James & Lance Morcan - Yetim Komploları, Yetim Üçlemesinden 29 Komplo Teorisi – Notlar
The Orphan Conspiracies, 29 Conspiracy Theories From The
Orphan Trilogy, Sterling Gate Books, Bay of Plenty, 2014
Önsöz
…bu kitap, bulunması zor bilgiler içeriyor.
…bu kurgusal olmayan tamamlayıcı kitapla, bu tartışmalı
teorilerin her biri için ayrıntılı bir analiz sunuyorlar.
Birçok yönden, bu kapsamlı araştırmanın ürünü kitap, 20.
yüzyılın gizli tarihidir.
Japonya Savunma Bakanlığı'na bağlı Teknik Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü'nde uzun yıllar deniz altı silah sistemleri geliştiren
kıdemli bir araştırmacı olarak çalıştım ve dünya süper güçleri tarafından
geliştirilen olağanüstü teknolojilerin varlığından sık sık şüphelendim.
Dünya hükümetleri birçok gizli katmana sahiptir ve dışarıdan
gelenler nadiren gizli sırlarına erişebilirler.
Her ne olursa olsun, sonsuza kadar cahillik seviyesinde
kalmamızı istiyorlar gibi görünüyor.
Finansal tahakkümün, bu dünyadaki insanları köleleştirmek
için kullanılan başlıca yöntemlerden biri olduğuna inanıyorum.
Dr. Takaki Slave
İleri Bilim Teknolojisi
Araştırma Örgütü (Japonya) Direktörü
Giriş
Kurgu ile gerçek arasındaki geçişkenlik, metnin temel
omurgasını oluşturuyor. Yazarlar, romanlarında geçen olayların gerçek
olabileceği ihtimalini okura bırakıyor.
İki tür komplo teorisi arasında ayrım yapıyor: Tinfoil Hat
Network (Zihin kontrol frekanslarının kendilerine iletildiğine inandıkları için
onları engellemek amacıyla alüminyum folyo kaplı şapkalar takanlar!) ve
Mantıklı şüpheciler
Bu ayrım, eleştirel düşünmeyi teşvik ediyor.
Komplo teorilerinin kültürel itibarsızlaştırılması, sistemin
kendini koruma refleksi olarak yorumlanıyor. Bu, Michel Foucault’nun
“bilgi-iktidar” ilişkisiyle de örtüşüyor.
Başlangıçta küçümsenen çok sayıda komplo teorisinin artık
doğru olduğu kanıtlandı. Örnekler arasında şunlar yer alıyor: Tonkin Körfezi
Olayı– Vietnam Savaşı'nı başlatan uydurma olay; Watergate- ABD Başkanı Richard
Nixon'ın Demokratları gözetlediği iddiasının kanıtlanmış olması; MK-Ultra–
Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın kapsamlı zihin kontrol programı, 1975'te
kısmen gizliliği kaldırılıncaya kadar yirmi yıldan uzun bir süre boyunca bir
komplo teorisi olarak kaldı; ve Dreyfus Olayı– 19inciFransız Hükümeti'nin topçu
subayı Alfred Dreyfus'u haksız yere mahkûm etmesi ve daha sonra Dreyfus'a
komplo kurduğunu itiraf etmesiyle sonuçlanan yüzyıllık bir facia.
Toplumsal normların sorgulanması, bireyin aidiyet duygusunu
sarsabilir. Bu nedenle komplo teorileri, sadece bilgi değil, kimlik ve güvenlik
duygusuyla da ilgilidir.
Alman romancı, pasifist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Hermann
Hesse, 1930'ların başlarında Almanya siyaset sahnesinde yankı uyandıran popüler
bir adayın ideolojilerine direndiği için eksantrik ve hain olarak damgalandı.
Hesse'nin faşizme ve özellikle de yeni antisemitizm dalgasına karşı isyankâr
duruşunun bir sonucu olarak, eleştirmenlerce beğenilen yazar kısa süre sonra
ülkedeki tüm büyük gazeteler tarafından kara listeye alındı ve kitapları aynı
liderin siyasi partisi tarafından yasaklandı ve sistematik olarak yakıldı.
Ana akım medyanın “görmezden gelme” stratejisi, Michel
Foucault’nun bilgi-iktidar döngüsünü hatırlatıyor: neyin “gerçek” olduğuna
karar verenler, aynı zamanda neyin görünmez kalacağını da belirliyor.
Komplo teorileriyle gerçeklik ile kurgu arasındaki sınır,
kolektif şüpheyle yeniden çiziliyor.
En yüksek otoriteye sahip olan kitlelerdir.
1 - Sahte bayrak operasyonları
Savaş yaratmak için gerçek düşmanlara gerek yok, Yeterli
sayıda vatandaş ulusal güvenliklerinin tehlikede olduğuna inanırsa, savaş
öneren politikacılar ihtiyaç duydukları desteği alacaklardır.
“Gerçek düşmanlara gerek yok, sadece algılanan düşmanlar”
ifadesi, düşmanlığın ritüel bir üretim süreci olduğunu gösteriyor.
Bu düşmanlar, kolektif bilinçte yer edinmiş archetypal
figürler haline geliyor: “haydut devlet”, “aşırılıkçı”, “komünist”, “terörist”
gibi etiketler, mitik bir korku anlatısının parçası olarak tanıtılırlar.
Medyanın savaş öncesi oynadığı rol, bir tür toplumsal
dramaturjidir: Sansasyonel haberler, kolektif duyguları harekete geçiren birer
sahne dekoru gibi.
Sahte bayrak operasyonlarıyla gerçek ile kurgu arasındaki
sınır, bilinçli olarak bulanıklaştırılıyor.
Savaş, sadece ideolojik değil, aynı zamanda ekonomik bir
ritüel.
Savaşın sahnesi sadece coğrafi değil, aynı zamanda
psikolojik ve ritüel mekânlar üzerinden kuruluyor.
"Savaşta ilk zayiat hakikattir.”
–Aiskhylos
Antik Roma
Romalı tarihçi Tacitus'a (MS 56 - MS 117) göre Nero, Roma
halkına, Hıristiyanların, Roma'nın savaşta olduğu, yangından sorumluydu.
- Nero’nun Roma’yı yakması, Hitler’in Reichstag yangını,
Northwoods Operasyonu ve Tonkin Körfezi Olayı gibi örnekler, savaşın ritüel bir
sahneleme olduğunu gösteriyor. Bu olaylar, kolektif duyguları harekete geçiren
dramatik eşikler olarak işlev görüyor.
Her olayda bir “diğerleri” yaratılıyor: Hristiyanlar,
komünistler, Kübalılar, Vietnamlılar… Bu figürler, kolektif bilinçte archetypal
düşmanlar haline geliyor.
Sahte bayrak operasyonları, bilgi mimarisi açısından birer
eşik
Tonkin Körfezi Olayı, savaşın başlatılması için kullanılan
bir ritüel eşik. Gerçek olmayan bir saldırı, kolektif duyguları harekete
geçiren bir dramatik sahne olarak işlev görüyor.
Bu olay, savaşın bir toplumsal performans olduğunu
gösteriyor: medya, devlet ve askeri kurumlar birlikte bir anlatı kuruyor, halk
bu anlatıya duygusal olarak katılıyor.
2 - Zihin kontrolünün gizli tarihi
MK-Ultra
MK-Ultra, CIA tarafından
yürütülen ve zihin kontrolü üzerine yapılan en kapsamlı ve tartışmalı deneyler
dizisidir. 1950’lerde başlayan bu program, hipnoz, ilaçlar (özellikle LSD),
travma ve psikolojik manipülasyon gibi yöntemlerle bireylerin davranışlarını
değiştirmeyi hedeflemiştir.
Project Bluebird (1949):
CIA’in ilk davranış değiştirme girişimi. Sorgulama teknikleri ve hafıza silme
üzerine çalışıldı.
Project Artichoke (1950):
Bluebird’ün devamı. “Bir bireyi kendi iradesi dışında emirleri yerine getirecek
şekilde kontrol edebilir miyiz?” sorusu temel motivasyondu.
Operation Paperclip: Nazi
bilim insanlarının ABD’ye transferiyle zihin kontrol tekniklerinin Batı’ya
taşınması. Bu kişiler MK-Ultra’nın temelini oluşturdu.
Josef Mengele: Auschwitz’de
yaptığı deneylerle zihin kontrol metodolojisinin temellerini attı. Bu teknikler
daha sonra CIA tarafından benimsendi.
Paperclip Operasyonu ile Nazi bilim insanlarının ABD’ye
transferi, bilgi mimarisinin faşist kökenlerini gösteriyor.
MK-Ultra’nın 150’den fazla alt projesi olduğu, bunların
üniversiteler, hastaneler ve özel laboratuvarlar aracılığıyla yürütüldüğü
belgelendi.
Bir hikâyenin konusunu desteklemek için gerçeği çarpıtmak
ile gerçeklere tamamen sadık kalmak arasında seçim yaparken, herhangi bir oyun
yazarının her zaman ilkini seçeceğinden emin olabilirsiniz. Mark Twain'in eski
bir sözü olan "İyi bir hikâyenin önüne asla gerçeğin geçmesine izin
vermeyin" Hollywood'da hâlâ geçerliliğini koruyor.
3 - Kukla ustaları ipleri çekiyor
Bilderberg
“Bilderberg, Batı
dünyasındaki her hükümetin ve istihbarat teşkilatının iplerini elinde tutuyor.”
Bilderberg Grubu, yıllık konferansları çoğunlukla gizemli
bir şekilde kayıt dışı tutulan, yalnızca davetlilerin katılabildiği bir
organizasyondur.
Bilderberg Grubu ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR), küresel
elitlerin katıldığı gizli toplantılarla tanınan iki etkili organizasyondur. Her
ikisi de resmi olarak düşünce kuruluşu statüsünde olsa da, demokratik süreçleri
etkiledikleri yönünde ciddi eleştiriler ve komplo teorileri mevcuttur.
Bilderberg Grubu, 1954’te Hollanda’daki Hotel de
Bilderberg’de ilk toplantısını yaptı. Amaç, Avrupa ve Kuzey Amerika arasında iş
birliğini artırmaktı.
Bilderberg katılımcıları arasında devlet başkanları,
CEO’lar, akademisyenler, medya patronları ve istihbarat yetkilileri yer alır.
Toplantılar kayıt dışıdır, medya erişimi yoktur.
Dış İlişkiler Konseyi (CFR)
1921’de kurulan CFR, ABD dış politikası ve uluslararası
ilişkiler üzerine çalışan bağımsız bir düşünce kuruluşudur.
CFR, özellikle ABD dış politikasında etkili bir fikir üretim
merkezi olarak görülür. Üyeleri arasında Joe Biden, George Soros, Bill Clinton,
Hillary Clinton ve Rupert Murdoch gibi isimler yer alır.
Bilderberg ve CFR gibi yapılar, ritüel mekânlar olarak
işliyor. Kayıt dışı toplantılar, kolektif bilinçte gizemli eşikler yaratıyor.
"Gizli ve seçkinse, iyi olamaz."
İnsanlar gizli faaliyetleri meşrulaştırmak için türlü bahaneler
uyduruyor. Bazıları kitlelerin yeterince akıllı olmadığını ve seçmenleri
gizlice etkilemek için bilge yaşlı adamlara ihtiyaç duyduğunu söylüyor.
Diğerleri ise, bilgisiz halkın çok fazla güce sahip olmasını engellemek için
yuvarlak masa tarzı şövalye gruplarına ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.
4 - Uluslararası bankacılar
Federal Rezerv Sistemi
Federal Rezerv Sistemi, ABD’nin merkez bankasıdır ancak
yapısı itibarıyla hükümetten bağımsızdır. 1913’te Jekyll Adası’ndaki gizli bir
toplantının ardından kurulan bu sistem, hem kamu hem özel unsurları barındıran
hibrit bir yapıya sahiptir.
Federal Rezerv Sistemi, 1913’te Federal Reserve Act ile
kuruldu. Bu yasa, ABD’nin para politikasını yönetecek merkezi bir sistem
oluşturmayı amaçlıyordu.
Sistem üç ana bileşenden oluşur:
• Board of
Governors: Washington D.C.’de bulunan ve Başkan tarafından atanan 7 üyeden
oluşan bağımsız bir kamu kurumu.
• 12 Bölgesel
Rezerv Bankası: Özel bankalar tarafından sahip olunan, ancak kamu hizmeti gören
yarı özerk yapılar.
• Federal Open
Market Committee (FOMC): Para politikası kararlarını alan kurul.
Banksters: “Banker” ve “Gangster” kelimelerinin birleşimiyle
türetilen bu terim, finans elitlerine yönelik eleştiriyi simgeler.
Yürütme Emri 11110, Başkan Kennedy’nin para basma yetkisini
Hazine’ye devretmesiyle Federal Rezerv’in rolünü sınırlamayı amaçlamıştı.
İmza Tarihi: 4 Haziran 1963
JFK’nin ölümünden sonra bu sertifikalar geri çekildi ve
Federal Rezerv Banknotları dolaşımda kalmaya devam etti.
5 - Seçkinlerin dahiyane teknikleri
Pedemont Yetimhanesi, Chicago’nun fakir bir mahallesinde yer
alan, kurgusal bir kurumdur. Burada radikal öğrenme teknikleriyle çocuklar
olağanüstü zekâ seviyelerine ulaşır.
Montessori gibi alternatif sistemler övülse de (Montessori
Eğitim sistemi, çocuklara daha fazla ifade özgürlüğü ve eğlenceli ve doğal
yollarla öğrenme imkânı sağladı), genel olarak modern eğitim sisteminin
dâhileri yetiştirmekte yetersiz kaldığı savunulur.
Gerçek çok yönlülük, birçok alanda ustalık gerektirir; her
konuda yüzeysel bilgi sahibi olmak yeterli değildir.
…bilinçaltı, saniyede 11 milyon bit bilgi işleyebilirken,
bilinçli zihin yalnızca 15–16 bit işleyebilir.
Pedemont Yetimhanesi'nde çocuklar, bilinçli zihnin
erişemeyeceği hızlarda eğitilerek bilinçaltı öğrenmeye yönlendirilir.
En etkili öğrenme, alfa, teta, gama ve delta gibi bilinçaltı
beyin dalgalarıyla gerçekleşir.
Bu dalgalar, hayal kurma, meditasyon, dans, şarkı söyleme
gibi spontan aktiviteler sırasında aktifleşir.
Pedemont çocukları, uykuda kulaklıkla ders dinleyerek yeni
bilgiler öğrenir.
Hipnopedya, Cesur Yeni Dünya ve Otomatik Portakal gibi
distopik romanlarda işlenmiştir.
Dr. Takaaki Musha, beynin mikrotübüllerinde süperluminal
parçacıklar üretildiğini ve bunların bilinci şekillendirdiğini öne sürüyor.
Bu parçacıklar, bireyi evrenin dış alanıyla bağlayarak
kolektif bilinç ve süper bilinçli zihin gibi kavramları açıklayabilir.
Yetimler, 10 dakikadan kısa süren hızlı satranç maçları
oynayarak stratejik düşünme becerilerini geliştiriyor.
Bu hız, bilinçli zihni devre dışı bırakıp bilinçaltını
harekete geçirmeyi amaçlıyor.
6 - Trilyonlarca dolarlık 2. Dünya Savaşı örtbası
(Kurgu ve gerçek(?) iç içe geçiyor bu bölümde)
Hikâye, Nine adlı karakterin Filipinler'de 250 milyar
dolarlık bir hazineyi keşfetmesiyle başlıyor.
Yamashita'nın Altını olarak bilinen bu hazine Japonların II.
Dünya Savaşı sırasında yağmalayıp Filipinler'e gömdüğü efsanevi servetin bir
parçası.
İngiltere, Hitler’in yükselişi sırasında altın rezervlerini
Singapur’a taşımıştı.
Singapur’un Japonlar tarafından ele geçirilmesiyle,
İngiltere devasa altın rezervini kaybetti.
Bu altınların da Filipinler’e gömüldüğü iddia ediliyor.
Dünyanın dört bir yanından define avcıları, Yamashita
hazinesinin kalıntılarını bulmak için her yıl Filipinler'e akın etmeye devam
ediyor.
7 - Bastırılmış bilim
2014’te New York Times ve diğer medya kuruluşları, NSA’nın
radyo frekanslarıyla internetsiz bilgisayarlara erişebildiğini ortaya koydu.
Bu teknoloji, Edward Snowden’ın sızdırdığı belgeler
sayesinde kamuoyunun dikkatini çekti.
Nikola Tesla alternatif akım sistemleri, kablosuz enerji,
robotik, lazerler, ve uzaktan kumanda gibi devrimsel icatlara imza attı.
Tesla’nın serbest enerji, ölüm ışını (teleforce gun) ve
HAARP benzeri yüksek frekans deneyleri, bastırılmış teknolojiler arasında
gösteriliyor.
Tesla’nın “ölüm ışını” gibi icatları, MIT ve Columbia mezunu
fizikçiler tarafından patentlerde referans olarak kullanıldı.
Eğitim sistemlerinde Tesla’nın adı Newton veya Einstein
kadar anılmıyor, bu da bastırılmış mirasın bir göstergesi olabilir.
Thomas Henry Moray, atmosferden radyant enerjiyle elektrik
elde eden “Moray Vanası” adlı cihazı geliştirdiğini iddia etti; ölüm tehditleri
aldı.
Dr. Eugene Mallove, soğuk füzyonun varlığını savundu; deney
sonuçlarının gizlendiğini öne sürdü ve 2004’te şüpheli bir şekilde öldü.
Richard Clem, talaş yağıyla çalışan bir türbin icat etti;
Ford tarafından tehdit edildi ve kısa süre sonra öldü.
Teruo Kawai, Japonya’da manyetik motor geliştirdi; Yakuza
tarafından tehdit edildiğini iddia etti.
İlk elektrikli motor 1828’de Ányos Jedlik tarafından
geliştirildi.
1835’te Thomas Davenport, elektromıknatısla çalışan
lokomotif yaptı.
1880’lerde Avrupa’da elektrikli araçlar yaygınlaştı; 1897’de
New York’ta elektrikli taksiler kullanıldı.
1900’de ABD’deki araçların üçte biri elektrikliydi.
Apollo 15’in Ay Gezgini bile elektrikliydi.
Ancak bu teknoloji, ekonomik çıkarlar nedeniyle bastırıldı;
pil ömrü ve hız gibi teknik gerekçeler öne sürüldü.
Tesla’nın dönen manyetik alanlar üzerine geliştirdiği motorlar,
modern elektromekanik teknolojilerin temelini oluşturdu.
Tesla’nın Wardenclyffe Kulesi deneyleri, iyonosferden
kablosuz ve ücretsiz enerji iletimi üzerineydi.
HAARP
Alaska’da kurulu bir iyonosfer araştırma tesisidir.
Tesla’nın ölüm ışını icadı, HAARP’ın bilimsel temeli olarak
gösteriliyor
ABD Patenti #4.686.605, iyonosferi değiştirebilen ve
elektromanyetik radyasyonla hava koşullarını etkileyebilen bir cihazı
tanımlıyor.
ABD Hava Kuvvetleri’nin 1996 tarihli raporu, “2025’te hava
durumuna sahip olmak” hedefini açıkça ortaya koyuyor.
Ağustos 2003'te ABD eyaletleri ve Kanada eyaletlerini
etkileyen ve New York, Toronto, Ottawa ve Detroit gibi büyük şehirlerde
yaklaşık 50 milyon insanı elektriksiz bırakan kapsamlı elektrik kesintilerinin
sorumlusunun bu teknoloji olduğu düşünülüyordu. Tokyo Üniversitesi'nin,
elektrik kesintisinden sadece 11 dakika önce bir HAARP deneme atışı kaydı
tutması, bu teoriyi destekler nitelikte.
8 - Kraliçe'nin görünmez zenginlikleri
Adnan Kaşıkçı: Resmi serveti birkaç milyar dolar olarak
tahmin edilse de, bazı kaynaklar 2–7 trilyon dolar arasında olduğunu iddia
ediyor.
Ferdinand Marcos: Yamashita Altını ve gizli hesaplar
sayesinde trilyonlarca dolarlık servet biriktirmiş olabilir.
Imelda Marcos, BBC’ye verdiği röportajda 987 milyar dolarlık
bir mevduat sertifikası gösterdi.
Kraliçe, 16 ülkenin anayasal hükümdarı olarak resmi unvan
taşıyor. Bu ülkelerin merkez bankaları “Taç şirketleri” olarak işlev görüyor ve
Kraliçe’nin finansal kontrolünü mümkün kılıyor.
Taç Mülkiyeti, 1086’dan bu yana süregelen devasa bir mülk
imparatorluğudur.
Kraliçe’nin servetinin 11 ila 30 trilyon dolar arasında
olduğu tahmin ediliyor
9 - Hayat iksiri
Ormus
Ormus’un beyin yarım kürelerini dengelediği ve öğrenme
hızını artırdığı iddia ediliyor.
Ormus, altın, rodyum, iridyum, bakır ve platin gibi
metallerin monoatomik (m-durumu) formunu içeriyor.
Bu metaller bağ oluşturmaz, tek atom halinde kalır ve yüksek
spinli kuantum özellikler sergiler.
Ormus 1975’te Arizona’da pamuk çiftçisi David Hudson
tarafından keşfedildi.
Hudson, ORME (Orbitally Rearranged Monoatomic Elements)
terimini ortaya attı ve İngiltere’de patent aldı.
Ormus, antik metinlerde geçen Hayat Ağacı’nın Meyvesi,
Tanrıların Altını, Felsefe Taşı gibi kavramlarla ilişkilendiriliyor.
Ormus’un etkileri hakkında kesin bilimsel kanıtlar yok.
10 - Jonestown: intihar mı, toplu cinayet mi?
Bu bölüm Jonestown trajedisini yalnızca bir tarikat intiharı
olarak değil, çok daha derin ve karanlık bir devlet deneyinin parçası olarak
ele alan alternatif bir anlatıyı sunuyor.
Jim Jones liderliğindeki Halk Tapınağı üyeleri, 1978’de
Guyana’da siyanür içerek toplu intihar etti; 918 kişi öldü.
Alternatif anlatı: Olay, CIA ve diğer ABD kurumlarının
yürüttüğü bir zihin kontrolü, biyolojik deney ve toplu cinayet operasyonuydu.
İlk sağlık görevlileri kurşun yaraları bildirdi; bu,
siyanürle intihar iddiasıyla çelişiyor.
Dr. Leslie Mootoo: Cesetlerde iğne izleri ve cinayet
belirtileri gördü.
ABD ordusu sadece 7 otopsi yaptı
George Blakey: Jonestown arazisini satın alan kişi, sonradan
CIA ajanı olduğu ortaya çıktı.
Jonestown, MK-Ultra zihin kontrol programının test sahası
olabilir.
11 - Tıbbi Endüstriyel Kompleks
“Büyük İlaç Şirketleri” terimi, trilyon dolarlık ilaç
devlerini tanımlamak için kullanılıyor.
Alternatif tıp (Ayurveda, Geleneksel Çin Tıbbı, bitkisel
tedaviler) şarlatanlık olarak etiketleniyor.
Bu bölüm, modern tıbbın yalnızca bir iyileştirme sistemi
değil, aynı zamanda kâr odaklı bir endüstri olduğunu savunuyor. Alternatif
tedavilerin bastırılması, hastalıkların sürdürülmesi ve etik dışı deneyler,
sistemin insanlıkla değil, sermayeyle ittifak kurduğunu ima ediyor.
Modern tıp, trilyon dolarlık bir endüstri; hastalıklar
sürdükçe ilaç şirketleri kazanıyor.
12 - Dördüncü Reich
II Dünya Savaşı
sonrası faşizm resmen yenilmiş görünse de, bazı düşünce okulları onun yeraltına
çekilerek Batı’da başka kılıklarda yaşamaya devam ettiğini savunuyor.
Operation Paperclip / ABD, savaş sonrası 10.000’e yakın Nazi
bilim insanını gizlice ülkeye getirdi.
Bu kişiler arasında toplama kampı deneycileri, roket
mühendisleri ve zihin kontrol uzmanları vardı.
Nazi artıklarının çalışmaları NASA’nın kurulması, Ay’a iniş,
ICBM programı gibi projelere doğrudan katkı sağladı.
731. Birim, Japonya’nın Mançurya’daki gizli biyolojik savaş
tesisi; binlerce insan üzerinde acımasız deneyler yapıldı.
13 - Ücretsiz bir medyanın bedeli
Medya, yalnızca bilgi değil, aynı zamanda gerçeklik algısını
da şekillendiriyor.
Eğer medya manipüle edilirse, bu su kaynaklarının
zehirlenmesi kadar yıkıcı olabilir.
1980’lerde ABD medyasının %90’ı yaklaşık 50 şirkete aitti;
bugün bu oran sadece altı şirkete ait.
Elite Daily’ye göre, Disney, Viacom, GE, CBS, Time Warner,
NewsCorp gibi devler, haber, eğlence ve bilgi akışını kontrol ediyor.
Batı’da sansür, şirket çıkarları, hükümet baskısı ve medya
sahipliği üzerinden dolaylı biçimde uygulanıyor.
Medyada yayınlanan haberlerin %90’ı yerleştirilmiş içerik,
%75’i ise PR danışmanları tarafından hazırlanıyor.
Haberler, giderek daha fazla eğlenceye, kişilik gösterisine
ve dramatizasyona dönüşüyor.
ABD yönetimi, Irak’ın kitle imha silahları olduğuna dair
medya kampanyası yürüttü.
Bu kampanya, savaş başlatmak için kamuoyu desteği oluşturdu.
Sonradan bu iddiaların uydurma veya abartılı olduğu ortaya
çıktı; medya, propaganda aracı olarak kullanıldı.
Alaycı Kuş Operasyonu: Medya Casusluğu
CIA, 1950–1970 arasında büyük medya kuruluşlarındaki
gazetecilere gizli fonlar sağlayarak propaganda yaydı.
Carl Bernstein’a göre, 400’den fazla gazeteci CIA için
çalıştı.
14 - Başkanın üstünde
ABD Başkanı, dünyanın en büyük ekonomisi ve askeri gücünün
başında olsa da, gerçek karar alma yetkisi sorgulanıyor.
George W. Bush’un gafları ve Reagan’ın “uyuyan başkan”
imajı, başkanlık makamının performatif yönünü gösteriyor.
Bohemian Grove, Kaliforniya’da yılda bir kez dünyanın en
güçlü erkeklerini ağırlayan kapalı kamp alanı.
Nixon, Reagan, Bush gibi başkanlar bu kulübe üyeydi; Nixon’a
göre “başkanlık yolculuğunun ilk kilometre taşı” burasıydı.
Hiçbir Başkan'ın Kongre'den –en azından resmi olarak–
Amerika'nın para arzını tam olarak kimin yönettiğini belirlemesini istememesi
her zaman ilgimizi çekmiştir. Ve Federal Rezerv'in etrafında döndüğü söylenen
şüpheli faaliyetler neden –en azından resmi olarak– hiç araştırılmıyor?
Başkanlar, göreve başlamadan önce küresel bankacıları destekleme sözü veriyor
olabilir mi?
Pegasus, trilyon dolarlık servetlere sahip seçkin ailelerden
oluşan, hiçbir zengin listesinde yer almayan bir konsorsiyum.
Bu yapı, offshore bankacılığı, yüksek finans anlaşmaları ve
siyasi satın alma yoluyla tüm büyük partilere sızmış durumda.
15 - Irkçılığın bilimi
Öjeni, yani popülasyonu kontrollü üreme yoluyla geliştirerek
istenilen kalıtsal özelliklerin ortaya çıkmasını sağlama bilimi, 1800'lü
yılların ortalarından beri varlığını sürdürmektedir.
Öjeni, “istenmeyen” genetik özellikleri ortadan kaldırarak
“üstün” bir insan türü yaratma iddiasıyla ortaya çıktı.
Omega’nın biyomedikal uzmanı Doktor Pedemont, beyaz erkek
donörlerden alınan spermlerle genetik olarak seçilmiş çocuklar yaratıyor.
Bu çocuklar, “üstün zekâ” hedefiyle tasarlanıyor; ancak etik
dışı yöntemlerle, bir annenin birçok babası olacak şekilde doğuruluyor.
Bu deney, gerçek dünyadaki Genius Sperm Bankası’ndan ilham
alıyor.
1932–1972 arasında ABD Halk Sağlığı Servisi, siyahi
erkeklere frengi tedavisi verileceğini söyleyerek gerçekte tedavi etmeksizin
hastalığın ilerlemesini izledi.
Robert Strecker, HIV’in ABD ordusu tarafından geliştirilen
bir biyolojik silah olduğunu ve aşılar yoluyla yayıldığını iddia etti.
Wangari Maathai, AIDS’in Afrika nüfusunu azaltmak için
Batılı bilim insanları tarafından yaratıldığını söyledi.
16 - Üçüncü Dünya'yı iflas ettirmek
IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar, yardım adı altında
yüksek faizli borçlar vererek Üçüncü Dünya ülkelerini bağımlı hale getiriyor.
Bu borçlar, tıpkı kredi kartı borçları gibi, asla tam olarak
ödenemeyecek şekilde yapılandırılıyor.
Borç karşılığında:
Doğal kaynaklara erişim
Siyasi tavizler
Çokuluslu şirketlere imtiyazlar talep ediliyor.
Yozlaşmış diktatörlere borç veriliyor.
Bu borçlar, diktatörlerden değil, yoksul halktan geri
isteniyor.
Sonuç: Küresel ölçekte aşağıdan yukarıya servet transferi.
Borçların silinmesi bile bir tuzak: özelleştirme şartlarıyla
ülkelerin temel hizmetleri elden çıkartılıyor.
“Savaş kazanılmak için değil, kaynakları yağmalamak için
yürütülüyor.”
Afrika, dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip kıta
olmasına rağmen, sürekli kriz içinde tutuluyor.
John Perkins’in Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
kitabı, ekonomik işgalin nasıl yürütüldüğünü anlatıyor:
• Liderlere rüşvet
• Sahte mali raporlar
• Medya manipülasyonu
• Kalkınma kredileriyle borçlandırma
• Amaç: ülkenin kaynaklarını çokuluslu şirketlere devretmek.
Bu sistem:
• Hataları
gizler
• Muhalifleri
susturur
• Harcamaları
sorgulatmaz
• Savaş yerine
sızma, seçim yerine yıldırma yöntemleri kullanır
Yakın zamanda gizliliği kaldırılmış, 'ABD Güvenliği ve
Yurtdışı Çıkarları için Dünya Nüfus Artışının Sonuçları' başlıklı ve 10 Aralık
1974 tarihli bir belge. Bu belgede, Ulusal Güvenlik danışmanı Henry Kissinger,
"ABD'nin Üçüncü Dünya'ya yönelik dış politikasının en büyük önceliği, ABD
için mineral kaynaklarını güvence altına almak amacıyla, nüfusun azaltılması
olmalıdır" diyor.
17 - Yeni Dünya Düzeni
En basit haliyle Yeni Dünya Düzeni - teorisi, küresel
seçkinlerin dünyayı tek bir totaliter dünya hükümetine yönlendirdiğini savunur.
- Bu hükümet, ulus-devletlerin yerini alacak ve küresel
elitlerin felsefesini yansıtan yasalar koyacak
Kullanılan araçlar:
• Medya
propagandası
• Merkez
bankacılığı
• Sahte bayrak
saldırıları
• Küresel
örgütlerin güçlenmesi (BM, IMF, Dünya Bankası)
“Medeniyetin tek kurtuluşu bir dünya hükümetinin
yaratılmasında yatmaktadır.” –Albert Einstein.
David Rothkopf’un Süper Sınıf kitabı: Dünya, 6000 kişilik
bir elit grup tarafından yönetiliyor.
Bilderberg, Bohemian Grove, Masonlar, CFR gibi örgütler,
YD’nin altyapısını kuran yapılar olarak gösteriliyor.
18 - Saddam Hüseyin: Uydurulmuş düşman mı?
Saddam, 1979–2003 arasında Irak Cumhurbaşkanıydı; 2006’da
idam edildi.
Saddam, önce desteklendi, sonra “Hitler’den daha kötü” ilan
edildi.
Körfez Savaşı, medyada çarpıtılmış görüntüler ve
istatistiklerle sunuldu.
1994’te Ruanda’da 800.000 kişi öldürüldü; Koalisyon Güçleri
müdahale etmedi.
Irak ise 143 milyar varil petrol rezerviyle stratejik
önceliğe sahipti.
19 - Yüzeyin altında
“Splinter Medeniyet”,
bastırılmış teknolojilere, yeraltı üslerine ve gizli elit faaliyetlere sahip
alternatif bir insanlık kolu olarak tanımlanıyor.
Omega Ajansı’nın karargâhı, güneybatı Illinois’te terk
edilmiş bir hidroelektrik santralinin altında, haritalarda görünmeyen bir
tesiste yer alıyor.
DUMB (Deep Underground Military Bases), 1940’lardan beri
ABD’de yüzlerce yeraltı askeri üssü inşa ettiğine inanılan bir program.
Mezhgorye (Rusya): Ural Dağları’nda, 640 km²’lik alana
yayılan, Sovyetlerce reddedilen devasa askeri tesis. ABD istihbaratı 1992’de
varlığını doğruladı.
Pine Gap (Avustralya): ABD tarafından işletilen, 8 km
derinliğe sahip olduğu söylenen üs. Yerel halk, devasa malzeme sevkiyatlarını
gözlemledi.
20 - Gizli mesajlar
Bilinçaltı mesajlar, kişinin zaten planladığı eylemleri
tetikleyebilir; yeni davranış yaratmaz.
Komplo teorisyenleri, bilinçaltı mesajların kümülatif
etkisinin zihin kontrolüne dönüştüğünü savunur.
Inception filmindeki fikir yerleştirme, bilinçaltı
reklamcılığın metaforu olarak sunuluyor.
Müzikte Ters Konuşma
Pop ve rock gruplarının, Ters Konuşma, bilinçaltı mesajların
bir başka biçimidir. Şarkılara bilinçaltı mesajlar aşılamayı içerir ve
genellikle şarkının görünürdeki mesajıyla çelişir.
The Beatles Ve U2 Her ikisi de şarkılarının sözlerinde ters
anlatım kullanmakla suçlandı. Ancak, bu İngiliz bir gruptu.
“Ters konuşma” (backmasking): Şarkılara gizli mesajlar
yerleştirme.
The Beatles, U2 ve Judas Priest gibi gruplar bu teknikle
suçlandı.
Judas Priest davası: “Yap” emrinin intihara yol açtığı iddia
edildi → mahkeme “kazaydı” dedi.
Çocuklar, bilinçaltı mesajlara karşı en savunmasız grup
olarak görülüyor.
21 - Gerçek Hayattaki Mançuryalı Adaylar
…
2 Aralık 2010'da, Rusya Bugün başlıklı bir makale yayınladı
CIA gerçek Mançuryalı Adaylar mı yaratıyor? Haber kuruluşunun haberinde,
hükümetlerinin uzun zaman önce gizli suikastçılar yarattığını iddia eden bir
grup ABD askeri gazisinin açıklamaları yer alıyor. Aslında onlarca yıl önce.
Gaziler, 1950'den 1975'e kadar Maryland'deki orduya ait
Edgewood Cephaneliği'nde kendileri ve diğer ABD askerleri üzerinde deneyler
yapıldığını ve "hükümetin zihinleriyle oynadığı, zihin kontrolü deneyleri
sırasında mikroçipler ve elektrotlar yerleştirdiğini" söylediler.
Sanatın yaşamı taklit ettiği bir durum olması muhtemel olan
bu durumda, ABD Hükümeti'nin askerlerin beyinlerini yıkamak için kullandığı
elektrot implantları, kayıtlara göre 2004 yapımı Mançuryalı Aday Başrollerini
Denzel Washington ve Liev Schreiber'ın paylaştığı filmde, Schreiber'ın
canlandırdığı karakterin beynine nörobilimciler tarafından elektrotlar
yerleştiriliyor.
22 - Kan mineralleri
Kongo Demokratik Cumhuriyeti / keşfedilmemiş maden rezervlerinin
değeri: 24 trilyon dolar.
Buna rağmen ülke, “dünyanın en fakir ülkesi” olarak
anılıyor.
Koltan, cep telefonlarında
kullanılan kapasitörlerin temel bileşeni.
Koltan, altın, elmas gibi mineraller, çatışma mineralleri
olarak tanımlanıyor.
ABD, Çin ve Kanada gibi ülkeler, koltan ithalatına bağımlı.
Kongo, düşük maliyetli ve denetimsiz üretimiyle en kârlı
tedarik noktası.
Kolombiya’da FARC isyancıları, tungsten ve volframit
madenlerini kontrol ediyor.
BMW, Ferrari, Porsche gibi markaların araçlarında bu
minerallerin izleri var.
Burma’da ordu, madencilik sahalarını doğrudan kontrol
ediyor.
23 - Gizemli Ölümler
Chávez’in kasıtlı olarak kanserojen maddeyle enfekte edilmiş
olabileceğini öne sürüyor.
CIA’in 50’den fazla lideri öldürdüğü veya öldürmeye
çalıştığı iddiası, bu teoriyi destekliyor.
Ölümünden önceki politikaları, Batı’nın çıkarlarıyla
çelişiyordu.
JFK, Benazir Butto, Bobby Kennedy, John Lennon gibi
figürler:
Barış, eşitlik, özgürlük gibi temaları savunuyorlardı.
Ölüm şekilleri: yalnız saldırganlar, kazalar, açıklanamayan
koşullar.
Diana ve Dodi Fayed’in ölümü, kazadan çok cinayet olarak
yorumlanıyor.
Mohamed Al Fayed: Prens Philip’in “Nazi” ve “ırkçı”
olduğunu, Diana’nın öldürülmesini istediğini iddia etti.
Diana’nın mektubu: “Arabamda bir kaza, fren arızası ve kafa
travması planlanıyor.”
Ölüm, zihin mimarisinin en sessiz
komutudur
Papa John Paul I, lakaplı Gülümseyen Papa Daima neşeli tavrı
nedeniyle 26 Ağustos 1978'de Katolik Papa seçildi. Sadece 33 gün sonra, 28
Eylül sabahı saat 5'te I. Jean Paul ölü bulundu ve bu, papalık tarihinin en
kısa saltanatlarından birinin sonu oldu.
Otopsi yapılmadan mumyalandı.
Ölüm saati, cesedi bulan kişi, açıklamalar sürekli değişti.
John Paul I'in ölümü üzerine çok sayıda komplo teorisi
mevcut. Olası komplocular arasında Vatikan Bankası'nda faaliyet gösteren
uluslararası bankacılar, Masonlar ve hatta Vatikan'ın kendisi bile yer alıyor.
Gülümseyen Papa'nın yapılacaklar listesinin başında, Vatikan
Bankası'nda olduğuna inandığı büyük çaplı yolsuzluğu düzeltmek olduğu
söyleniyordu.
Monroe’nun ölümü: sahneye konmuş gibi → hap şişeleri,
çarşaflar, morluklar, otopside hap kalıntısı yoktu.
Günlüklerinin kaybolması, ölümün geç bildirilmesi
Üç isimli suikastçılar: tesadüf mü, kod mu?
• Lee Harvey
Oswald
• Mark David
Chapman
• James Earl
Ray
• Sirhan
Bashira Sirhan
• Üç isimli
suikastçılar → komplo teorisyenleri için ritüel bir kalıp.
24 - Gizli hapishaneler
Polonya, Romanya, İngiltere gibi ülkelerde gizli CIA
tesisleri olduğu iddia ediliyor.
25 - Uyuşturucu savaşları
Kosova, Balkan Rotası’nın merkezinde yer alır: Afganistan →
İran → Türkiye → Kosova → Batı Avrupa.
Bu rota, yıllık 500 milyar ila 1 trilyon dolar arasında
değişen eroin ticaretinin ana arteridir.
NATO’nun Yugoslavya’ya hava saldırısı, BM Güvenlik Konseyi
onayı olmadan gerçekleşti.
NATO güçlerinin, savaş sonrası Kosova’da uyuşturucu
kaçakçılarına müdahale yetkisi olmaması, “kaçakçı cenneti” iddialarını
güçlendirdi.
Kosova Savaşı, “milyarlarca dolarlık uyuşturucu savaşının
jeopolitik uzantısı” olarak tanımlanıyor.
Chossudovsky: “Afganistan’daki savaşın gizli hedefi, CIA
destekli uyuşturucu ticaretini restore etmek ve rotaları kontrol altına
almaktı”.
Ekim 2001 işgalinden sonra afyon fiyatı, 2000’e göre
neredeyse 10 kat arttı.
Taliban, savaş öncesi afyon üretimini yasaklamıştı.
26 - Grönland nam-ı diğer Komplo Ülkesi
Ocak 1968: Bir B-52 nükleer bombardıman uçağı, Thule
yakınlarında buzlara çarptı.
Project Iceworm: Grönland buz tabakasının altında nükleer
füze fırlatma sahaları inşa etmek.
1997’de DUPI raporu: ABD’nin 1965’e kadar Grönland’da
nükleer silah stokladığını doğruladı.
Bu bölüm Grönland’ı
yalnızca coğrafi bir mekân değil, kolektif bilinçaltının, mitolojik korkuların
ve bilimsel sınırların sahnesi olarak sunuyor.
27 - Çavdar Tarlasında Çocuklar bilmecesi
Çavdar Tarlasında Çocuklar, 1951’de yayımlandı
Komplo Teorisi (1997) filminde Mel Gibson’ın karakteri,
kitabı sürekli yanında taşır → CIA bağlantısı ve zihin kontrol kurbanı olduğu
ortaya çıkar.
Kitabın anlatıcısı, yalnızlık, yabancılaşma, öfke ve
ikiyüzlülük temalarıyla özdeşleşen bir figür.
Salinger / - Dünya Savaşı’nda OSS için çalıştı → Nazileri
sorgulayan karşı istihbarat ajanı.
Bir Karşı İstihbarat Ajanının Günlüğü adlı yayımlanmamış
eseri, bu dönemi anlatıyor.
Sylvia adlı Nazi işbirlikçisiyle evliliği
28 - Yetimler üzerinde deneyler
(Bu bölümde “kurgu”
çok yoğun)
Pedemont Yetimhanesi, deneyin istisna değil kural olduğu bir
kurum.
Yetimler, MK-Ultra benzeri programlarla hipnoz, genetik
manipülasyon ve nörolojik deneylere tabi tutuluyor.
Yetimlik, deney mimarisinin en savunmasız eşiğidir
ABD Halk Sağlığı Servisi doktorları, Guatemala’da:
Yetimler, okul çocukları, mahkumlar, psikiyatri hastaları
üzerinde deney yaptı.
Frengi ve diğer zührevi hastalıklar kasıtlı olarak bulaştırıldı.
29 - Area 51: İnsan mı yoksa uzaylı teknolojileri mi?
51. Bölge Nevada çölünde, Nellis Hava Kuvvetleri Üssü’nün
yanında.
1947'de New Mexico'da düşen bir uzay gemisi olduğunu ve
yetkililerin iddia ettiği gibi bir hava balonu olmadığını iddia ettiği
tartışmalı Roswell olayından hiç bahsedilmiyor. Teorinin savunucuları, 51.
Bölge'nin hangarlarının uzay gemisinden çıkarılan uzaylı bedenlerine dair
kanıtları gizlemek için kullanıldığını iddia ediyor.
Bob Lazar / Area 51’de 9 farklı dünya dışı araç üzerinde
çalıştığını iddia ediyor.
Noktaları birleştirmek
Nüfus azaltma söyleminin ardındaki ideolojik, ekonomik ve
tarihsel kodları deşifre eden bu metin, öjeni, medya manipülasyonu, emperyalizm
ve bastırılmış teknolojiler gibi temaları bir araya getirerek küresel
seçkinlerin “gizli gündemini” sorguluyor.
Işık figürleri hayal ederek değil,
karanlığın bilincine vararak aydınlanılır.
Carl Jung
Her gün 21.000 kişi açlıktan ölüyor → her dört saniyede bir
can.
Gerçek kıtlık yok → kaynaklar yeterli ama adaletsizce
dağıtılıyor.
Petrol ve değerli metal endüstrileri, kıtlık algısını kâr
için besliyor.
Medya, kitleleri hizalamak için kullanılıyor → savaş, terör,
kıtlık, aşırı nüfus gibi “kaçınılmaz” anlatılar pompalanıyor.
Tesla’nın ücretsiz enerji ve kendi kendini şarj eden ulaşım
icatları → kirliliği bir gecede azaltabilecek potansiyele sahip.
Yeni bir paradigma: Bilgi, eşitlik, umut
Kapitalizm, işçi sınıfını kraliyet arılarına hizmet eden
işçi arılara dönüştürdü.
Sonsöz
Yılan, Adem ve Havva’ya acır ve Tanrı’dan bir lütuf ister:
kendini kandırma yetisi.
Bu armağan, insanın ne Tanrı’yı ne Şeytan’ı gerçekte
görememesini sağlar.
Yasak bilgiye cesaret eden insan, sonsuz yaşama yaklaşır →
Tanrılar tarafından durdurulur.
Yılan, Tanrı’nın maskesi olabilir mi? → Tanrılar mı
kandırıyor, Yılan mı kurtarıyor?
Gerçeklik, sabit değil; inançla şekillenen bir film.
Richard Spence
Idaho Üniversitesi, Tarih Profesörü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder