Halil
Cibran - Meczup
Nasıl mezcup olduğumu bilmek ister misiniz?
Bakın nasıl oldu,
…uyandım ve gördüm ki bütün maskelerim çalınmıştı,
Pazaryerine vardığımda, toy bir delikanlı bir çatıya
dikilmiş “Meczup var!” diye bağırıyordu.
…güneş ilk kez çıplak yüzümü öptü,
İşte böyle meczup oldum ben.
Özgürlüğü ve huzuru buldum meczupluğumda; yalnızlığın
özgürlüğünü ve anlaşılmamış olmanın huzurunu. Çünkü bizi anlayanlar içimizdeki
bir şeye de egemen olurlar.
Tanrı
Ben Senin topraktaki kökünüm,
İşte o zaman, Tanrı bana doğru eğildi…
Dostum
Dost, içimdeki “ben” sessizliğin evinde yaşar, orada da
sonsuza dek ulaşılmaz, yanına yaklaşılmaz olarak kalacaktır.
Sen Cennetine doğru yükseldiğinde, ben Cehennemime doğru
inerim,
…seslensen bile, benim Cehennemimi görmeni istemezdim.
Korkuluk
Uyurgezerler
Bilge Köpek
İki Keşiş
“Kardeş, beni bırakmak zorunda kalman kahreder beni. Ama
mutlaka gitmen gerekiyorsa, öyle olsun.”
Vermek ve Almak
Yedi Benlik
Yedinci Benlik: siz hayatı yeniden yaratmakla uğraşırken,
ben “hiçbir yer”in ve “hiçbir zaman”ın yararsız ve boş dilsizliğine gömülmüşüm.
Savaş
Tilki
Bilge Kral
Emel
Yeni Haz
Öteki Dil
Nar
“Bir gün, ben bir ağaç olacağım…”
“Daha ne olduğumuzu bile bilmezken, ne olacağımızı
tartışmanın ne âlemi var?”
İki Kafes
Üç Karınca
Mezar Kazıcı
“onlar ağlayarak gelip ağlayarak gidiyorlar, ancak sadece
sensin gülerek gelip gülerek giden.”
Tapınağın Basamaklarında
Kutsanmış Kent
İyi Tanrı ve Kötü Tanrı
Yenilgi
Yenilgi, Yenilgim, yalnızlığım ve kimsesizliğim; Binlerce
zaferden değerlisin benim için,
Ve ikimiz, mezarlar kazacağız içimizde ölenler için,
Gece ve Meczup
Yüzler
En Büyük Deniz
Çarmıhtaki Adam
Gökbilimci
Yakıcı Arzu
İşte burada, erkek kardeşim dağ ile kız kardeşim deniz
arasında oturuyorum.
Biz üçümüz kendi yalnızlığımızın içinde biriz, bizi
birbirine bağlayan aşk da derin, güçlü ve gariptir. Üstelik, kız kardeşimin
derinliğinden daha derin, erkek kardeşimin gücünden daha kuvvetli ve benim
meczupluğumun garipliğinden daha gariptir bu aşk.
Bir Ot Filizinin Dedikleri
Göz
İki Bilge
Hüznüm Doğduğunda
Hüznüm doğduğunda, onu özenle besledim, sevgim ve şefkatimle
üzerine titredim.
Ve Hüznüm büyüdü, bütün canlı varlıklar gibi güçlü, güzel ve
derin hazlarla dolu.
Neş’em Doğduğunda
Ve Neş’em doğduğunda, onu kollarıma aldım; çatıya çıkıp
haykırdım: “Gelin komşularım, gelin görün, bugün içimde Neş’e doğdu. Gelin ve
güneşe gülümseyen şu mutlu şeye bakın!”
Ama komşularımdan hiçbiri Neş’e’yi görmeye gelmedi…
Derken, Neş’e sararıp soldu ve yoruldu; çünkü benim
kalbimden başka hiçbir kalp onun güzelliğini görmedi…
Sonunda, Neş’e yalnızlıktan öldü.
“Kusursuz Dünya”
Niçin buradayım? Ey yitik ruhların Tanrı’sı, tanrılar
arasında yitik olan Tanrı, sana soruyorum!
…
İş Bankası Kültür Yayınları
Türkçeleştiren: Kenan Sarıalioğlu
Ekim, 2014
Merhabalar,
YanıtlaSilHalil Cibran‘ın gençlik döneminde yazdığı Meczup’ta, “normal” bir insanın toplumda işleyebilmesi için, insanın benliğini çürüten ve bu benliği kolektif bir amaç uğruna tekrar tanımlayan bir dünyada kimliğini idame ettirebilmesi için birtakım maskelere bürünmesi gerektiği ele alınır.
Kişinin maskesinden arınması, düşünmesi, konuşması ve kendi olabilmesi, toplumun gözünde onu meczup kılar.
Cibran, bu maskelerden kurtulan, özbenliğine karşı dürüst olan ve hakikatin peşinden koşan bir insanın özgür olduğunu dile getirir; fakat bunun da bir bedeli vardır; bu bedel de yalnızlıktır.
Kitaptan en sevdiğim alıntı:
-Yenilgim, yalnızlığım ve ıssızlığım;
Benim için binlerce galibiyetten daha değerlisin.
Dünyanın bütün ihtişamından daha tatlı gelirsin kalbime.
-Yenilgim, kendimi tanımam ve isyankârlığım,
seninle anlarım, hâlâ genç ve atik olduğumu
ve solmuş defne yapraklarının tuzağına düşmemem gerektiğini.
http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/halil-cibran-meczup/