Sevr ve Lozan Antlaşmaları hakkında karşılaştırmalı bir değerlendirme
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk
Yolu Dergisi, S. 58, Bahar 2016, s. 21-37
Temuçin Faik Ertan
Birinci Dünya Savaşı’nın genel sonuçlarına bakıldığında çok
uluslu imparatorlukların ve savaşı kaybeden monarşilerin yıkıldığı, yerlerine
ulusal devletler ile cumhuriyet rejimlerinin kurulduğu görülür. Osmanlı Devleti
de savaşı kaybeden devletlerden biri olarak benzer sonuçla karşı karşıya
kalmıştır.
Sevr Antlaşması genel olarak Birinci Dünya Savaşı’nın bir
sonucu iken, özelde ise Mondros Mütarekesi sonrasında ortaya çıkan sürecin bir
parçasıdır.
Buna karşılık Lozan Antlaşması (…) Türk Kurtuluş Savaşı’nın
ve bu savaş sonucunda imzalanan Mudanya Mütarekesi’nin bir parçasıdır.
Mondros Mütarekesi sonucunda başlayan işgallerin devam
ettiği günlerde toplanan Paris Barış Konferansı Sevr’e giden süreçte önemli bir
kilometre taşıdır. …konferansta, Osmanlı ülkesinin paylaşılması konusunda
tartışmalar yaşanmış ve ileriye dönük kararlar alınmıştır.
…savaş yıllarında 1915-1917 yılları arasında yürütülen gizli
diplomasi sonucunda Osmanlı toprakları İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya
arasında paylaşılmış ve savaş sonrasına dair işgal planları yapılmıştır.
Paris Barış Konferansı’nda esas olarak Osmanlı topraklarının
paylaşılması ele alınmıştır. İtalya bu paylaşımda istediğini alamazken onun
yerine Yunanistan, Anadolu’dan pay isteyen yeni bir güç olarak paylaşım
listesine adını kaydettirmiştir.
Ayrıca başta Araplar olmak üzere, Ermeni ve Kürt unsurlara
yakın geleceğe dönük vaatlerde bulunulması da ihmal edilmemiştir.
Paris Barış Konferansı’nda belirlenen esaslar çerçevesinde
savaşın öteki mağlup devletleri olan Almanya, Avusturya ve Bulgaristan ile 1919
yılı içerisinde, Macaristan ile de 1920’nin başlarında antlaşma imzalanmasına
karşın, Osmanlı Devleti ile imzalanması düşünülen antlaşma gecikmiştir.
Misak-ı Milli’nin ilanını cezalandırmak isteyen İtilaf
Devletleri, İstanbul’un işgaliyle yetinmemişler ve daha sonra Sevr’de
imzalanacak olan antlaşmanın esaslarını görüşmek üzere 18-26 Nisan 1920
tarihinde San Remo’da bir araya gelmişlerdir.
Osmanlı Hükümeti temsilcisi eski sadrazam Tevfik Paşa’ya 11
Mayıs 1920’de koşulları açıklamışlardır.
Haziran 1920’de başlayan Yunan ileri harekâtı karşısında
çaresiz kalan Damat Ferit Hükümeti, İngilizleri kızdırmamak üzerine inşa ettiği
genel politikasının da bir gereği olarak antlaşmayı imzalayacağını
açıklamıştır.
Sevr, Mondros Mütarekesi ve
Anadolu’da yaşanan işgallerinin bir sonucu, Lozan Antlaşması’nın ise işgallere
karşı gelişen direnişin ve Mudanya Mütarekesi ile sonuçlanan askeri başarıların
bir sonucu…
Sevr 433 madde, Lozan ise 143 maddeden oluşan bir
antlaşmadır.
Sevr Antlaşması Osmanlı Mebusan Meclisi’nin dağıtıldığı bir
dönemde imzalandı.
Osmanlı temsilcileri tarafından imzalanmıştır.
…ilginç olan konu, hem Sevr’de hem de Lozan’da imzası
bulunan tek devlet adamının Venizelos olmasıdır.
Megali İdea’nın en önemli
savunucularından biri olan Eleftherios Venizelos, Sevr Antlaşması’nı Yunanistan
Başbakanı olarak imzalarken, Lozan Barış Konferansı’na herhangi bir yetkili
makamda bulunmamasına karşın Yunan heyetinin başkanı olarak katılmıştır.
Sevr ve Lozan antlaşmalarındaki benzerliğin Doğu Akdeniz,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı ilgilendiren hükümler içermeleri olduğu
söylenebilir.
Sevr Antlaşması’nın Mısır, Sudan, Kıbrıs, Fas, Tunus,
Bingazi, Adalar Denizindeki Cezayir ile ilgili maddelerinin hulasası Osmanlı
Devleti’nin tüm bu topraklardaki haklarından vazgeçmesi üzerinde toplanmıştır.
Lozan Antlaşması’nda 17-21. maddeleri Mısır, Sudan, Kıbrıs
ve Libya ile ilgili olup, Türkiye’nin bu topraklardaki haklarından 5 Kasım 1914
tarihi itibariyle vazgeçtiğine ilişkindir.
Sevr Antlaşması’nın 27-35. maddelerinde düzenlenen sınırlara
göre Türkiye’nin Trakya sınırları Çatalca yakınlarındaki Podima-Kalikratya
çizgisinden geçerken, Lozan Antlaşması’na göre Karaağaç Türkiye’de kalmak üzere
Meriç Nehrine kadar genişletilmiştir.
Sevr’de İzmir, Ege Bölgesi ve Trakya bölgesi Yunanistan’a
verileceğine; Antalya ve Konya civarının İtalyanların nüfuz bölgesi olacağına;
Çukurova bölgesi ile Malatya-Sivas-Mardin bölgesinde Fransızlara nüfuz alanı
oluşturulacağına dair koşullar bulunurken, Lozan’da bu hükümler tümüyle
çıkarılmıştır.
Suriye sınırıyla ilgili olarak Sevr’de Karataş burnundan
başlayarak Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin’i
güneyde ve Suriye topraklarında bırakan bir sınır çizilmişken, Lozan
Antlaşması’nda 20 Ekim 1921’de TBMM Hükümeti ile Fransa arasında imzalanan
Ankara Antlaşması’ndaki sınır kabul edilmiştir.
Sevr Antlaşması’na göre Türkiye-Irak sınırı Musul’un
kuzeyinden geçerken, Lozan Antlaşması’nda yapılan görüşmelerde uzlaşma
sağlanamamış ve bu nedenle de sınırın tespiti antlaşmanın imzalanmasından 9 ay
sonra yapılacak Türk-İngiliz görüşmelerine bırakılmıştır.
Sevr’de Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulacağına
ve bir Kürt özerk bölgesi oluşturulacağına dair koşullara da Lozan
Antlaşması’nda yer verilmemiştir.
Sevr’e göre; Boğazlardan
geçiş serbest olacak ve uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecektir.
Yasama ve yargı yetkisine sahip olan komisyonun kendi polis örgütü, bütçesi ve
bayrağı da olacaktır. Buna karşılık Lozan Antlaşması’nda İtilaf Devletlerinin
işgali tümüyle kalkacak ve Boğazlar Türkiye’nin başkanlığındaki uluslararası
bir komisyon tarafından yönetilecekti. Bu komisyonda Türk temsilcinin yanı sıra
Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve
Sırbistan’ın temsilcileri bulunacaktı. Ayrıca Çanakkale mıntıkasında sahilden 20
kilometrelik bir bölge ile İstanbul Boğazı’nın her iki tarafının 15
kilometrelik mıntıkası asker ve silahtan arındırılacaktı.
Sevr Antlaşması’nda İstanbul Constantinople’dur. Türkiye’nin
başkenti Constantinople’dur ve Sultan burada oturacaktır.
Sevr Antlaşması’na göre; padişahın korunması için 700
kişilik bir güç oluşturulacaktır. Türkiye’nin sadece 35.000 kişilik ve top
kullanmayan bir jandarma gücü olacaktır. Subay ve diğer yöneticilerin sayısı bu
sayının 1/12’sini geçemeyecektir. Osmanlı ordusundaki toplam asker sayısı
50.700 olacaktır. Ayrıca Türkiye’yi askerlik konularında denetlemek için
müttefikler arası düzenleme ve denetleme komisyonları kurulacak ve Türkiye’nin
hava kuvvetleri ve uçakları olmayacaktır.
Sevr’de kapitülasyonlar ve diğer imtiyazlarla ilgili olarak
azınlıklar ve yabancılar lehine düzenlemeler yapılırken, Lozan Antlaşması’nda
kapitülasyonlar -beş yıllık geçiş süresi saklı kalmak koşuluyla- bütün
sonuçlarıyla kaldırılmış ve imtiyazların tasfiyesi yoluna gidilmiştir.
Sevr Antlaşması’na göre Türkiye’nin kabotaj hakkı
olmayacaktır. Müttefikler Türk limanlarında istedikleri gibi insan ve eşya
nakledebileceklerdir. Türkiye 1600 tondan yukarı gemilerini müttefiklere teslim
edecektir.
Sevr Antlaşması’nda Türklerin cezalandırılmasının amaçlandığı
görülür. Buna karşılık Lozan Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin yerine kurulan
yeni Türk devletinin varlığını tescil eden bir sözleşme niteliği taşımaktadır
Sevr savaşa, Lozan barışa yol açmıştır.
Lozan Antlaşması ile Türkler, istedikleri bazı toprakları
alamamışlardır, fakat askeri ve siyasi açıdan kontrollerinde bulunan hiçbir
toprak parçasını da terk etmemişledir.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder