31 Temmuz 2023 Pazartesi

Ahmet Cevizci - Felsefe Tarihi - YARARCILIK

YARARCILIK

19. yüzyılın başlarında, tüketim kültürü, dünyayı artık değiştirmeye başlamıştı. Kişisel tatmine yapılan vurgunun yeni bir felsefe telakkisini, kişisel mutluluğun maksimizasyonunu nihai amaç haline getirecek bir felsefe anlayışını tetiklemesi kaçınılmazdı.

…bu anlayış, yararcı bir ahlak görüşü temelinde, her türlü sosyal ve politik teorinin insandaki hazcı güdülenmeye dayandırılması gerektiğini savunur.

 

Jeremy Bentham

Yararcılığın ilk büyük filozofu

…hukukun doğrudan doğruya etikten türetilmesi gerektiğini savunur…

…dinin yalnızca yararına bakan Bentham, onu yararsız bulmakla kalmaz, zararlı olduğunu ve topluma sıkıntı verdiğini düşünür.

Bentham’ın söz konusu hazcılığının temelinde, kendi çıkarını gözeten rasyonel bir kendilik olarak belli bir birey görüşü bulunur.

Doğa insanı iki hükmedici efendinin yönetimine vermiştir: Acı ve haz. Ne yapacağımızı belirlemek kadar, ne yapmamamız gerektiğine işaret etmek de sadece onlara düşer.

…önemli olan hazzın niteliği değil, niceliğidir (Hayvan-insan)

 

…insanlar, eğitim sayesinde kişinin kazandığı mutluluğun başkaları için sevgi, iyi niyet ve hayırhahlığı da içine aldığını anlayabilirler.

Devlet birey için bireyin mutluluğu, yurttaşlarının refahı için vardır.

 

John Stuart Mill

…toplumsal planlamayla pratik eylemin doğrudan doğruya bilimsel bilgiye dayandırılması gerektiği inancıyla, / ampirist epistemolojiye bağlanır.

…ona göre, gerçekten var olan yegâne şeyler duyu-deneyleri veya duyumlardır. O, varlığından emin olabileceğimiz biricik şeyin söz konusu izlenimler veya duyumlar olduğunu öne sürer.

…yararcı etik anlayışını benimsemişti.

Mill’in teorisine göre de ahlaki eylemin ve dolayısıyla hayatın amacı, “summum bonum” olarak mutluluktur:

(Hayvan-insana karşı) Ona göre, hazlar niteliklerine göre sıralanır ve birtakım entelektüel, estetik ve ahlaki nitelikteki daha yüksek düzeyden hazların, salt hayvani içgüdülerin tatminine tercih edilmesi gerekir.

 

Özgürlükten anladığı, öncelikle negatif özgürlüktü; yani kişinin düşüncelerine ve eylemlerine, başkaları veya birtakım kurumlar tarafından getirilecek bir kısıt, tahdit ya da sınırlamanın olmaması durumunu, özgürlük olarak değerlendirdi.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder