilecek önlemler ve mücadele yöntemleri açısından
büyük önem taşımaktadır.
Ekonomik
Nedenler
Gelir seviyesinin çok düşük, gelir dağılımının
çok bozuk ve adaletsiz olduğu toplumlarda katı sınırlar içerisinde
sınıflaşmalar meydana gelir.
Ekonomik unsurların toplumun büyük bir
kesimini ilgilendirmesi nedeniyle provokasyona açık bir durum ortaya çıkmaktadır.
İşsiz ve ekonomik durumu zayıf olan kişiler
kendilerini toplum tarafından dışlanmış olarak görmekte, öz güvenlerini
kaybetmekte, topluma karşı hınç ve intikam duygusu beslemektedir.
Siyasal
Nedenler
Siyasi partiler ile Meclise karşı halk
desteğinin düşük seviyede olması, toplumda siyasi bilincin yetersiz olması,
toplumun belirli bir dini veya etnik kökene tabi gruplarının hak ve hürriyetlerinin
sınırlanması, özgürlüklerinin kullanılmasının engellenmesi gibi hususlar terörizmin
ortaya çıkmasında etkili olan siyasal nedenler olarak sıralanabilir.
12 Eylül 1980 darbesi sonrası Diyarbakır
Cezaevi’nde yaşanan işkenceler ve bölge halkına karşı yapılan haksız muameleler
o tarihten itibaren hep PKK terör örgütü için istismar edilen çok güçlü
nedenler olmuştur.
Sosyal
Nedenler
Sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği
sorunlar, sağlıksız yerleşim alanlarının olması, iç göçler ve sonucunda meydana
gelen çevreye uyum sorunu, aile ve komşuluk bağlarının zayıflaması, sosyal ve
kültürel değişmede yaşanan sorunlar toplumsal yapının demokratik değerler dışında
feodal özelliğe sahip olması, din ve mezhep ayrılıklarına dayalı sorunlu bir
durumun bulunması, eğitim imkânlarının sınırlı olması, dini inançların baskı
altında tutulması, güvenlik güçlerine ve devlete olan inanç ve güvenin düşük
seviyede olması, ahlaki değerlerin bozulması, bürokrasi ve iş yaşamında yozlaşmanın
olması terörizmin ortaya çıkmasında etkili olan sosyal faktörler olarak sıralanabilir.
Kültürel
Nedenler
Toplumla yeterince bütünleşemeyen gruplarda
alt ve hatta karşıt kültürler meydana gelebilir. Yasadışılığı, şiddeti normal
ve çözüm elde etmek için meşru gören bir kültürel koda sahip toplum veya
gruplar terörizm için çok elverişli bir kaynak oluşturur. Feodal yapı kendine
ait gelenekleri, kuralları ve kültürel kodları ile terörizm için ayrı bir ortamın
habercisidir.
---
Suç Sosyolojisi
Editör: Prof. Dr. Aytekin Geleri
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın no: 2886
Ocak 2013, Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder