24 Ağustos 2019 Cumartesi

SSCB Halk Hariciye Komiseri G. Çiçerin’in Lozan Konferansı Sırasında Moskova’ya Yazdığı Gizli Mektuplarda Sovyet-Türk İlişkileri Meselesi

Musa Qasımlı - SSCB Halk Hariciye Komiseri G. Çiçerin’in Lozan Konferansı Sırasında Moskova’ya Yazdığı Gizli Mektuplarda Sovyet-Türk İlişkileri Meselesi
SSCB Halk Hariciye Komiseri Georgi Çiçerin fonunun bazı materyalleri üzerindeki yasaklar, SSCB parçalandıktan sonra kaldırılmıştır.

İsmet İnönü ile yaptığı sohbetleri yazıya aktardığı mektubunda Lozan Konferansı’nda Boğazlarla ilgili meselenin müzakeresi sürecinden Rusya’nın uzaklaştırıldığını, İsmet İnönü’nün anlaşma taslağını gizli şekilde kendisine verdiğini, gizli tutulmasını rica ettiğini vurgulayarak şöyle devam ediyor: “O, iyi bir askerdir ve genel durumu iyi derecede biliyor, ancak bir diplomat olarak daha çocuktur... Daha çok askerdir, diplomat değil. Aldatması kolayca hissediliyor, yalan söyleyemiyor, yalan söylediğinde kızarıyor”. Harp gemilerinin Boğazlardan geçmesinde kontrolün uluslararası komisyona devredilmesinin Türklerin gözüyle sebeplerini açıklıyor. İngiliz ve Fransız harp gemilerinin Boğazlardan geçmesinin Rusya açısından muhtemel sonuçlarını, İsmet İnönü’ye açıkladığı hakkında bilgi veriyor.

Boğazlardan harp gemilerinin bırakılmasının Rusya’ya karşı düşmanlık eylemi olduğunu hep söylediğini belirten Çiçerin, bu bilginin Ankara’ya Büyükelçi Aralov’a verilmediğini tahmin ediyordu.
Çiçerine göre, Mustafa Kemal Paşa bununla muhalefeti silahsızlaştırıyordu.

Çiçerin’e göre Boğazlara dair son proje, müttefiklerle Türklerin ortak işi gibi görünüyordu.

Boğazlardan gemilerin geçmesine dair uluslararası komisyonun kurulmasını öneren İsmet Paşa, bunun nedenlerini Çiçerin’e anlatmıştı.
İsmet Paşa, sadece askeri gemilerin geçmesini kontrol etmek için uluslararası komisyon kurulmasını öneriyor, komisyonun diğer yetkilerinin olmasını kabul etmiyorlardı.

İsmet Paşa Müttefiklerin Lozan Konferansı’nın çalışmasını durdurmak istemelerini reddederek, “Ya savaş, ya da barış”, “Belirsiz durumun devam etmesi Türkiye’yi yok edecektir” demişti. O, Ankara’da Musul’a dair İngiltere ile görüşmelerin yürütülmesine dair haberi inkâr etmiştir.

İsmet Paşa’nın sözlerine göre, Amerikalılar Ermeni ocağının kurulmasında ısrarlı olmamışlardı. Onlar bu talepte bulunurlarken, Türkler de Chester ile konsessiyalarla ilgili yapılan konuşmaları durdurmuşlardı.

Çiçerin, İsmet Paşa’ya Osmanlı vezirlerinden birinin şöyle bir fikrini söylemişti: Eğer bir gün yabancı gemiler Sultan sarayının önünden geçerse, o zaman Türkiye’nin sonu gelir.

İngiltere, demilitarizasyon kontrolünün olmaması, İstanbul’un ve boğazların toplu güvenliğine garanti verilmesi konusunda Türkiye’ye taviz vermiştir. Fakat bilmiyorum, İsmet Paşa bunu neden benden sakladı. İngiltere Lahey Uluslararası Tribunalını belirlemek talebinden de feragat etmiştir. Türkiye kendi isteğine göre Avrupa hukukçularını davet edebilir. Çiçerine göre, Paris’te İtilaf ülkeleri arasında görüş ayrılığı Türklerin yararına olmuştur; hem İngiltere hem de Fransa Türklere taraf koşuyor, onlara taviz veriyordu.

Çiçerin’e göre Kemalciler, Sovyetleri öncelikle izole halde, ikincisi, Türkiye ile dostluğa götüren ilkesel Doğu politikasına daima sadık kaldığını sanıyorlardı. Bu nedenle de Çiçerin’e göre, Türkler ne isterlerse yapabileceklerini düşünüyorlardı…

Çiçerin’e göre, Curzon’un tüm politikası taviz vermekle Türkiye’yi Rusya’dan ayırmaktı ve İngiltere’nin Boğazlar üzerinde kontrolden vazgeçmesi büyük bir ödündü. Bu, aslında demilitarizasyonu hiçe indiriyordu.

Çiçerin 14 Ocak tarihli mektubunda Litvinov’a, şimdi ben kesin eminim, Türkiye’nin Boğazlara dair pozisyonu konferansa birkaç ay kala belirlenmiştir diye yazmıştır.

Gazeteler Curzon’un İsmet Paşa’ya gönderdiği mektubu yayınlamışlardı. Mektuptan, İsmet Paşa’nın henüz konferans başlamadan önce Musul meselesine dair Curzon’a ayrılıkçı görüşmeler yapmak teklifinde bulunduğu belli oluyordu. Çiçerin, Biz düşünüyoruz ki İngilizler böyle ayrılıkçı görüşmeleri önermişlerdir, İsmet Paşa şu anda da Musul meselesinin Lozan’da çözümünde ve sözleşmeye dahil edilmesinde ısrar ediyor diye yazıyordu.

…kulislerde İngilizler ve Türkler, Musul meselesinin Milletler Cemiyeti mandasında Türk Hükümetine verilmesi konusunda anlaşmaya varmışlardı.

Sovyet Devleti’nin Müslüman dünyasında büyük yere sahip olmasına, Doğu politikasında Türkiye ile bir arada olduğunu göstermekle onu kullanmaya çalışmıştır. / (s. 55-73)


90. Yılında Lozan ve Türkiye Cumhuriyeti Sempozyumu Bildirileri, 2 Cilt, Yayına Hazırlayanlar: Duygu Türker - Murat Saygın - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder