Göktürk Dönemi Madeni Silahları
J. Özlem Oktay Çerezci
Göktürk Dönemi silahları
kullanım amaçlarına göre “Saldırı” ve “Savunma” silahları olarak iki ana gruba
ayrılmaktadır. Saldırı Silahları “Yakın Mesafe” ve “Uzak Mesafe” silahları bakımından
iki alt gruba sahiptir. Yakın
Mesafe Silahları da kendi içinde “Kesici- Delici”, “Delici” ve “Vurucu”
olarak üç gruba ayrılır.
Yakın Mesafe Kesici-Delici Silahları: “Meç”, “Uzun Kılıç”, “Eğri Kılıç”,
“Kama”, “Bıçak”; Yakın Mesafe Delici Silahları: “Mızrak”; Yakın Mesafe Vurucu
Silahları: “Savaş Baltası”, “Keser” ve “Gürz”dür. Uzak Mesafe Silahı Göktürk
Devri’nde “Delici” olarak tek bir alt gruba sahiptir, bu grupta yer alan silah
“Ok ve Yay”dır. Savunma Silahları; “Kalkan”, “Tolga” ve “Zırh” olmak üzere üç
alt gruba ayrılır. Zırh, “Zincir Örme” veya “Levhalı” formdadır; bunlardan
levhalı zırh “Pullu” “Yatay” ve “Dikey” olmak üzere üç çeşide ayrılır.
MEÇ; Meçin ana vatanının Altay bölgesi olduğu
düşünülmektedir.
Göktürk anıtlarında tek
ağızlı meçlerle çok sık olarak karşılaşılmamaktadır, buna karşılık çift
ağızlı olanlar öne çıkar
Düz namlulu iki ağızlı
örneklerden biri Kudırge’den; tek ağızlı olan bir örnek ise Doğu
Kazakistan’dan VI-VII. yüzyıla ait Göktürk mezarından ele geçmiştir
Meçin, askerin kemerine
takılması için, kınının üzerinde bir ya da iki ilmik yeri ve zincirler
bulunmaktadır.
UZUN KILIÇ;
Bunlar, düz ve tek ağızlı
namluya sahiptirler.
namlu uzunlukları 75 cm;
kabza uzunlukları 18 cm; namlu eni; 3 cm.
EĞRİ KILIÇ;
Göktürklerde, eğri kılıçlar
meçlere göre daha yoğun olarak karşımıza çıkmaktadırlar
Çoğunlukla balçağa sahip
böyle kılıçlar nadir durumlarda balçaksız olarak da üretilmişlerdir.
Kısa eğri kılıçlar 47-77cm
uzunluğa sahiptirler. Genelde kın içindeki namlu kısımları kemere, farklı
uzunluktaki iki kayış üzerine, sol tarafa doğru bağlanmıştır
KAMA;
Uca doğru daralarak
sivrileşen iki tarafı keskin (iki ağızlı), kısa ve düz namludan ve kabzadan
meydana gelmektedir. Asıl darbe verici noktası keskin ağzından ziyade sivri
ucudur
Bir takım araştırmacıların
iki ağızlı kamaların Türkler tarafından bulunduğu ve sonrasından Japonlara
geçtiği şeklinde yorumları vardır. / (Nicolle, 2011, s. 15).
BIÇAK;
Türklerde sadece bir savaş
aleti olarak değil ama aynı zamanda onların yemek kültürlerinde önemli bir yer
tutmaktadır.
18 cm – 20 cm uzunluğunda ve
3 cm – 4 cm eninde ölçülere sahip olanlar okların ahşap saplarını oymak,
yaylara ve saplara form vermek için de kullanılmıştır. Bazen bıçaklar üzerinde
tunç astara rastlamak mümkündür.
Bunların büyük kısmı tek bir
parça (yekpare) metalin dövülmesi ile elde edilmiştir.
MIZRAK;
Göktürk yazıtlarında
“Süngüg”, mızrak anlamında kullanılmıştır
Uç (temren/yaprak), Boru (soket) ve sap kısımlarından
meydana gelir.
Türk mızraklarının kısa ve içlerinin boş (kof) olduğu
belirtilmektedir; bu özellikleri ile hem taşımada kolaydırlar hem de delici
etkileri daha fazladır
Mızrağın tamamı 2-2,5 m uzunluğa sahiptir. Mızrakların
kısımları ile sap kısımları arasında çoğunlukla Orta Asya Türk geleneği olarak
perçem ya da püskül takılmaktadır. Perçem; kıl püsküllerden oluşmakta ve
hareket ya da rüzgâr ile uçuşmaktadır. Ayrıca mızrakların ucuna kişiye özel
bayrakların asıldığı durumlar da vardır
Yine mızrak uçlarına yiğitlik belirtisi olarak ipek kumaş
parçası, yaban sığırı kuyruğu ya da kuş tüyü takıldığı da bilinmektedir
Mızrakla silahlandırılmış atlıların “Fuli” veya “Buri” Kağan
ordusu olarak isimlendirildiği bilinmektedir
SAVAŞ BALTASI;
Genel olarak bir kenarı keskin (tek ağızlı) geniş yüzeyden
oluşan namlu ve bunu taşımak üzere tasarlanmış ahşap saptan meydana
gelmektedir. Savaş baltasının kısımları detaylı olarak şöyledir: ağız, sap,
ense, balta altında yuva. Ağız – baltanın vurucu kısmıdır; kabza – baltanın
tutulmasına yarayan kısımdır, darbe yönüne hesap edilerek tasarlanmıştır; ense
– ağzın ağırlığına karşı dengeyi tutmaya yarar; yuva – kabzanın baltaya
sabitlenmesini sağlama amaçlı tasarlanmıştır
KESER;
Göktürkler’de genelde iki kullanım şekli bulunmaktadır:
günlük kullanım eşyası ve yakın savaşlarda hafif silahlı atlılar tarafından
savaş̧ aleti.
…ek yerlerinde kapalı olmayan mil yatağına sahiptirler ve
hepsinin ağzı yuvarlak kenarla sonlanmaktadır
OK VE YAY;
Ok ve yayın Göktürkler’in ana silahlarından olduğu kabul
edilmektedir,
Türk oklarının toplam boylarının 40-70 cm. arasında
değiştiği belirtilmektedir. Göktürk Dönemi ok uçlarının çoğunlukla demirden,
gövdeleri ise ahşaptan özellikle de huş ağacından yapıldığı bilinmektedir
Göktürk ok uçlarının üçte birinin kemik bilyalı yani düdüğe
sahip olduğu bilinmektedir.
TOLGA (MİĞFER);
Tolgalar mücadele esnasında savaşçının başını, alın, ense,
burun gibi hassas bölgelerini korumaktadırlar.
Tolganın altında, başı acıtmaması için tüy ya da kumaştan
bir tür içlik bulunmaktadır. Göktürk Devri’nde seçkin okçuların tolgalarının
tepelerinde çoğunlukla ince bir boru bulunmakta ve bu borunun içinden kuş
tüyü ya da renkli tüy çıkmaktaydı. Çift şahin kanat tüylü tolgalar hem öne hem
de geriye doğru ok atan usta savaşçılar içindi
ZIRH;
Bazı zırhlar tüm vücudu kaplarken bazıları kolları serbest
bırakan özelliktedir.
Önceleri ahşap, deri ve keçe gibi malzemelerden üretilen
zırhlar zaman içinde maden kullanılarak yapılmışlardır.
Göktürk Dönemi arkeolojik anıtlarında pul zırh detayları ile
çok sık karşılaşılmamaktadır.
…zincir örme zırhların, olgunluğa Göktürk Devri’nde
eriştiği belirtilmektedir.
KALKAN;
Kaya resimlerinden ve mezarlardan ortaya çıkartılan
buluntular ışığında ilk savunma silahının kalkan olabileceği araştırmacılar
tarafından düşünülmektedir. Kalkanların ilk örnekleri ağaç kabuğundan
yapılmış, arkalarında bir tutamağı olan ve işçilik yönünden zayıf
silahlardır. Bilinen en eski Türk kalkanları ahşap malzemeden; ahşap
çubukların yan yana getirilerek bir çit şeklinde bağlanması ile yapılmıştır
…
Çerezci, J. Özlem Oktay (2019),
Göktürk Dönemi Madeni Silahları, Akdeniz
Sanat, Cilt: 13, 21. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat
Tarihi Araştımaları Sempozyumu Bildirileri, s. 447-500
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder