Osmanlı Devleti’nde Güreş ve Güreşçiler
Türk devletlerinin kurulduğu coğrafyalarda vücudu/bedeni her
daim savaşa hazır tutmak amacıyla savaşçılar tarafından yapılan bir spordur.
Padişah
huzurunda gerçekleştirilen güreş müsabakaları oldukça fazladır.
Eğlence ve yiğitliğin ispatı anlamında yapılan bu güreşlerde
meydana çıkarak güreşen pehlivanlardan galip ve mağluplar farklı olmakla beraber Padişah
tarafından ödüllendirilmişlerdir.
Beden gücüne ve zekâya dayanan güreş sporu insanlık tarihi
kadar eskidir. Güreş figürleri Mısır duvar resimlerinde görülür. Grek ve
Romalılar tarafından da yapıldığı bilinen güreş sporu tarih boyunca Türkler
tarafından da yapılmıştır. Türklerin güreş sporunu savaş antrenmanının yanında
şenlik ve düğünlerde de eğlence amaçlı yaptıklarını Çin kaynakları ve bazı
seyahatnamelerden öğrenmekteyiz. Bu spor Türkler için kahramanlık ve yiğitlik
ölçüsü olarak kabul edilmiştir. Güreşin özellikle hükümdar, şehzade ve vezir
gibi üst düzey devlet adamları tarafından ilgi görmesi, güreşi devlet adamları
nezdinde ve hükümdarların huzurunda gerçekleştirilen bir spor haline
getirmiştir.
Hz.
Muhammed’in birer savaş sporu olarak güreşi teşvik ettiği ve kendisinin de bizzat
güreştiği bilinmektedir.
Hz. Muhammed, asıl pehlivanın güçlü bir kimseyi yenen değil,
öfkelendiğinde kendini tutan kimse olduğunu ifade eden hadisi de, güreş ile
bedeni geliştirmenin yanında beyni ve ruhu da geliştirmek gerektiğini
belirtmiştir.
Büyük Selçuklu Sultanlığı döneminde küreşçi tabirine ilave
olarak Farsça pehlivanın da kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Selçuklular
döneminde güreş daha kurumsallaşmış ve güreş eğitimi verilen tekkeler
kurulmuştur. Bu tekkeler başta Konya olmak üzere Anadolu’nun birçok şehrinde
tesis edilmiştir.
Türklerin Rumeli’ye geçmesiyle beraber Edirne şehri Rumeli
seferlerinde bir üs merkezi olur ve güreşlerin icra edildiği mekânlar ortaya çıkar.
Edirne’de Sultan Murad Hüdavendigar bir güreşçiler tekkesini bu dönemde
açmıştır.
II. Bayezid’de Amasya'da şehzadelik yaptığı dönemlerde civar
ülkelerden pehlivanlar getirtmiş ve Padişah olunca bunları İstanbul'a götürerek
bir bölük halinde toplamıştır.
I. Selim zamanına ait olan ehl-i hiref defterinden
"cemaat-i küştigiran" denilen bir güreşçiler topluluğunun bulunduğu öğrenilmektedir.
…güreş
sporu önemini Kanuni Sultan Süleyman zamanında da korumuş fakat daha sonraki
dönemlerde ilgi azalmıştır.
IV.
Mehmed döneminde, Tokatlı Halil ile Bostancılardan Hamza Pehlivan'ın Padişahın
izni dışında güreşmeleri her ikisinin de idamına sebep olmuş ve güreş bir süre
yasaklanmıştır.
II.
Mahmud zamanında Enderun koğuşlarının mevcudu azaltılırken güreşçiler de
çıkarılmış ve Sultan Abdülaziz'in cülusuna kadar saray kadrolarına bir daha alınmamışlardır.
Sultan Abdülaziz aşırı güreş meraklısı idi. Onunla Türk
güreş tarihinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu Padişah zamanında Rumeli'nin ve Anadolu'nun ünlü
pehlivanları İstanbul'a getirtilerek saraya alınmış ve bunlara görevler
verilmiştir.
Abdülhamid
"Cihan Şampiyonu" Kara Ahmed'i huzuruna kabul ederek kendisini
iftihar nişanı ile mükâfatlandırmıştır. 1901 Ekim’de Bursa'da ödüllü güreş
turnuvası ve 1903 Ocak’da İstanbul'da ülke çapında grekoromen güreş şampiyonası
düzenlenmiştir.
Yağlı güreşte galibiyet için iki omuzun yere değdirilme
şartı yoktur. Sırtı yere değdirmek, rakibin kispetini yırtmak veya çıkarmak,
ayakları yukarı kaldırıp çivi gibi tutmak, pes ettirmek, ayakları yerden
keserek bedeni havada tutmak, meydanı terk ettirmek, kıç üstü veya yan üstü
düşürerek göbeği açtırmak (açık düşürmek) galibiyet için yeterlidir. Yağlı güreşte
"deste, küçük orta, büyük orta, baş altı, baş" adları altında beş
derece bulunur. Kırkpınar gibi kalabalık güreşlerde aynı derecede güreşecek
çiftler ne kadar çok olursa olsun hepsi birden güreşir. Yenilenler meydanı terk
eder, yenenler tekrar tutuşur ve güreş en arkaya kalan çiftin sonucu alıncaya
kadar devam eder.
Daha çok Güney ve Güneydoğu Anadolu taraflarında yapılan aba
güreşi adını pehlivanların giydikleri abadan alır. Önü düğmesiz olan bu üst
giysisi belden bir kuşakla bağlanır. Güreşçiler altlarına uzun don veya şalvar
giyerler.
Türk güreşlerinin hiçbirinde süre sınırı yoktur. Nitekim
efsaneye göre, Kırkpınar güreşlerine adlarını veren kırk gaziden ikisi
yenişemeyerek yorgunluktan ölmüş ve arkadaşları tarafından güreştikleri yere
gömülmüştür.
Güreşlerin yapıldığı son gün meydancılardan biri tarafından
kucakta seyircilerin önünde dolaştırılan kuzuya en yüksek fiyatı veren kişi
ertesi yılın Kırkpınar Ağası olur.
1894 yılında Gelibolu Mevlevi Şeyhi Mustafa Daniş 'in oğlunu
evlendirirken Çardak'ta yaptırdığı düğüne Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurudereli,
Katrancı ve Kara Ahmed gibi ünlü pehlivanlar katılmış, Kel Aliço da hakemlik
yapmıştı.
II. Abdülhamid'in izniyle 21 Şubat 1897 tarihine Kara
Ahmed'in de katılmasıyla başlayan ramazan güreşleri birkaç yıl sonra gelenek
halini alarak daha ziyade Şehzadebaşı, Çemberlitaş, Kasımpaşa gibi yerlerde
yapılmıştır.
1910 yılı Ramazanı’nda Kurudereli Mehmed Pehlivan, Artidi
Efendi'nin Taksim'deki çadır sirkinde "Cihan Pehlivanı'' unvanını almış ve
ertesi yıl aynı yerde düzenlenen güreşlere birçok ünlü güreşçi katılmıştır.
Osmanlı Türkiyesi'nde "alafranga" adıyla anılan ilk minder güreşi,
İstanbul'da XX. Yüzyıl başlarında Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde yapılmış…
III. Ahmed Dönemi (1703- 1730) Huzur Güreşleri
1699 Karlofça Antlaşmasını imzalayan II. Mustafa İstanbul
yönetimini Şeyhülislam Feyzullah Efendi’ye bırakarak Edirne’ye inzivaya
çekildiği dönemde bu inzivadan rahatsız olan Yeniçeri askerleri Topkapı
Sarayı’nı basarak Şeyhülislam Feyzullah Efendi’yi idam edip, Edirne’ye doğru
hareket etti. Edirne’ye ulaşan Yeniçeriler II. Mustafa’yı tahttan indirerek
yerine Sultan III. Ahmed’i getirdi.
III. Ahmed kızı Fatma Sultan, Silahdar Ali Paşa ile
evleneceği zaman spor müsabakaları düzenlenmiş.
Hicri 1 Şevval 1120/14 Aralık 1708 tarihinde Padişah III.
Ahmed Yalı Köşkü’nde güreş müsabakası düzenlemiştir. Güreşler sonucunda Padişah
huzurunda yedi güreşçi boy göstermiş, dört güreş müsabakası tertiplenmiştir.
Hicri 1 Zi’l-hicce 1124/30 Aralık 1712 tarihinde Padişah
III. Ahmed Kaymakam Paşa Sarayı’na güreşçileri davet ettirip huzurda güreş
müsabakaları düzenletmiştir.
Hicri 10 Zi’l-hicce 1124/8 Ocak 1713 tarihinde III. Ahmed
Alay Köşkü’nde güreş müsabakası düzenlemiş.
Hicri 11 Zi’l-hicce 1124/9 Ocak 1713 tarihinde Padişah III.
Ahmed Av Kapısı denilen yerde güreş müsabakaları düzenletmiştir.
Hicri 3 Cemaziye’l-ahir 1125/27 Haziran 1713 tarihinde
Padişah III. Ahmed Paşa Sarayı’na pehlivanların davet edilerek güreş
müsabakaları düzenlenmesini istemiştir.
Hicri 3 Cemaziye’l-ahir 1125/27 Haziran 1713 tarihinde
Padişah III. Ahmed Alay Köşkü’nde Megacan ile Manavzade pehlivanlarının güreş
müsabakasını izlemiştir.
Padişah III. Ahmed Hicri 12 Cemaziye’l-ahir 1125/6 Temmuz
1713 tarihinde Vezir Bahçesi’ne güreşçilerin davet edilip güreş tutulmasını
emretmiştir. Bu emir ile Silahdar Ağa müsabakaları düzenlemiştir.
III. Ahmed Hicri 25 Cemaziye’l-ahir 1125/19 Temmuz 1713
tarihinde Alay Köşkü’nde Manavzade ile Haseki Ağanın hasmı müsabakasını
seyretmiştir.
III. Ahmed Hicri 5 Receb 1125/28 Temmuz 1713 tarihinde Alay
Köşkü’nde güreş müsabakası düzenlenmesi emrini vermiştir.
III. Ahmed Hicri 8 Receb 1125/31 Temmuz 1713 tarihinde Kum
Köşkü’nde güreşlerini seyretmiştir.
…
I. Mahmud Dönemi (1730-1754) Huzur Güreşleri
1730 tarihinde III. Ahmed’in tahttan indirilmesiyle
sonuçlanan Patrona Halil İsyanı’ndan sonra tahta geçmiştir.
Hicri 1 Zi’l-ka’de 1135/3 Ağutos 1723 tarihinde I. Mahmud
Yalı Köşkü’nde huzurunda pehlivanları davet ederek güreş tutturmuştur.
Hicri 25 Safer 1136/24 Kasım 1723 tarihinde I. Mahmud
Topkapı’da huzuruna pehlivanları davet ederek güreş tutturmuştur.
Hicri 1 Şevval 1136/23 Haziran 1724 tarihinde I. Mahmud Yalı
Köşkü’ne pehlivanları davet ederek huzurda güreş tutturmuştur.
Hicri 5 Muharrem 1137/24 Eylül 1724 tarihinde I. Mahmud Paşa
Sarayı’na pehlivanları davet ederek huzurda güreş tutturmuştur.
Hicri 5 Safer 1137/24 Ekim 1724 tarihinde I. Mahmud Yalı
Köşkü’ne pehlivanları davet ederek huzurda güreş tutturmuştur.
III. Mustafa Dönemi (1757-1774) Huzur Güreşleri
III. Ahmed’in, Mihrişah Sultan’dan olma oğlu olan III.
Mustafa 1717 tarihinde Edirne’de doğmuştur.
…şehzade Mehmet’in zehirlenerek öldürülmesiyle beraber 1757
tarihinde tahta geçti. 1774 tarihinde vefat etti.
Hicri Şaban 1175/Mart 1762 tarihinde Padişah III. Mustafa
huzurunda Yalı Köşkü’nde güreş tertip edilmiştir
Hicri 1 Şaban 1179/13 Ocak 1766 tarihinde Padişah III.
Mustafa Yalı Köşkü’ne pehlivanları davet edip güreş organizasyonu düzenletmiştir.
I. Abdülhamid Dönemi (1774-1789) Huzur Güreşle
III. Ahmed’in, Rabia Şermi Sultan’dan olma oğludur.
Hicri 11 Şevval 1190/23 Kasım 1776 Padişah I. Abdülhamit
döneminde, Sultan Ahmed Camii ve Yalı Köşkü’nde güreş tertip edildi.
III. Selim Dönemi (1789-1807) Huzur Güreşleri
Hicri 2 Zi’l-hicce 1206/22 Temmuz 1792 tarihinde Padişah
III. Selim Yalı Kasrı’na pehlivanları davet ederek güreş müsabakası
düzenletmiştir.
Hicri 2 Zi’l-hicce 1206/22 Temmuz 1792 tarihinde
Kâğıthane’de Padişah huzurunda güreş müsabakası düzenletmiştir.
II. Mahmud Dönemi (1808-1839) Huzur Güreşleri
II. Mahmud çocuklarının düğünlerinde, elçi kabulünde,
bayramlarda şenlikler düzenleterek huzurda güreş müsabakaları yaptırmıştır.
Güreş Yerleri
Alay Köşkü
Osmanlı Sultanları’nın alay geçiş törenlerini seyretmesi
için Topkapı Sarayı’nın Divan yolu tarafına bakan burcunun üstüne yapılmıştır.
Türk klasik mimari örneğinin önemli eserlerindendir.
III. Ahmed’in huzurunda güreş müsabakalarına ev sahipliği
yapan nadide bir köşktür.
Bahariye Mevlevihanesi
I. Abdülhamid döneminde gerçekleşen güreş müsabakasına ev
sahipliği yapmıştır.
1800 tarihlerinde III. Selim de düzenlediği güreş
müsabakalarını burada yapmıştır.
Baltalimanı Sahil Sarayı
III. Selim’in güreş müsabakası düzenletip pehlivanlara
ihsanlar buyurduğu er meydanıdır.
Çırağan Sahil Sarayı
III. Ahmed huzuruna pehlivanları davet edip bu mevkide güreş
müsabakaları düzenletmiştir.
Çinili Köşk
Abdülhamid, III. Selim ve I. Mahmud’un huzurunda yapılan
güreş müsabakalarına ev sahipliği yapmıştır.
Göksu Kasrı
II. Mahmud döneminde burada güreş müsabakaları yapılmıştır.
Gülhane Kasrı
III. Mustafa’nın en gözde güreş merkezidir.
Harem
I. Abdülhamid pehlivanları burada güreşirdi.
Kağıthane / Levent
Sadabad
I. Mahmud’un inşa ettirdikden sonra şerefine, Hicri 21
Cemaziye’l-ahir 1155/23 Ağustos 1742 tarihinde huzuruna pehlivanları davet edip
tüm misafirlere güreş resitali sunduğu yerdir.
Saray-ı Atik
Eskisaray diye adlandırılan bu saray II. Mehmed’in
çocuklarından başlayarak III. Mehmed’in sünnet düğününe kadar birçok merasime
ev sahipliği yapmıştır. 1866 yılında Eskisaray’ın yıkılan yapılarının olduğu
bölgeye İstanbul Üniversitesi’nin Rektörlüğü tarafından kullanılan bina inşa
edilmiştir.
Yahyâ Efendi Çayırı
III. Selim güzelliklerle dolu bu mesire alanında güreş
müsabakaları düzenleterek şenliklerle kutlamalar yapmıştır.
XVI. yüzyılda İstanbul, Beşiktaş’ta Şeyh Yahyâ Efendi
tarafından kurulan külliyedir. İstanbul Beşiktaş ilçesi Yıldız mahallesinde
Çırağan caddesine bağlanan Yahyâ Efendi çıkmazında yer almaktadır.
Yalı Köşkü
Bu köşk, Osmanlı padişahlarının bedeni geliştiren bu spor
için en çok kullandığı bir stadyum özelliği taşır.
Sarây-ı Hümâyun’un Haliç girişinde ve deniz kıyısındaki son
binası, günümüzde ortadan kalkmış olan Yalı Köşkü’dür. Sirkeci Garı’nın
demiryolu hatlarının geçtiği alanda tek katlı bir kasırdı.
Güreşlerde meşhur pehlivanlar ve çeşitli lakaplar ile nam
salmıştır. Memleketlerini lakap olarak kullanan pehlivanlar şu şekilde
sıralanmaktadır. Tokatlı, Rusçuklu, Dıramalı, Babaeskili, Moralı, Sapancalı,
Zağnalı, Arnavud, Rağzalı, Köpezli, Kumleli, Tekeli…
Pehlivanların kullandığı diğer lakaplardan bazıları da şu
şekildedir. Kara, Suhte, Büyük Suhte, Küçük Suhte, Kara Suhte, Pir, Tabakzade,
Kara Belber, Sağır…
Devlet adamları hünkâr huzurunda güreş tutan pehlivanları
himaye etmişlerdir.
...
Mutlu, Rıdvan (2018), Osmanlı Devleti’nde Güreş ve Güreşçiler, Yüksek Lisans Tezi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Muğla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder