26 Nisan 2019 Cuma

John B.Thompson Medya ve Modernite


Medya ve Modernite

John B. Thompson
Türkçeleştiren: Serdar Öztürk
Kırmızı Yayınları, İstanbul, Eylül 2008

Bütün toplumlarda insanlar üretim, enformasyon ve sembolik içerik alışverişinde bulunurlar.
Ancak onbeşinci yüzyılın sonlarından günümüze kadar bir dizi medya kurumunun gelişimiyle birlikte üretim, depolama ve dağıtım süreçleri belirli yönlerde dönüşüm geçirdi (s. 25).

(İktidar biçimleri, s. 30-35)

Bireyler, sembolik biçimleri üretmek ve yaymak için genellikle teknik bir araç kullanır. Teknik araç, sembolik biçimlerin maddi zeminidir (s. 37).

…teknik medya, sembolik biçimi değişen ölçülerde dayanıklılığa sahip bir ortama sabitlemeye ve muhafaza etmeye olanak vermektedir.
Sabitleme derecesi, kullanılan özel ortama bağlı olabilir. Örneğin kayaya kazman bir ileti, parşömene veya kâğıda yazılı olan iletiye göre daha dayanıklıdır (s. 38).

Teknik medyanın ikinci özelliği, belirli ölçüde çoğaltmaya imkân sağlamasıdır (kopyalama) (s. 39).

Sembolik biçimlerin çoğaltılabilirliği, teknik iletişim medyasının ticari temelini oluşturan kilit özelliklerinden birisidir. Sembolik biçimler 'metalaştırılabilir' (s. 40).

Teknik medyanın üçüncü özelliği, onun bir ölçüde zaman-mekan ayrışmasına olanak vermesidir (s. 42).

Kitle iletişimi, enformasyon veya sembolik içeriğin sabitlenmesi ve iletimi yoluyla sembolik malların kurumsallaşmış üretimi ve genelleşmiş dağıtımıdır. Bu tanımı beş özellik üzerinde yoğunlaşarak açacağım: Üretimin ve dağıtımın teknik ve kurumsal araçları; üretim ve alımlama arasında yapılaşmış kopuş; medya ürünlerinin zaman ve mekânda genişletilmiş mevcudiyeti; dolayımlanmış sembolik biçimlerin kamusal dolaşımı (s. 49-50).

Bugün bildiğimiz modern devletin 'ulus devlet' veya 'ulusal devlet' özgün biçimi uzun bir devlet oluşum sürecinden yavaş yavaş doğan kurumlar toplamıdır (s. 81).

1490 gibi geç tarihlerde Avrupa'da devlet benzeri 500 birim vardı. Beş yüzyıl sonra Avrupa'daki egemen birimlerin sayısı 25 civarında devlete indi (s. 82).

Güçlü devletin kurulması, genellikle onun sınırları içinde güçlü bir ulusal kimlik duygusu inşasının önünde yer almıştı. Ulusal kimlik, kabaca, belirli bir toprak parçasında konumlanmış ulus veya 'vatan' duygusuna ait olma ve ortak hakları, düşünceleri ve gelenekleri paylaşma duygusu olarak tanımlandı (s. 84).

İlk matbaa makineleri, çoğunlukla kapitalist çizgide örgütlenen ticari girişimler tarafından örgütlendi.

…basımcılık ve yayımcılık örgütlenmeleri ekonomik olduğu kadar kültürel kurumlardı.

İlk baskı makinelerinde üretilen kitapların ana müşterileri, kuşkusuz, ruhban sınıfını, bilim insanı olmaya aday öğrencileri, siyasal elitleri ve yükselen ticari sınıfı içeren eğitimli şehir seçkinlerden oluşmaktaydı (s. 97).

Kamusal Alanın Yapısal Dönüşümü
Habermas, on altıncı yüzyılda merkantilist kapitalizmin gelişiminin, siyasal iktidarın değişen kurumsal şekilleriyle birlikte, Avrupa'da modern dönemin başlangıcında yeni bir kamusal alanın doğuş koşullarını yarattığını savunmaktadır (s. 112).

Burjuva kamusal alanının ortaya çıkışını açıklayan Habermas, süreli basının yükselişine özel önem atfeder.

Habermas burjuva kamusal alanın on sekizinci yüzyılın uygun koşullarında yeşerdiğini, daha sonraki gelişmelerin, giderek onun dönüşümüne ve çöküşüne öncülük ettiğini ileri sürmektedir (s. 119).

Medya kurumlarının büyük ölçekli ticari şirketlere dönüşümü on dokuzuncu yüzyılda başlayan bir süreçtir.

…ilk matbaalar esasında sembolik biçimlerin metalaşmasına yönelmiş ticari kurumlardı.
Gelenekler, öncelikle sözlü karakterliydi (s. 129).
İletişim medyasının gelişimi geleneksel toplumsal etkileşim desenlerini nasıl etkiledi?
İletişim medyasının gelişimiyle birlikte toplumsal etkileşim, fiziksel mekândan ayrıldı.
İletişim medyasının kullanımı, böylece, mekânda (ve belki de zamanda) genişletilebilen yeni etkileşim biçimlerini olanaklı kılmaktadır.

İletişim medyasının kullanımı tarafından yaratılan etkileşimsel durum tiplerini araştırmak için -'yüzyüze etkileşim', 'dolayımlı etkileşim' ve 'yarı dolayımlı etkileşim' olarak adlandıracağım.

Yüzyüze etkileşim ortak bir arada bulunma bağlamı içinde oluşur (s. 131).

Dolayımlı etkileşim mekân, zaman veya her ikisi bağlamında uzakta olan bireylere enformasyon veya sembolik içeriğin aktarılması imkânını sağlayan (kâğıt, elektrik telleri, elektromanyetik dalgaları gibi) teknik medyanın kullanımını içerir (s. 132).
Dolayımlı etkileşim, sembolik ipuçları sahasını daraltmakla, katılımcılara belirsizliği azaltacak daha az sembolik araçlar sunar.

(yarı dolayımlı etkileşim) Bu terimi (kitaplar, gazeteler, radyo, televizyon gibi) kitle iletişim medyası tarafından tesis edilen toplumsal ilişki türlerine gönderme yapmak için kullanmaktayım.
…yarı dolayımlı etkileşim zaman ve mekân boyunca genişletilir (s. 133).

Bu çerçevede eylemde bulunan birey, kendi imajını, az çok çerçeveyle ve bireyin iletmeyi arzuladığı izlenimle sergilemeye çalışarak, kendi davranışını bir ölçüde bu çerçeveye uyduracaktır (s. 139).
(Goffman (The Presentation of Self in Everday Life) buna 'ön bölge' demiş)

(Televizyon ve onun televizyonun monolojik karakteri)

İletişim medyasının gelişimi sadece yeni etkileşim formları yaratmaz, aynı zamanda farklı özelliklere ve sonuçlara sahip yeni eylem türleri ortaya çıkarır (s. 154).

Medyanın gelişimi, uzaktaki eylem biçimlerinde çeşitlenme sağlayarak, bireyleri uzaktaki başkaları için eylemde bulunmaya muktedir kılarak ve başkalarının, uzak yerlerde ortaya çıkan eylem ve olaylara kontrol altına alınamaz tarzlarda tepki vermelerini sağlayarak, (…) sonuçlarını ve özelliklerini şimdiye kadar tam anlamıyla anlamaktan uzak olduğumuz bir olguya yol açmıştır (s. 181).


…onbeşinci yüzyıldan başlayarak 'kamu', devletten kaynaklanan veya devletle ilgili olan faaliyeti ya da otoriteyi giderek daha fazla ifade ederken; 'özel', devletten ayrı ve onun dışındaki faaliyet veya yaşam alanlarına gönderme yapar hale geldi (s. 186).

Özel Alan: Pazar ekonomisinde ve kar amaçlı faaliyet yapan özel ekonomik kurumlar / Kişisel ve ailevi ilişkiler

Kamusal Alan: Devletin sahibi olduğu ekonomik kurumlar (millileştirilmiş endüstriler ve devlet sahipliğindeki kamusal hizmet şirketleri gibi) Devlet ve yan-devlet kurumları (refah kurumlarını kapsayan)

(Bunlardan başka bir de ara kurumlar var) Ara kurumlar (hayır kurumları, siyasal partiler ve baskı grupları, kooperatifler…) / s. 188

…'kamu', 'aleni' veya 'kamuya açık' demektir.4 Bu anlamıyla kamu, görülebilir veya gözlenebilirdir, izleyiciler önünde icra edilendir,

Özel ise tersine, bakıştan kaçınmaktır, mahrem veya gizli ya da sınırlı sayıda insan arasında söylenen veya yapılandır (s. 188-189).

Medyanın gelişmesi (…) yeni kamusallık biçimleri yaratmıştır. Bu yeni biçimlerin temel özelliği, medyanın mümkün hale getirdiği erişimin yaygınlaşmasıyla, eylem veya olayların, artık, ortak bir mekânı paylaşmayı gerektirmemesidir (s. 192).

Basımcılığın yarattığı kamusallık, sadece ortak mekân paylaşımını yerinden etmedi: Yüz yüze konuşmanın söyleşmeli karakteriyle olan bağını kaybetti aynı zamanda (s. 193-194).

(Televizyon)

(Panoptikon / Jeremy Bentham)

Foucault, panoptikonu sadece onsekizinci yüzyılınsonlarındaki mimari dizaynın nevi şahsına münhasır parçası bir hüner olarak değil, fakat modern toplumlardaki iktidar ilişkilerinin örgütlenmesi için genelleştirilebilir bir model olarak düşünür.

Foucault bu argümanını geliştirirken, dikkatini, iktidarın toplumsal örgütlenmesi üzerinde doğrudan etkisi olan önemli konulara verdi (s. 203).

Panoptikon, birçok insanı, birkaç insana görülebilir kılmakta ve iktidarın daimi gözetlenebilir bir nesnesi haline getirmektedir, ancak iletişim medyasının gelişimi ile birlikte az sayıdaki kişi hakkında enformasyon toplanabileceği, azınlığın çoğunluk önünde görünebileceği bir ortam doğmaktadır. Medya sayesinde belirli bir görünebilirlik türüne maruz kalanlar, iktidarın nesnesinden ziyade iktidarı uygulayanlardır (s. 204).

…antik ve ortaçağ toplumlarında çoğu birey, en güçlü yöneticileri hemen hiç göremezdi.
Siyasi yöneticiler, basımcılığın ilk biçimleri gibi yeni iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte giderek fiziksel olarak mevcut olmayan izler-kitle önünde kendilerini sunmakla uğraşmak zorunda kaldılar (s. 207).

Görünürlük olgusunu mutlak anlamda denetlemede karşılaşılan yetersizlik, siyasal liderler için her zaman bir sorun kaynağı teşkil eder.

Küresel gözetim / televizyonun merkezi role sahip olduğu giderek küresel hale gelen iletişim sisteminin yarattığı görünürlük rejimi…

İletişimin Küreselleşmesi
Küreselleşme / En genel anlamda, dünyanın farklı bölgelerinin artan karşılıklı bağımlılığına, etkileşimin ve karşılıklı bağımlılığın karmaşık biçimlerine yol açan bir sürece gönderme yapmaktadır.

Küreselleşmenin kökenleri geç onbeşinci ve erken onaltıncı yüzyıllarda ticaretin genişlemesine dayanmakla birlikte, küreselleşme süreci günümüzde görünen çoğu özelliğini onsekizinci ve ondokuzuncu yüzyıllarda kazanmaya başladı (s. 229).

On beşinci yüzyılın sonunda basımcılığın gelişmesiyle birlikte kitaplar, broşürler ve diğer basılı materyaller, yeni ortaya çıkan ulus-devletlerin sınırlarını sık sık aşarak üretim yerlerinin ötesinde dağıtıma girdiler.

Geç ondokuzuncu ve erken yirminci yüzyılların üç anahtar gelişmesi üzerine odaklanarak iletişimin küreselleşmesinin başlangıçlarını inceleyeceğim:
(1) Avrupa imparatorluk iktidarlarının sualtı kablo sistemlerini geliştirmesi;
(2) uluslararası haber ajanslarının kurulması ve dünyayı özel çalışma bölgelerine ayırması ve
(3) elektromanyetik tayf tahsisiyle ilgili uluslararası örgütlerin oluşması.

İlk haber ajansı 1835'te Charles Havas tarafından Paris'te kuruldu.

1840'ların sonlarında Londra'da Paul Julies Reuter ve Berlin'de Bernard Wolf rakip haber toplama servisleri kuruldu.

(Medyanın altyapı ve imkân olarak gelişmesi, küresel emperyalizm…)

(Gelenek ve küreselleşme)
Marx'ın 'Katı olan her şey buharlaşıyor' ifadesi, fikrini paylaşsın paylaşmasın, çoğu düşünürün genellikle üzerinde mutabık kaldığı, modern toplumların gelişmesinin geleneğin rolünde geri dönülemez bir düşüşe yol açacağına dair bir görüş olmuştur (s. 273).

Kamusal gözlem ve tartışmanın aşındırıcı tesirine giderek açık hale geldikleri için daha az kabul görmeye ve daha az kendi içine kapalı kalmaya başladı geleneksel pratikler. Gelenekler, kendilerini savunmaya davet edildiğinde sorgulanmaz olan hakikat statülerini kaybetmektedir. Gelgelelim çeşitli biçimlerde varlıklarını sürdürebilmektedir gelenekler (s. 279).

Gelenek nedir? …traditum demektir -yani geçmişten aktarılan ya da devredilen bir şey.

(geleneğin dört yüzü)
İlk olarak yorumsamacı yüzü ele alalım.
Gelenek, daha ziyade dünyayı anlamak için açıklayıcı bir şema, bir çerçeve demektir.

…anlamla ilgili bütün varsayımlar, verili kabul ettiğimiz ve ait olduğumuz geleneğin bir parçasını oluşturan bazı önkabuller seti üzerine temellenmektedir. Hiçbir anlam, önkabullerden tamamen arınmış değildir (s. 281).

(Gelenek hakkında bir şey söylemeyen yazılar…)

Medyanın gelişmesi sadece benlik-yapımı sürecini zenginleştirmez ve dönüştürmez; aynı zamanda daha önce var olmayan ve yüz yüze etkileşimin içtenlik özelliğinden farklı olan yeni tür yakınlık türleri üretmektedir (s. 314).

Günümüzde deneyimleme kapasitesinin karşılaşma eylemiyle bağlantısının koparıldığı bir dünyada yaşamaktayız (s. 315).

Bireyler, gündelik yaşamlarındaki dolayımlı deneyimin istilasıyla nasıl baş edebilmektedirler? Şüphesiz, kendilerini ilgilendiren dolayımlı tecrübelere odaklanarak ve diğerlerini görmezden gelerek ya da süzerek seçici davranırlar.

Deneyimleme kapasitesinin karşılaşma eylemiyle artık bağlantısının kalmadığı bir dünyada dolayımlı deneyimleri kendi günlük pratik yaşam bağlamlarımızla nasıl ilintilendirebiliriz? Günlük yaşamlarımızın bağlamlarından uzak yerlerde meydana gelen olaylarla nasıl ilgilenebilir ve bu olayların deneyimini kendimizi inşa ettiğimiz katı yaşam yörüngemize nasıl ekleyebiliriz (s. 316)?

Bizler kendi kendimizin gayri resmi öykücüleriyiz, çünkü ne kadar gevşek örüntülü olursa olsun sadece bir hikâye inşa etmekle kim olduğumuza ve geleceğimizin ne biçim alabileceğine dair algıyı şekillendirebilme kabiliyetine erişiriz (s. 318).

İletişim medyasının gelişmesiyle birlikte (…) Benliğin inşası süreci yavaş yavaş dolayımlı formlara -basılı ve sonra elektronik aracılı biçimlere- erişime bağlı hale gelmektedir (s. 319).

Medya ürünlerini kullanma, benliğin düşünümsel örgütlenmesini zenginleştirmekte ve hızlandırmaktadır, ancak aynı zamanda giderek bu düşünümsel örgütlenmeyi, bireyin görece az kontrolünün bulunduğu sistemlere bağımlı kılmaktadır.
Dolayımlı sembolik formlar benlik-yapımı sürecini ne kadar çok zenginleştirirse, benlik de kendi denetimi dışındaki medya sistemlerine o kadar fazla bağımlı hale gelir (s. 324).

Taraftar olmak
…taraftarlığın önemli bir parçası, uzaktaki başkalarıyla karşılıksız içten ilişki ekimidir.
…karşılıksız yakınlık ilişkileri… / s. 335

Birisi niçin taraftar olmak ister?
Normalde yüz yüze etkileşimin karşılıklılık bağlamlarında onay görmeyen bir ilişkiye onay vermenin bir yoludur bu.
…medya, insanların normalde günlük pratik yaşam bağlamlarında kazanamayacakları bir deneyim sahası sunmaktadır.

Günlük yaşamının zaman-mekan patikalarında hareket eden herhangi bir birey için farklı deneyim biçimlerinin ilinti yapısının haritasını inşa etmeliyiz. Tayfın bir ucunda sadece canlı deneyime değer veren ve dolayımlı formlarla olan bağı görece az olan birey bulunur. Bu kişi için benlik projesi büyük oranda canlı deneyimle biçimlenir. Buna karşın dolayımlanmış deneyimler zaman-mekan patikasının değişik noktalarında gerçekleşebilir. Bu deneyimlerin benlikle uyumu azdır: Onlar mevcut bazı görevlerin tamamlanması amacıyla fark edilebilir, belki hatırlanabilir, ancak benliğin ana ilgisinin kenarında kalmayı sürdürür. Tayfın diğer ucunda, dolayımlanmış deneyimin benlik projesinin merkezinde yer aldığı birey vardır. Kendini adamış taraftar gibi bu kişi de kendi yaşamını öyle organize eder ki, dolayımlanmış deneyim bu yaşamın düzenli ve esas bir parçası haline gelir (s. 346-347).

Hiçbir şey istikrarlı değildir, hiçbir şey sabit değildir ve bu imajların yansımasından ayrı bir varlık yoktur: Bu medya doygunluğu çağında, çoklu, kaygan imajlar benliktir (Bkz: Baudrillard). / s. 349-350

(Medya tarafından yaratılan yeni kamusallık türü)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder