2 Ağustos 2019 Cuma

Lozan Antlaşması’nın İstanbul Basınında Yankıları Tevhîd-İ Efkâr Örneği


Lozan Antlaşması’nın İstanbul Basınında Yankıları Tevhîd-İ Efkâr Örneği

Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014, Cilt: 11, Sayı: 27, s. 83-102
Seydi Vakkas Toprak

Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün Türkiye’de kutlanan 23 Temmuz Hürriyet Bayramı ile Kurban Bayramı’na denk gelmiştir. Lozan’ı duyuran Tevhîd-i Efkâr Gazetesi’nin 24 Temmuz 1923 tarihli nüshası “Bugün Sulh Bayramımız, Hakiki Halas ve İstiklâl Bayramımızdır” manşetiyle çıkmıştır.
Türkiye’nin milletler huzurunda kurtuluş tahtına oturması bütün İslam âleminin zafer ve kurtuluşunun başlangıcı olsun… / (Tevhîd-i Efkâr, 3790/762, 3791/763

Mukaddes vatanın bundan sonraki talihi, hak ve namusun talihidir. / (3791/7639).

Velid Ebuzziya, 13 Ağustos 1923 tarihli yazısında, yeni meclis son derece müsait şartlarda seçilmiş ve açılmıştır. / (3807/779).

Türk milletinin yiğitlik ve mertliği, kahramanlık meydanlarında olduğu kadar pazarlık masalarına müsait değildir. Zira, Lozan Konferansı’nda barışın bir bezirgân malı olduğunu bütün cihan gördü.

Gazeteye göre Lozan Antlaşması, Türk ve Müslüman âleminin, hatta bütün dünya tarihinin en büyük olayıdır. Türkler, beş yıl önce büyük savaşta yenilerek imzalamak zorunda oldukları antlaşma ile ölüme terk edilmişti. Bütün imkânlardan yoksun bırakılan Türk milleti, harekete geçerek büyük savaşın galiplerine karşı yeniden mücadeleye girişti. Bütün düşmanlarını bertaraf ederek gayesine ulaştı. Lozan’da sekiz-dokuz devletle imzalanan barış, Türk milletinin gayesine ulaştığının tasdikidir. Lozan’da atılan imzalar Şark’ta, Türk ve İslam âleminde yeni bir devir açmıştır. Bu imzalar ile Batı dünyası Doğu’da yaptığı haksızlığa, zorbalığa ve tahakküme son verdiğini dünyaya ilan etmiştir. / (3793/765).

Lozan Antlaşması’nın imza merasimi, büyük Yunan rüyalarının öldüğü cenaze törenine dönüşmüştür.

Mısır Milli Fırkası, Paris gazetelerine ilan vererek Mısır meselesine dikkat çekmiştir. Lozan’da Türkiye’nin Mısır’dan feragat etmesiyle İngiltere’nin Mısır’da emellerini gerçekleştirmek için tamamen serbest kaldığını, özellikle Süveyş Kanalı nedeniyle uluslararası bir sorun olan Mısır meselesinin, bütün Avrupa devletleriyle yeniden müzakere edilmesi gerektiğini Avrupa’ya ilan etmişlerdir(3795/767).

Eğer, Lozan Konferansı bu zaferlerden hemen sonra yapılabilseydi daha iyi sonuçlar alınabilirdi (3805/777).

Lozan Antlaşması’nın imzalanması üzerine Yunanistan’ın, henüz mübadeleden önce oradaki Müslümanlara zulmettiği ve Türk Hükümeti’nin bunları görmezden geldiği yolunda bazı haberler, 15 Ağustos 1923 tarihli gazetede çıkmıştır. Yunanistan’daki Müslümanlar Rıza Nur’a müracaat ederek “Lozan’da nasıl haklarımızı savunduysanız şimdi de TBMM’de haklarımızı savunmaya devam ediniz” diyerek yardım istemişlerdir. Yunanistan’da on yedi Müslüman’ın idama mahkûm edilmesi üzerine, Adnan Bey’e müracaat eden bir heyet, barış imzalanmış olmasına rağmen, Yunanistan’ın Müslümanlara kötü muameleye devam ettiğini, Venizelos’un ricası üzerine Türkiye, bazı suçlu Rumları affetmişken, Yunanistan’da zulüm gören Müslümanlara neden sahip çıkılmadığını sormuşlardır (3810/782, 3821/793).

Velid Ebuzziya, 26 Ağustos 1923 tarihli başyazısında, Lozan’ın, TBMM’de onaylanmasını değerlendirmektedir. Bu şartlarda, daha iyi bir antlaşma yapılamayacağını belirten yazar, eksikliklerine rağmen, meclisin antlaşma metnini kısa sürede inceleyip ittifaka yakın bir oyla kabul ettiğini ifade etmektedir (3820/792).

İsmet Paşa, meclis kürsüsünden Lozan’a müşavir olarak götürülen Hamit ve Cavit Beyleri şikâyet ederek bu müşavirlerin kendilerine yabancı uzmanlardan daha fazla zorluk çıkardıklarını söylemiştir (3820/792).

Gazete başyazarı Velid Ebuzziya, padişah ve halifeyi eleştirmekte, fetva ve iradeleriyle ihanet ettiğinden bahsetmekte, düşmanlardan para aldığını ileri sürmektedir (3807/779).

Tehhîd-i Efkâr, barışın imzalanmasını cehalet ve asalete karşı verilecek yeni bir savaşın başlangıcı olarak görmektedir.

Antlaşmayı imzalayanlardan biri, ertesi gün antlaşmanın birçok şeyi muallâkta bıraktığını, Daily Telegraph gibi gazeteler ise antlaşmanın Avrupa parlamentolarında tasdik edilmeden yürürlüğe girmeyeceğini, bu sürede devletlerin yaptıkları işi tekrar düşünebileceğini yazmıştır.
Özellikle İstanbul’un tahliyesi sırasında, Türkiye, müttefikleri rahatsız edecek davranışlardan kaçınmalıdır. Yine tahliyeden sonra Türkiye’de kalan ecnebilere gösterilecek muamele Avrupa parlamentolarının antlaşmayı tasdikinde etkili olacaktır (3797/769).

Times’ın makalesine göre Türkiye’de hoş olmayan durumlar ortaya çıkacaktır. Bu haberlere göre Türkiye barıştan sonra karışacak, hilafet konusunda sert tartışmalar ve ayrışmalar olacaktır. Halifenin sultan ilan edilmesini bekleyenler vardır.
Times’in bu haberini eleştiren Tevhîd-i Efkâr, savaşta Türkleri alt edemeyenlerin memlekete nifak sokarak, ihtilafları öne çıkararak insanları birbirine düşürmeye çalıştığını ifade etmektedir (3806/778).

Tevhîd-i Efkâr, Hürriyet Bayramı etkinliklerine değinirken resmî kabul törenine katılan Yahudi, Rum ve Ermeni cemaatlerinin ruhani liderlerinin konuşmalarına da yer vermektedir. Ruhanî liderlerin verdikleri söylevlerde, barış antlaşmasından övgüyle bahsettikleri görülmektedir (3791/763).

Mütareke döneminde Türklerin yeniden dirilemeyeceğini düşünen Rumlar ve Ermeniler akla gelmeyecek kötülükler yapmışlardır. Şimdi ise Sirkeci İstasyonu’nda toplanan kalabalık içerisinde Rum ve Ermeni patrik vekillerinin yer alması manidardır. Çünkü bu kutlamalar onların bağlılıklarını bildireceği resmî törenler değildi. Rumlar ve Ermeniler mütareke döneminde yaptıklarına bakarak buradan gitmeleri gerektiğinin farkındaydılar. Ama onlar yine ikiyüzlülükleri gereği kulluk gösteriyorlardı (3807/779).

Tevhîd-i Efkâr’a göre, Mısır Müslüman uleması Mustafa Kemal Paşa’ya başvurarak hilafetin dayanağının Mustafa Kemal Paşa olduğunu belirterek Haremeyn’in İngiliz himayesinden kurtarılmasını istemişlerdir (3815/787).

Musul, Hatay ve güney sınırları gibi konularda beklentileri karşılamadığı gerekçesiyle eleştirilen Lozan Antlaşması; Türkiye’nin bağımsızlığını sağladığı için önemli olarak görülmektedir. Türklerin savaş meydanlarında başarılı oldukları kadar diplomaside başarılı olamadıkları belirtilmektedir.

Sevr bir idam fermanı, Lozan ise idamdan kurtuluş beratı olarak görülmüştür.

Fransız gazeteleri Lozan’ın Türkiye için bir zafer, Fransa için başarısızlık olarak değerlendirmişlerdir.

Boğazlar meselesine geniş yer veren Tevhîd-i Efkâr, Boğazlar konusunda Rusya’nın destekleme niyetinde olduğu, ancak Türkiye’nin müttefiklerle Rusya’dan daha önce anlaştığını kamuoyuna duyurmuştur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder