5 Kasım 2023 Pazar

Mimarlık-Zaman İlişkisine Bir Yaklaşım Olarak Kalıcılık

 Mimarlık-Zaman İlişkisine Bir Yaklaşım Olarak Kalıcılık

Kurulan mimari düzen sonludur ve sürekli kendisinden daha baskın çeşitli güçlerin altındadır.

 

…bir ofis binası yenilenerek işlevini koruyarak kalıcılaşabilir, ya da eski bir tersane bir müze olarak kalıcılaşabilir.

 

Michelet, 1830 yılında tarihçinin çevre ve iklim hakkında bilinçli olması gerektiğini yazar ve iklimi tarihe dahil eder.

 

Aynı mekanda farklı zamanlar içinde meydana gelen çevresel değişikliklere uyum gösterebilmek o mekanda daha uzun süre vakit geçirilmesini sağlar. Mekanın ışık, ses, sıcaklık gibi konforları sağlaması ve dönüşebilir olması sayesinde kullanıcılar farklı bir mekana veya farklı bir işleve ihtiyaç duymadan aynı yeri kullanmaya devam edebilir. Bu sayede yapıların ömrü hem işlevsel hem fiziksel olarak uzamış olur.

 

1905’te Rothschild Foundation, Paris’te insan sağlığında görülen temel problemleri gittikçe yoğunlaşan kentleşmeye bağlar.

 

Buckminster Fuller ise yaşadığımız gezegenin doğal kaynaklarının tükeneceğini öngörerek çevreyi ve insan hayatını sürdürülebilir kılacak yapılar tasarlamıştır.

 

Antik kentlerden günümüze en sağlam haliyle kalan yapılar genellikle tapınaklar, hamamlar, tiyatrolardır. Konutların ise temelleri haricinde üst yapıları çoğunlukla yok olmuştur.

 

Külekçi, Ilgın (2014), Mimarlık-Zaman İlişkisine Bir Yaklaşım Olarak Kalıcılık, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder