22 Nisan 2012 Pazar

Besim F. Dellaloğlu – Romantik Muamma


Besim F. Dellaloğlu – Romantik Muamma

…modernliğe karşı ilk isyandı romantik hareket. (s. 8)

Romantizm topyekûn bir düşünce biçimidir; hayata karşı bir duruştur. (s. 9)

Romantizm, anti-mimetik bir estetiktir.
Romantizm yaşamın ne olduğuyla ilgilenmez, onun ne olması gerektiğiyle ilgilenir. (s. 10)

Erken romantikler (Jena romantikleri);
August Wilhelm (1767-1845)
Friedrich Schlegel (1772-1829)
Friedrich von Hardenberg / Novalis (1772-1801)
Friedrich Schelling (1775-1854)
Friedrich Schleiermacher (1768-1834)
Ludwig Tieck (1773-1853)
Caroline Schlegel-Schelling (1763-1809)
Dorothea Schlegel (1764-1839)
Friedrich Hölderlin (1774-1843)

Caroline Michaelis, A.W. Schlegel’le evlenir.
Dorothea, Moses Mendelsshon’un kızıdır ve bir bankerle evlidir. O da bir süre sonra eşini terk eder ve F. Schlegel’le birlikte yaşamaya başlar. (s. 13/14)

Romantizm hakikat duygusunu yitirmeden onunla alay edebilmeyi mümkün kılar. Hakikat onunla da onsuz da olunmaz bir şeydir. O hem hedeftir hem temsil edilemez. Romantizm işte tam da bunun bilincidir.
Yanlış yaşamı doğru yaşamaya çalışmak romantik bir edimdir. (s. 18)

Romantizm ilkellik ve saflıktır.
…tekil olana sadakattir. (s. 19)

…şeyler üzerine, kavramların bize sağladığı rasyonel bilginin ilkelerini içeren felsefe, iki tür kavrama göre bölünür. Söz konusu kavramlar doğa kavramları ve özgürlük kavramıdır.
…şeyler belirlenmiş değil de özgür olsalardı, bilimin nesnesi olmazlardı. (s. 24)

Kant’a göre, “yargıgücü, anlama yetisi ile akıl arasında bir orta terim (bağlaç) oluşturur. (s. 25)

(Romantik sanat)
…yapıt idealin tasarımıdır; ancak ideal değildir. (s. 27)

(Hegel, Schelling ve Hölderlin’in yazdığı) 1796 tarihli Alman İdealizm Sistemi için Erken Program…

Metne göre “tüm düşünceleri birleştiren düşünce, Platonik anlamda, güzel düşüncesidir.” Aklın en yüksek edimi estetik edimdir. (s. 30)

(Friedrich Schlegel) Mitoloji doğanın sanat yapıtına dönüşmüş halidir. (s. 32)

(Novalis) Duygu kendini duyumsamaz.

(Jaspers) Felsefe yolda olmaktır; hiçbir yere yerleşememektir. (s. 36)

(Organik bir toplum anlayışı) cins kimliklerinin toplumsallığını ve siyasiliğini vurgulayan ve bu kimlikler arasında eşitliği talep eden bir cinsel politika. (s. 41)

Romantizm, kesinlikle bir anti-kapitalizmdir. (s. 43)

Romantik siyaset her zaman ideal tarzında bir siyasettir.
…romantizm öncelikle özneye yapılan bir vurgudur. Bu açıdan her türlü otoriter siyaset, romantik imgelemin dışına düşer. (s. 44)

Modern yaşamın radikal eleştirisi romantizmin temel varolma nedenidir. (s. 45)

Modern dönemde akıl, toplumun öznedeki ajanıdır. (s. 46)

Akıl aynı zamanda iktidar, egemenliktir.
Modern düşünce, özne ile nesnenin kategorik ayrımına dayanır. Yani özne nesneden bağımsız olarak, nesne de özneden bağımsız olarak tanımlıdırlar. (s. 47)

Modern özne “ben” sözcüğünü çok kullanır.
“Ben” içi boş bir iddiaya dönüşür modern dönemde.

Modern, özne için hem bir rahim hem de bir tabuttur.

Modern kent kamudur. Kamu kalabalıktır. Modern kent öylesine kalabalıktır ki orada faili meçhul cinayetler işlenir herkesin gözü önünde. (s. 48)

(Heidegger) “Yapılıp edilenlerden sorumlu hep “herkes” daha doğrusu “hiçkimse”dir. Böylece herkes alanı insanın günlük yaşam yükünü hafifletir.
Herkes alanında her kimse ötekidir ve hiç kimse kendisi değildir.” (s. 49)

Modern özne için en güvenli sığınaklardan biri ironidir.

Modern özne kendisi bile değildir. Tüm özneler birbirlerinin yerine geçebilirler; çünkü modernlik, özneyi işlevi ya da rolüyle tanır.
Niteliksel farklılıklar, niceliksel özdeşlik içinde erimiştir.

Para,
…bütün niteliği ve bireyselliği şu soruya indirger: Kaça? (s. 50)

“Para, şeylerin bütün nitel farklarını ‘kaça?’ terimiyle açıklar. Para, …bütün değerlerin ortak adlandırıcısı haline gelir.” Georg Simmel (s. 50/51)

(Özgürlük) Talep etmek teslimiyettir. Özgür özneler talep etmeyenlerdir. (s. 51)

Friedrich Schlegel’e göre, modern üretim teknikleri, insanı insanlıktan çıkarıcı bir niteliktedir; insanı köleleştirmektedir. (s. 52)

Maddi çıkar, modernliğin temelidir.
Burjuvanın dünyası tüketebildiği nesnelerden oluşan bir dünyadır.
Modern birey, bir Faust’tur. O, bilincini, rahatlık ve güvene satmıştır.

Romantiklere göre toplum, içinde insanların rekabet ettikleri değil, işbirliği yaptıkları bir topluluk olmalıdır.
…özne …kendini ötekilerle etkileşim halinde gerçekleştirmeye çalışmalıdır. (s. 53)

İnsan olma durumu ussallığa indirgenemez. (s. 56)

Kendilik ve ötekilik iç içedir ve birbirinden kolaylıkla ayrılamaz. (Öteki, “sen”dir)

…Schleiermacher, din bilincini estetik bilince yakın bulur; çünkü her ikisinde de esas olan duygudur. (s. 57)

(Din sezgisel verilere itibar ettiği için, dolaylı olarak dogmatik olmak zorundadır.)

(Romantizm ile Protestanlık)

Reformasyon esas devrimdir. Çünkü Luther’in önderliğindeki Reformasyon’la birlikte tin kendinin bilincine varmıştır. (s. 60)

…romantizmin din anlayışının en iyi ifadesi panteizmdir. (s. 61)

Felsefenin estetikleşmesi Alman felsefesinde Kant’la başlamıştır.

…estetiğin öne çıkışı, Kant’la sadece biçimsel ya da düzenleyici nitelikteyken, Schelling’de tamamen tözsel bir nitelik kazanır. (s. 66)

Schelling’e göre
…felsefe hiçbir şeye yaramaz.
Bir şeylerin aracına dönüşmüş felsefe, kendini ortadan kaldırır. Felsefenin kendisi bir yapıttır ve bu estetik bir yapıttır. (s. 67)

Yöntem, hakikat için zorunlu koşul değildir. (s. 70)

Schleiermacher için “sanat kurallara indirgenemeyendir.” (s. 72)

(Aristoteles)
…katharsis
…tragedyanın hedefidir. (s. 80)

Romantizm, bir bakıma umutsuz idealizmdir. (s. 82)

Romantik sanatçı sonuna kadar üslupçudur. Gidecek bir yer kalmayınca, üslup bir sığınak haline gelebilir. Üslup, romantikler için sığınaktır. (s. 84)

(parçacık)
…çünkü mutlak ancak tekil biçimde algılanabilir. (s. 86)

Parçacık melankoliktir. (s. 87)

İroninin …önemli özelliği anlama dayalı olmak yerine performansa dayalı bir ifade tarzı olmasıdır. (s. 90)

Modern özne ironik bir öznedir. (s. 92)

Nemo, bir insanın kendi boşunalığının ve geçiciliğinin farkında olmasına işaret eder. (s. 96)

Sanat yapıtı, ironinin mola verdiği andır; sonsuz özdeşsizliğin yorulup özdeşliğe (uyuma) teslim olduğu andır.

Romantik tavır, gerçekliği askıya alır. Bunu da ironiyi kullanarak yapar. (s. 99)

(Novalis)
Hayal gücü en büyük servettir. (s. 121)

İnsan olmak bir sanattır.
Her İngiliz bir adadır.
İnsanın varlığı hakikatin içindedir. Eğer insan hakikati feda ederse, kendini de feda eder. Hakikate ihanet eden, kendine ihanet eder. (s. 123)

Felsefe aslında sıla hasretidir; her yerde evde olma isteğidir.

Duygu, bölünmüş ruhtur. (s. 124)

İnsan bildikçe daha çok öğrenmek zorundadır. Cehalet bilgiyle birlikte artar. Belki buna cehalet değil de cehaletin bilgisi demek gerekir. (s. 126)

Ayrıntı Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder