29 Ekim 2019 Salı

İsmet İnönü - Lozan Barış Konferansı


İsmet İnönü - Lozan Barış Konferansı
Hazırlayan: İlhan Turan, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 2010, Ankara

Avrupa emperyalist devletlerinin “Şark Meselesi - Doğu Sorunu” olarak adlandırdığının, arkasında ise, “Müslüman Türklüğü, önce Doğu Avrupa’dan, sonra da Anadolu’dan kovma, gitmezlerse yok etme düşüncesi”ne dayanan önemli bir plânları vardı…

…Mondros Silah Bırakışması ve Sevr’de imzalanan metinlerin yeterince öğrenilip yorumlanması, emperyalizmin asıl yüzünü doğru tanımaya yardımcı olacaktır.

…millî direniş ve mücadelenin karşısında emperyalistler, önce Mudanya Mütarekesi (Silah Bırakışması)’nı, sonra da Lozan Andlaşması’nı imzaladılar.

TBMM 7 Haziran 1923’te Osmanlı Hükümetlerinin imzaladığı bütün antlaşmaları feshetti.

Hazırlayandan Kitap Hakkında Notlar
Bu kitap, Lozan’ın öngünlerinden İsmet İnönü’nün yaşamının sonuna dek yapılan bir tarama sonucunda ortaya çıkmıştır.
İsmet İnönü’nün “Hatıralar” adlı anlatımını içeren iki cildin 2. kitabındaki ayrıntılı ve bütünlüklü Lozan anlatımları ile “Lozan Telgrafları” adlı Bilal N. Şimşir’in iki ciltlik çalışması ve “Lozan Tutanakları” adlı takımlar dışarıda tutulursa, İsmet İnönü’nün Lozan Barış Konferansı ve Antlaşması ile ilgili söyledikleri, Türkçe basılı kaynaklar itibarıyla bu kitapta hemen hemen eksiksiz olarak içerilmiştir.

İsmet İnönü konferans sırasında Bakanlar Kuruluna toplam 320 telgraf göndermiş ve bunlar iki ciltlik “Lozan Telgrafları” adlı çalışmada içerilmiştir. Burada, basılı bir eserdeki mesajların bütününün alınması yeğlenmemiş, konferansın gelişimine uygun bir seçme yapılmıştır. Kitabın ana kurgusu, esasen “Konuşma, Demeç, Makale ve Söyleşileri” eksenli olup, mesajlara seçmeli şekilde yer verilmiştir.

Lozan Konferansı Açılış Oturumunda Yapılan Konuşma / (20. 11. 1922)
…1918 den bu yana (…) hiç bir askerî zorunluluk olmaksızın, Türkiye topraklarının en zengin ve en bakımlı parçalarında, yok etmekten başka bir şey düşünmeyerek, sistemli bir şekilde yapılmış yakıp – yıkmalara tek bir özür bulunamaz.
(…)
Türk ulusu, insan gücünü aşan bu fedakârlıklara katlanmakla, uygar insanlık içinde, köklü bir yaşama gücüne sahip uluslara özgü olan varlık ve bağımsızlık haklarıyla, barış, huzur ve çalışkanlık unsuru olarak, büyük bir yer kazanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kesin amacı, bu yeri korumak ve güçlendirmektir (s. 19).

Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (22. 12. 1922)
…Hasan Bey, Ferid Bey, Cavid Bey, Şefik Bey aralarında ittihâd–ı efkâr olmuyor. Bu ahvâl tahtında Hasan Bey ahvâli bir def’a Ankara’ya şahsen anlatmağa lüzûm–i kat’î görüyor. Benim istisâsime göre müşarün ileyh çok müşkilât karşısında kendisini kuvvetli görmüyor (s. 34).

Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (22. 12. 1922)
Zâta Mahsûs
Marki Garroni’nin gala ziyafetinde şetâret içinde bulunduk. Büyük ziyâfetlere büyük milletlerden başka kim gidebilir. İtalya, Fransa, Britanya, Türkiye murahhasları mevkii ihtiramda, diğer milletler kendi sıralarındadırlar. Curzon ile ziyâfete riyâset eden İtalyan hanımın tarafeyninde bulunduk. Geçen gün de böyle idi. Curzon bir aralık bana “çetenin sıhhatine içiyorum” dedi. Sonra ben de onun sıhhatine içtim. (…) (s. 35)

Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (23. 01. 1923)
Bugün son derece buhranlı oldu. Curzon bütün vesâitini bütün gün isti’mâl etti. Musul’un siyâsî muharebe günüdür. (…)
Bilesiniz ki çok yorgunum. Üç gece uyumadım. Bugünkü Musul müsâdemesini düşündüm. Curzon inkıta karşısında şimdilik ric’at etti. Büyük ve mütemâdi tertibât ve tehdidât yaptı. Çok yoruldum. Benim güzel Gazi Şefim beni bu kadar imtihâna niçin fedâ ettin… (s. 38)

Lozan’dan Bakanlar Kurulu Başkanlığına Gönderilen Mesaj / (04. 02. 1923)
3 Şubat raporudur:
Madde 1 – Bugün baş murahhaslarla mülâkât ettim. A’zamî şerâiti söylediler. Trakya’da tahdîdât–i askeriyeden vazgeçtiler. Borçların sermâye üzerinden taksimini kabul ettiler. Ellerinde bulunan beş milyon altın ile İngiltere’deki gemiler bedelini karşılık tutarak taleb ettikleri on iki milyon altın ta’mîrâtdan vazgeçeceklerini, Amerika murahhası vâsıtası ile istimzâca cevâben ihsâs ettiler (s. 45).

Lozan’dan Bakanlar Kurulu Başkanlığına Gönderilen Mesaj  / (06. 02. 1923)
Madde 3 – Hükümete teklifâtım ber vech–i âtîdir:
A – Konferansın inkıtâı resmen tebliğ olunmadığından devam etmektedir. Ba’zı hey’et–i murahhasaların hükümetlerine gitmeleri gibi fâsıladan istifâde ederek Türk murahhasları da merkez–i hükümete geliyorlar.
B – Orduyu maddeten ve ma’nen kavî ve hâzır bulundurmak.
C – Memlekette sulh olmadığından dolayı endişe izhârına katiyyen mahal vermemek.
D – İngilizlerle hiçbir noktada müsâdemeye mahal vermemek (s. 48).

Lozan Dönüşü İstanbul’da Konferans Hakkında Verilen Demeç / (16. 02. 1923)
Görüştüğümüz başlıca meseleler; toprak meseleleri, bilhassa mali ve iktisadi meseleler sona bırakılmış, halledilememişti. Nihayet toprak meselesini bağladık, fakat mali ve iktisadi meseleler bağlanamadı (s. 54).

(Meclisteki konuşmalar, tartışmalar)

Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (25. 05. 1923)
Konferansın birinci devrinde İtalya murahhası Montagna İzmir’den dâhile sevkolunan Sivrihisaryan âilesinden iki biraderin tahliyesini rica etmiş ve ben de keyfiyeti hükümete yazmıştım.
…iki birader serbest bırakılmadı.
İki Ermeninin serbest bırakılıp bırakılmaması hey’et–i murahhasayı ve şahsen beni küçük düşürüyor.
Bu iki Ermeninin tahliyesinin emir buyurulmasını bilhassa istirham ederim (s. 125).

Lozan’dan Gazi Mustafa Kemal’e Gönderilen Mesaj / (29. 06. 1923)
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine ma’rûzdur.
Afyonkarahisar’da bulunan iki Sivrihisâriyân birâderlerin terhîsi ve vaadini İtalya murahhasına iblağ etmiş idim. Her gün sorar. Bu bâbda müsta’cel bir cevâb–ı şâfî i’tâsını pek ziyâde istirhâm ederim (s. 134).

Lozan Konferansı Dönüşünde İstanbul Üniversitesince Fahri Profesörlük Verilmesi Dolayısıyla Düzenlenen Törende Verilen Söylev / (11. 08. 1923)
Yakın bir maziye kısaca göz atmak isterim. “Harb–i Umumî’ den (I. Dünya Savaşı) sonra hasıl olan vaziyet, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü halidir.
O zaman ki Osmanlı devleti böyle enkaz ifade eden bir vaziyette idi.
Millî Mücadele devri, geçirdiğimiz ilk ağır imtihandı.
Bu imtihandan başarıyla çıktıktan sonra konferansa gittik. Bu da bir imtihandı.
Bu, harpten sonra yapılan antlaşmalar ile mukayese edilemez. Almanya ve Bulgaristan ile yapılan antlaşmalar ile mukayese mümkün değildir.

Önümüzde her halde on senelik bir devre vardır ki bu zamanda gelişmek için bütün kuvvetlerimizi toplayarak hedefe vasıl olacağız.
İktisat mücadelesinde behemehal galebe etmek lâzımdır (s. 153-157).

Lozan Barış Antlaşması’nın Onaylanmasına İlişkin Yasa Tasarısıyla İlgili BMM Görüşmesinde Verilen Söylev / (23. 08. 1923)
(Savaş tazminatı mefhumu)
Arkadaşlar! Tâmirat meselesi Harbi Umumiden çıkan milletler üzerinde asıl medarı ıztırabolan noktadır. Ve bu kadar esaslı noktadan atiye bir para havale etmeksizin çıkıyoruz. Sizi temin ederim ki: Bir muvaffakiyettir (s. 169).

Boğazların usulünü tayin etmek için olan müzakeratta birçok siyasetler tavazzuh ve tesadüm etmiştir. Türkiye bu siyasetler içinde Misakı Millî ile ilan olunan esasata sadakatini ve asıl kendi vazifesi olan Türkiye’nin mevcudiyet ve emniyetini vikaye etmek esasını takib ettik (s. 180).
Bizim boğazlar mukavelenamesinde deruhde ettiğimiz mecburiyet; gayriaskerî bir mıntıka ihdasıdır. Bihakkin denilebilir ki Türkiye, İstanbul ve boğazları, bu kadar mühim olan yerleri tahkimden feragat etmekle mühim bir şeyden feragat etmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu bütün menabi ve vesaitini boğazlar etrafında teksif ederek ve memleketin diğer yerlerini faaliyetten mahrum bırakarak İstanbul’u ve boğazları müdafaa etmeye çalıştı fakat kaybetti (s. 181).

Boğazlar Komisyonu
Uzun ve çetin münakaşadan sonra bu Boğazlar Komisyonunun vazifesi sular üzerinde sefaini harbiye ve askerî tayyarelere hasrolunmuştur (s. 182).

Türkiye ile Yunanistan Arasındaki Anlaşmanın Onayına İlişkin BMM’de Yapılan Konuşmada Lozan Konferansı Dolayımı ile Söyledikleri / (17. 06. 1930)
Size bazı hatıralarımızı nakledeyim: M. Venizeiosla Lozan’da çalışırken, bilhassa bir noktaya dikkat ettim ki kendisi Yunanistan’ın menfaatına taalluk eden mesailde ne kadar çetin ise, ne kadar çok uğraşmış ise ve [bizi] yormuş ise Yunanistan’a taalluk etmeyen mesailde Türkiye’ye zarar verecek herhangi bir noktai nazar takip etmemiştir. İlk günden itibaren iki memleketin büyük menfaatleri arasında ayrılık olmadığı hakkındaki müşahedemiz, iki memleketin başında bulunan adamların marazî bir his ile memleketlerini yekdiğerinden uzaklaştırmak temayülünde olmadıklarını da bana gösterdi (s. 216).

Yedinci Artırma ve Yerli Malları Haftası Nedeniyle Ankara Halkevi’nde Verilen Söylevde Lozan Barış Antlaşması Dolayımıyla Söyledikleri / (12. 12. 1936)
Milli devlet ilk temellerini atarken, Arap memleketlerini Arap milletine bırakmağı kendi siyasetine esas tutmuştur. Bunu, resmi olarak Misakı Millide ilân ettik. Misakı Milliyi o zamanki güç şartlar içinde zaruri olarak yapılmış saymak yanlıştır. Misakı milli şuurlu bir siyasetin ve derin bir kanaatin ifadesidir (s. 220).

Lozan Günü – Lozan Barış Antlaşması’nın 29. Yıldönümünde Gençlere Lozan Anlatımı / (24. 07. 1952)
Lozan Muahedesinin ilk müzakereleri eşit haklarla müzakere mevzuu üzerinde başlar. Birinde Yunanlılar ve Mondros’un galip devletleri olduğunu söyleyenler, diğer tarafta ise Amerikalılar.
Karşımızdakiler, Lozan Konferansını Orta Şark meselelerinin halli için toplanmış gibi bir hava vermek istiyorlardı (s. 229).

Enternasyonal müzakere ve konuşmaların daima müsavi şartlar içinde cereyan etmesi lâzımdır. Biz Lozan’da bu müsavi şartları temin ederek davamızı yürüttük (s. 231).

Uğrunda en fazla mücadele ettiğimiz ve bizim için en başta gelen hayati bir mesele teşkil eden kapitülasyonlardı (s. 233).

Biz Lozan Muahedesini imza edip geldik. Ondan sonra Avrupa’da müahedenin tasdik edilmesi meselesinde şiddetli münakaşalar ve mücadeleler başladı.
Muahedeyi bir sene sonra tasdik ettiler. Bu müddet zarfında bizim durumumuzu yakından takip ettiler.
Lozan, temel fikir olarak millî devletin kurulmasını, istiklâli, milletlerarası hak ve hukuk eşitliği mefhumlarını gaye ittihaz etmiş bir konferanstır. Münevverlerimiz ve gençlerimiz bu zihniyetle muahedeyi mütalaa ederlerse, siyasî tarihimizin geçirdiği başlı başına birçok değişiklikleri çok iyi kavrarlar (s. 234).

Lozan Günü – Lozan Barış Antlaşması’nın 34. Yıldönümünde Gazetecilere Lozan Anlatımı / (24. 07. 1957)
Lozan Muahedesi İstiklâl Harbinin şerefli mührü ve Türkiye’nin medeniyet hamlesinin başlangıcıdır. Lozan Muahedesi ancak bir senede tasdik olunmuş, müttefikler muahedenin imzasından sonra devlet şekli belli olana kadar beklemişlerdir.
Lozan Muahedesinden İkinci Cihan Harbinin başlamasına 16 sene geçmiştir. Bu 16 senede Türkiye İkinci Cihan Harbinden selâmetle çıkabilecek fikrî bünyevî ve maddî bir olgunluğa gelmiştir ve Türkiye İkinci Cihan Harbinin bitmesiyle beraber son ıslahat çemberi olarak demokratik rejimi hayat tarzı olarak kabul etmiştir.
Şimdi karşımda bulunan gazeteciler hepsi benimle beraber Latin harfiyle yazıyorsunuz. Bu size oyuncak geliyor.
Bizim neslin üstündekilerin bu yazıya alışmaları artık mümkün olur mu bilmiyorum. Ama bizi hoş görüyorlar. Siz de benim gibi bu yazıyla pek çabuk yazabiliyorsunuz.
Demek 34 senedir Lozan’dan sonra milletçe ıslahat içinde yaşıyoruz. Şimdi içinde bulunduğumuz en mühim meseleler iktisadî kalkınma, cihazlanma ve ilerlemedir.
İnsan haklarına müstenit Garplı manasında bir demokratik rejim kurulmak ve dünya mücadelesi içinde bir itibarla yaşama gayreti içindeyiz. Bu mücadelede millet olarak hep beraber muvaffak olacağız (s. 241-242).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder