22 Nisan 2020 Çarşamba

Ömer Seyfettin Hikâyelerinde Alt Metinler


Serkan Özdemir - Ömer Seyfettin Hikâyelerinde Alt Metinler

…çalışma Ömer Seyfettin’in eserlerini, yazarın hayatından yola çıkmak yerine metinlerin göndergelerinden hareketle anlamayı ve açıklamayı hedeflemektedir.
Giriş
Hatıra/anı/günlük formundaki yazılarını askerlik hayatı sonrasında çeşitli dergi ve makalelerde çıkan siyasî, toplumsal, edebî tenkit içerikli yazıları takip eder. Bunlarla eş zamanlı olarak Batı klasiklerinden yaptığı tercümeler, yazdığı şiir ve mensur şiirler de onun eser verdiği edebî formları oluşturur. Hikâyeciliği kadar siyasî ve ideolojik düşünceleriyle de birçok edebiyat araştırmacısının ilgi odağı haline gelir.

…yazınsal faaliyetlerini birden fazla edebî türde sürdürmesine karşın, hikâyeleriyle ön plana çıkar (s. 1).

Sağlam bir kurgu üzerinde yükselen hikâyeler çoğunlukla ‘edebî realizm’ ile ‘gündelik realite’ arasında seyreder.

Ömer Seyfettin’in edebiyatımızda Mauppasant tarzı hikâye geleneğinin öncülerinden olduğunu söylememiz gerekir.
…iki yazarın hikâyelerinde gündelik olaylara ve hayata bağlılığı da dikkat çeker.

…sanat anlayışı üç kavram etrafında şekillenir, “Hakikat, hayat, müşahede...” / s. 2

‘Hayat’ı, etrafında hikâye teşkil edebileceği her şey olarak değerlendiren Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde gündelik realite (hayattan alınan hakikat parçaları), edebî realizme dönüşür.
…gündelik hayattan kurmaca hayata geçiş  ‘müşahede’ ile sağlanır (s. 3).

Ömer Seyfettin, bir yazısında Antoine Albalat’ın “Yazmak istediğiniz vakit okuyunuz; yazabileceğiniz vakit okuyunuz; artık yazamayacağınız vakit de okuyunuz ...” sözlerine yer vererek sürekli bir okuma etkinliğini önemsediğini gösterir (s. 7).

Ömer Seyfettin’in okumaları edebî metinler temel alındığında genel olarak iki ayrı kanaldan beslenir. Bunlardan birini Batı edebiyatı metinleri, diğerini Türk edebiyatı metinleri oluşturur.

“Nesrin, nazmın tekniği garptadır. Modeller garptadır. En büyük şaheserler garptadır.” diyen Ömer Seyfettin okuma eyleminin başına Yunan ve Latin klasiklerini koyarak sanatın sırrının bu eserlerdeki sadelik, saflık, samimilik ve vuzuhta olduğunu iddia eder. Ömer Seyfettin için en önemli klasik yazarların başında Odisse ve İliada gibi şaheserler yazan Homer gelir.
Ömer Seyfettin onun İliada adlı eserinden tercümeler yapar.

Çeşitli bağlamlarda göndermeler yapılan Shakespeare (Othello), Emile Bergeret (Lyre Brise), Gaston Deschamps (La vie et Livres), Cervantes (Don Kişot), Maurice Leblanc (Arsen Lüpen serisi), Sir Artur Canon Doyle (Sherlock Holmes), Daniel Defo (Robinson Crusoe), Piere Loti’nin (Aziyade, Desenchantee) metinleri Ömer Seyfettin’in okuma yelpazesinin sınırları hakkında bir fikir verir.

Ömer Seyfettin’in okuma edimini yönlendiren diğer kültürel alanı, Divan edebiyatı, Batı tesirindeki Türk edebiyatı (Tanzimat, Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti dönemleri) ve millîleşme sürecine giren Türk edebiyatı metinleri (Millî edebiyat), Halk edebiyatı metinleri oluşturur.
…kültürel bir miras olarak gördüğü divan edebiyatını dil yönünden eleştirir.
Bir insan kendi edebiyatının tarihini bilmezse mümkün değil millî bir satır yazı yazamaz.

2.Metinlerarası İlişkiler (Intertextualıty)
Metinlerarasılık, terim olarak ilk defa 1960’lı yıllarda Fransız edebiyat kuramcısı Julia Kristeva tarafından ortaya atılır (Saussure ve Bakhtin’e rağmen).
…tüm kuramcılar metinlerarasılığın iki metin arasında meydana gelen ilişki olduğu düşüncesinde birleşirler. Bu ilişki/bağlantının gerçekleşebilmesi için bir ‘alt metin’ (hypotext) ile bir ‘ana metin’e (hypertext) gerek duyarlar. Bu iki metin arasındaki ilişkiler farklı kuramcılar tarafından çeşitli şekillerde açıklanmaya çalışılır.

Metinlerarası bağlantılar:
yer/bağlam değiştirme (transposition)
değişim /dönüşümler (transformation)
Taklit/tekrar (imitation)

‘Sosyal metin’(social text) ve ‘yer/bağlam değiştirme’ (transposition) kavramları Kristeva’nın en çok üzerinde durduğu konulardır.

‘Sosyal metin’, metinlerin kendi içinde incelenip anlamlandırıldıktan sonra sosyal ve tarihî metinlerle ilişkilendirilerek metinlerin sosyal ve tarihî bir ortama oturtulmasıdır.

‘Yer/bağlam değiştirme’ (transposition) Kristeva’ya göre herhangi bir metin parçasının başka bir metne taşınmasıdır.
Kendisinden önceki metinlerden yapılan alıntılar Kristeva metinlerarasılığının omurgasını oluşturur.

Barthes’in konuyla ilgili olarak ortaya attığı ‘açık metin/yapıt’ kavramı metinleri başka metinlere açarak, kapalı bir sistem olmaktan uzaklaştırır.
Roland Barthes’a göre “yazar ölmüştür.”
…anlamlama sürecinde hakimiyet okurun eline geçer.

“Her metin bir metinlerarasıdır.” diyen Barthes metinlerin bir “yeniden üretme” işi olduğu düşüncesiyle onları “eski alıntıların yeni bir örgüsü” olarak nitelendirir.

…metinlerarasılık Harold Bloom’da “kendisinden önceki metinlerden etkilenme” olarak belirir.

Gerard Genette’e göre toplam beş ayrı metinsel aşkınlık kategorisinden söz edilebilir.
1) Metinlerarasılık (intertextuality),
2) Ana metinsellik (hypertextuality),
3) Yan metinsellik (paratextuality),
4) Üst metinsellik (architextuality),
5) Yorumsal üst metinsellik (metatextuality)

3.Ömer Seyfettin’in Hikâyelerinde Alt Metinlerin Tespiti ve Metinlerarasılık Uygulamaları
Ömer Seyfettin hikâyelerinde aşağıdaki metinlearasılık unsurları şeklinde karşımıza çıkar:
1) Epigraflar
2) Alıntılar (Gizli Alıntılar/Plagiat-Anıştırmalar/Allusion)
3) Notlar (Açıklamalar/Dipnotlar/Başlık Altı Notlar)
4) Göndermeler (Metinlere ve Şahıslara Yapılan Göndermeler)
5) Çağrışımlar (Okur Merkezli Çağrışımlar/Yazar Merkezli Çağrışımlar )
6 ) Dönüşümler/Değişimler (Konuya Bağlı Değişimler/Türe Bağlı Dönüşümler) / s. 35

İki Mebus
Hikâyenin başlığı bir yan metinsel unsur olarak okurda bazı siyasî çağrışımlar meydana getirir.
…Bu zavallı Tevfik Fikret de taab-ı tahassüsle ihtiyarlayınca edebiyattan nefrete başlamış…
Bu ifadelerde Tevfik Fikret’in ruh haline yapılan açık bir gönderme göze çarpar.

Tevfik Fikret’e yapılan gönderme, Feylesof ile Fikret’in duygu ve düşünce dünyasındaki paralellik, hikâyeyi Rübâb-ı Şikeste’nin anlam sahasını da çağrıştıran bir konuma eriştirir.

İsim anma yöntemiyle yapılan açık gönderme sonucunda Rübâb-ı Şikeste ve İki Mebus adlı eserler arasında meydana gelen metinlerarası ilişki, alt metinlerin ana metin içine girmesi ve onun anlam alanını etkilemeyi amaçlamasına dayalı bir anametinselliktir (s. 38).

Erkek Mektubu
Hikâyede bir başka yazarın ve eserinin adının anılması yöntemiyle tesis edilen metinlerarası ilişki kendisini “Erkek Mektubu” adlı hikayede bir alt metnin açığa çıkmasıyla belirginleştirir. Bu alt metin Pierre Loti’nin “Les Desenchatee”sidir.
Loti’nin “Mutsuz Kadınlar” adlı romanında sözü geçen mektuplarda ve Ömer Seyfettin’in Erkek Mektubu adlı hikâyesindeki mektupta bir bayan memnuniyetsizliği ve serzeniş vardır.

Busenin Şekl-i İptidaîsi
Hikâyede bir erkeğin hayat kadınıyla yaşadığı bir gecelik aşk konu edilir.
…hayat kadını öpmeyi sadist bir temele dayandırır…
Sadizm, Fransız yazar ve düşünür Marguis De Sade’nin isim babalığını yaptığı ve eserlerinde incelediği bir kavram olarak karşımıza çıkar. Zaten Ömer Seyfettin’in hikâyesinin ileriki sayfalarında da adı zikredilen Sade ve konuyla ilgili eseri ‘Justine/Erdemin Felâketleri’ bu hikayede bir metinlerarasılığın varlığını kaçınılmaz kılar (s. 41).
Sade ve Ömer Seyfettin arasındaki metinlerarasılık doğrudan gönderme ve etkilenme vasıtasıyla gerçekleşir…

Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
Ömer Seyfettin’in Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür adlı hikayesinde Heredote Tarihi’nde yer alan bir vak’a edebî dönüştürmeler çerçevesinde konu edilir. ‘Anlatı içinde anlatı’ olarak da niteleyebileceğimiz bu hikâyede hem Ömer Seyfettin’in kurmaca olarak naklettiği olaylar dizisi hem de Heredote Tarihi’ndeki gerçek bir vak’a olan Candole’un başından geçenler anlatılır.
…yazar, ‘Heredote Tarihi’den hem ‘alıntı’ aracılığıyla hem de hikayesine konu/kaynak olarak kullanır.
Alt metin olarak ele aldığımız Heredote Tarihi’ne anametinden (Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür) yapılan sapmalar, okuru bu metinden haberdar olmaya mecbur bırakır.
Bu hikâyede meydana getirilen metinlerarasılık uygulamalar anametinsel değişim/dönüşümlere verilebilecek en güzel örnekler arasında yer alır. Çünkü bu hikâyede metinlerarasılık yalnızca gönderme veya bir yönüyle iki metni ilişkilendirme biçiminde tesis edilmemiştir. Gerek alt metin veya kaynak metin üzerinde yapılan kesme ve dönüştürme, gerekse ana metinde gerçekleştirilen alıntılama, genişletme ve değiştirmeyle „’Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür’’ adlı hikâye tamamıyla anametinsel uygulama alanı görünümündedir (s. 49).

Bahar ve Kelebekler
…hikâye yaşlı bir kadın ve torununun arasında geçen konuşmalar nedeniyle bir kuşak çatışmasına dönüşür.
…genç kız Pierre Loti’nin ‘Desenchantee’ (Mutsuz Kadınlar) adlı kitabını okuyor.
Hikâyede yaşlı kadın aracılığıyla Pierre Loti’nin düşünceleri ve kitabı eleştirilir Bu eleştiri temelli gönderme bir metinlerasılığa neden olur.
Mauppasant’ın kısa hikâyesi “Jadis” ve “Bahar ve Kelebekler ” arasındaki benzerlikler yapısal ve şematik olduğu kadar karakterlerin sayısı, bazı ana hatlar, kurgu ve anlatım tekniği bakımından da ilişkilidir

İrtica Haberi
Ömer Seyfettin, hikâyede küçük bir nota yer vererek, konunun “Bir zabitin cep defterinden” alındığını belirtir. Bu not metnin okuruna bir yön tayin eder ve metnin anlam dairesinin sınırlarının çizilmesine yardımcı olur.
…okur, sözünü ettiğimiz notu gördüğünde doğal olarak Ömer Seyfettin’in hayatı ile eseri bağlantı içine sokar.
…hikâyede metinlerarasılık kategorilerinden bir diğeri anametinselliktir. Anametinselliği sağlayan unsurlar, kendisini üç alt metin çevresinde gösterir. Gönderme yoluyla adı anılan Roland De Mares’ın “Mal Ottoman” adlı makalesi ve Mithad Paşa’nın Kanun-i Esasi’si ile özetleme ve çağrışım yöntemiyle ana metne sokulan Pierre Loti’nin “Aziyade” adlı romanı bahsettiğimiz alt metinlerdir.

Primo Türk Çocuğu
s. 59 vd.

Piç
Osmanlı’nın Mısır ve diğer bölgelerden çekilme zorunda kalmasıyla: “…hain ve zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar bu zavallı İslam memleketinin bütün hayat damarlarını ellerine geçirmişler…”
Ömer Seyfettin kurmaca karakterler üzerinden milli hassasiyetini bu ifadelerle ortaya koymaktadır.

Küçük Hikâye
Hikaye kişisi aracılığıyla alıntı yapılan şiir Ziya Paşa’nın “Terkib-i Bend”idir.
Hikayedeki Max Nordau, Namık Kemal, Hristo Bertof göndermelerini ikinci metinlerarasılık kategorisinde değerlendirmek gerekir. Medeniyetimizin Ekâzib-i Mevzuası ve Terkib-i Bend’i birinci kategoride değerlendirilmelidir.

Başını Vermeyen Şehit
…hikâyenin çıkış noktası ve arketipi Peçevî tarihinde yer alan Grijgal kadısı destanıdır.
Ömer Seyfettin hikayesini kurarken Peçevi Tarihi’ndeki Grijgal kadısı destanında anlatılan olayların kronolojisine sadık kalmıştır. İki eserin de iskeletini meydana getiren olaylar dizisi aynıdır.
Bu tarz anametinsellik özelliği taşıyan metinlerin okuma işlemi ancak iki metnin karşılaştırmalı olarak ele alınmasıyla tamamlanabilir.

Harem
Sermet ile Nazan’ın gün geçtikçe kıskançlık nedeniyle çekilmez bir hal alan evlilik hayatları konu edilir.
…okuduğu hikayede çiftlerin birbirini aldattığını düşünen okur, hikayenin sonunda böyle bir şeyin olmadığını, yaşananların sanılanın aksine bir ‘cürm-i meşhut’ hadisesi olmadığını anlayacaktır.
Nazan’in hikayede yaptığı Don Kişot benzetmesi, aslında yazar tarafından Cervantes’in Don Kişot adlı eserine yapılmış bir göndermedir.
…eşinin kıskançlığı için Sermet’e “Vay Othello Bey !” şeklinde hitap eder. Othello ismi duyan okur, Shakespeare’in bir trajedisine gönderme yaparak, okuru ilgili metni düşünmeye, iki metin arasındaki bağlantıyı çözmeye yöneltir.
Shakespeare’in Othello’su, aynı zamanda Harem adlı hikayeye konu bakımından kaynaklık eder. Bu nedenle iki metin arasında birçok yönden metinlerarası ilişkiye dayalı benzerlik mevcuttur.
…iki metnin temelini de kıskançlık oluşturur.

Fon Sadriştayn’ın Oğlu
Fon Sadriştayn’ın Oğlu adlı hikaye aslında Ömer Seyfettin’in bir başka hikayesi olan Fon Sadristayn’ın Karısı adlı hikayenin devamıdır.
(Fon Sadriştayn’in Oğlu), altmetnin (Fon Sadriştayn’ın Karısı) devamı olarak kurgulanmıştır. Bu iki metin arasındaki ilişki metinlerarsılık terminolojisinden hareketle ‘uzatma’ işlemi olarak nitelendirilebilir. Çünkü yazar aynı şahıslar kadrosunu kullanarak, aynı konu üzerinde, zamansal bir devamlılık içinde anametni kurgular.

Yalnız Efe
Hikayenin başında (…) göndermeler okura halk anlatılarını, destanları ve koşmaları çağrıştırır.
Bundan sonra okur elindeki metni bir hikaye olarak değil bir yiğitlik destanı olarak algılamaya başlar.

Ashab-ı Kehfimız
Hikâyede bir Ermeni gencinin günlüğü/hatıraları şeklinde oluşturulan hikâye kurgusuyla, onun bakış açısından Osmanlı’nın Tanzimat ile başlayıp Meşrutiyet ile son bulan süre içindeki bir takım siyasi, sosyal ve toplumsal olaylar anlatılır.
Hikayede defalarca “bila tefrik-i cins u mezhep” vurgusu yapılması, Kanun-i Esasi’ye yapılan gönderme olarak metinde yerini alır.
Kehf suresinde Ashab-i Kehf ile ilgili bir menkıbe yer alır. Çeşitli dinî kaynaklarda ve hadislerde de anlatılan “Ashab-ı Kehf’ ile ilgili menkıbe metnin anlam dairesinde metinlerarası okura kutsal kaynakları çağrıştırır.
Göndermenin din değiştirmeleri istenilen Ashab-ı Kehf (gençler) ile Türklüğünü unutması istenen Türkçüler arasında bir bağlantı kurmak için hikâyeye konulduğu anlaşılır.
Ömer Seyfettin’in Rene Pinon’dan alıntıyla hikayede yer verdiği “Türkler, aldıkları askerlerin içinden ırkça Türk olanları İstanbul’da, Edirne’de, Makedonya’nın mutedil, güzel yerlerinde istihdam ederler, gayri Türkleri Yemen’e Fizan’a en uzak yerlere gönderirler.” şeklindeki sözler bir metinlerarasılığa neden olur. Yazarın kendi metninde başka bir yazara ait ifadeleri tırnak içinde ve isim belirterek kullanmakla açık bir şekilde alıntı yapar. Burada metinlerarasılık açısından altmetin haline gelen Rene Pinon’un eseriyle ilgili bilgi verilmez.
Yazar kurmaca karakter vasıtasıyla Tevfik Fikret’e ve şiirine yönelik bir eleştiri yapar.
Hikâyede ismi anılarak gönderme yapılan bir isim de Ahmet Mithat Efendi’dir.

Açık Hava Mektebi
s. 106 vd.

Bilgi Bucağında
s. 116 vd.

Şîmeler
s. 128 vd.

Sonuç
Tüm edebî faaliyetlerde olduğu gibi Ömer Seyfettin’in hikâyeleri de metinlerararasılık niteliğine sahiptir. Hikâyelerinin önemli bir bölümü alt metinler (hypotext) üzerine inşa edilir.
Ömer Seyfettin’in hikâyeleri, okurlarını farklı metinlere yönlendiren, onları farklı anlam ve çağrışım alanlarına sevkeden yapılardır.
Ömer Seyfettin’in metinlerinde yer verdiği metinlerarası göndergeler geniş bir okuma birikimine sahip olduğunu gösterir.

Ömer Seyfettin’in hikâyeleri çoğunlukla yer/bağlam değiştirme (transposition), değişim/dönüşüm (transformation), tekrar/taklit/yeniden yazma (imitation) gibi anametinsel uygulamaların yer aldığı bir kurgusal oyun sahasıdır.
Serkan Özdemir - Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder