Ergun
Hiçyılmaz - İpsiz
Recep
Kaldırın
Silahları Şafak Boyu
…zor ve fırtınalara açık ve engin bir
denizdir onun hayatı.
Süleyman Kazmaz’ın araştırmasına göre
doğduğu yer,
Rize’nin doğusunda Gülbahar Mahallesi ile
İslampaşa Mahallesi arasında portakal bahçelerinden oluşan bir semt…
Portakallık Mahallesi… Yörenin eski adı Haldoz’dur.
Murat Sertoğlu’nun araştırmasına göre:
doğum yeri Haldoz Mahallesi’dir.
Nurettin Peker, Recep Reis’in doğum yerini
Halda olarak vermektedir.
Nüfus kayıtlarına göre 1862 doğumludur.
Yaşıtlarının ifadesine göre 1855
tevellütlüdür.
Elinde olanı olmayana verdiğinden adı
“İpsiz”e çıkmıştır. (s. 14)
Dünya nimetlerine kucak açmayan, elinde
olanla yetinen biridir.
Sahibi olduğu portakal bahçelerini,
hapishanedeki arkadaşlarına destek olmak için satmıştır.
Eşi Nadire Gürses’in söylediklerine
bakılırsa “İpsiz” lakabını Zonguldak’tan iki direkli yelkenlisi ile kömür
taşırken almıştır.
Herkes gibi Nadire Hanım da ona “Emice”
der.
1900’lerin başında Rize-Batum arasında
nakliyecilik yapar.
Aynı dönemde Taşnak örgütünün de bölgede
faaliyetleri artmıştı.
Teknesine binen komitacı (Taşnakçı) bir
gurubu beraberindeki Rizeli Abdullah ile birlikte halletmiştir.
Bir hafta içinde Dersaadet’te protestolar
başlar. Çünkü öldürülen komitacılar Rus vatandaşıydılar. Ruslar, Recep Reis ile
birlikte Rizeli Abdullah’ı istiyorlardı.
Recep Reis bu durum üzerine İnebolu’ya
geçer.
Balkan Savaşları sırasında çıkan Umumî
Af’tan yararlanarak tekrar Rize’ye döner.
Zabıta onu yine göz hapsine alır.
Çaresiz kalan Recep Reis, Topaloğlu ve
Kamburoğlu ile Batum’a geçer.
Kısa zamanda yakalanıp hapse atılır. On
yedi kişinin katlinden sorumlu tutulmuş ve altı ay hücrede kaldıktan sonra
kampa gönderilmişti.
Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde
bir yolunu bulup hürriyetine kavuşur.
Rize’nin ileri gelen hükumet adamlarından
Osman Bey ve arkadaşları Milli Kurtuluş Komitesi kurmuşlar ve yurtseverleri bu
teşkilatla bir araya getirmeye başlamışlardır.
Recep Reis de bu yurtseverler arasına
katılır.
1920 Ekim’inde İzmit ve civarı ile Karasu
yerlilerinden bin beş yüz kadar Rum, içlerinde üç yüz kadar yerli hain olduğu
halde (…) Karasu’ya girmişlerdi. Burada yağma ve soyguna girişmişler (…) yirmi
kadar masum sivili öldürerek halktan ayrıca beş bin lira istemişlerdi. Halk
arasında birden bire “İpsiz Recep geliyor” şayiasının yayılması, hainlerin
parayı henüz alamadan kaçmaları için yeterli olmuştu. (s. 54)
Recep Reis’e bağlı birlikler çoğunlukla
çetecilerden oluşuyordu.
Akçakoca’ya çekilmek zorunda kaldığı bir
dönemde Rize Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne bir telgraf çekmişti. Telgrafta
özetle: hemen bütün Rize eşkıyasını toplayın, Tuzcuzade Halit Ağa’nın maiyetine
verip buraya gönderin.
Sözü edilen eşkıyaların Recep Reis’e
iltihak etmek üzere toplandıkları sırada, orada bulunan (Sarı) Mehmet Keçeli,
amcası Hafız Muharrem (Keçeli) çeteye katılan en genç (o tarihte 17 yaşındadır)
yurtseverlerden biri olmuştu (Hafız Muharrem, Çayeli’nin Demirhisar / Perkam
köyündendir. İpsiz Recep, Hafız Muharrem’in halasının oğludur). (s. 63)
Rize Mutassarıfı gözüm görmesin diye
eşkıyayı iskeleden motora bindirmemişti. Bunun üzerine gönüllüler biraz açığa
demirleyen motora binmek için denize atlayıp, yüzerek motora çıkmışlardı.
…gönüllü katılanlarla birlikte altı yüz
kişi İpsiz Recep’in emrine verildi. Bunların arasında en azılı eşkıyalar da
vardı. Fakat yolda bir tanesi olsun kaçmaya kalkışmadı.
Trabzon’a vardıkları zaman Topal Osman
Ağa’nın adamlarıyla karşılaştılar. Topal Osman çeteye, ihtiyaçlarını
karşılamaları için beş yüz lira para verdi.
Çete Ereğli’ye vardığı zaman İpsiz Recep,
Topal Osman’a bu parayı iade etmiştir. (s. 66)
İpsiz Recep, Milli Mücadele’nin şanlı
gemisi Alemdar’ın kurtarılmasında da yer almıştır.
Recep Reis, Milli Mücadele’nin başında emir
komuta altında olmayan davranışını düzenli orduya geçildikten sonra devam
ettirmemiş ve kendisine takdir edilen apoletle kurmayların direktifi altına
girmişti.
Milli Mücadele’deki hizmetlerinden dolayı
yüzbaşı rütbesi ve 23.9.1929 tarih ve 15675 sayılı İstiklal Madalyası ile
taltif edilmiştir. (s. 94)
Recep Reis ve çetesi, savaş sonrası
Ankara’ya gelmiş ve bando ile karşılanmıştır.
Mehmet Keçeli, Recep Reis’in Atatürk’le
karşılaşmasını şu şekilde nakleder:
Mustafa Kemal: “Benden ne istersin?”
İpsiz Recep: Karasu’ya yerleştiğini
mümkünse kaymakama ve askeri erkâna “emicem oradadır, onu gözetin” diye bir
emir vermesinin yeterli olacağını, söylemiştir. (s. 112)
Atatürk, Recep Reis’e iki yüz lira maaş
bağlatmış.
Recep Reis bu maaşı Tayyare Cemiyeti’ne
bağışlar.
1928 yılında Karasu’ya tifo salgını
musallat olur.
Mezarı 1972 yılında tamamlanmıştır.
Mezar taşında ölüm tarihi 1929 olarak
yazılıdır.
Nüfus kayıtlarında ölüm tarihi 11 Haziran
1928 olarak geçer. (s. 116)
Recep Reis’in soyağacı
Baba adı: Hüseyin
Kardeşleri: Abdullah, Şuşuk, Fatma
2. Kuşak: İpsiz Recep’in çocuğu olmamıştır.
3. Kuşak (Abdullah’ın çocukları): Hamza,
Mehmet, Mustafa, Kara Emin, Şefika, Nadire
4. Kuşak (Mustafa’nın çocukları): Sabire,
Saniye
4. Kuşak (Nadire’nin çocukları): Niyazi,
Yunus
5. Kuşak (İbrahim’in çocukları): Recep,
Kemal ve Hüseyin (Gürses)
Sabri Gürses’in çocukları: İhsan, Suzan,
Fikret, Faruk, Emin, Ömer, Nermin, Mustafa
Bilge Karınca
İstanbul, 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder