8 Ağustos 2015 Cumartesi

Albertus Magnus

Albertus Magnus (1193-1280)
Dominiken tarikatına girerek Paris Üniversitesi’nde bir kürsüde çalışmaya başladı. Buradaki en önemli öğrencisi, kendisinin “sağır öküz” lakabını verdiği Thomas Aquinas olacaktır.

Albertus Magnus’un Bilgi Anlayışı
Albertus Magnus Platon ile Aristoteles arasında bir uzlaşma aramıştır. Hem Platon’un hem de Aristoteles’in bilgi anlayışlarındaki en temel kavram ruh kavramıdır. Albertus Magnus, insanın ruh ve bedenden meydana geldiğini söylemektedir. Ruh, tözü gereği yalın bir formdur. Ruh yalın anlamda akıldan ibarettir.
Ruhta etkin ve edilgin olmak üzere iki yön bulunur ve bu da etkin ve edilgin akılla ilgili bir ayrımdır. Etkin akıl insanlarda ortak değildir, Tanrı’nın aklından türemiştir. Edilgin akıl ise ruhun madde ile ilişkisiyle ilgilidir.
Albertus Magnus’a göre, fizik ve matematik nesnelerin bilinmesi, aklın duyular ile imgeleme dönmesi sonucunda ve bir tür soyutlama ile mümkündür. Bununla birlikte metafizik veya ilahi nesnelerin, bilgisi duyular üzerinden ve soyutlama gerçekleştirilerek elde edilemez. Soyutlama aracılığıyla elde edilen bilgi, Tanrı’nın aydınlatıcı yardımı olmaksızın gerçekleştirilemez.

Albertus Magnus’ta Felsefe-İlahiyat Ayrımı
Albertus Magnus felsefe ile ilahiyatı birbirlerinden kesin biçimde ayırır. Metafizik ilk Varlık olarak Tanrı ile ilgiliyken, ilahiyat, iman yoluyla bilinen Tanrı hakkındadır.

---
Ortaçağ Felsefesi
Editör: Prof. Dr. Ayhan Bıçak & Yrd. Doç. Dr. Serdar Uslu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2296

Ağustos 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder