İsmet
İnönü - Lozan Barış Konferansı
Hazırlayan: İlhan Turan, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 2010, Ankara
Avrupa emperyalist devletlerinin “Şark Meselesi - Doğu
Sorunu” olarak adlandırdığının, arkasında ise, “Müslüman Türklüğü, önce Doğu
Avrupa’dan, sonra da Anadolu’dan kovma, gitmezlerse yok etme düşüncesi”ne
dayanan önemli bir plânları vardı…
…Mondros Silah Bırakışması ve Sevr’de imzalanan metinlerin
yeterince öğrenilip yorumlanması, emperyalizmin asıl yüzünü doğru tanımaya
yardımcı olacaktır.
…millî direniş ve mücadelenin karşısında emperyalistler,
önce Mudanya Mütarekesi (Silah Bırakışması)’nı, sonra da Lozan Andlaşması’nı
imzaladılar.
TBMM 7 Haziran 1923’te Osmanlı Hükümetlerinin imzaladığı
bütün antlaşmaları feshetti.
Hazırlayandan Kitap Hakkında Notlar
Bu kitap, Lozan’ın öngünlerinden İsmet İnönü’nün yaşamının
sonuna dek yapılan bir tarama sonucunda ortaya çıkmıştır.
İsmet İnönü’nün “Hatıralar” adlı anlatımını içeren iki
cildin 2. kitabındaki ayrıntılı ve bütünlüklü Lozan anlatımları ile “Lozan
Telgrafları” adlı Bilal N. Şimşir’in iki ciltlik çalışması ve “Lozan
Tutanakları” adlı takımlar dışarıda tutulursa, İsmet İnönü’nün Lozan Barış
Konferansı ve Antlaşması ile ilgili söyledikleri, Türkçe basılı kaynaklar
itibarıyla bu kitapta hemen hemen eksiksiz olarak içerilmiştir.
İsmet İnönü konferans sırasında Bakanlar Kuruluna toplam 320
telgraf göndermiş ve bunlar iki ciltlik “Lozan Telgrafları” adlı çalışmada
içerilmiştir. Burada, basılı bir eserdeki mesajların bütününün alınması
yeğlenmemiş, konferansın gelişimine uygun bir seçme yapılmıştır. Kitabın ana
kurgusu, esasen “Konuşma, Demeç, Makale ve Söyleşileri” eksenli olup, mesajlara
seçmeli şekilde yer verilmiştir.
Lozan Konferansı Açılış Oturumunda Yapılan Konuşma / (20.
11. 1922)
…1918 den bu yana (…) hiç bir askerî zorunluluk olmaksızın,
Türkiye topraklarının en zengin ve en bakımlı parçalarında, yok etmekten başka
bir şey düşünmeyerek, sistemli bir şekilde yapılmış yakıp – yıkmalara tek bir
özür bulunamaz.
(…)
Türk ulusu, insan gücünü aşan bu fedakârlıklara katlanmakla,
uygar insanlık içinde, köklü bir yaşama gücüne sahip uluslara özgü olan varlık
ve bağımsızlık haklarıyla, barış, huzur ve çalışkanlık unsuru olarak, büyük bir
yer kazanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kesin amacı, bu yeri korumak
ve güçlendirmektir (s. 19).
Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (22.
12. 1922)
…Hasan Bey, Ferid Bey, Cavid Bey, Şefik Bey aralarında
ittihâd–ı efkâr olmuyor. Bu ahvâl tahtında Hasan Bey
ahvâli bir def’a Ankara’ya şahsen anlatmağa lüzûm–i kat’î görüyor. Benim
istisâsime göre müşarün ileyh çok müşkilât karşısında kendisini kuvvetli
görmüyor (s. 34).
Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (22.
12. 1922)
Zâta Mahsûs
Marki Garroni’nin gala ziyafetinde şetâret içinde bulunduk.
Büyük ziyâfetlere büyük milletlerden başka kim gidebilir. İtalya, Fransa,
Britanya, Türkiye murahhasları mevkii ihtiramda, diğer milletler kendi
sıralarındadırlar. Curzon ile ziyâfete riyâset eden İtalyan hanımın tarafeyninde
bulunduk. Geçen gün de böyle idi. Curzon bir aralık bana “çetenin sıhhatine
içiyorum” dedi. Sonra ben de onun sıhhatine içtim. (…) (s. 35)
Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (23.
01. 1923)
Bugün son derece buhranlı oldu. Curzon bütün vesâitini bütün
gün isti’mâl etti. Musul’un siyâsî muharebe günüdür. (…)
Bilesiniz ki çok yorgunum. Üç gece uyumadım. Bugünkü Musul
müsâdemesini düşündüm. Curzon inkıta karşısında şimdilik ric’at etti. Büyük ve
mütemâdi tertibât ve tehdidât yaptı. Çok yoruldum. Benim güzel Gazi Şefim beni
bu kadar imtihâna niçin fedâ ettin… (s. 38)
Lozan’dan Bakanlar Kurulu Başkanlığına Gönderilen Mesaj /
(04. 02. 1923)
3 Şubat raporudur:
Madde 1 – Bugün baş murahhaslarla mülâkât ettim.
A’zamî şerâiti söylediler. Trakya’da tahdîdât–i askeriyeden vazgeçtiler.
Borçların sermâye üzerinden taksimini kabul ettiler. Ellerinde bulunan beş
milyon altın ile İngiltere’deki gemiler bedelini karşılık tutarak taleb
ettikleri on iki milyon altın ta’mîrâtdan vazgeçeceklerini, Amerika murahhası
vâsıtası ile istimzâca cevâben ihsâs ettiler (s. 45).
Lozan’dan Bakanlar Kurulu Başkanlığına Gönderilen
Mesaj / (06. 02. 1923)
…
Madde 3 – Hükümete teklifâtım ber vech–i âtîdir:
A – Konferansın inkıtâı resmen tebliğ olunmadığından devam
etmektedir. Ba’zı hey’et–i murahhasaların hükümetlerine gitmeleri gibi
fâsıladan istifâde ederek Türk murahhasları da merkez–i hükümete geliyorlar.
B – Orduyu maddeten ve ma’nen kavî ve hâzır bulundurmak.
C – Memlekette sulh olmadığından dolayı endişe izhârına
katiyyen mahal vermemek.
D – İngilizlerle hiçbir noktada müsâdemeye mahal vermemek
(s. 48).
Lozan Dönüşü İstanbul’da Konferans Hakkında Verilen Demeç
/ (16. 02. 1923)
Görüştüğümüz başlıca meseleler; toprak meseleleri, bilhassa
mali ve iktisadi meseleler sona bırakılmış, halledilememişti. Nihayet toprak
meselesini bağladık, fakat mali ve iktisadi meseleler bağlanamadı (s. 54).
(Meclisteki konuşmalar, tartışmalar)
Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (25.
05. 1923)
Konferansın birinci devrinde İtalya murahhası Montagna
İzmir’den dâhile sevkolunan Sivrihisaryan âilesinden iki biraderin tahliyesini
rica etmiş ve ben de keyfiyeti hükümete yazmıştım.
…iki birader serbest bırakılmadı.
İki Ermeninin serbest bırakılıp bırakılmaması hey’et–i
murahhasayı ve şahsen beni küçük düşürüyor.
Bu iki Ermeninin tahliyesinin emir buyurulmasını bilhassa
istirham ederim (s. 125).
Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (29.
06. 1923)
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine ma’rûzdur.
Afyonkarahisar’da bulunan iki Sivrihisâriyân birâderlerin
terhîsi ve vaadini İtalya murahhasına iblağ etmiş idim. Her gün sorar. Bu bâbda
müsta’cel bir cevâb–ı şâfî i’tâsını pek ziyâde istirhâm ederim (s. 134).
Lozan Konferansı Dönüşünde İstanbul Üniversitesince Fahri
Profesörlük Verilmesi Dolayısıyla Düzenlenen Törende Verilen Söylev / (11. 08.
1923)
…
Yakın bir maziye kısaca göz atmak isterim. “Harb–i Umumî’
den (I. Dünya Savaşı) sonra hasıl olan vaziyet, Osmanlı İmparatorluğu’nun
çöküşü halidir.
…
O zaman ki Osmanlı devleti böyle enkaz ifade eden bir
vaziyette idi.
…
Millî Mücadele devri, geçirdiğimiz ilk ağır imtihandı.
Bu imtihandan başarıyla çıktıktan sonra konferansa gittik.
Bu da bir imtihandı.
Bu, harpten sonra yapılan antlaşmalar ile mukayese edilemez.
Almanya ve Bulgaristan ile yapılan antlaşmalar ile mukayese mümkün değildir.
Önümüzde her halde on senelik bir devre vardır ki bu zamanda
gelişmek için bütün kuvvetlerimizi toplayarak hedefe vasıl olacağız.
İktisat mücadelesinde behemehal galebe etmek lâzımdır (s. 153-157).
Lozan Barış Antlaşması’nın Onaylanmasına İlişkin Yasa
Tasarısıyla İlgili BMM Görüşmesinde Verilen Söylev / (23. 08. 1923)
…
(Savaş tazminatı mefhumu)
Arkadaşlar! Tâmirat meselesi Harbi Umumiden çıkan milletler
üzerinde asıl medarı ıztırabolan noktadır. Ve bu kadar esaslı noktadan atiye
bir para havale etmeksizin çıkıyoruz. Sizi temin ederim ki: Bir muvaffakiyettir
(s. 169).
…
Boğazların usulünü tayin etmek için olan müzakeratta birçok
siyasetler tavazzuh ve tesadüm etmiştir. Türkiye bu siyasetler içinde Misakı
Millî ile ilan olunan esasata sadakatini ve asıl kendi vazifesi olan
Türkiye’nin mevcudiyet ve emniyetini vikaye etmek esasını takib ettik (s. 180).
…
Bizim boğazlar mukavelenamesinde deruhde ettiğimiz
mecburiyet; gayriaskerî bir mıntıka ihdasıdır. Bihakkin denilebilir ki Türkiye,
İstanbul ve boğazları, bu kadar mühim olan yerleri tahkimden feragat etmekle
mühim bir şeyden feragat etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu bütün menabi ve vesaitini boğazlar
etrafında teksif ederek ve memleketin diğer yerlerini faaliyetten mahrum
bırakarak İstanbul’u ve boğazları müdafaa etmeye çalıştı fakat kaybetti (s.
181).
Boğazlar Komisyonu
Uzun ve çetin münakaşadan sonra bu Boğazlar Komisyonunun
vazifesi sular üzerinde sefaini harbiye ve askerî tayyarelere hasrolunmuştur
(s. 182).
…
Türkiye ile Yunanistan Arasındaki Anlaşmanın Onayına
İlişkin BMM’de Yapılan Konuşmada Lozan Konferansı Dolayımı ile Söyledikleri /
(17. 06. 1930)
…
Size bazı hatıralarımızı nakledeyim: M. Venizeiosla Lozan’da
çalışırken, bilhassa bir noktaya dikkat ettim ki kendisi Yunanistan’ın
menfaatına taalluk eden mesailde ne kadar çetin ise, ne kadar çok uğraşmış ise
ve [bizi] yormuş ise Yunanistan’a taalluk etmeyen mesailde Türkiye’ye zarar verecek
herhangi bir noktai nazar takip etmemiştir. İlk günden itibaren iki memleketin
büyük menfaatleri arasında ayrılık olmadığı hakkındaki müşahedemiz, iki
memleketin başında bulunan adamların marazî bir his ile memleketlerini
yekdiğerinden uzaklaştırmak temayülünde olmadıklarını da bana gösterdi (s.
216).
…
Yedinci Artırma ve Yerli Malları Haftası Nedeniyle Ankara
Halkevi’nde Verilen Söylevde Lozan Barış Antlaşması Dolayımıyla Söyledikleri / (12.
12. 1936)
Milli devlet ilk temellerini atarken, Arap memleketlerini
Arap milletine bırakmağı kendi siyasetine esas tutmuştur. Bunu, resmi olarak Misakı
Millide ilân ettik. Misakı Milliyi o zamanki güç şartlar içinde zaruri olarak
yapılmış saymak yanlıştır. Misakı milli şuurlu bir siyasetin ve derin bir
kanaatin ifadesidir (s. 220).
Lozan Günü – Lozan Barış Antlaşması’nın 29. Yıldönümünde
Gençlere Lozan Anlatımı / (24. 07. 1952)
Lozan Muahedesinin ilk müzakereleri eşit haklarla müzakere mevzuu
üzerinde başlar. Birinde Yunanlılar ve Mondros’un galip devletleri olduğunu
söyleyenler, diğer tarafta ise Amerikalılar.
Karşımızdakiler, Lozan Konferansını Orta Şark meselelerinin halli
için toplanmış gibi bir hava vermek istiyorlardı (s. 229).
Enternasyonal müzakere ve konuşmaların daima müsavi şartlar içinde
cereyan etmesi lâzımdır. Biz Lozan’da bu müsavi şartları temin ederek davamızı
yürüttük (s. 231).
Uğrunda en fazla mücadele ettiğimiz ve bizim için en başta
gelen hayati bir mesele teşkil eden kapitülasyonlardı (s. 233).
Biz Lozan Muahedesini imza edip geldik. Ondan sonra
Avrupa’da müahedenin tasdik edilmesi meselesinde şiddetli münakaşalar ve mücadeleler
başladı.
Muahedeyi bir sene sonra tasdik ettiler. Bu müddet zarfında
bizim durumumuzu yakından takip ettiler.
Lozan, temel fikir olarak millî devletin kurulmasını,
istiklâli, milletlerarası hak ve hukuk eşitliği mefhumlarını gaye ittihaz etmiş
bir konferanstır. Münevverlerimiz ve gençlerimiz bu zihniyetle muahedeyi mütalaa
ederlerse, siyasî tarihimizin geçirdiği başlı başına birçok değişiklikleri çok
iyi kavrarlar (s. 234).
Lozan Günü – Lozan Barış Antlaşması’nın 34. Yıldönümünde
Gazetecilere Lozan Anlatımı / (24. 07. 1957)
Lozan Muahedesi İstiklâl Harbinin şerefli mührü ve
Türkiye’nin medeniyet hamlesinin başlangıcıdır. Lozan Muahedesi ancak bir
senede tasdik olunmuş, müttefikler muahedenin imzasından sonra devlet şekli
belli olana kadar beklemişlerdir.
Lozan Muahedesinden İkinci Cihan Harbinin başlamasına 16
sene geçmiştir. Bu 16 senede Türkiye İkinci Cihan Harbinden selâmetle çıkabilecek
fikrî bünyevî ve maddî bir olgunluğa gelmiştir ve Türkiye İkinci Cihan Harbinin
bitmesiyle beraber son ıslahat çemberi olarak demokratik rejimi hayat tarzı
olarak kabul etmiştir.
Şimdi karşımda bulunan gazeteciler hepsi benimle beraber
Latin harfiyle yazıyorsunuz. Bu size oyuncak geliyor.
Bizim neslin üstündekilerin bu yazıya alışmaları artık
mümkün olur mu bilmiyorum. Ama bizi hoş görüyorlar. Siz de benim gibi bu
yazıyla pek çabuk yazabiliyorsunuz.
Demek 34 senedir Lozan’dan sonra milletçe ıslahat içinde
yaşıyoruz. Şimdi içinde bulunduğumuz en mühim meseleler iktisadî kalkınma, cihazlanma
ve ilerlemedir.
İnsan haklarına müstenit Garplı manasında bir demokratik
rejim kurulmak ve dünya mücadelesi içinde bir itibarla yaşama gayreti
içindeyiz. Bu mücadelede millet olarak hep beraber muvaffak olacağız (s.
241-242).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder