Osmanlı Askerî Literatürüne Ait
“Silahşornâme ve Tuhfetü’l-Guzât”ta Savaş Aletleri
Vesile Albayrak Sak
Silahlar konusunda yazılmış /
Firdevsî-i Rûmî’nin Silahşornâme adlı eseri türün en iyi bilinen
örneklerinden biridir.
Matrakçı Nasûh’un Tuhfetü’l-Guzât
adlı eseri de klasik Türk edebiyatının türde sınırlı sayıdaki eserleri
arasındadır.
Silahşornâmeler ve
Fürûsiyyeler
Firdevsî-i Rûmî (1453-1517?)
ve Silahşornâme
Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i
Tavîl, Uzun Firdevsî, İlyas Firdevsî Çelebi veya Türk Firdevsî olarak da
tanınan Firdevsî XV. asrın son yarısında ve XVI. asrın başlarında yetişmiştir.
Bursalıdır. 17 yaşında iken
şiire heves edip Melîhî’den aruz dersleri alsa da şiirlerinin pek de değerli
olmadığı ifade edilmiş daha çok tarihçiliği takdir görmüştür
Silâhşornâme / Müsellahnâme
…eser 906/1500 yılında
Edirne’de kaleme alınmıştır. On altı bölüm üzere tasnif edilen eserde
silahların tarihçesi, ilk defa kimin niçin icat edip kullandığı, nasıl
kullanılacağı, ferdî savunma teknikleri ile verilmiştir.
Eserin bilinen iki nüshası
mevcuttur. Birisi Müsellahnâme adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Kütüphanesi nr. k. 355’te kayıtlı olan nüsha olup 41 varaktır. Nesih yazı ile
H.909/M.1503’te yazılmıştır. Diğer bir nüshası ise Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde
H. 625 kayıtlı olup eser 1500 yılında yazılmış ve 1240 (1824)’ta istinsah
edilmiştir. Talik yazıyla yazılmış bu nüsha 18 varak olup Risâle-i Silahşornâme
Tercümesi adıyla kayıtlıdır.
Matrakçı Nasûh (ö.971/1564)
ve Tuhfetü’l-Guzât
Enderun’da eğitim gördü, Sa’yî’den
ders aldı, silah ve mızrak oyunlarında mahir
Tuhfetü’l-Guzât da
silahşorluk hakkında kapsamlı malumat veren bir eser olup beş fasıl hâlinde
tertip edilmiştir. İlk dört fasılda çeşitli savaş aletlerinin kullanım yöntem
ve teknikleri anlatılmış son fasılda ise Nasûh tarafından kâğıt ve deriden
yapılmış iki hisardan ve askerlerin oyun meydanlarında karşılaşma düzeninden
bahsedilmiştir.
Silahşornâme’de eserin
yazılış sebebinin hayır dua almak olduğunu belirten Firdevsî-i Rûmî 16 bölüme ayırdığı
eserinin I. bölümünde (Bâb-ı evvel)
kılıcın ve sününün kime nazil olduğunu anlatır.
Kılıcı Allah’ın emriyle Şit Peygamber’e Cebrail’in getirdiğini, küffar
iklimlerinin fethinin bununla olacağını söylediği ifade edilir.
Aynı bölümde gönder (mızrağın)
ise Hûd Peygamber’in zürriyetinden bir melikin gazada bunaldığını, Allah’a
yalvarıp kendisini galip edecek bir silah istediğini, Hakk’ın duasını kabul
edip rüyasında meleklerin âdem şeklinde gelip cenk ettiklerini gördüğünü,
melikin uykusundan uyanıp gönderi tasarladığını anlatır.
eserinin ikinci bölümünü
kılıca ayırmıştır.
kılıcın Şit Peygamber’e
gönderildiği bilgisini vermekte ancak bu bilgiyi Tuhfetü’l-Mücâhidîn’den
aldığını ifade etmektedir
Râfizîlerin Zülfikâr
dedikleri ve hafif olması için oluklu yaptıkları kılıcın Bedir Gazası’nda ele
geçirildiğini ifade etmektedir. Hz. Peygamber’in bu kılıcı kendisi için aldığı
veya İskenderiye padişahı Melik Mukavkıs’a gönderdiği rivayetlerini veren Nasûh
sonraki aşamada ise on bölüm hâlinde hücum tekniklerini vermektedir.
talim yayı / kebade
…
Albayrak Sak, Vesile (2023), Osmanlı
Askerî Literatürüne Ait “Silahşornâme ve Tuhfetü’l-Guzât”‘ta Savaş Aletleri,
Harp Tarihi Dergisi, Sayı: 7,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder