Modern Mimarlık Hareketinin Türkiye’deki Etkileri
Mimarlar Odası'nın Eylül ayında Marmara Adasında düzenlediği
söyleşiler
Söyleşiye katılanlara şu soruları sorduk: “Yapılarınızda
tasarımınıza egemen olan biçim ilkeleri var mı? Varsa genel ve daha sonra
ayrıntıdaki (iç mekân ve cephe tasarımınızda) ilkeleri açıklar mısınız? /
Tasarım sürecine yön veren ilkeler ile bitmiş yapı arasındaki ilişkiyi örnekler
misiniz? / Tasarım sürecine egemen olduğunu düşündüğünüz ilkelerin kaynağı
sizce nelerdir? (öğretim, kişisel eğitim, görgü, deney gibi iç ve dış kökenli
etkiler) / Modern mimarinin kaynağında düşündüğünüz ve size etkisi olmuş
mimarları hangi araçlar yoluyla tanıdınız? / Türkiye'de sizi yapıtlarıyla
etkileyen mimar ya da salt yapıtlar var mı? / Kendi mimarinizin konumunu
dünyada ve Türkiye'de nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şevki Vanlı: Tasarım işleve elbise giydirmek değildir.
Ben müşterinin yerine geçip yapıyı onun gibi kullanmayı
hayal ediyorum.
Nevzat Kurdoğlu: En azından iki tür tasarım var:
Birincisi, tek tek kullanıcısını tanıdığım yapılar, genellikle konut yapılan,
ikincisi ise kullanıcısının devlet, şirket gibi anonim olduğu yapılar. Mimar
birinci durumda içinde oturacak insanı tanıyor. Ben ailenin bütün üyelerinin
yaşamlarını tanımak istiyorum. Fakat anonim sahipli yapılarda insan faktörü bir
soyutlama. O zaman klişeler, tipolojiler ağır basıyor.
Şevki Vanlı: Çağdaş toplumda ailenin ortak bir yaşamı
yok. Aile yaşamı parçalanıyor. Ben, hiç olmazsa evimde, aileyi bir araya
-olabildiğince- getirebilmek için evi açık ve sürekli tek bir mekân olarak
tasarladım. Ancak herkes kendi yatak odasına çekilince ayrılıyoruz. Bu mekân
sürekliliğini malzeme kullanılışında da sürdürdüm. Örneğin bir merdiven, ya da
galeri korkuluğu düşünürken, hiçbir zaman ahşap, tuğla, demir gibi malzemeleri
çıplak olarak kullanmadım. Onlar da sıvalı.
Zaten görünen tuğlayı hiç sevmiyorum. Akdeniz'in taş ya da
Anadolu'nun kerpiç mimarisinin gölge-ışık etkilerini seviyor, onları elde
etmeye çalışıyorum. Az ya da sınırlı malzeme kullanmak istiyorum.
Sedat Hakkı Eldem üslubunda bir mimarinin geleceği olmadığı
kanısındayım. Mimarlık geleceğe dönük olmalı.
Türkiye'deki mimarlık etkinliklerinin üst düzeyinde her
zaman dışarıdan gelen dergilerdeki son yapıları izlemek eğilimi olmuştur. Sonra
da kuşkusuz -özellikle yarışmacı mimarlarda- Bayındırlık Bakanlığı kurallarına
uymak.
Niyazi Duranay: Tasarımıma yön veren ilkeler
çoğunlukla ampirik. Formlar, öncelikle insanların imkânlarından doğuyor.
Formu yaratan imkânlar. Malzemenin zenginleşmesi modern
mimariye yeni boyutlar kazandırıyor. Tasarımımın belirleyicileri, yetişme
tarzım, ülkenin koşulları, yönetmeliklerin sınırları ve programın
bağlayıcılığı.
…
Modern Mimarlık Hareketinin Türkiye’deki Etkileri, Mimarlık
Dergisi, Yıl: 1984, Sayı: 11/12, s. 24-32
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder