Joseph C.Grew’e göre Lozan Barış Görüşmeleri ve İsmet Paşa
Lozan Barış Konferansının Perde Arkası, Örgün Yayınları,
İstanbul-2003
ABD’li diplomat Joseph C. Grew’in, Lozan Görüşmeleri ve bu
görüşmelere katılan Türk Heyeti hakkındaki kanaatleri:
ABD’nin İsviçre (Bern) Büyükelçisi olan Joseph C. Grew,
Lozan görüşmelerinin 20 Kasım 1922 günü başlayıp 4 Şubat 1923 günü sona eren
birinci bölümünde Amerikan Müşahit (Gözlemci) Heyeti’nin bir üyesi olarak görev
yapmış ve görüşmeleri günü gününe not etmiştir. 23 Nisan 1923 günü başlayan
ikinci bölümde ise ABD adına tek gözlemci delege olarak katılmış, ancak
görüşmeleri günü gününe not edememiştir.
J.C.Grew; en başta İsmet Paşa’nın konferansın ilk günü (…)
tehditkâr şekilde konuşmasını, ortamı geren bir tür patavatsızlık olarak
nitelendirmekte ve bu konuşmasının konferansa katılanlar üzerinde kötü etki
bıraktığını belirtmektedir.
İsmet Paşa’nın muzaffer bir devletin temsilcisi olmasına
karşın, Lozan’da müttefikler tarafından, kendisine adeta yenilmiş bir düşman
ülkenin temsilcisi gibi bakıldığını, bu sebeple İsmet Paşa’nın çabasına
yakınlık ve sempati duyduğunu söylüyor J.C.Grew.
İsmet Paşa’nın kulaklarının ağır işitmesi sebebiyle (…)konuşmaları
ancak okuduğunu, konuşmak istediğinde çoğunlukla düşündüğü ya da not ettirdiği
için cevaplandırmalarında gecikmeler yaşandığını söylüyor.
Joseph C.Grew; “İyi bir akşam
yemeğinden sonra Türkler tarafından verilen hiçbir söze fazla önem vermemek
gerekir. Nitekim başka bir yerden duyduğuma göre İsmet Paşa, yine iyi bir şampanyanın keyiflendirici etkisi altında
Curzon’a İngilizlerin Musul’u elde tutmalarında hiçbir sakınca görmediklerini
üç kere söylemiş. Konferansta atasözü haline gelen bir kanı da şu ki;
Türkler bu gibi ziyafetlerin ertesinde eskisinden daha inatçı oluyor ve her
şeye düpedüz hayır diyorlar” diyor (s. 331).
4 Şubat 1923 günü Lord Curzon, müttefik ülkelerin tek
taraflı bir antlaşma metni hazırlayarak “ister imzalayın ister imzalamayın”
diyerek Türk tarafına bir dayatmada bulunmak ister.
…basın mensuplarının otelin holünde toplandığı, Lozan’dan
ayrılmak isteyen İngiliz delegasyonunun bavullarının hazırlandığı ve havanın
oldukça elektriklendiği bir sırada İsmet Paşa, arkasında Türk delegasyonu
olduğu halde ağır ağır otelin merdivenlerinden inmeye başlar.
…kalabalıklara selam verdikten sonra otelden çıkar gider!
Grew diyor ki; “Bu sahneyi ömrüm oldukça unutmayacağım. Konferans bitmişti.
Hiçbir imza olmayacaktı” şeklinde açıklamaktadır (s. 353).
J.C.Grew’e göre; bu durum, Lord Curzon’un sabırsız (…) tavrı
ile Türk tarafının ihtiras durumuna gelmiş ulusal isteklerini ve özleyişlerini
ısrarla görmezden gelmesinden (…) ve Fransızların mızıkçılık yapmalarından
kaynaklanmıştır (s. 356).
Curzon alay etmek istiyordu, ama bu sefer pek beceremiyordu”
diyor Grew, (s. 333).
Konferansın ikinci bölümü Lord Curzon yoktur artık. Onun
yerine İngiltere’nin İstanbul’daki yüksek komiserliğini de yapan ve icraatıyla
Türklerin nefretini kazanan Sir Horace Rumbold almıştır.
Grew’in kanaatine göre; İsmet Paşa, Lozan’da büyük bir
diplomatik zafer kazanmıştır.
İsmet Paşa’nın arkasında zaferden yeni çıkmış bir ordu
bulunuyordu.
Müttefikler diplomatik görüşmelerde bile sıkı ve bileşik bir
cephe kuramıyorlardı. Aralarında güvensizlik vardı (s. 360).
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder