8 Ağustos 2019 Perşembe

Sevr ve Lozan'da sınırlar ve toprak meselesi - Özet


Abdulkadir Kaya - Sevr ve Lozan'da sınırlar ve toprak meselesi
Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, 2007

Saray-Bosna suikastı bahanesiyle Birinci Dünya Savaşı başladı.

…ordularımız, Almanya’nın durumu kötüye gitmeye başlayınca yenilmeye başladılar.

19 Ekim 1918’de Meclis-i Mebusan’da Hükümet Programı’nı okuyan İzzet Paşa yaptığı açıklamalarda Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson tarafından ilân edilen ilkeler doğrultusunda bir ateşkes imzalanması yolundaki niyetlerini açıkladı.

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile silahları bıraktık ve ağır yenilgiyi kabul ettik.

18 Ocak 1919’da İngiltere, ABD, Fransa ve İtalya temsilcileri yenik ülkelerle yapılacak barışın esaslarını saptamak üzere Paris’te toplandılar.
Venizelos, Batı Anadolu’nun (…)  "Yunan" olduğunu (…) iddia etti. İtalya görüşmelerden çekildi.
Venizelos Mondros Ateşkesi’nin 7. maddesine göre burayı işgal etmeye hakları olduğunu iddia etti. Bağlaşıklar tarafından bu iddia kabul edildi.
15 Mayıs 1919’da Yunan ve İngiliz gemilerinden oluşan bir donanma İzmir önlerine geldi ve işgal fiilen başladı. 48 saat içinde 2000’in üstünde Türk öldürüldü.

Yunanlıların İzmir’e çıkarma yapmasından dört gün sonra 19 Mayıs’ta Ordu Müfettişi sıfatı ile Mustafa Kemal ve kurmay heyeti Samsun’a ayak bastı.

Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplandı.
…Misak-ı Millî adı ile tarihe geçen Ulusal Ant’ı kabul etti.

…işgal devletleri (…) 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgâl ettiler.

Curzon, yapılacak en iyi şeyin yeni bir Türkiye’nin oluşmasına izin vermek olduğu kanısına varıyordu. Bu Türkiye’nin başında da Atatürk olacaktı (Margaret MacMillan, s. 432).

İşgal devletleri temsilcileri, yapılacak olan barış antlaşmasının taslağını hazırlamak üzere 24 Nisan 1920’de İtalya’nın San Remo kentinde bir araya geldiler.
San Remo Konferansı, Müttefikler’in Ermenistan’a karışmama kararı dışında, hemen hemen baştan sona Londra Konferansı’nda tasarlanmış olan maddelerde minik düzeltmeler yapılması ve onaylanması gibi rutin işlerle uğraşmıştır…

10 Ağustos 1920’de Bağdatlı Hadi Paşa, Şûrayı Devlet Başkanı Şair Rıza Tevfik ve Bern Büyükelçisi Reşat Halis’ten oluşan bir heyet tarafından Paris yakınlarındaki Sevres (Sevr) kasabasında Sevr Barış Antlaşması imzalandı.

Antlaşma çok sert tepki gösteren TBMM neticede antlaşmayı tanımadı ve antlaşmayı onaylayan bütün Osmanlı devlet adamlarını 19 Ağustos’ta çıkarttığı kararla vatan haini ilan etti.

Kuvayı Milliye’de bulunan yetenekli personel düzenli ordu kadrolarına geçirildi.

Güney cephesinde büyük bir direnişle karşılaşan Fransa ve alacağı payı Yunanlılara kaptıran İtalya’nın çabaları neticesinde, Türkiye sorununu barışçı yollarla çözmek maksadıyla 21 Şubat 1921’de Londra’da bir konferans toplanmasına karar verildi.

Türk heyeti taslağı kabul etmedi ve olumsuz tartışmalardan sonra konferans kapandı.

20 Temmuz’a kadar devam eden Yunan taarruzları karşısında kuvvetlerimiz geri çekilmeye başladı.
25 Temmuz itibariyle de ordumuz Sakarya’nın doğusuna kadar çekildi.
"Tekâlif-i Milliye" kanunları çıkarıldı ve hızla ordu iyileştirilmeye başlandı.
Asıl çarpışmalar ise 23 Ağustos’ta başladı.
13 Eylül itibariyle Sakarya’nın doğusunda düşman askeri kalmadı.
Savaştan sonra 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM tarafından Gazilik unvanı ile Mareşallik rütbesi verilmiştir.

Türk Ordusu’nun, 9 Eylül’de İzmir’in kurtarılmasından sonra kuzeye (Çanakkale’ye) doğru ilerlemeye başlaması (üzerine) Müttefik devletler 23 Eylül’de Türkiye’ye İzmit ve Mudanya’da ateşkes görüşmeleri yapılması çağrısını içeren bir nota gönderdiler.

11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkesi imzalandı.

Lozan Konferansı’na Gidecek Heyet: İsmet Paşa baş delege, Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka) ve Sinop Milletvekili Rıza Nur Beyler de delege olarak seçildiler. Bu oylamaya 190 kişi katılmış, 121 kabul, 61 ret, 8 çekimser oy vermişlerdir…

Lozan Barış Antlaşması ve ekli belgeleri 24 Temmuz 1923’te Lozan Üniversitesinde düzenlenen bir törenle imzalandı.

…son Bağlaşık askerî kuvvetleri, 1 Ekim 1923’te Türkiye’den tamamen çekildi. Türk birlikleri de 6 Ekim’de İstanbul’a girdi. 29 Ekim 1923’te ise Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, Lozan’da bağımsızlığı tüm dünya tarafından kabul edilen Türkiye artık Türkiye Cumhuriyeti olarak anılacaktı.

Sevr’de Trakya Sınırı
Buna göre Türkiye’nin Trakya sınırı; Karadeniz kıyısında, Podima’nın 7 kilometre kuzeybatısındaki bir noktadan başlayarak Istıranca’nın 8 kilometre kuzeybatısını dolanacak ve Kaplıcadağ-Üçpınar Tepesi hattından güneydoğuya uzanarak Sinekli Fener istikametinden Kalikratya’nın bir kilometre batısında Marmara Denizi’ndeki bir noktada son bulacaktı.
Çanakkale Boğazı’nın girişine kadar olan kıyıya paralel bölüm Boğazlar Bölgesi adı altında Boğazlar Komisyonu’nun yönetiminde olacaktı. Geriye kalan tüm Trakya toprakları ise Yunanistan’a bırakılacaktı.

Sevr’de Adalar
Antlaşmanın 84. maddesiyle Osmanlı Devleti İmroz ve Bozcaada üzerindeki hukuk ve tasarruf yetkisinden Yunanistan lehine feragat etmiştir.
(ayrıca) Yunanistan’ın Limni, Samotras, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerindeki hâkimiyeti teyit edilmiştir.

İtalya egemenliği altında bulunan 12 Adanın hukuksal statüsü ise 1947 yılından sonra Türkiye, İtalya ve Yunanistan arasında tartışma konusu olmuştur.
…adaların durumuyla ilgili Paris’te bir konferans düzenlenmiş ve bu konferansa Türkiye çağrılmamıştır.
10 Şubat 1947’de imzalanan Paris Barış Antlaşması ile 12 Ada askersizleştirilmek koşuluyla İtalya’dan Yunanistan’a geçmiştir.

Musul Meselesi
Lozan sonrası ilk görüşme talebi İngiltere’den geldi. 5 Ekim 1923’te Türkiye’ye bir nota veren İngiltere görüşmelerin başlamasını talep etti.
İngiltere temsilcisi Percy Cox Hakkâri’deki Nasturiler’in yaşam standartlarından bahsetti ve buranın da İngiltere mandası altındaki Irak’a bırakılması gerektiğini ileri sürdü.
…konferans bir uzlaşmaya varılamadan 5 Haziran 1924’te dağıldı.

7 Ağustos’ta Hakkari civarında başlayan (…) İngiltere’nin hava kuvvetleri yoluyla destek verdiği Nasturi ayaklanmasının etkisiyle Türk Hükümeti Milletler Cemiyeti seçeneğini kabul etti.
Milletler Cemiyeti 16 Aralık 1925’te, Bürüksel Hattı’nın güneyinde kalan toprakların Irak’a bırakılması yönünde bir karar aldı. Meclis ayrıca İngiltere’nin Irak’taki manda yönetiminin 25 yıl daha devam etmesi için iki ülke arasında bir anlaşma imzalanmasını da istedi. Daha sonra da aldığı kararın bu konudaki kesin kararı olduğunu ilan etti.

Boğazlar Sorunu
Sevr Antlaşması’nda Boğazları bağımsız bir komisyon idare edecekti. Bu komisyonun kendine ait ayrı bir bayrağı, polis gücü ve bütçesi olacaktı. Komisyonda büyük devletler iki oyla temsil edilirken Türkiye bir oyla temsil edilecekti. Boğazlar, savaşta ve barışta tüm ülkelerin savaş ve ticaret gemilerine her zaman açık olacaktı. Ayrıca Boğazlar silahsızlandırılacak ve hukuksal anlaşmazlıkları ise konsolosluklar çözecekti.

Lozan Barış Antlaşması hakkında olumlu değer yargısına sahip olanlar her şeyden önce onu Türk Devleti tarihinde büyük bir başarı ve zafer olarak nitelemektedirler.

Lausanne Barış Antlaşmasının Türkiye açısından 3 büyük önemi vardır: Birincisi, Lausanne bir eşitlik belgesidir. İkincisi, Lausanne bir iktisadi bağımsızlık belgesidir ve iktisadı millileştirmenin ilk adımıdır. Üçüncüsü, Lausanne bir siyasal bağımsızlık belgesidir. Türkiye’yi bağımsız bir devlet olarak tanıyan ve bunu uluslararası planda tescil eden belgedir. Bu nedenle, Antlaşma Türkiye devletinin kurucu belgesidir.

Lozan Barış Antlaşması hakkında olumsuz değer yargısına sahip olanlar en çok Batı Trakya’nın elden çıkması, Ege Adaları’nın Yunanistan’a bırakılması, Rum Patrikhanesi’nin kaldırılmaması ve Musul sorununun antlaşma dışında bırakılması ve sonrasında yitirilmesi noktalarında yoğunlaşmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder