19 Mart 2020 Perşembe

Jean Baudrillard - Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi


Ortadan kaybolmak yahut yok olmak hakkında


Jean Baudrillard - Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi

Önsöz
Artık varlık yok hiçlik var.
…nihilizm hiçliğin unutulması demektir.
…nihilist olan bir şey varsa o da sistemdir. Baudrillard’ın deyimiyle sistem “hakikaten inkârcıdır,” çünkü kendisi hiçliğin, her türlü illüzyonun inkâr edilmiş biçimidir.
François L’Yvonnet

Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi?
Zamandan söz ettiğim sırada onun varlığını hissedemiyorum.

Burada söz konusu olan şey ortadan kaybolmadır

…gerçeğin ortadan kaybolması

Biraz yakından incelendiğinde gerçek dünyanın (…) modernleşme çağında ortaya çıktığı görülmektedir.
Öyleyse paradoksal bir şekilde gerçek dünyanın ortaya çıktığı andan itibaren ortadan kaybolmaya başladığı söylenebilir (s. 8).

…insanın temel özelliklerinden biri yeteneklerini sonuna kadar zorlamamakken, teknolojik nesnenin temel özelliklerinden biri yeteneklerini sonuna kadar zorla(mak)…

Bu durumda bizim ve sahip olduğumuz bedenin bizi tamamıyla egemenliği altına almış olan teknolojinin görünmez/hayaletleşmiş parçası, zayıf halkası, ilk dönem hastalığından başka bir şeye benzemediği söylenebilir.

Modern dünyada sanat denilen şey (…) ortadan kaybolabildiği ölçüde var olabilmektedir (s. 13).

Sanat, ortadan kaybolduktan sonra yaşamayı sürdüren her şeyin paradigmasına dönüşmüştür.

…ortadan kaybolmakla meşgul olanlar ve ortada görünmedikleri halde var olmayı sürdürenlerden de söz edebiliriz.

Sorun her şeyin ortadan kaybolduğu bir yerde geriye nelerin kalmış olduğudur.

…özne vücudun yaydığı uçucu bir maddeye benzemektedir
Artık hiçbir şeyle mücadele etmediği için ortadan kaybolan özne, dünyanın sonu geldiğinde karşılaşacağımız öznellik imgesi işte böyle bir şeye benzemektedir.

…sıradan nesnelliği kendisinden ayırmakta zorlandığımız sanat yaşamdan farklı bir şey olarak kalmayı sürdüremediği için yüzeysel bir şeye dönüşmüştür.

Ortadan kaybolmayı bilmeyen bir şeyin var olabilmesi mümkün değildir.

…gerçekliğin sistematik bir şekilde yok edildiğini gösteren en güzel örnek günümüzde imgenin başına gelenlerdir.

…aşırı hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler ortaya imgenin gerçeği “özgürleştirmesi” ve sayısal teknolojinin de imgeyi “özgürleştirmesi” gibi saçma sapan bir fikrin çıkmasına yol açmıştır.

0/1 üstüne oturan bilgisayar programının oluşturulmasıyla dilyetisi ve düşünce birbirlerine simgesel bir şekilde eklemlenme yeteneklerini tamamıyla yitirmişlerdir

Hangi nedenle olursa olsun beyni bir alıcı, sinaptik bir terminal, gerçek zamanlı zihinsel bir imge ekranına benzetmek kadar yanlış bir şey olamaz

İmgenin maruz kaldığı en son şiddet biçimi sayısal hesap ve bilgisayar aracılığıyla yoktan var edilen sentetik imgedir.

Normal insan temelde her zaman bir modeli örnek alarak ya da almadan yaşar ama aynı zamanda bu modele karşı her zaman meydan okur.
Sonuç, insanoğlu her zaman örnek aldığı modelin hem başarılı hem de başarısız olabilmesi için elinden geleni yapar.
Normal insan böyle biridir (s. 34).

Teknolojik güdümleme sayesinde basit varlıklara dönüştük.
Sayısal güdümleme aşamasında gelindiğinde bu basitleştirilme çılgınlık boyutlarına ulaştı.

Oyunun kuralı ikiliktir.

Eğer insan kendine özgü ikilik kuralı tarafından terk edilmişse bu durumda roller değişmekte, yani makine yolunu şaşırmakta, kusurlu ve sapık, şeytani, karnından konuşan bir şeye dönüşmektedir. İkilik denilen şey güle oynaya öteki tarafa geçmektedir.

Başlangıçta Söz vardı. Sessizlik ondan sonra ortaya çıktı.
Artık ortada son denilebilecek bir şey kalmadı...

Pourquoi tout n’a-t-il Pas dejâ disparu?
Türkçeleştiren: Oğuz Adanır
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder