Lozan Antlaşması’nın İstanbul Basınında Yankıları Tevhîd-İ Efkâr Örneği
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 2014, Cilt: 11, Sayı: 27, s. 83-102
Seydi Vakkas Toprak
Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün Türkiye’de kutlanan 23
Temmuz Hürriyet Bayramı ile Kurban Bayramı’na denk gelmiştir. Lozan’ı duyuran
Tevhîd-i Efkâr Gazetesi’nin 24 Temmuz 1923 tarihli nüshası “Bugün Sulh Bayramımız, Hakiki Halas ve İstiklâl Bayramımızdır”
manşetiyle çıkmıştır.
Türkiye’nin milletler huzurunda kurtuluş tahtına oturması
bütün İslam âleminin zafer ve kurtuluşunun başlangıcı olsun… / (Tevhîd-i Efkâr,
3790/762, 3791/763
Mukaddes vatanın bundan sonraki talihi, hak ve namusun
talihidir. / (3791/7639).
Velid Ebuzziya, 13 Ağustos 1923 tarihli yazısında, yeni
meclis son derece müsait şartlarda seçilmiş ve açılmıştır. / (3807/779).
Türk milletinin yiğitlik ve mertliği, kahramanlık
meydanlarında olduğu kadar pazarlık masalarına müsait değildir. Zira, Lozan
Konferansı’nda barışın bir bezirgân malı olduğunu bütün cihan gördü.
Gazeteye göre Lozan Antlaşması, Türk ve Müslüman âleminin,
hatta bütün dünya tarihinin en büyük olayıdır. Türkler, beş yıl önce büyük
savaşta yenilerek imzalamak zorunda oldukları antlaşma ile ölüme terk
edilmişti. Bütün imkânlardan yoksun bırakılan Türk milleti, harekete geçerek
büyük savaşın galiplerine karşı yeniden mücadeleye girişti. Bütün düşmanlarını
bertaraf ederek gayesine ulaştı. Lozan’da sekiz-dokuz devletle imzalanan barış,
Türk milletinin gayesine ulaştığının tasdikidir. Lozan’da atılan imzalar
Şark’ta, Türk ve İslam âleminde yeni bir devir açmıştır. Bu imzalar ile Batı
dünyası Doğu’da yaptığı haksızlığa, zorbalığa ve tahakküme son verdiğini
dünyaya ilan etmiştir. / (3793/765).
Lozan Antlaşması’nın imza merasimi, büyük Yunan rüyalarının
öldüğü cenaze törenine dönüşmüştür.
Mısır Milli Fırkası, Paris gazetelerine ilan vererek Mısır
meselesine dikkat çekmiştir. Lozan’da Türkiye’nin Mısır’dan feragat etmesiyle
İngiltere’nin Mısır’da emellerini gerçekleştirmek için tamamen serbest
kaldığını, özellikle Süveyş Kanalı nedeniyle uluslararası bir sorun olan Mısır
meselesinin, bütün Avrupa devletleriyle yeniden müzakere edilmesi gerektiğini
Avrupa’ya ilan etmişlerdir(3795/767).
Eğer, Lozan Konferansı bu zaferlerden hemen sonra
yapılabilseydi daha iyi sonuçlar alınabilirdi (3805/777).
Lozan Antlaşması’nın imzalanması üzerine Yunanistan’ın,
henüz mübadeleden önce oradaki Müslümanlara zulmettiği ve Türk Hükümeti’nin
bunları görmezden geldiği yolunda bazı haberler, 15 Ağustos 1923 tarihli
gazetede çıkmıştır. Yunanistan’daki Müslümanlar Rıza Nur’a müracaat ederek
“Lozan’da nasıl haklarımızı savunduysanız şimdi de TBMM’de haklarımızı
savunmaya devam ediniz” diyerek yardım istemişlerdir. Yunanistan’da on yedi
Müslüman’ın idama mahkûm edilmesi üzerine, Adnan Bey’e müracaat eden bir heyet,
barış imzalanmış olmasına rağmen, Yunanistan’ın Müslümanlara kötü muameleye
devam ettiğini, Venizelos’un ricası üzerine Türkiye, bazı suçlu Rumları
affetmişken, Yunanistan’da zulüm gören Müslümanlara neden sahip çıkılmadığını
sormuşlardır (3810/782, 3821/793).
Velid Ebuzziya, 26 Ağustos 1923 tarihli başyazısında,
Lozan’ın, TBMM’de onaylanmasını değerlendirmektedir. Bu şartlarda, daha iyi bir
antlaşma yapılamayacağını belirten yazar, eksikliklerine rağmen, meclisin
antlaşma metnini kısa sürede inceleyip ittifaka yakın bir oyla kabul ettiğini
ifade etmektedir (3820/792).
İsmet Paşa, meclis kürsüsünden Lozan’a müşavir olarak
götürülen Hamit ve Cavit Beyleri şikâyet ederek bu müşavirlerin kendilerine
yabancı uzmanlardan daha fazla zorluk çıkardıklarını söylemiştir (3820/792).
Gazete başyazarı Velid Ebuzziya, padişah ve halifeyi
eleştirmekte, fetva ve iradeleriyle ihanet ettiğinden bahsetmekte, düşmanlardan
para aldığını ileri sürmektedir (3807/779).
Tehhîd-i Efkâr, barışın imzalanmasını cehalet ve asalete
karşı verilecek yeni bir savaşın başlangıcı olarak görmektedir.
Antlaşmayı imzalayanlardan biri, ertesi gün antlaşmanın
birçok şeyi muallâkta bıraktığını, Daily Telegraph gibi gazeteler ise
antlaşmanın Avrupa parlamentolarında tasdik edilmeden yürürlüğe girmeyeceğini,
bu sürede devletlerin yaptıkları işi tekrar düşünebileceğini yazmıştır.
Özellikle İstanbul’un tahliyesi sırasında, Türkiye,
müttefikleri rahatsız edecek davranışlardan kaçınmalıdır. Yine tahliyeden sonra
Türkiye’de kalan ecnebilere gösterilecek muamele Avrupa parlamentolarının
antlaşmayı tasdikinde etkili olacaktır (3797/769).
Times’ın makalesine göre Türkiye’de hoş olmayan durumlar
ortaya çıkacaktır. Bu haberlere göre Türkiye barıştan sonra karışacak, hilafet
konusunda sert tartışmalar ve ayrışmalar olacaktır. Halifenin sultan ilan
edilmesini bekleyenler vardır.
Times’in bu haberini eleştiren Tevhîd-i Efkâr, savaşta
Türkleri alt edemeyenlerin memlekete nifak sokarak, ihtilafları öne çıkararak
insanları birbirine düşürmeye çalıştığını ifade etmektedir (3806/778).
Tevhîd-i Efkâr, Hürriyet Bayramı etkinliklerine değinirken
resmî kabul törenine katılan Yahudi, Rum ve Ermeni cemaatlerinin ruhani
liderlerinin konuşmalarına da yer vermektedir. Ruhanî liderlerin verdikleri
söylevlerde, barış antlaşmasından övgüyle bahsettikleri görülmektedir
(3791/763).
Mütareke döneminde Türklerin yeniden dirilemeyeceğini
düşünen Rumlar ve Ermeniler akla gelmeyecek kötülükler yapmışlardır. Şimdi ise
Sirkeci İstasyonu’nda toplanan kalabalık içerisinde Rum ve Ermeni patrik
vekillerinin yer alması manidardır. Çünkü bu kutlamalar onların bağlılıklarını
bildireceği resmî törenler değildi. Rumlar ve Ermeniler mütareke döneminde
yaptıklarına bakarak buradan gitmeleri gerektiğinin farkındaydılar. Ama onlar
yine ikiyüzlülükleri gereği kulluk gösteriyorlardı (3807/779).
Tevhîd-i Efkâr’a göre, Mısır Müslüman uleması Mustafa Kemal
Paşa’ya başvurarak hilafetin dayanağının Mustafa Kemal Paşa olduğunu belirterek
Haremeyn’in İngiliz himayesinden kurtarılmasını istemişlerdir (3815/787).
Musul, Hatay ve güney sınırları gibi konularda beklentileri
karşılamadığı gerekçesiyle eleştirilen Lozan Antlaşması; Türkiye’nin
bağımsızlığını sağladığı için önemli olarak görülmektedir. Türklerin savaş
meydanlarında başarılı oldukları kadar diplomaside başarılı olamadıkları
belirtilmektedir.
Sevr bir idam fermanı, Lozan ise idamdan kurtuluş beratı
olarak görülmüştür.
Fransız gazeteleri Lozan’ın Türkiye için bir zafer, Fransa
için başarısızlık olarak değerlendirmişlerdir.
Boğazlar meselesine geniş yer veren Tevhîd-i Efkâr, Boğazlar
konusunda Rusya’nın destekleme niyetinde olduğu, ancak Türkiye’nin
müttefiklerle Rusya’dan daha önce anlaştığını kamuoyuna duyurmuştur.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder