2 Ağustos 2019 Cuma

Joseph C.Grew’e göre Lozan Barış Görüşmeleri ve İsmet Paşa


Joseph C.Grew’e göre Lozan Barış Görüşmeleri ve İsmet Paşa

Lozan Barış Konferansının Perde Arkası, Örgün Yayınları, İstanbul-2003

ABD’li diplomat Joseph C. Grew’in, Lozan Görüşmeleri ve bu görüşmelere katılan Türk Heyeti hakkındaki kanaatleri:
ABD’nin İsviçre (Bern) Büyükelçisi olan Joseph C. Grew, Lozan görüşmelerinin 20 Kasım 1922 günü başlayıp 4 Şubat 1923 günü sona eren birinci bölümünde Amerikan Müşahit (Gözlemci) Heyeti’nin bir üyesi olarak görev yapmış ve görüşmeleri günü gününe not etmiştir. 23 Nisan 1923 günü başlayan ikinci bölümde ise ABD adına tek gözlemci delege olarak katılmış, ancak görüşmeleri günü gününe not edememiştir.

J.C.Grew; en başta İsmet Paşa’nın konferansın ilk günü (…) tehditkâr şekilde konuşmasını, ortamı geren bir tür patavatsızlık olarak nitelendirmekte ve bu konuşmasının konferansa katılanlar üzerinde kötü etki bıraktığını belirtmektedir.
İsmet Paşa’nın muzaffer bir devletin temsilcisi olmasına karşın, Lozan’da müttefikler tarafından, kendisine adeta yenilmiş bir düşman ülkenin temsilcisi gibi bakıldığını, bu sebeple İsmet Paşa’nın çabasına yakınlık ve sempati duyduğunu söylüyor J.C.Grew.

İsmet Paşa’nın kulaklarının ağır işitmesi sebebiyle (…)konuşmaları ancak okuduğunu, konuşmak istediğinde çoğunlukla düşündüğü ya da not ettirdiği için cevaplandırmalarında gecikmeler yaşandığını söylüyor.

Joseph C.Grew; “İyi bir akşam yemeğinden sonra Türkler tarafından verilen hiçbir söze fazla önem vermemek gerekir. Nitekim başka bir yerden duyduğuma göre İsmet Paşa, yine iyi bir şampanyanın keyiflendirici etkisi altında Curzon’a İngilizlerin Musul’u elde tutmalarında hiçbir sakınca görmediklerini üç kere söylemiş. Konferansta atasözü haline gelen bir kanı da şu ki; Türkler bu gibi ziyafetlerin ertesinde eskisinden daha inatçı oluyor ve her şeye düpedüz hayır diyorlar” diyor (s. 331).

4 Şubat 1923 günü Lord Curzon, müttefik ülkelerin tek taraflı bir antlaşma metni hazırlayarak “ister imzalayın ister imzalamayın” diyerek Türk tarafına bir dayatmada bulunmak ister.
…basın mensuplarının otelin holünde toplandığı, Lozan’dan ayrılmak isteyen İngiliz delegasyonunun bavullarının hazırlandığı ve havanın oldukça elektriklendiği bir sırada İsmet Paşa, arkasında Türk delegasyonu olduğu halde ağır ağır otelin merdivenlerinden inmeye başlar.
…kalabalıklara selam verdikten sonra otelden çıkar gider! Grew diyor ki; “Bu sahneyi ömrüm oldukça unutmayacağım. Konferans bitmişti. Hiçbir imza olmayacaktı” şeklinde açıklamaktadır (s. 353).

J.C.Grew’e göre; bu durum, Lord Curzon’un sabırsız (…) tavrı ile Türk tarafının ihtiras durumuna gelmiş ulusal isteklerini ve özleyişlerini ısrarla görmezden gelmesinden (…) ve Fransızların mızıkçılık yapmalarından kaynaklanmıştır (s. 356).

Curzon alay etmek istiyordu, ama bu sefer pek beceremiyordu” diyor Grew, (s. 333).

Konferansın ikinci bölümü Lord Curzon yoktur artık. Onun yerine İngiltere’nin İstanbul’daki yüksek komiserliğini de yapan ve icraatıyla Türklerin nefretini kazanan Sir Horace Rumbold almıştır.

Grew’in kanaatine göre; İsmet Paşa, Lozan’da büyük bir diplomatik zafer kazanmıştır.
İsmet Paşa’nın arkasında zaferden yeni çıkmış bir ordu bulunuyordu.
Müttefikler diplomatik görüşmelerde bile sıkı ve bileşik bir cephe kuramıyorlardı. Aralarında güvensizlik vardı (s. 360).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder