Umberto
Eco - Cecü'nün Yer Cüceleri
Bomba ve General
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir atom varmış…
Ve gene evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, üniforması
yıldız dolu, kötü yürekli bir general varmış.
Atomlar birbirleriyle uyum içinde olurlarsa, her şey tıkır
tıkır işler.
Ama atomu parçalamayı başarınca... (…) çok korkunç bir
patlama çıkar ortaya!
Şimdi, şunu bilmelisiniz ki; dünya, hayatlarını bomba
biriktirmekle geçiren generallerle de doludur.
Ve bizim general evinin tavan arasını bombalarla
dolduruyordu.
…atomlar generale isyan etmeye karar verdiler.
Gecelerden bir gece, çıt çıkarmadan, sessiz adımlarla
bombaların içinden çıktılar ve evin bodrumuna saklandılar.
(general) savaş ilan etti.
Bir atom bombasının patlamak üzere olduğu duyulunca, halk
korkudan çılgına döndü:
“Ah, keşke generallerin bomba yapmalarına izin vermeseydik!”
diyorlardı.
Ama bombaların içi boş olduğundan düştüklerinde hiç de
patlamadılar!
Ve insanlar, tehlikeyi atlattıkları için sevinerek (bunun
gerçek olduğuna inanamıyorlardı!), bombaları çiçek saksısı olarak kullandılar.
General, yıldız dolu üniforması bir işe yarasın diye otelin
birinde kapı görevlisi oldu.
Üç Kozmonot
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Dünya varmış.
Ve evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Mars varmış.
Dünyada bulunan insanlar Mars ’a ve öteki gezegenlere
ulaşmak istiyorlarmış…
En sonunda kozmonot olmak isteyen yürekli adamlar bulmuşlar.
Güzel bir sabah, Diinya’nın üç değişik noktasından, üç füze
fırlatılmış.
Amerikalı, Rus ve Çinli…
Üçü de çok başarılı olduklarından, Mars ’a neredeyse aynı
anda varmışlar.
…ansızın ağaçlığın içinden bir Marslı çıkıvermiş.
Onlardan öyle farklı öyle farklıymış ki, onu anlamak ve
sevmek gelmemiş ellerinden. Aralarında hemen anlaşıp ona karşı saf tutmuşlar.
Böylece parça parça eden atom tabancalarıyla onu öldürmeye
karar vermişler.
Marslı bir kuş korkudan ve soğuktan titreyerek ansızın yere
düşmüş.
Marslı da kuşa yaklaşmış,
Bunun üzerine Marslıya yaklaşmışlar ve ona ellerini
uzatmışlar.
…
Cecü’nün Yer Cüceleri
Bir zamanlar yeryüzünde yeni topraklar keşfetmek isteyen
güçlü bir İmparator varmış - belki hâlâ vardır- ,
“Benim için, üzerinde birilerinin yaşadığı, küçücük de olsa
bir gezegen keşfedecek bir Samanyolu kâşifi yollayın uzaya!”
İşte Samanyolu Kâşifi (arkadaşları ona kısaca SK der) o
zamandan beri uçsuz bucaksız uzayda dolaşır ve uygarlaştırabilecek bir gezegen
parçası ararmış.
Derken günlerden bir gün, (…) bir gezegen...
SK gezegene konmuş, gemisinden inmiş ve o m ini minnacık
adamların kendine doğru gülümseyerek geldiklerini görmüş.
Kendilerini tanıtıyorlarmış: “Günaydın Bay Yabancı, bizler
adına Cecü denen gezegende yaşayan yer cüceleriyiz. Ya siz kimsiniz?”
…ben size uygarlık getirmek için İmparatorum adına bu
gezegene el koyuyorum.
“Bedavaysa” demiş sevinçle yer cüceleri, “hemen alalım. …”
Dünya’daki uygarlıkla gurur duyduğu için uzay gemisinden
megagalaktik ınegateleskopunu çıkarmış ve onu dünyamıza doğru çevirmiş. Sonra
şöyle demiş:
“Gelin kendi gözlerinizle görün.”
…
“Bağışlayın bay keşfedici” demiş; “oraya biraz daha bakmaya
gerek var mı bilmiyorum. Uygarlığınızın çok ilginç yönleri olabilir ama onu
buraya getirirseniz bizim artık kırlarımız, ağaçlarımız, ırmaklarımız olmayacak
ve kendimizi kötü hissedeceğiz. Bizi keşfetmekten vazgeçebilir misiniz acaba?”
…
Bakın bay keşfedici, aklıma güzel bir düşünce geldi. Neden
biz Dünya’ya gelip, sizi keşfetmiyoruz?
…belki birkaç yıl sonra sizin Dünya’nız da Cecü gibi güzel
bir yer haline gelir.
Dünya’ya geri dönmüş ve başından geçenleri İmparator’a ve
Bakanlara anlatmış.
Başbakan bir sürü bahane bulmuş: “Bir kere Cecü yer
cücelerinin buraya gelebilmeleri için bir sürü ayrıntıyı düşünmek gerekli. Önce
pasaport almaları, göç vergisini ödemeleri, damga pulu harcı yatırmaları, sonra
zabıtadan, orman korucularından, liman başkanlığından izin almaları
gerekir....”
Öyküm üz şimdilik burada sona eriyor ve size ondan sonra
herkesin sonsuza dek mutlu yaşadığını söyleyemediğimiz için kusura bakmayın.
…
Türkçeleştiren: Eren Yücesan Cendey
5. baskı, Mart 2014, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder