18 Eylül 2023 Pazartesi

Tarihî Türkçe Tıp Metinlerinde Savaş Aletleri ve Savaş Yaralarının Tedavileri

 

Tarihî Türkçe Tıp Metinlerinde Savaş Aletleri ve Savaş Yaralarının Tedavileri

Meryem Arslan

 

Tıp metinlerinde, savaş yaralarına neden olan silahlar, onların neden olduğu yara çeşitleri, bu yaralarda kullanılması gereken ilaçlar ve onların tedavileri de bulunabilmektedir.

 

…ok, yay, bozdoğan, kılıç, mızrak, top, tüfek/tüfenk, çomak, gönder, bıçak, zemberek ve temrenler, tıp metinlerinde geçen savaş aletleridir.

 

Alaim-i Cerrahin (Ac): 15. yüzyılda İbrahim bin Abdullah tarafından yazılmış bir tıp kitabıdır.

 

Hulasa Fi’t-Tıbb (H): Eserin müellifi Cerrah Mesud’dur. 15. Yüzyıla ait

 

Enva-ı Emraz (EE): 16. Yüzyılda yazılmış / Müellifi bilinemeyen bir tıp kitabıdır.

 

Gāyetü’l-Müntehā Fì-Tedbîrü’l-Merzā (GM): Müderris Hasan Efendi tarafından yapılan bir tercüme tıp metnidir.

 

Kenzü’s-Sıhhatü’l-Ebdâniyye Eser-i Mürşid-i Osmaniyye (Ks): 19. yüzyılda yazılmış bir tıp ve ecza kitabıdır / müellifi Osman Hayri Mürşid Efendi’dir.

 

Kitab-ı Tercüme-i Tezkire-i Dâvûd Fi İlmü’t-Tıbb (KTT): 17. Yüzyılda Muhammed Bin Mustafa El-Gûrânî tarafından Tezkire-i Dâvûd adlı eserden yapılmış bir tercüme tıp metnidir

 

Maddetü’l-Hayat (MH1): 15. yüzyılda Akşemseddin tarafından kaleme alınmış bir tıp kitabıdır

 

Ma-Hazar (MH): Eser, 18. yüzyılda kaleme alınmış (müellifi Ebû Bekir) ve 19. yüzyılda istinsah edilmiştir (müstensihi de Abdülkadir el-Besim).

 

Müfîd (Nazmü’t-Teshîl) (M): Muhyiddin Mehî tarafından 15. Yüzyılda yazılmış bir eserdir.

 

Müntahab-ı Fi’t-Tıbb (MFT): Çelebi Mehmed adına Abdülvehhâb bin Yûsuf İbn Ahmed El-Mardânî tarafından 15. yüzyılda yazılmıştır

 

Terceme-i Kâmilü’s-Sınâʿa (TKs): 14 ya da 15. Asra ait bir eserdir.

 

Terceme-i Kitab-ı Ebûbekir Râzî (TKEr): Ali Münşî adlı hekimin 18. yüzyılda yapmış olduğu bir tercümedir

 

Tuhfetü’l-Erîbi’n-Nâfia li’r-rûhânî ve’t-Tabîb (TEN): Hezârfen Hüseyin Efendi tarafından yazılmış tıp kitabıdır.

 

Türk tıp tarihinde ateşli silah yaralarının bahsedildiği ilk eser Alâim-i Cerrâhîn’dir.

 

Tıp Metinlerinde Geçen savaş Aletleri

bıçak: bıçağın silah olarak özelleşmiş şekillerine kama veya hançer adı verilir.

ilk bronz hançer ve bıçak üretimi MÖ 500-300 yılları arasında Sibirya’da olmuştur.

 

Çomak: Türkçe Sözlük’te ucu topuzlu değnek

çomak, köküyle birlikte çıkarılan ağacın kök kısmının yontulmasıyla topuz haline getirilerek silah olarak kullanılmıştır

başa çomaḳ [...] doḳunsa ḳafa yarılsa [...] nesne çeyneyimez gözleri şişer

 

Kılıç: bedende cirāḥat [...] üç dürlü sebebden vāḳiʿ olur evveli ḳılıcdan bıçaḳdan oḳdan [...] ikinci düşmekden

 

bozdoğan: Orta Çağ Türk İslam devletlerinde debbus ve amud sözcükleri de topuz karşılığında kullanılmıştır.

 

Gönder: Bazı kaynaklarda gönder, mızrak, cıda ve kargı gibi süngü çeşitlerinden biri olarak gösterilir

gönder, ucuna bir şey takılan uzun sopa, sırık; mızrak ise uzun kargıdır

 

Mızrak:

 

Ok ve yay: Tıp metinlerinde yay çekmek ve dolayısıyla ok atmak, bedeni atıklardan temizleyecek bir spor olarak tavsiye edilmiştir

 

Kamış ok: …kim yir vardur oķı ķamışdandur, demreni baķırdandur

 

Ok demreni/Ok demiri/Demren: Okların daha etkili olması için onlara takılan uçlara temren, başak veya peykân adı verilmektedir.

 

…ok ucunun demirden yapılanına temren; kemik, boynuz, fildişi veya balık dişinden yapılanına da soya denildiği bilgisine de rastlanmıştır

 

Ağulu demren: Zehirli temrenlerdir.

Türklerin zehirli ok veya zehirli silah kullandıklarına dair bir kayıt bulunmamaktadır.

 

Top, Tüfenk…

 

Zenberek: …hayvan sırtında taşınabilen küçük top, çelik veya pirinçten yapılmış ok

 

Savaş Yaraları ve Tedavileri

Kılıç, bıçak, ok ve tüfek yaraları, özellikleri ve onlarda uygulanan tedavi şekilleriyle ilgili tespitler şöyledir:

Abanoz ağacı ve kuvayı kökü kullanılır

Abanûs ağacının kullanımı, yaraya sürtülmesi yoluyladır

 

Ebegömeci dövülür, koyun ve canavar yağıyla karıştırılır ve yara üzerine konulur

Ebegömeci dövülür, buğday ekmeğinin içiyle yoğrulur ve yara üstüne konulur. Bu tedavi çürükleri temizler ve çıkarır

 

Kılıç yarası, debeye “fıtık” neden olmuşsa vurunyāyı dövülür, içirilir; kılıç deşiğe neden olmuşsa selvi yaprağı dövülür, deşilmiş yaranın üzerine konulur

 

Tavşanın kanı kavrulur ve zehirli ok yarasına ekilirse zehri giderir ve yarayı iyileştirir

 

Belesān yağı tüfekten, toptan, mızraktan veya başka şeylerden olan yaralar için faydalıdır

 

Selvi yaprağı dövülür ve deşik üzerine konulursa iyi olur. Yine çam sakızı ile zift ve zeytin yağından yapılmış merhem deşik için iyidir

 

Demü’l-ahaveyn veya iki kardeşkanı, kılıç ve ok yaralarında akan kanı keser ve iyi eder

 

Kılıç ve tüfek yarası derin değilse üzerine zerur, iki kardeşkanı, anzerut, günlük ekilir; derinse yara kurşundan ve demirden temizlenir, dikilmesi icap ederse dikilir

 

Bıçak ve kılıçtan dolayı bağırsak çıkmışsa gözlemlenerek karar verilir ve temizse sıcağı sıcağına yerine konulur ve ilgili yer dikilir

 

Kılıç ve bıçak yarasında et parçası kafa derisinden ayrılmış ve üzerinden de birkaç gün geçmişse o deri kesilmemelidir. Böyle durumlarda deri iyice kanatılır, kafa üzerine konulur ve sonra dikilir, ama altında da fitil yeri bırakılır. Bu işlemlerin arkasından her iki tarafa yastık konularak bağlanır. Bu bağ günde iki kez açılarak merhem-i basâlikûn sürülür

 

Merhem-i asfar, kılıç ve bıçak yaralarını bitirir

 

Savaş aletlerinin neden olduğu kırıklar, özellikleri ve tedavileri

Kılıcın vurduğu ve doğradığı kemik, düzgün kırılmadığı için iyileştirilmesi zor kırıklardandır.

 

İliği kopan kırığın ilacı yoktur.

Karıca “pazu”, bilek ve kürek gibi kıkırdak olan yerde bulunan kırıklar geç kaynar. Burun kırığı on günde; diğerlerinin kırığı yirmi günde; dirsek ve kol kırığı kırk günde; uyluk eğer fazlaca parçalanmışsa üç ayda kaynar

 

Kafada kırılan kemik olduğunda, o kemik ihtiyatla kaldırılmalı ve onu tutan bir yer varsa kerpetenle veya testereyle kesilmeli ve beynine bakılmalıdır. Beyin sağlamsa korkulmamalıdır. Beyne kan inmişse (kanamışsa), şeker ekilmelidir. Çünkü şeker kanı keser ve onu su gibi yapar. Bundan sonra pamuk alınıp ortam temizlenmelidir. Sonra iri bir bezle deriye sürülmeli arkasından anzarut, mastaki ve ratenecin toz haline getirilmişi ekilmelidir. Kemik yerli yerine konularak kapatılmalı ve ibrişimle dikilmelidir. Bir yerine iğne bırakılarak açık yer kalması sağlanmalıdır. Çünkü buradan su ve irin akmalı, beyinde birikmemelidir. Yaraya merhem-i Mısrî, kuyruk kapağı sürülerek iyileşmesi sağlanmalıdır. Hamamdan sakınılmalı, şeker şerbeti, bal şerbeti içirilmeli, tavuk suyuyla pişirilmiş erişte yedirilmelidir. Ekşi yemeklerden uzak durulmalıdır

 

Kılıç veya bıçak yarasından dolayı başta cerahat oluşursa, cerahatin dört tarafı kazınır ve mil ile aralanır. Mil kemiğe dokununca (çır diye ses çıktığında) cerahat açılır ve temizlenir

 

Ok yarasında hamamda bir süre dinlenilir ve sonra aceleyle fasd “kan alma” yapılır

 

Kılıç veya bıçaktan kaynaklı olarak kemik aşağı çökmüş ama az kesilmişse, ilk önce yaraya bir sargı bezi konulur, üzerine de yumurta sarısı sürülür ve sonra sıkıca bağlanır. Bu yakı üç gün durmalıdır. Üç günden sonra süci ile zeytinyağı kaynatılır. Sonra cerahat açılır ve yağla kaynatılan süciyle yıkanır. Bıçak ve kılıç yarasında kemik çok kesilmiş ve açıkta kalmışsa zeytinyağından sakınılmalıdır. Böyle durumlarda canavar yağıyla yapılan merhem-i basâlikûn sürülerek yara iyileştirilmelidir. Tamamen iyileştikten sonra da merhem-i kâfûrî sürülmelidir

 

Arslan, Meryem (2019), Tarihî Türkçe Tıp Metinlerinde Savaş Aletleri ve Savaş Yaralarının Tedavileri, Erdem Dergisi, Sayı: 77, s. 281-306

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder