2 Ağustos 2019 Cuma

Türkleri Boğazlar Bölgesine Çeken Gerçek Sebepler


Türkleri Boğazlar Bölgesine Çeken Gerçek Sebepler

DTCF Dergisi, Cilt 19, Sayı 3-4 (1961) s.177-187
Dr. Hüseyin Dağtekin

Osmanlı-Türkleri'nin kurdukları Beğlik de, diğer Anadolu Beğlikleri gibi, Bizans İmparatorluğu hudutlarında teşekkül etmiştir.
Osmanlı Beğliği'nin önünde, Bizans İmparatorluğu'ndan kopardığı her yeni parçadan sonra, yalnız kendisinin genişlemesini sağlayacak olan bölgeler uzanmıyordu, aynı zamanda her ileri hareket onu, dünyanın en önemli ulaştırma kavşak noktalarından birine, yâni Boğazlar Bölgesi'ne de yaklaştırıyordu.

Boğazlar istikametinde gelişen Osmanlı-Türk ilerlemelerinin, esâs itibariyle, islâmın hıristiyan üzerine yaptığı bir cihâd neticesi değil, daha ziyâde, başta iktisadî sebepler neticesi vuku bulduğu anlaşılmaktadır.

Osmanlı-Bizans savaşları daha ilk andan itibaren, aynı zamanda bir din savaşı telâkki edildi.

Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetleri bir taraftan birbirleriyle rekabet ve hattâ umumiyetle savaş hâlinde bulunmalarından, bir taraftan da Bizans İmparatorluğu ile uğraşmalarından, başlarını kaldırıp, Boğazlar'a doğru yayılan yeni bir siyâsî varlığın gelişmesi ile, lüzumlu olduğu şekilde meşgul olamadılar.

Osmanlı Beğliği esasen, 1345 de Bizans meselelerine resmen müdâhale hakkını te'min etmiş bulunduğundan, bu iki denizci devletin, hiç olmazsa bu durumu göz önünde tutarak, aralarındaki rekabete bir son vermeleri icâp ederdi. Buna rağmen, her iki Site birbirleriyle uğraşmakta devam ettiler.
Orhan Bey Rumeli'de kendi hesabına kaleler zaptettiği ve bu cihetten de Karadeniz Boğazı'na yaklaşmağa çalıştığı sıralarda, Balkan Devletleri arasında ciddî bir birlik mevcut değildi. Bulgarlar. Bizans İmparatorluğu ile, Sırplar da Bulgarlar'la uğraşıyorlardı.

Edirne ve Filibe şehirlerini geri almak amaciyle harekete geçen Macar, Sırp, Bulgar, ve Bosnalılar'a Romen kuvvetlerinden meydana getirilmiş bulunan Güney-Doğu Avrupa Haçlı Ordusu'nun, 1363 de Sırp-Sındığı Muhârebesi'nde yanilmiş olması, Osmanlı-Türkleri'nin Karadeniz Boğazı batı sahillerinden Meriç Nehri'ne kadar uzanan Doğu—Trakya Bölgesi hâkimiyetini takviye etti.

Osman Bey'den başlayarak, Boğazlar Bölgesi'nin iktisadî, coğrafî, siyâsî ehemmiyetini takdir etmiş olan Osmanlı hükümdarları bu bölgeye sistemli bir şekilde sokulmuşlar ve kuvvetlerinin kâfi geldiğini gördükleri zaman, buradaki bütün yabancı unsurları atmaya çalışmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder