5 Ekim 2019 Cumartesi

Dünyanın Bütün Sabahları


Pascal Quignard - Dünyanın Bütün Sabahları
 

1. Bölüm
1650 ilkbaharı, Madam de Sainte Colombe öldü. Geride iki kız bıraktı…
Mösyö de Sainte Colombe, Bahçesi la Bievre Çayının kıyısında olan bir evde iki kızıyla (Toinette ve Madeleine) birlikte yaşıyordu.

Karısı son nefesini verirken yanında olmayışının üzüntüsünden hiç kurtulamıyordu.

Karısının ölümünün ardından iki mevsim boyunca günde on beş saat hiç durmadan viyola çaldı.

2. Bölüm
…konuşmayı hiç beceremediğini, annelerinin konuşmayı da gülmeyi de pek iyi bildiğini, kendininse dile karşı hiç mi hiç eğilimi olmadığını, başkalarıyla ve kitaplarla bir arada olmaktan, sohbetlere katılmaktan hiç zevk almadığını söyleyerek kızlardan özür diledi.

3. Bölüm
Kısa bir süre sonra Sainte Colombe’ların üçlü viyola konserleri çevrede ünlendi.

4. Bölüm
Sürekli bunlardan söz edildiğini duyan kral sonunda bu müzisyeni ve kızlarını dinlemek istedi. XIV. Louis hizmetinde bulunan resmi viyola çalgıcısı Mösyö Caignet’yi bu işle görevlendirdi.

Mösyö de Sainte Colombe yaşlı ve dul biri olduğunu, iki kızının bakımını üstlendiğini, bu nedenle başkalarından daha kapalı bir yaşama biçimi sürdürmek zorunda olduğunu ve dış dünyaya karşı tiksinti duyduğunu söyledi.

"Mösyö, diye yanıtladı öteki. Benim dileğimi iyi işitmediniz galiba. Ben kralın hizmetinde biriyim. Kralımızın her isteği bir emirdir."

Vedalaştılar.

5. Bölüm
Kral, Mösyö de Sainte Colombe’ı kandıramadığı için kızgındı.

Bu kez de Mösyö Caignet ile birlikte rahip Mathieu’yü gönderdi.

Yüce kralımıza teşekkür ediniz, diye haykırdı. Ben, onun bana teklif ettiği altınların yerine ellerimin üstüne batan güneşin ışığını tercih ederim.

Rahip ve özel kemancısı bu yanıtı kendisine aktarınca, kral bundan çök hoşlandı.

6. Bölüm
Yıllarca huzur içinde ve müzik için yaşadılar.

‘Özlemler Ağıtı’nı çalmaya başladı.
Eli çalgısının tuşu üstünde kendiliğinden gidip geliyordu, gözyaşlarını tutamadı.
O anda ezgiler yükselirken, solgun benizli bir kadın kapının yanı başında göründü,
…köşede duran müzik sandığının üstüne ilişti ve dinlemeye koyuldu. Bu, karısının ta kendisiydi ve gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Çaldığı parçayı tamamladıktan sonra gözlerini açınca artık onun orada olmadığını gördü.

7. Bölüm
Bu ziyareti başkaları izledi. Mösyö de Sainte Colombe önce aklını kaybetmiş olduğundan korktu; sonra, eğer bu delilikse, kendisine mutluluk verdiğini, gerçekse, bunun bir mucize olduğunu düşündü.
…bu esrarengiz ziyaretten kimseye söz etmedi.

8. Bölüm
…on yedi yaşlarında kocaman bir çocuk, kapılarını çaldı. Madeleine’e Mösyö de
Sainte Colombe’dan viyola ve kompozisyon hocası olmasını rica etmek için geldiğini söyledi.
Adı Mösyö Marin Marais idi. Al yanaklıydı. 31 Mayıs 1656’da doğmuş…

Mösyö de Sainte Colombe delikanlının çalması gerektiğini mırıldandı.
Mösyö Maugars’ın bir süitini çaldı.
Mösyö de Sainte Colombe konuşmaya başladı: "Sizi öğrencilerimin arasına kabul edeceğimi sanmıyorum."
"Çalgı çalıyorsunuz, ama müzisyen değilsiniz siz."
"Bir ay sonra gelin. Sizi öğrencilerimin arasına almam için yeterince yeteneğinizin olup olmadığını o zaman söyleyeceğim."

9. Bölüm
Karısının varlığını dördüncü kez yanında hissettiğinde gözlerini yüzüne çevirerek sordu: "Konuşabilir inisiniz Madam ölmenize karşın?"
"Evet."
Ağlamak istiyordu, bu düşün konuşmuş olmasına öylesine şaşırmıştı ki, ağlayamadı bile.

10. Bölüm
Genç adam ikinci kez geldiğinde, giriş kapısını incecik, pembe yanaklı Madeleine açtı.
Müzikle iç içe yaşayacaksınız, ama müzisyen olamayacaksınız.

11. Bölüm
- Ressam Baugin’i tanır mısınız? diye sordu Sainte Colombe.
Gel sana göstereyim.
Marin Marais, Madeleine de Sainte Colombe’a bakıyordu…
"Haydi gidip dostumu görelim," dedi Sainte Colombe.
- Peki, dedi Marin Marais.
Rüzgâr ıslık çalıyor, adımları donmuş toprağın üstünde çatır çatır ses çıkarıyordu.
"Dinleyin bakın Mösyö, diye seslendi, arya bas sese göre nasıl ayarlanıyor."

12. Bölüm
- Geldik, dedi Mösyö de Sainte Colombe.
Mösyö Baugin’in atölyesinde sobanın yanma geçip oturdular. Ressam bir masa resmi yapmaktaydı.

"Belki de gerçek, müzik sessizlikte oluşur, ne dersiniz?"

13. Bölüm
Madeleine bak! diyordu yine Marin.
- Çal! dedi Toinette.
Sainte Colombe ocağa yaklaştı, viyolayı havaya kaldırıp şöminenin taş davlumbazının üstünde parçaladı.

Mösyö de Sainte Colombe elinde bağını çözmekte olduğu bir para kesesiyle döndü.
"Mösyö bir çalgı nedir bilir misiniz? Çalgı aleti müzik demek değildir. Kralın önünde soytarılık etmek için bir sirk atı alacak kadar paranız var artık."

“Dinleyin, Mösyö, kızımın acılı hıçkırıklarını dinleyin: Bunlar sizin gamlarınızdan daha gerçek müzik parçalarıdır. Buradan hemen gidin Mösyö, siz tam bir soytarısınız.”

Madeleine: "Babamın bana öğrettiği her şeyi size öğreteceğim," dedi.
- Babanız hem kötü, hem de çılgının biri, dedi Marin Marais.

14. Bölüm
1676 yazında yirmi yaşına bastığında Mösyö Marais, Madmazel de Sainte Colombe’a ‘kralın müzikçisi’ olarak saraya kabul edildiğini müjdeledi.

"Artık sizi görmek istemiyorum, Mösyö. Bu son olsun," dedi Sainte Colombe.
- Beni bir daha hiç görmeyeceksiniz.

Mösyö de Sainte Colombe: Benim için sanattan daha yüce, parmaklardan, kulaktan, buluşlardan daha önemli bir şey var: Benim sürdürdüğüm bu tutku dolu yaşam.
- Tutkulu bir yaşam mı sürdürüyorsunuz siz? diye sordu Marin Marais.
- Baba, gerçekten tutkulu bir yaşamınız mı var sizin?

Yemin ederim size, ben görünmez bir şeyin peşindeyim.
Ben gömütler evrenine aittim.
Ben yazgımı yerine getiriyorum.

15. Bölüm
Mösyö de Sainte Colombe eşini ve onun ölümünden önceki olayları düşünmekten kendini alamıyordu.

16. Bölüm
Toinette onu kolundan yakalayıp durdurdu.
"Söyle bakalım, beni nasıl buluyorsun?"
Tıpkı biraz önce ablasının yaptığı gibi o da göğüslerini uzattı. Marin Marais gülümsedi, onu öptü ve sonra çabucak sıvışıp gitti.

17. Bölüm
Toinette: "Utanç duymuyorum," dedi genç kız.
- Bense utanıyorum.

18. Bölüm
Madeleine’in odasında yarı çıplaktılar.
"Artık sizden ayrılıyorum. İçimde size yarayacak hiçbir şeyim Olmadığını gördünüz."
Genç kız ellerini tuttu, yüzünü Marin Marais’nin ellerine gömüp yavaş yavaş ağlamaya başladı.
Sizi bırakmak zorundayım, çünkü göğüsleriniz artık düşlerimi süslemiyor. Başka yüzler tanıdım artık. Yüreklerimiz susamıştı. Ruhumuz durup dinlenmek bilmiyor. Yaşam acımasız olduğu ölçüde güzeldir, tıpkı kurbanlarımız gibi.

19. Bölüm
Madmazel de Sainte Colombe hastalandı, öylesine zayıfladı, öylesine güçsüz kaldı ki sonunda yatağa düştü. Hamileydi…

Ölü bir oğlan çocuğu doğurduğunu öğrendi.

Madeleine sağlığına kavuştu. Ermişlerin ruhuna dualar okudu. Bir süre sonra genç adam gelmez oldu.

Marin Marais yirmi üç yaşındayken ilk hocasının yerine resmen kralın hizmetine girdi.
Catherine d’Amiçourt ile evlendi, on dokuz çocuğu oldu.

Toinette, Cite’de babası gibi lavta yapıp satan Mösyö Pardoux’nun oğluyla evlendi, beş çocukları oldu.

20. Bölüm
Öldükten sonra buraya nasıl gelebiliyorsunuz?

- Acı çekiyorum Madam, size dokunamamaktan.
- Rüzgâra dokunabiliyor musunuz ki, Mösyö?

Ellerini önüne koydu. Ölümle damgalanmış gibiydiler, mutluluk duydu bundan. Bu yaşlılık izleri karısına ve onun bulunduğu yere yaklaştırıyordu adamı.

21. Bölüm
"Ellerim diyordu. Ellerimden söz ediyorsunuz," diyordu.
Ve sonra:
"Böyle susmuş nereye bakıyordunuz?" dedi. Bir saat sonra Mösyö Marais geldiği çetin yoldan geri döndü.

22. Bölüm
Yaşlı elleriyle kızının kemikli yüzünü okşuyordu. Bir akşam bu ziyaretlerin birinde, Madeleine babasından Mösyö Marais’nin kendisini sevdiği günlerde bestelediği ‘Düş Gören Kız’ı çalmasını istedi.

23. Bölüm
Bir öğle sonu, Toinette ve Luc Pardoux, Versailles’de görevli olan Mösyö Marais’yi görmeye gittiler.
Mösyö Marais, Mösyö de Sainte Colombe’un nasıl olduğunu sordu.

24. Bölüm
…parçayı çalar mısınız lütfen," dedi.
‘Düş Gören Kız’ söz konusuydu kuşkusuz.
Madeleine ta gözlerinin içine bakıp; "Evet. Nedenini siz bilirsiniz," dedi.

25. Bölüm
Camı kaplayan hava kabarcıklarının arasından, kız kardeşinin arabaya binmesine yardım eden Marin Marais’yi gördü.

Yatağın perdesine tutunarak tırmandı, ipi yukarıda bulunan büyük çiviye beş altı kez dolayıp tutturmayı başardı, kafasını düğümün içine geçirip sıktı. Tabureyi düşürmek için bir hayli zorlandı. Tepindi, tabure düşmeden önce uzun süre üstünde sallandı. Bacakları boşlukta kalınca, çığlık attı; ani bir sarsıntıyla dizleri sallandı.

26. Bölüm
Dünyanın bütün sabahları bir daha geri gelmez. Yıllar bir bir geride kaldı.

Mösyö Marais yağmurdan kemiklerine kadar ıslandığı için kulübelerinin altında aksırıp suçüstü yakalandığı günden bu yana Mösyö de Sainte Colombe ile karşılaşmamıştı.

27. Bölüm
Mösyö Marais sık sık kulağını ince uzun tahtalara dayıyor, Mösyö de Sainte Colombe’un durup durup söylediği sözcüklerin anlamlarını kavramaya çalışıyordu: Anlayamadı.

Mösyö de Sainte Colombe ilerleyip yüzüne doğru bakarak sordu:
"Müzikte aradığınız nedir Mösyö?"
- Pişmanlıkları ve gözyaşlarını arıyorum.

Bu iş zordur Mösyö. Müzik en kısa deyişle, sözle ifade edemediklerinizi dile getirmeniz içindir. Bu anlamda, yalnızca insana özgü değildir.

İki viyolanın sesi yükseldiği anda birbirlerine baktılar. İkisi de ağlıyordu.

Tous les matins du monde
Türkçeleştiren: Sevim Akten


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder