Yaşar Baytal - Lozan Barış Antlaşması’nın Türkiye’deki
Yansımaları
Konferans öncesinde en önemli konulardan biri konferansın
nerede ve ne zaman olacağı ile ilgiliydi.
Konferans öncesi ikinci sorun, 27 Ekim tarihli bir nota ile
TBMM Hükümeti ve İstanbul Hükümetinin konferansa davet edilmiş olmasıydı.
Üçüncü sorun ise, Türkiye’yi Lozan’da temsil edecek olan
heyetin seçimiyle ilgiliydi.
Lozan’da oturan Rumlar ve Ermeniler, konferans öncesi
Lozan’ın havasını Türkler aleyhine çevirmişlerdir.
Konferansın açılış toplantısı, Lausanne’da Casino de
Montbenon’da, 20 Kasım 1922 günü saat 15.30’da yapılmıştır.
Yunan temsilci Venizelos, görüşmelerin başlamasıyla yaptığı
konuşmasında; “…Konferans, Sevres Andlaşması’nı yeniden düzenlemek için
toplantıya çağrılmıştır; yoksa Müttefiklerce imzalanmış, onanmış ve uygulanmakta
bulunan öteki diplomatik senetleri yeniden tartışma konusu yapmak için
toplanmamıştır…” demiş…
Konferansın başlangıcından itibaren inisiyatifi elinde tutan
İngiliz temsilci Curzon ve görüşmelere katılan murahhaslar, Venizelos’un
belirttiği; “Sevr Antlaşması’nı yeniden düzenlemek” şeklinde ifade edilen bir
düşünceye sahiptiler.
İleri gazetesi Boğazlar meselesi görüşülürken devletlerin
tavırlarını şu şekilde sıralamaktaydı: “Çiçerin Boğazladan hiçbir devletin bir
bahane ile donanmalarının geçmesini ve boğazların Türkler tarafından tahkimini
istiyor. Buna muvafık olamayınca Çiçerin bari Boğazlardan geçecek harp
gemilerinin küçük ve az tonlu olmaları fikrini ileri sürdü. Fakat Lord Kurzon
buna da razı olmadı… Yugoslavyalılar hem İngilizleri hem de Fransızları tatmin
etmek istediklerinden tabii olarak renksiz bulunuyorlar... İtalya’da Yugoslavya
gibi hem Fransızları hem de İngilizleri tatmin etmek istediğinden hem rör
meselesinde Paris lehinde bulunuyor hem de Türk meselesinde Londra lehtarlığı
ediyor. Vakıa İtalyanlar rakipleri Yunanlardan kurtulmak için Türklere yardım
etmek istiyorlar ise de İngilizleri de kırmak istemediklerinden Lozan’daki
hat-ı hareketleri açık değildir. Hatta biraz da Türk aleyhtarıdır. Fransızlara
gelince: Dostlarımız şüphesiz millet ve matbuat i’tibariyle Türk
taraftarıdırlar. Fakat diplomasi nokta-i nazarından İngilizlerden bir türlü
kurtulamıyorlar…” (Suphi Nuri, “Lozan’da Bu Gün”, İleri, 4 Şubat 1923, s. 1.).
Bu yazı aslında Lozan Konferansı’nın da aynası niteliğindeydi. Çünkü görüşülen
birçok konuda bu yapının devam ettiğini görmekteyiz.
Görüşmeler sırasında İtilaf devletlerinin zorlayıcı ve Lord
Curzon’un Türkiye’yi küçümseyici tavırları karşısında gazetelerde bazı yorumlar
da yapılmıştır. Örneğin, Tan gazetesinde “Ne Murad Ediliyor” başlıklı
yazısında; “…İsteniyor ki, Avrupa kıtasındaki mevcudiyeti bir efsane
mahiyetinde kalsın, İstanbul’un emniyeti, bir hayal-i İnkılab etsin
mahkemelerde ecnebiler icray-ı hüküm etsin, Türkiye mali kaydlar, yükler
altında daima müttefiklerin esiri, daima hayati kuvvetlerden mahrum bir aleti olsun.
İstiyor ki Cem’iyyet-i Akvam himayesi maskesi altında akalliyetlerin her ferdi
bir menba-ı fesad ve ihtilal mahiyeti iktisab eylesin, hudutlar bu suretle
hükümlerle, budandıkça budansın, velhasıl Türkiye yaşamasın, ölüme mahkum
olsun…” (“Ne Murad Ediliyor”, Tan, 1 Şubat 1923, s. 1.).
Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin 29 Ocak 1923 tarihli “Büyük
Halaskarın Büyük
Yemini” başlığıyla verdiği haberde:
“…Validemin medfeni önünde ve Allahın huzurunda ahd ve iman
ediyorum: Bu kadar kan dökülerek milletin istihsal ve tesbit ettiği muhafaza ve
müdafaası için icap ederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim.
Hâkimiyet-i Milliye uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu
olsun…” / Hamiyet-i Milliye, 29 Kânunusani 1339/1923, s. 1.
İngiliz istihbarat raporunun iddialarına göre; Lozan’daki
Türk delegasyonu siyasi sorunlar konusunda iki farklı görüşe bölünmüştür. Dr.
Reşat Nihat, Reşit Safvet ve Muhtar Bey’den oluşan bir grup konferanstaki diğer
ülkeleri devre dışı bırakarak İngilizlerle anlaşmayı; Ferit ve Cavit Beylerin
başkanlığındaki öteki grup ise, Türkiye’nin Fransa, İtalya ve Sovyetlerle olan
ilişkilerini kesmesinin intihar olacağını savunuyorlar ve bu konuda İsmet
Paşa’yı ikna etmeye çalışıyorlardı.”
Lozan görüşmelerinin gerginleştiği bir dönemde Türk
Hükümeti, Amerika ile anlaşarak bu devletin desteğini almak istemiştir.
Amerikalı Chester grubuna madenler, petrol kaynakları, demiryolları ve
limanlarla ilgili verilecek imtiyazlar sayesinde emperyalistler arasında oluşabilecek
çelişkilerden yararlanılmak istenmiştir. / (s. 963-995)
…
90. Yılında Lozan ve Türkiye Cumhuriyeti Sempozyumu Bildirileri, 2 Cilt, Yayına Hazırlayanlar: Duygu Türker - Murat Saygın - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder