24 Ağustos 2019 Cumartesi

Amiral Bristol’un Günlük ve Raporlarında Lozan Müzakereleri’nin I. Safhası

Hikmet Öksüz, İsmail Köse - Amiral Bristol’un Günlük ve Raporlarında Lozan Müzakereleri’nin I. Safhası
Amiral Mark Lambert Bristol, Paris Barış Konferansı başladıktan hemen sonra, 1919 yılı Ocak ayı sonunda İstanbul’da görevlendirildi ve kendisine aynı yılın Ağustos ayında Yüksek Komiser unvanı verildi. 1927 yılı başına kadar Türkiye’de görev yapan Amiral Bristol, ABD ile Türkiye arasındaki de facto (fiili) diplomasi döneminde ülkesinin en üst düzey temsilcisi olarak görev yaptı.

Bristol, Lozan sonrası anılarını yazarak yayınlamayan delegeler arasındadır.

Amerika’nın Ankara’daki temsilcisi Robert Imbrie 15 Şubat’ta Dışişleri Bakanlığına göndermiş olduğu raporda, Konferans müzakereleri tıkanmışken Türk ordusunun da askeri hazırlıklara başladığını bildirmiştir.

8 Kasım’da Amiral Bristol: Lozan’daki Konferans’ın ertelenmesi ile ilgili bilgisi olup olmadığını sorduğumda, bir şey bilmediğini ve Konferans’ın toplanacağı gün olarak belirlenen 13 Kasım’da Lozan’da olabilmek için yarın [9 Kasım’da] yola çıkacağını söyledi.
İsmet Paşa ufak tefek bir adamdır ve yüzündeki hatlar da ufak tefek bir adam izlenimi vermektedir. Ağır derecede sağırdır ve nazik bir kişiliğe sahiptir.

Amiral Bristol 27 Kasım Pazartesi günü Lozan’a ulaşmış ve aynı günün öğleden sonra oturumuna katılmıştır.

(Ermeni taleplerinin savunucusu olan Amerikalılar Lozan’da ilk dönem temaslarında sürekli olarak Türk topraklarında bir Ermeni yurdu kurulmasını istemişlerdir)

6 Aralık günü Bristol, Konferans’taki bütün karacı ve denizci askeri uzmanların yer aldığı Uşi Oteli’ndeki özel toplantıya katılmıştır. Türk tarafı Deniz Yarbayı Şevket Bey ile Yarbay Tevfik Bey tarafından temsil ediliyordu ve bu toplantıdaki görüşmede konuşulanlar Lozan Tutanaklarında yer almamaktadır.

Milletler Cemiyeti Mülteciler Komiseri Dr. Fridtjof Nansen, Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos ve İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Müslümanların mübadele edilmesini önermişlerdi ve bu teklif Türk Heyeti tarafından kabul edilmişti.
Yunanistan Hükümeti, Mübadele sözleşmesinin imzalanacağı Ocak ayı başında Yunanistan’da yeterli barınma, beslenme imkânı kalmadığı ve bulaşıcı hastalık tehlikesi nedeniyle artık mübadil kabul edemeyeceğini Amerikan Hükümeti’ne bildirmiş ve yine yardım istemiştir.

Amerikan ticari çıkarları için “açık kapı” ilkesi mutlaka korunmalıydı. Amerikan Hükümeti Sevr’e karşı çıkıyordu fakat bunu adalet duygusu ile değil, ekonomik çıkarları zarar gördüğü için yapmaktaydı.

Başdelege Child (…) yeterli imtiyazları elde edebilirlerse İngiltere’deki Muhafazakârların Musul’u Türklere bırakabileceğini düşünüyordu.

Zaferde payı olduğu için ABD Hükümeti petrol avantajlarından eşit hak istiyordu…

Tüm bu gelişmeler olurken, Chester Projesi görüşmeleri Ankara’da TBMM’nin bilgisi dâhilinde Bayındırlık Bakanlığında devam ediyordu.

Demir yolu yapılması ve 40 km’lik alanda maden imtiyazı alınması düşünülen hatlar da belirlenmişti. Bunlar: (a) Yumurtalık-Diyarbakır, (b) Samsun-Sivas-Harput-Diyarbakır-Musul-Süleymaniye-İran Sınırı, (c) Van Gölü-Harput, (ç) Ankara-Sivas, (d) Sivas-Erzurum hatlarıydı.

Bristol günlüklerindeki kayda göre Bristol, 24 Aralık günü Paris’e giderek buradaki Amerikalı petrol yatırımcısı J. W. Finch ile görüşmüş ve ikili Abdülhamit’in mirasçılarının elinde bulunan petrol haklarını almak için girişimde bulunmaya karar vermiştir.

Paris’te bu görüşmenin yapılması, Lozan Konferansı’nın başlarında Amerikan Hükümeti’nin Musul konusunda Türk tarafını destekleme niyetini göstermesi açısından önemlidir.

(27 Kasım’da Müttefikler kendi aralarında kapitülasyonları görüşüyor) Başdelege Child, “İsmet Paşa’nın kapitülasyonların bazı değişikler (modifications) ile kabul edilebileceğini bildiren bir beyanat vermesinin iyi izlenim bırakacağını” söylemiştir.
Bristol, “İsmet Paşa’nın bunu Ankara’ya kabul ettiremeyeceğini ve şuanda asıl işin Ankara’daki Aşırılara (Extremists) karşı hükümet etme erkinin Mustafa Kemal liderliğindeki Ilımlıların (Moderates) elinde kalmasını sağlamak olduğunu” söylemiştir.
Bristol, 28 Kasım’da Curzon ile görüşmesinde “İsmet Paşa’nın pozisyonunun Bağlaşıklar tarafından güçlendirilmesinin ılımlılara yardımcı olacağını” söylemiştir.

İsmet Paşa, 27 Ocak’ta Musul’dan feragat edilerek barışın sağlanabileceği görüşünü telgraf ile Ankara’ya bildirmiştir.

Bağlaşık taslağı resmi olarak Türk Heyeti’ne teslim edilmeden bir gün önce, 30 Ocak’ta Washington Post’ta (…) taslak maddelerinin Türkler tarafından kabul edilemeyecek kadar ağır olduğu (haberi yer bulmuş).
Bağlaşık taslağı ile ilgili tartışmalar sürerken gerçekleşen önemli bir gelişme; 30 Ocak’ta, Türkiye ile Yunanistan arasında müzakere edilen mübadele sözleşmesinin imzalanmış olmasıdır.

Dönüş yolunun bir kısmında Amiral Bristol ile İsmet Paşa aynı trende seyahat etmiş ve ikili arasında Türk barış şartlarını ortaya koyan bir görüşme gerçekleşmiştir.

İsmet Paşa’nın “… Bağlaşıklar neden bize karşı bu şekilde bir tavır aldı…” sorusuna Bristol “… Bağlaşıkların Türk karakterinin son yıllarda değiştiğini anlayamadıklarını ve halen eski düşünce sistemine sahip Türklerle müzakere ettiklerini sandıklarını düşünüyorum…” cevabını vermiştir. / (s. 209-238)

90. Yılında Lozan ve Türkiye Cumhuriyeti Sempozyumu Bildirileri, 2 Cilt, Yayına Hazırlayanlar: Duygu Türker - Murat Saygın - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder