2 Ağustos 2019 Cuma

Lozan Barış Konferansı’na Yunanistan Tarafından Bakış, Venizelos’un Dünyasında Lozan


Lozan Barış Konferansı’na Yunanistan Tarafından Bakış, Venizelos’un Dünyasında Lozan

Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XIV/29 (2014-Güz), s.141-173
Çağla D. Tağmat

Girit’teki Yunanların Yunanistan’a bağlanmak konusunda büyük hazırlıklara giriştiği dönemde, 1864 yılında Eleftherios Venizelos dünyaya geldi.
Eylül 1881’de Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlayan Eleftherios, Ocak 1887’de mezun oldu ve aynı yıl Hanya’ya dönerek bir avukatlık bürosu açtı.
Literatüre Megali İdea’nın büyük yenilgisi olarak geçen 1897 Türk-Yunan Savaşı’nda Yunan kuvvetlerinin Osmanlı Kuvvetleri tarafından yenilgiye uğraması Venizelos’u etkilediği kadar Girit’i de etkiledi.
Venizelos, Girit’in bağımsızlığı konusundaki fikirleriyle öncü bir rol üstlendi.
Goudi Darbesi Venizelos’a başbakanlık yolunu açtı. Başbakan olan Venizelos Megali İdea’nın uygulayıcısı olarak, önce Balkan Savaşları’nda Yunanistan’ın sınırlarını genişletme hedefine ulaştı.

Venizelos’un diplomatik tecrübesini ve yeteneğini sergilediği en önemli siyasi arena olarak nitelendirilebilecek olan Paris Barış Konferansı (1919), onun hırsını ve diplomatik zekâsını göstermesi ve dünya liderlerini kendine hayran bırakması açısından önemli bir dönemeç oldu.
Yunanistan’da 1920 yılında yapılan genel seçimleri kaybeden Venizelos, aktif siyaset hayatına kısa bir ara verdi ve Paris’e gitti. Bu dönemde Yunanistan Küçük Asya Harekâtına ara vermedi.

Ağustos 1922’de Kemalistlerin sınavı henüz bitmemiştir.
İngiltere Başbakanı David Lloyd George’un teslimiyetçi olmayan ve yenilgiyi kabul etmeyen karakteri, onu, tüm Avrupa’nın, Türkiye’ye karşı kenetleneceği bir rüyanın içine sürüklemiştir.

…politikasını, İstanbul ve Trakya’yı kontrolü altına almak konusunda ısrarcı davranan İngiltere’yi yalnız bırakmak üzerine inşa eden Türkiye, Yunanistan’a karşı da Sırbistan ve Bulgaristan’ı kendi safına çekmeye çalışmıştır.

Mustafa Kemal’in barış konferansı toplanmasına dair önerisi İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold tarafından da konferansın toplanacağı yer hakkında yorum yapılmaksızın desteklenmiştir. Rumbold’un konferans fikrini desteklemesinin ardında yatan neden, Lord Curzon’a yaptığı açıklamada, eğer ki en kısa sürede bir konferans toplanmazsa Mustafa Kemal Paşa’nın tepkisiz kalmayacağı ve Boğazlardan Trakya’ya ilerleyebileceği şeklinde ifade edilmiştir.

Yunanistan tarafından beklenmedik ve ani olarak nitelendirilebilecek 1922 yenilgisi, ülke içinde bir hesaplaşma ortamının oluşmasına zemin hazırlamış ve 23 Eylül 1922’de Midilli ve Sakız Adaları’nda başlayan askeri hareketlenme, kısa sürede Yunanistan geneline yayılmıştır.
…ihtilal komitesi, 1922’de kurulan koalisyonun başı olan Petros Protopapadakis’in istifasını isteyerek meclisi dağıtmış ve Kral Konstantinos tahttan çekilmiştir.
Küçük Asya Macerası esnasında önemli görevlere sahip kişiler derhal tutuklanmıştır.
...altı sanık ölüm cezasına çarptırılmıştır. Batıda büyük bir tepkiyle karşılanan bu olay Yunanistan’ın önemli ölçüde itibar kaybetmesine neden olmuştur
Ekim ayının başlarında, Müttefik Devletlerin güvenini kazanmak için Londra’ya giden Venizelos (umduğunu bulamamıştır).
Kemalist kuvvetlerin Çanakkale’ye kadar ilerlemeleri, General Harrington’un Mudanya’da İsmet Paşa ile buluşmasıyla sonuçlanmıştır. Bu buluşma sonrasında 11 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekesi imzalanmıştır.
Müttefiklerin kesin tavrı karşısında 14 Ekim’de mütarekeyi kabul etmek durumunda kalan Yunanistan, attığı imzayla Türkiye toprakları üzerindeki emellerinden vazgeçtiğini resmen kabul etmiştir.

Mudanya sürecinde ve sonrasında Yunan ihtilal komitesi Eleftherios Venizelos’u devreye sokmuştur.
Venizelos için Lozan’da toplanacak barış konferansında Yunanistan’ı temsil etmek, Sevr Antlaşması’nın yaratıcısı olma sıfatından kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.

Curzon ilk komisyon toplantısına adeta herkese meydan okurcasına gelmiş, oturduktan sonra bastonunu masaya koymuş, ayaklarını görevlinin getirdiği tabureye uzatarak konferanstaki nüfuzunu hissettirmiş ve özgüvenini yansıtmıştır.

Venizelos çıkış noktası olarak Sevr’i referans alırken, Curzon halen Mondros’un etkisini üzerinde taşımaktadır. İsmet Paşa ise açık bir dil kullanmıştır: “Ben buraya Mondros’tan değil, Mudanya’dan geldim.”

Dışişleri bakanları nezdinde toplanan Lozan Konferansı’na hiçbir resmi sıfatı olmaksızın katılması, Yunanistan’da iktidarı ele almış olan ihtilal komitesinin onun üzerinde oluşturduğu baskı ve yenilmeye doymamış Yunan ordusunun bir rövanşa hazırlanması, şüphesiz ki Venizelos’un üzerindeki sorumluluğu arttırmış ve onu tahammülsüz bir ruh haline sokmuştur.

İsmet Paşa ve Venizelos’un sert düellosu: 21 Aralık günkü toplantıda, sakin başlayan konuşmasına sert, şiddetli ve tecavüzkâr bir üslupla devam eden Venizelos, oturum başkanı Montagna tarafından sükûnete davet edilmiştir.

Joseph Grew, anılarında Yunanların konferansı kasıtlı olarak çıkmaza sokmakta olduklarını ve Trakya’yı ele geçirmek istediklerini, hatta Venizelos’un bundan üzüntü duymadığını da belirtmektedir.

Yunanistan’dan istenen tamirat bedeli konusu İsmet Paşa ve Venizelos’u yine karşı karşıya getirmiştir.

4 Şubat günü İsmet Paşa, Türk milli egemenliğine aykırı hiçbir kaydı kabul etmeyeceğini söyleyerek Müttefik Devletlerin tekliflerini reddetmiştir.

Konferansın çıkmaza girmesi Yunan yönetiminde bir memnuniyet havası yaratmıştır.
Yunan yönetimi Meriç’teki ordularına yeni bir saldırı için hazırlanma emri verir. Bu durum, temin edilmeye çalışılan barış ortamına olan Yunan bakışını oldukça açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Konferansın ikinci aşamasında dikkati çeken en önemli nokta, Türk ve Yunan heyetleri dışındaki tüm katılımcı ülke heyetlerinin değişmiş olmasıdır.

İsmet Paşa’nın gözünde Venizelos hakikaten usta bir politikacıdır.

7 Mayısta Yunanistan’da İhtilal Meclisi Gonatas önderliğindeki kadroyla toplanmış, oybirliğiyle savaşa devam etme kararı almış ve önder kadro tarafından bir protokol imzalanmıştır.

Yunan araştırmacı Hatziantoniou, Yunanistan Dışişleri Bakanı Apostolos Aleksandris’in İsmet Paşa’ya, anlaşma sağlanamadığı takdirde ateşkesi bozacaklarını açıkça söylediğini aktarmaktadır.

Yunanistan’ın savaş yanlısı tutumu, Müttefiklerin Türkiye’yi, tazminatı para olarak almak yerine Karaağaç’ı almaları konusunda ikna etmeye çalışmaları gibi bir sonuç doğurmuş.

Konferans, Yunanistan’ın restiyle çalkantılı bir sürece girerken Montagna Venizelos’a, olası bir savaşın doğuracağı sonuçları hatırlatmış ve savaşın çıkması halinde Anadolu’da 400 bin Yunan’ın hayatını kaybedebileceği ihtimalini hatırlatmıştır. Venizelos’un Montagna’ya verdiği cevap ise İtalyan temsilciyi oldukça şaşırtmıştır: “Öyle bir şey olursa biz de Yunanistan’daki Müslümanları öldürürüz…”

Venizelos: Sevr Antlaşması’nı tümüyle hükümsüz kılan Lozan Antlaşması’nı imzalarken duyduğum derin hüznü/melankoliyi sizden nasıl saklayayım. Bu antlaşmanın altına imzamı, ülkeme hizmet sunmanın bilinciyle attım. Yenildik ve diplomatik olarak yalnızdık, bizi yenilgiye sürükleyen bir siyasetin içine girdik, Yunanistan’ı tamamen yıkıma sürükleyen savaşın devam etmesi olanaksızdı.

(Yunan gazetesi) Patris gazetesi Lozan Barış Antlaşması’nın Avrupa’nın manevi çürümesinin sembolü olarak tarihe geçtiğini satırlarına yansıtırken, antlaşmayı Helen ulusunun cenazesi olarak yorumlamıştır. İngiltere ve Venizelos yanlısı Estia gazetesi ise antlaşmayı Yunanistan’dan çok İtilaf Devletleri’nin yenilgisi olarak değerlendirmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder