Nicolaus
Cusanus (1401-1464)
1426’da rahip tayin edildi. Bir sure İstanbul’da
bulundu ve Kiliselerin birleşmesi için çaba harcadı. 1450’de kardinal seçildi
ve Brixen’e piskopos tayin edildi.
De
Docta Ignorantia ve Cusanus’un Tanrı Anlayışı
De
Docta Ignorantia isimli eserinde Tanrı’nın
evrendeki varoluş ile ilgisini ve bu ilginin bilinip bilinemeyeceğini inceler.
Mutlak Sınırsız olan Tanrı, anlama yetimizi
aşar. Çünkü aklımız gidimli bir yetidir ve çelişmezlik ilkesine göre işler.
Nicolaus
Cusanus’un İnsan-Mikrokosmos Anlayışı
Cusanus’a göre insan melekler ile fizik dünya
arasında yer alır. İnsanın en önemli özelliği,
hem maddi, hem organik, hem hayvani, hem aklî hayatı kendisinde barındırmasıdır.
İnsanın Tanrı’ya dönmesi, yaratılışın bizzat
kendisinin Tanrı’ya dönmesi demektir.
Nicolaus Cusanus’a göre dünya da diğer gök
cisimleri gibi hareket etmekte ve hareketi de öteki hareketlere göre
saptanmaktadır.
Sokrates’in etkisinde kalan Cusanus, insanın
bilmediğini bilerek öğrenilmiş cehalet denen
duruma yükselmesi gerektiğini söyler. En önemli ve meşhur eseri De Docta Ignorantia (Öğrenilmiş Cehalet
Hakkında)’da eğitim sonucunda elde edilen cehaletin en büyük erdem olduğunu
ileri sürmektedir. Cusanus’a göre, hakikatin
yakın bilgisine razı olmalı ve asla mutlak ve bütünlüklü bilgiyi
beklentilerimiz içine koymamalıyız.
---
Ortaçağ Felsefesi
Editör: Prof. Dr. Ayhan Bıçak & Yrd. Doç. Dr. Serdar Uslu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2296
Ağustos 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder