8 Ekim 2019 Salı

Lozan Barış Konferansı Cilt 4


Seha L. Meray - Lozan Barış Konferansı Cilt 4

Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı: İstanbul, Mayıs 2001

Üçüncü Komisyonun ve Alt-Komisyonların Tutanakları ve Raporları

İktisat ve Maliye Sorunları


(1) Sayılı Tutanak
27 Kasım
Barrere, aşağıdaki üç alt-komisyonun hemen kurulmasını teklif etti:
Ulaştırma ve Taşıma İşleri Alt-komisyonu (İkinci Alt-komisyon): Limanlara uygulanacak rejim, demiryolu, transit, posta ve telgraf, ticaret amacıyla havacılık, denizaltı kabloları, su gücü.
Gümrük ve Ticaret Rejimi Alt-komisyonu (Üçüncü Alt-komisyon): Gümrük tarifeleri; gemilere uygulanacak rejim; endüstri, edebiyat, sanat yapıtları mülkiyeti; fabrika markaları.
İktisat Sorunları Alt-komisyonu (Dördüncü Alt-komisyon): (a) Savaş ve işgal dönemine ilişkin sorunlar, (b) Barış Antlaşmasından sonraki döneme ilişkin sorunlar (s. 2-3)

İsmet Paşa
Türk Temsilci Heyeti, Komisyonun uğraşacağı sorunların başlıca şunlar olması gerektiğini düşünmektedir:
1. Eski Osmanlı İmparatorluğu borçlarının, bu İmparatorluğun topraklarından bir parça almış olan Devletler arasında bölüştürülmesi.
2. Yunanlıların yaptıkları her çeşit zararların ve yıkımların onarılması.

Türkiye'nin iktisat ve maliye açısından gelişmesi, onun tam ve eksiksiz bağımsızlığına bağlıdır. Bu, Türkiye'nin varlığının temel şartıdır (s. 3).

(2) Sayılı Tutanak
28 Kasım
İsmet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu'nun varlığı sona ermiş bulunduğundan, borçlarının da, eskiden bu İmparatorluğun topraklan olup da bunların kendilerine verilmiş olduğu bütün Devletler arasında bölüştürülmesi doğaldır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca, kendisine düşecek borç payından sorumlu olmağı kabul etmektedir (s. 6).

Mondros'da, eski Osmanlı İmparatorluğu ile Müttefik Devletler arasında savaşa son veren bir silah-bırakışımı [mütareke] antlaşması yapılmıştı; ancak, bu silah-bırakışımından sonra, Türk ulusunun beklemekte olduğu barış teklifleri, kendisine yapılmamıştır; tam tersine, Adana ve İstanbul'un işgali gibi, zorlama tedbirlerine başvurmaya kalkışılmıştır.
Böyle olunca, Müttefik Devletlerin, kendi açılarından, iradelerini zorla kabul ettirmek için başvurmağı gerekli gördükleri bir askeri işgalin yol açtığı giderlerin
Türkiye'ye yükletilmesi için hiç bir neden yoktur.
Bu yüzden, Türkiye'den askeri işgal giderlerini istemek şöyle dursun, bu işgallerin bu ülkeye verdiği zararları onarmak, adalet ve hakgözetirlik gereğidir (s. 6-7).

Osmanlı borçlarının paylaştırılması teklifine karşılık olarak Venizelos sözleri:
Sevr Antlaşmasının hazırlanması sırasında Yunanistan'ın, Osmanlı Devlet Borcundan bir pay almağı yükümlenmiş olduğu doğrudur. Yunanistan, bu Antlaşmanın kendisine sağlamakta olduğu çok büyük çıkarlar yüzünden, böyle yapabilmekteydi. (…) o zamandan bu yana durum tüm değişmiştir; çünkü Sevr Antlaşmasının Yunanistan'a sağladığı çıkarlar ortadan kalkmıştır ve Yunanistan'ın elinde Batı Trakya'nın yalnız bir parçası kalmaktadır (s. 10).

Küçük Asya'nın işgalinin ilk iki yılında, Yunan ordusunun yalnız zaferler kazandığı sürece, hiç bir yakıp-yıkma olmamıştır. Yunan ordusunun ilk geri çekilişi sırasında, Sakarya vadisi ile "Afyon Karahisar-Eskişehir" demiryolu arasındaki kasabaların yakılması, salt askeri zorunluluklar yüzünden olmuştur (s. 11).

Yunan ordusunun, İzmir'e, kendi isteğiyle değil, Müttefiklerin çağrısı üzerine; Yunanistan'ın, kendi özel çıkarları için değil, bütün Müttefiklerin çıkarları için çıkartılmış olduğu kabul edilmiş bulunmaktadır. Venizelos, bu konuda, kendisi ile Clemenceau arasındaki yazışmaları hatırlattı; M. Clemenceau, kendisine, İzmir'in askeri işgalinin, bu ülkenin Türkiye'den ayrılıp Yunanistan'a katılacağı anlamına gelmediğini belirtmişti; bu da, Yunanistan'ın İzmir'e asker çıkartmasının ve Küçük Asya'da askeri eylemlerini sürdürmesinin, kendi hesabına değil, fakat Müttefiklerin ortak çıkarları için yapılmış olduğu anlamına geldiğini ispatlamaktadır (s. 13).

İsmet Paşa, Borcun, toprak bırakımlarından yararlanmış Devletler arasında bölüştürülmesi ilkesinin, bugüne kadar yapılmış Antlaşmalarda ve düzenlemelerde, aksamadan kabul edilmiş olduğunu savundu; bu ilkenin yeniden tartışma konusu yapılmasına, İsmet Paşa, kesin olarak karşıdır (s. 14).

İsmet Paşa, Yunanlıların işledikleri yakıp-yıkmaların salt bir disiplin yoksunluğuna bağlanamayacağını eklemeği de gerekli görmektedir. Yunan ordusu, savaş araç ve gereçlerini, her şeyi bırakmakta, yalnız yakıp-yıkma araç ve gereçlerini elden çıkartmamaktaydı. Yakıp-yıkmalar bir plan uyarınca ve sistemli bir örgütlenmeyle yürütülmekteydi. Çekilme sırasında, Yunan komutanları ve subayları, birliklerini özellikle yoketme işiyle görevlendirmekteydiler ve bir köyü ya da bir kasabayı, son evlerinin yanıp yok olduğuna kesin olarak inanmadıkça hiç bir zaman bırakıp gitmiyorlardı (s. 15).

Barrere
Statüsü Muharrem Kararnamesiyle[1] saptanmış ve Devletlere resmen bildirilmiş bir kurum olan Osmanlı Devleti Borcunun [Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin], bütün yetkileri ve bütün güvenceleri [garantileri] ile, olduğu gibi süregitmesinin tartışma konusu olmasına Müttefikler izin veremezler. Bu statü, böylece, bu Devletlerin güvencesi altında bulunmaktadır.
Muharrem Kararnamesi ile yapılan düzenleme, gerçek bir konkordatodur (s. 16).

Söz konusu olan sorun, yalnız, kendilerinden yana Türkiye'den topraklar ayrılmış olan Devletler arasında, Osmanlı Devlet Borcunun nasıl bölüştürüleceği sorunudur (s. 17).

İsmet Paşa, işgal giderlerinin ödettirilmesinin haklı gösterilmesinin güç olacağını söylemektedir. Ona göre, bu silah-bırakışımının [mütarekenin] amacı, yalnız, Türkiye ile barış yapılmasını hazırlamaktı; bu yüzden de, işgaller haklı değildir. Barrere, Mondros Silah-bırakışımının 7. maddesi uyarınca, durumları tehdit edildiğinde, diledikleri bütün stratejik noktaları işgal etme hakkını, Türkiye'nin, Müttefiklere tanımış olduğunu hatırlattı. Şüphesiz, bu işgallerin giderleri Türkiye'ye yükletilmek gerekir (s. 17).

İsmet Paşa, işgal giderlerinin ödenmesi sorununun, Müttefiklere göre, Mondros Silah-bırakışımı [Mütarekesi] hükümleriyle haklı kılınmış gösterilmesine dikkati çekti. Oysa, bu Konferansta Türk Temsilci Heyetinin durumu Mudanya Silah-bırakışımına dayanmaktadır. Böyle olunca; İsmet Paşa, bu sorunun Alt­komisyona sunulmasını kabul edemez (s. 19).

(3) Sayılı Tutanak
8 Aralık
Ulaştırma ve Taşıma işleri Alt-komisyonunun Raporu

(4) Sayılı Tutanak
13 Ocak
Osmanlı Devleti Borcunun bölüştürülmesi
Demiryolları borçlanmaları
Bölüştürülmüş borcun üstlenmesi ve gecikmiş kuponların ödenmesi
Savaş zararları ve askeri işgal giderleri

Müttefik Temsilci Heyetleri, Türkiye ile Yunanistan'ın, askeri giderlerle, uyruklarına savaş yüzünden verilmiş zararların ödenmesinden, karşılıklı olarak, vazgeçmelerini teklif etmişlerdi. Türk Hükümeti, askeri giderlerin ödenmesini istememeye razı olmaktadır; ancak savaş yüzünden verilmiş zararların Yunanistan'ca giderilmesini isteme konusunda uyruklarının hakkını saklı tutmaktadır. Türk Temsilci Heyeti, bu zararları 4 milyar altın Frank olarak hesaplamaktadır. Yunan Temsilci Heyeti ise, tutarı 5 milyarı aşan, karşı-istemlerde bulunmuştur (s. 44).

(5) Sayılı Tutanak
27 Ocak 1923 Cumartesi Oturumu

Sağlık İşleri Alt-komisyonunun Raporu

Sir Horace Rumbold,
Sağlık Komitesi kurulmasına Türk Temsilci Heyetinin karşı çıkmış olduğunu öğrenmesi çok önemlidir. İstanbul Yüksek Sağlık Meclisi 75 yılı aşkın bir süredir çalışmaktadır ve Akdeniz'e kıyıdaş bütün ülkelere büyük hizmetlerde bulunmuştur. Şimdiki durumda, iki kurum - Milletler Cemiyeti ile Kamu Sağlığı Uluslararası Kurumu - salgın hastalıkların Rusya'dan Batı'ya doğru yayılmasını önlemek için bütün çabalarını göstermektedirler.
Boğazlar'ın sağlık bakımından savunulmasının Süveyş Kanalı'ndaki kadar tam olması istenilecek bir şeydir. Müttefik Devletler, beş yıl süreli bir Sağlık Komitesi kurulmasını teklif etmekle, verebilecekleri ödünlerin [tavizlerin] son sınırına varmışlardır. Türk Temsilci Heyeti, bu teklifin, Türkiye'nin egemenliğini ve bağımsızlığını çiğneyebilecek nitelikte olduğunu söyleyerek, bunu kabul etmemektedir.
Boğazlar'ın sağlık açısından savunulmasının ne kadar büyük bir önemi olduğunu belirtti: Salgın hastalıklar Rusya'da ve Kafkasya'da korkunç yıkımlara yol açmıştır; salgın hastalıkları yayabilecek hacı yığınları Boğazlar'dan geçmektedir.
Türk Temsilci Heyetinin, son derece ölçülü bu teklifi reddettiğini görmek, inanılmaz bir şeydir. Dünya kamuoyu, Müttefik Temsilci Heyetlerince verilen çok büyük ödünleri [tavizleri] ve buna karşılık, Avrupa'nın bu soruna verdiği önemi anlamaz görünen Türk Temsilci Heyetinin ayak diretmesini hayretle karşılayacaktır. Türk Temsilci Heyeti tutumunda direnirse, kesin olarak, bütün dünyaya karşı büyük sorumluluklar altına girecektir (s. 67-68).

İsmet Paşa
Bulaşıcı hastalıkların yuvaları, yalnız Hindistan'da, Mısır'da, Hicaz'da ve Basra'da bulunmaktadır; böyle olunca, Türkiye'ye, bu bakımdan, herhangi bir sağlık sorumluluğu düşmez.
İstanbul'un, Avrupa'nın kapısı olduğunu bahane ederek, Türkiye'ye zorla uluslararası bir yönetim yükletmek, mantığa da uygun düşmemektedir; çünkü, Avrupa'nın en önemli ve en büyük kapıları, gerçekte, Marsilya ve Cenova gibi Akdeniz limanlarıdır; bunlar, bulaşıcı hastalıkların asıl kapısı olan Süveyş Kanalı ile doğrudan doğruya ilişkilidirler (s. 68-69).

Endüstri, edebiyat ve sanat yapıtları mülkiyetine ilişkin hükümler (s. 76)

Hayat sigortaları (s. 81)

Gümrük ve ticaret rejimi

Türk ve Yunan uyruklarına savaş yüzünden verilmiş zararlar
Türkiye (…) 18.000 evin yanmasına yol açan yalnız İzmir yangını için 175 milyon Türk Lirası istemektedir.
Venizelos, bu kentin yanmasından Yunanlıların sorumlu olmadıklarını bildirmeyi gerekli görmektedir; Yunan orduları İzmir'den çıktıktan 24 saat sonra İzmir'in yanmış olduğunu bildiren Türk Temsilci Heyetinin dediklerinin tersine, İzmir, Yunanlıların bu kenti tüm olarak boşaltmalarından ve Türk birliklerinin İzmir'e girişinden 4 gün sonra yanmıştır. Gerçekte, Türk mahallesine hiç dokunulmamıştır; yalnız, Rumların, Ermenilerin ve Avrupalıların oturdukları mahalleler yanıp yok olmuştur (s. 94).

Ek
(4) Sayılı Tasarı
Sağlık Örgütü
8 Ocak 1923
Madde A
İstanbul Yüksek Sağlık Meclisi kaldırılmıştır. Türkiye kıyılarının ve sınırlarının sağlık işlerinin düzenlenmesiyle Türk yönetimi görevlidir. Bununla birlikte, Boğazlar'ın sağlık bakımından korunmaları için gerekli personelin, karantina istasyonlarının ve tesislerin yönetimi ile görevli bir Sağlık Komitesi kurulmuştur.
Bu Komite, başkanlık yapacak diplomalı bir Türk doktorla, her zaman her biri üç ayrı Devletten birinin uyruğu olması gereken, diplomalı üç doktordan kurulacaktır.
Boğazlar Sağlık Komitesi, Türk Hükümeti süresinin uzatılmasını gerekli görmezse, beş yıllık bir sürenin bitiminde kaldırılacaktır (s. 105).

Küçük Asya'da Yunanlıların Yakıp-Yıkmalarına İlişkin Olarak Türk Temsilci Heyetince Sunulan Rapor (s. 151 vd.)

Maliye Sorunları Alt-Komisyonu

(1) Sayılı Tutanak
30 Kasım
Osmanlı Devlet Borcunun bölüştürülmesi

(2) Sayılı Tutanak
2 Aralık
Osmanlı Borcunun bölüştürülmesi
Askeri işgal giderlerinin ödenmesi

(3) Sayılı Tutanak
5 Aralık
Osmanlı Devlet Borcunun bölüştürülmesi

(4) Sayılı Tutanak
9 Aralık
Osmanlı Devlet Borcunun bölüştürülmesi

(5) Sayılı Tutanak
11 Aralık
Savaş zararlarının onarılması

(6) Sayılı Tutanak
19 Aralık
Savaş zararları

(7) Sayılı Tutanak
4 Ocak
Türk Temsilci Heyetince sunulmuş bulunan Devlet Borcu çizelgesinin incelenmesi

Savaş Zararları Konusunda Not

Yunanistan'ın Türkiye'den karşı-istemleri

1 Ağustos 1914 ile Lausanne'de imzalanacak Antlaşmanın yürürlüğe girişi arasındaki dönem boyunca, savaş olayları ya da Türk Hükümetinin herhangi bir eylemi ya da savsaklaması yüzünden, kişileri ya da malları bakımından uğradıkları zarar ve kayıplardan dolayı, Yunan uyrukların, öteki Müttefik uyrukları gibi, zarar-giderim elde etmeleri konusunda, Yunanistan'ın hakkından doğmaktadır. Söz konusu uyrukların sayıca 150.000 i aşmakta olduğu göz önünde tutulursa, bu yüzden uğranılan zararlar konusunda bir fikir edinilebilir (s. 267-268).

Yunanistan, İzmir bölgesinin askeri işgali yüzünden yüklenmiş bulunduğu giderlerin ödenmesini istemekte haklıdır. Yunanistan, bu işgale, başlıca Müttefik ve Ortak Devletlerin çağırısı üzerine girişmiş olduğundan, işgalin kendisine yüklediği giderleri, öteki Müttefik Devletler gibi, Türkiye'ye ödettirmeğe, Yunanistan'ın elbette hakkı vardır.
14 Mayıs 1919 tarihinden 19 Aralık 1920 tarihine kadar, İzmir bölgesinin ortalama olarak 150.000 askerle işgal edilmesi için katlanılan giderler 70.000.000 İngiliz Lirası [Sterling] tutmaktadır.

Dünya Savaşının başlamasından birkaç ay önce ve Mondros Silah-bırakışımına kadar savaş süresince, Türkiye'nin yurtdışı ettiği Osmanlı uyruklarından yüzbinlerce Rumun bakımı için Yunanistan'ın katlanmak zorunda kaldığı giderleri...

…bu yurtdışı edilmişlerin bakımı ve onlara yardımda bulunmak için, Yunanistan'ın 79.200.000 İngiliz Lirası (Sterling) tutarında bir gidere katlanmak zorunda kalmış olduğu anlaşılır.

Osmanlı uyruğu olan Rum ve Ermeni ulusal topluluğundan 950.000 kişilik bir sığınmaya gelenler dalgası yüzünden, Yunanistan'a yükletilen giderler karşılığı olarak verilmesi gereken zarar giderimleri…

Yunan Maliyesinin katlanmak zorunda kaldığı ve kalacağı giderler, adam başına 60 İngiliz Lirası hesap edilirse, Krallığının Maliyesine bu yüzden yük olacak giderlerin toplamı 57.000.000 İngiliz Lirasını bulacaktır (s. 269).

(8) Sayılı Tutanak
15 Ocak
Osmanlı Devlet Borcunun nasıl bölüştürüleceği

Gümrük ve Ticaret Rejimi Alt-Komisyonu

(1) Sayılı Tutanak
29 Kasım
Türkiye'de Ticaret Rejimi Konusunda Genel Görüşme

(2) Sayılı Tutanak
30 Kasım
Ticaret rejimine ilişkin genel görüşme

(3) Sayılı Tutanak
1 Aralık
Ticaret rejimi

(4) Sayılı Tutanak
2 Aralık
Ticaret rejimi

(5) Sayılı Tutanak
4 Aralık
Ticaret rejimi

(6) Sayılı Tutanak
6 Aralık
Ticaret rejimi

(7) Sayılı Tutanak
13 Ocak
Ticaret rejimi

İktisat Sorunları Alt-Komisyonu

(1) Sayılı Tutanak
30 Kasım

(2) Sayılı Tutanak
1 Aralık
Ekonomik hükümlere ilişkin hazırlanan tasarı

(3) Sayılı Tutanak
2 Aralık
Müttefik Devletler Tekliflerinin görüşülmesi

(4) Sayılı Tutanak
4 Aralık
Müttefik Devletler Tekliflerinin görüşülmesi

(5) Sayılı Tutanak
9 Aralık
Müttefik Devletler Tekliflerinin görüşülmesi

(6) Sayılı Tutanak
11 Aralık
Müttefik Devletler Tekliflerinin görüşülmesi

(7) Sayılı Tutanak
13 Aralık
Müttefik ülkesinde Türk ordularınca ya da Türk makamlarınca alınmış malların geri verilmesi

(8) Sayılı Tutanak
18 Aralık
Sözleşmeler

(9) Sayılı Tutanak
15 Aralık
Sözleşmeler

(10) Sayılı Tutanak
16 Aralık
Sözleşmeler

(11) Sayılı Tutanak
18 Aralık
Sözleşmeler

(12) Sayılı Tutanak
20 Aralık
Mallar, haklar ve çıkarlar

(13) Sayılı Tutanak
22 Aralık

(14) Sayılı Tutanak
28 Aralık
Ayrıcalıklara ilişkin hükümler

(15) Sayılı Tutanak
29 Aralık
Ayrıcalıklar

(16) Sayılı Tutanak
30 Aralık
…endüstri, edebiyat ve sanat yapıtları mülkiyetine ilişkin maddeler

(17) Sayılı Tutanak
2 Ocak
Ayrıcalıklar

(18) Sayılı Tutanak
10 Ocak

(19) Sayılı Tutanak
12 Ocak

Sağlık İşleri Alt-Komisyonu

(1) Sayılı Tutanak
20 Aralık

(2) Sayılı Tutanak
10 Ocak


[1]Osmanlı hükümetiyle, alacaklıların vekilleri arasında Eylül-Aralık 1881 döneminde yapılan görüşmeler sonunda varılmış olan anlaşma, Hükümetçe, Nizamname-Kararname biçiminde, 20 Aralık 1881 tarihinde yayınlanmıştır. Bu tarih, 28 Muharrem 1299’a rastladığından, kararname, "Muharrem Kararnamesi" adını almıştır (s. 9).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder