Dostoyevski
- Timsah
Tuhaf Bir Olay Veya Pasajda İnanılmaz Bir Olay
Yelena İvanovna pasajda halka gösterilen timsahı görmek
istemişti.
…ben de peşlerine takılmıştım.
Sanırım, timsahın pırlantadan falan olmasını bekliyordu.
İvan Metveiç (…) gidip timsahın kafesinin yanında durdu.
(Tanrım, ne gördüm! Ne gördüm Tanrım!) zavallı İvan
Matveiç'i timsahın korkunç ağzında yanlamasına, yere paralel olarak havaya
kalkmış, bacaklarını umutsuzca sallarken görmüştüm. Sonra bir anda kayboldu
gözden.
Timsah, yuttuğu cismin aşın iriliğinden olacak, şöyle bir
ıkınıp korkunç ağzını tekrar açtı ve oradan bir an geğirtiyle midesinden gelmiş
bir yiyecek parçası gibi, İvan Matveiç'in başı göründü.
…bir anda gene kaybolmuştu baş.
- Karnını yarın, karnını yarın, karnını yarın!
- Sayın bayan, böylesine bağnazca bir istekte bulunmanız
sizin gelişmişliğinize yakışmaz ve bu beyninizdeki fosfor eksikliğini gösterir.
Tam o anda hiç beklenmedik bir biçimde, İvan Matveiç'in sesi
duyulunca hepimiz şaşkına döndük…
…ekonomik düşünce her şeyden önde gelir.
Almana ekonomik bir çıkar sağlamadan timsahının karnını
yarmak zordur.
İvan Matveiç görevi süresince hep bu tür bir sona yatkınlık
göstermiştir. Durduğu yerde duramazdı, biraz da küstahtı. Hep
"ilerlemekten", çeşitli ilerici fikirlerden dem vururdu, ilerlemenin
insanı nereye götürdüğünü gördü işte!
Times bizde sermayenin büyümemesinin nedeninin orta
sınıfımızın, büyük sermayedarların ve çalışkan proletaryamızın olmamasına
bağlıyor...
Biz de yabancı sermayenin yurdumuza gelmesinden yanayız. Ama
şurası da var:
Timsah sahibi Almanın getirdiği sermaye İvan Matveiç'in
yüzünden ikiye katladı; öyleyken, bizler yabancı sermayeyi kayıracak yerde,
adamın asıl sermayesinin karnını yarmaya çalışıyoruz. Akıl alacak şey mi bu?
Bana sorarsanız, anayurdunun bir evladı olarak İvan Matveiç'in bu olaya
sevinmesi, yabancı sermaye olan bu timsahın değerinin ikiye, hatta üçe
katlanmasına neden olduğu için gurur duyması gerekmektedir. Sermayenin gelmesi
için yararlıdır bu (s. 250).
İvan Matveiç: Burada kesinlikle yeni bir ekonomik ilişkiler
kuramı geliştireceğim ve bu kuram benim gurur kaynağım olacak.
Bu canavarın içinde nasıl olduğumu soruyorsun. Önce, hayret
edilecek şeydir, timsahın içi bomboşmuş. Karnı lastikten, kocaman, boş bir
çuval gibi.
Yelena İvanovna'yı (…) görmemin özel bir nedeni vardı. Başta
şunu açıklamalıyım: Seviyordum bu kadını.
Yelena İvanovna aklına bir şey gelmiş gibi birden
telaşlandı.
- Ne desem, dedi, o orada timsahım karnında oturacak, ben de
ömrüm boyunca onu burada mı bekleyeceğim yani! Kadının kocası evinde olur,
timsahların karnında değil!
Daha dün akşam, siz maskeli baloda eğlenirken, o timsahın
karnında iki, hatta üç kişiye yetecek yer olduğunu söyleyerek yasal eşi olarak
sizi yanına aldırmayı düşünüyorken...
- Nasıl? diye haykırdı. Benim de oraya, İvan Matveiç'in
yanına girmemi mi istiyorsunuz yoksa? Olacak şey mi bu!
O kadar hoşunuza gidiyorsa kendiniz girin yanına.
Hayret içinde şunları okudum bu gazetede:
Kentimizin elit tabakasının ünlü boğazına düşkünlerinden
L... adında biri
…timsahın sergilendiği bölüme girmiş ve hayvanı öğlen
yemeğine kendisi için pişirmelerini söylemiş.
…
Gelişmiş ve iyi bir toplum olduğumuzu, bu konuda Avrupa'ya
yetişmeyi istediğimizi bilmeyen yoktur. Ne var ki, gazetemizin bütün
çabalarına, zorlamalarına karşın "olgunlaşmaktan" henüz çok
uzaklardayız.
…dün öğleden sonra saat dört buçuk sularında yabancının
dükkanına sarhoş durumda, son derece şişman biri geliyor, ücretini ödeyip içeri
giriyor ve kimseye bir şey söylemeden doğru timsahın kocaman ağzından içeri
dalıyor. Timsah, kuşkusuz, en azından soluksuz kalıp ölmektense, ister istemez
yutmak zorunda kalıyor onu. Timsahın içine giren adam hemen sızıyor orada.
Gelişmemişliğimizi gösteren, bizi yabancıların gözünde küçük
düşüren buna benzer barbarca davranışlarımız konusunda ne diyeceğimizi
bilemiyoruz.
1865
…
Dostoyevski, Öyküler (çev: Ergin Altay), İletişim Yayınları
(3. Baskı 2011), s. 235-274
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder