7 Ekim 2020 Çarşamba

Patrick Süskind - Bir Çatışma

 Hikâyenin sesli kaydı:



Bir Çatışma

Bir ağustos akşamının erken saatlerinde, parktaki insanların çoğu oradan ayrıldıktan sonra, Lüksemburg Bahçeleri’nin, kuzeybatı ucundaki pavyonda iki adam hâlâ satranç tahtasının başında karşılıklı oturuyorlardı…

 

Yetmiş yaşlarında, oldukça çirkin bir erkek olan bu usta, karşısındaki genç rakibinin her bakımdan tam tersiydi.

 

Çevresinde toplananlar bu adamı çok iyi tanıyordu. Hepsi de onunla oynamış ve oyunu kaybetmişti; çünkü bu adam kesinlikle bir satranç dehası olmasa da neredeyse nefret edilesi bir özelliğe sahipti: Hiç hata yapmıyordu…

 

(genç oyuncu) veziri çekti! ta ileriye, rakibinin sahasının önlerine kadar çekti,

Piyonuyla siyah vezire saldırır.

Adam vezirini feda edip fili G7’ye koyuyor!

İşte o zaman seyircilerin gözleri nemleniyor, yürekleri ısınıyor. Bu adam, onların hep oynamak istediği ama asla oynamayı göze alamadıkları gibi oynuyor.

Yaşlı adam da suçluluk duyarak ezilip büzülerek yapar hamlesini.

Bir dakika sonra siyah fil “şah” der.

 

Yedi­sekiz hamleden ve karşı hamleden sonra satranç tahtası boşalır. Kıyımın bilançosu Siyah açısından fecidir: Yalnızca üç taşı kalmıştır; şah, bir kale ve bir tek piyon. Beyaz ise şahı ve kalesi yanında vezirini ve dört piyonunu kurtarmayı başarmıştır.

 

(seyircilerin ısrarla desteklediği genç adam yenilgiyi kabul etti ve oyun bitti)

 

Karşısındakinin özgüveni, dâhiliği ve onu çevreleyen gençlik halesi yenilemez görünmüştü gözüne. İşte bu yüzden gereğinden de temkinli oynamıştı. Bu da yetmemişti. Kendine karşı dürüst olması gerekirse Jean şunu da itiraf etmeliydi ki, tıpkı ötekiler gibi o da yabancıya hayranlık duymuştu, hatta onun galip gelmesini dilemişti içinden; böylece onu, Jean’ı, yıllardır beklemekten yorulduğu yenilgiye olabildiğince etkili ve dâhice bir biçimde, en sonunda kavuşturmuş olacaktı; böylece Jean en büyük olmanın, herkesi yenmek zorunda olmanın verdiği baskıdan sonunda kurtulacaktı; böylece o nefret dolu seyirci topluluğu, o kıskanç güruh, sonunda tatmin olacak, Jean da huzura kavuşacaktı, en sonunda... Ama sonunda yine elbette yine o kazanmıştı. Ve bu zafer satranç oyunculuğu yaşamındaki en iğrenç zaferdi

 

Aslında bugün yenilmişti o, rövanşı oynanamayacağı ve gelecekte ne kadar parlak bir galibiyet kazanırsa kazansın asla acısı çıkarılamayacağı için de korkunç ve kesin bir yenilgiydi bu.

…satranç işine bir daha dönmemek üzere son vermeye karar verdi.

(s. 21-32)

 

Türkçeleştiren: İlknur Özdemir

Patrick Süskind, Üç Buçuk Öykü

Can Yayınları, 3. basım, 2012

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder