5 Kasım 2023 Pazar

Tarihi Kent Dokusu ve Mimari Mekânların Geleceğe Taşınmasında Bir Yöntem Önerisi Sivas Örneği

Tarihi Kent Dokusu ve Mimari Mekânların Geleceğe Taşınmasında Bir Yöntem Önerisi Sivas Örneği

 

Birlik (2006) doktora çalışmasında kimlik, görsel kimlik ve tarihi çevre kavramlarını araştırarak Trabzon kenti örneğinde sit alanlarında sivil mimari yapıların cephe tipolojileri incelenmiştir.

 

Çöl (1998)’ün isimli çalışmasında kent kimliği kavramı araştırılmıştır.

Demir (2006) tarafından hazırlan çalışmada kentlerin kimlik probleminin sosyal, mimari, siyasi ve kültürel boyutlarını araştırmıştır

Deniz (2004)’in “Konya'da Farklı Üç Kentsel Mekânda Kent Kimliği Üzerine Bir Araştırma” isimli araştırmada kent kimliğini ve şehirlerin kimliklerinin değişimi Konya örneklemi üzerinden incelemiştir.

 

Deniz (2021) “Kentsel bellek bağlamında Tarsus Tarihi Ticaret Merkezi'nin değerlendirilmesi” isimli çalışmasında / belleğin korunarak geleceğe aktarılması için öneriler geliştirmiştir.

 

Mutlu (2020) “Yeniden yapılanma sürecinde kentsel bellek mekânlarının korunması” isimli çalışmasında birey veya grup ile mekân arasında kurulan anlamlı bağların, kimlikli şehirlerin oluşumu için potansiyel bir güç taşıdığını ifade etmiştir.

 

Mekânın sözlük anlamı "yer, bulunulan yer" olarak tanımlanırken, kentsel kelimesi ise sözlükte "kentle ilgili, şehirle ilgili" şeklinde yer alır

 

Kentlinin kullanamadığı ve içine giremediği bir mekân kentsel mekân olarak değerlendirilemez.

 

Kamusal alan, 1962 yılında yayınlanan Jürgen Habermas'ın Kamusallığın Yapısal Dönüşümü kitabında ön plana çıkmıştır.

 

Kültür ve tarih kentin kimliğini belirleyen en önemli faktörlerdir.

 

Bir kenti başka bir kentten ayıran özellik tarihi yapıları, kent tasarımıdır

 

Toplumların kendilerini yaşadıkları kente ait hissedebilmeleri için kent kimliğinin korunması gerekmektedir. Bu açıdan kentsel kimliğin korunabilmesi, kent içinde yer alan tarihsel dokuların gündelik yaşama entegre edilerek korunmaları ile mümkündür

 

Sivas kenti Anadolu coğrafyasının ortasında, İç Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Kızılırmak bölümünde yer almaktadır

Deniz seviyesinden ortalama 1000-1500 m yükseklikte

 

Sivas isminin kaynağı

‘Sebaste’ Sebasteia eski Yunancada (Augustus Şehri) ismi, bu ismin Pontus kralı Polemon’un hanımı Pitodoris tarafından verildiği düşünülmektedir. Sebaste isminin tarihi süreçte “Sivas”a dönüştüğü bir başka rivayettir. Başka bir görüş de, bugün “Sivas” olarak kullanılan ismin “Sipas”tan geldiğidir. Bir başka rivayet de “üç göze” anlamına gelen “Sipas”tan kaynaklandığı ve zamanla “Sivas”a dönüştüğü yönündedir.

 

Sivas’ta geçmişte; Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Romalılar ve Bizanslılar hâkimiyet sürmüştür. Türklerin hâkimiyeti ise Alparslan'ın Anadolu'yu fethiyle birlikte başlamıştır.

 

Türklerin Sivas’ta inşa ettiği bilinen ilk yapı 1197 tarihli Sivas Ulucamisi’dir.

 

Sivas kent gelişimi ve tarihi süreç içerisinde yapılan uygulama imar planları değerlendirildiğinde 1915 Badrik planlarından başlayarak korunması gereken eserlere özel önem verildiği görülmektedir. Özellikle 70’li yıllardan itibaren artan tarihi dokuların ve mimari mekanların korunmasına yönelik 23.07.1983 tarihinde yürürlüğe konulan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Türkiye’de koruma bilinci daha da artmıştır. Kanun ve ilgili mevzuatların Sivas özelinde planlara yansıması 2000’li yıllarda gerçekleşmeye başlamıştır. Sivas merkezde yer alan çok sayıda sivil mimari örnekleri 90’lı yıllarda tescil edilememiştir. 2005 yılında Bakanlar Kurulu yazısına istinaden koruma kurulunun çalışmalarına başlaması Sivas için yeni bir dönem oluşturmaktadır. Belediyesince yaptırılan 2012 yılı Revizyon İmar Planında taşınmaz kültür varlıklarının bulunduğu imar adalarında ve çevresinde konut ve ticaret fonksiyonlarının yerine yeşil alan ve sosyal donatı fonksiyonlarının getirildiği görülmektedir. Ancak 2017 Kısmi Revizyon İmar Planı ile birlikte kamu yükü getiren bu alanların birçoğu yeniden eski haline getirilmiştir. Söz konusu değişikliklerin bazıları plana itirazlar neticesinde kısmen tekrar yeşil alan ve sosyal donatı fonksiyonlarına kavuşmuştur. 2020’li yıllarda ise Sivas Belediyesi paydaş kurumlarla ortak hareket ederek Güdük Minare ve çevresi, Taşhan çevresi ve birçok tescilli camii çevresi gibi tescilli yapıların bitişindeki ve komşuluğundaki ada ve veya parsellerin plan değişikliğine giderek kamulaştırma çalışmalarını sürdürmektedir. / s 145-146

 

Türk, Haydar (2022), Tarihi Kent Dokusu ve Mimari Mekânların Geleceğe Taşınmasında Bir Yöntem Önerisi Sivas Örneği, Doktora Tezi, Konya Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder