17 Mart 2015 Salı

Tuna Kiremitçi - Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları

Tuna Kiremitçi - Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları


Romanın kişileri:
Esas oğlan Berkay Uysal (Berkay’ın asıl adı Abidin; eşinin adı Zeynep; kızınınki Müge)
Celayir ve Turabi; Berkay’ın ağabeyleri.
Janet; Berkay’ın yayıncısı
Lokman; Terapist (Zeynep’te gözü var)
Başkomiser Atakan Yontuç
Natalie Portman; Bildiğimiz Natalie Portman

Notlar:
Dünyayı fethedecek bir roman yazsa Natalie Portman ile tanışabilirdi.

Orhan Pamuk ve Elif Şafak gibi dünyaca tanınan bir yazar olmak istiyordu hâlbuki o sadece aşk romanlarının unutulmaz yazarıydı.

Tam on sekiz çoksatar yazmıştı.

“Dünyayı fethedecek bir roman yazmak istiyorum.”

“Yakında elli yaşıma basıyorum.”

Bıçak koleksiyonu vardı. (s. 15)

O kadar dalgınlaştı ki, doğumgününü unuttu. (s. 21)

Evdeki partiye çat kapı ağabeyleri de gelip katılır. Ağabeylerini 32 yıldır görmeyen Berkay için bu yeterince olağanüstü bir durumdur. Celayir ve Turabi, hapisten yeni kaçmışlar.

Uysal kardeşlerin sürpriz taşkınlıkları çevrelerince kanıksanmıştı. Onlar mahallenin folkloruydular. (s. 22)

Uysal ailesinde (…) ailenin meşhuruna gidilir ve ortalık sakinleşene kadar gereken para istenirdi. (s. 23)

Lokman (Berkay’ın terapisti Lokman, Zeynep’in üniversiteden arkadaşıdır).

Berkay kaçırılıyor. Berkay’ı kaçıranlar aslında Berkay’ın ağabeylerinden alacaklı olan tipler, tahsilatı Berkay üzerinden yapmayı deniyorlar…
Berkay bayılır, kaçıranlar/alıkoyanlar onu yol kenarına bırakıp giderler.
Başkomiser Atakan Yontuç bu olay üzerine romana dâhil olur.

Berkay
32 yıl önce sadece ağabeylerinden kaçmamıştı. Abidin’den de kaçmıştı.

Tam arabayı çalıştıracakken ensesinde bir namlunun serinliğini hissetti.
“Hayırdır Abidin, nereye?” dedi Turabi. (s. 59)

Romanın 11. bölümünde Abidin’in 32 yıl evvel neden evinden, kendinden ve yaşadığı çevreden kaçtığını öğreniyoruz.

Cabbar sıkıştırıp durmuştu Abidin’i.

Seks (…) yüzsüz bir şeydi: Onunla ilgilenmesen bile o seninle bir şekilde ilgileniyordu. (s. 64)

Abidin, Cabbar’ı bıçaklayıp kaçıyor. Geceyi bir otel odasında geçiriyor. Kaldığı oda da başka biri daha kalıyor; yurt dışına kaçmaya çalışan bir aileyle (Herşlag ailesi) aynı odada kalıyor. Kudüslü Herşlag çiftinin sekiz aylık küçük kızları Natalie, ileriki yıllarda Portman soyadını kullanmaya başlayacak.
Cağaloğlu’nda bir kitapçıda çalışmayan Abidin, 22 yaşına geldiğinde Kazancı Yokuşu’nda bir ev tutar. İlk romanını da bu dönemde yazar.

Berkay, yeni romanı için ilham almak üzere Konya’ya gider (kardeşleriyle birlikte).

Tanınmış bir yazar olan Berkay gittiği her yerde hayranları tarafından fark ediliyor: Konya’da Hamlet isimli bir hayranı ona rehberlik hizmeti sunuyor.

(Hamlet) Benim atalarım Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleriyle uzaktan hısım sayılır. (s. 89)

Mevlana, Berkay’ın yeni romanı için kullanmak istediği bir motiftir. Ne de olsa Elif Şafak bu yolla meşhur olmuştu.

Konya’dan ayrılıp Erzurum üzerinden Kars yoluna girdiler. Kars’a gidiş nedenleri de farklı değildir. Orhan Pamuk Kars’tan söz edip edebi başarı kazanabiliyorsa bunu pekâlâ Berkay da yapabilirdi.

Karlı sokaklarda dolaşırken intihar etmek üzere olan bir kızı (ismi Jülyet, Kars’ın kalantor ailelerinden birine mensup)  kurtarır (kız, Berkay’ın üzerine düşer).

Berkay, Kars’ta aradığını bulamaz.
Orhan Pamuk’un anlattığı türden, batılıların döndürecek siyasi öyküler yoktu burada. (s. 107)

Kars’tan Van’a geçerler.

Berkay Van’da yine kaçırılır. Ağabeylerinin hasımları yine onun başına dert açmıştır. Bu defa ağabeyleri tarafından kurtarılır.

23. bölümde Lokman ile Zeynep’in arasında ilişkinin mazisi anlatılıyor. Zeynep, üniversite yıllarında Lokman’ı gözüne kestirmiş; onun ayrodinamiğini kendisi için uygun bulmuş, bir araya gelirlerse uçacaklarına inanmıştır. Lokman’a evlenme teklif eder. Lokman, üniversitelilere has kibirle bu teklifi reddeder.

Yıllar sonra Lokman, Zeynep’in peşindedir.

“Sen daha iyilerine layıksın Zeynep.”
“Daha iyileri bana layık mı peki?” (s. 139)

Lokman, Berkay’ı kötülüyor:
“…yazdığı bütün esas kadınlar Natalie Portman’ın versiyonları. (s. 140)

Turabi:
“Seni dövüyorduk çünkü başka ne yapacağımızı bilemiyorduk.”

Turabi:
“Elemanı senin arabayı patlattıktan sonra kaçarken yakaladık. Adı Otello.”

Otello:
“Yuvamı yıktın Berkay Uysal. Yatacak yerin yok!”

“Kadınlar yazdıklarını okuyor sonra bizi beğenmiyorlar. (s. 160)

Adam haklı…


Natalie Portman İyi Niyet Elçisi Olarak Türkiye’ye Geliyor!
Ağabeyleri Berkay’ın normale döneceğinden artık umudu kesmek üzereydi. Yarım saattir katatonik bir şekilde gazeteye bakıyor ve garip sesler çıkarıyordu. (s. 169)

“O kitabı yazmalıydım…” dedi nihayet.

Turabi:
“Yola çıktığımızdan beri bir şeyler karaladım (…) belki faydası dokunur.

Hatay yoluna koyulurlar.

…okumayı bitirdiğinde (…) ailedeki asıl edebiyat yeteneğinin kimde olduğunu anlamıştı. (s. 173)

Celayir ve Turabi IŞİD tarafından yardım görerek hapisten kaçmıştır. Bu yardımın karşılığında N. Portman’ı öldürerek IŞİD’e olan borçlarını ödeyecektir iki kardeş. Berkay, durumu anlar:
“Sizin derdiniz onu öldürmek!”
(Turabi)
“Eh, bizim de dünyayı fethetme planımız bu (…) ya geberene kadar hapis yatacaktık ya da ihaleyi kabul edecektik. Adamlar kaçmamızı sağladı. Biz de karşılığında söz verdik. İyi para verecekler. Şimdi vazgeçersek yaşatmazlar.” (s. 178)

Atakan Yontuç:
“Natalie Portman’ın gelmesine daha var. Nefis bir öğle namazına ne dersiniz?”

Kapı açıldı ne Natalie Portman indi.

(Ağabeyleri) silahlarını Natalie Portman’a doğrultur doğrultmaz iki el silah sesi duyuldu. Önce Celayir sonra da Turabi yere serildi.
Asıl suikastçı belirir,
Berkay (…) sofradaki ekmek bıçaklarından birini kaptı ve suikastçıya fırlattı.
Ekmek bıçağı (…) silah tutan kola saplandı. (s. 185)

Ortalık karıştı.
Ajanlar Berkay’ı ablukaya aldı.

Kapı açıldı Natalie Portman göründü.
Karşılıklı oturdular.
Berkay o zaman karşısındakinin Natalie Portman değil de Natalie Herşlag olduğunu anladı.

Natalie:
“…bana öyle geliyor ki kim olduğum aslında kimsenin umurunda değil. Hatta sizin kim olduğunuz da. Kimse kimsenin aslında kim olduğuyla ilgilenmiyor. Sadece hepimiz kendi oyunlarımızı oynuyoruz.” (s. 189)

Berkay, yazarak ulaşamayacağı bir üne kavuşur.

April Yayınları

Mart 2015 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder