Neslihan
Kılıç - Abdurrahman Velid Ebüzziya Dönemi ve gazeteciliği – Doktora Tezi - Özet
(Lozan ve Boğazlar meselesi)
6 Temmuz 1923 tarihinde yayınladığı 79. Lozan Mektubunda:
“Biz şimdiye kadar bir hayli defalar tayyareye bindiğimiz, ezcümle on sene evvel
memleketimizde tayyarecilik yeni başladığı sıralarda Mısır yolunda şehit olan
Fethi ve Nuri Beylerle de tayarân eden ilk gazeteci olduğumuz cihetle bu defa
tayarândan bir endişe hissetmiyor, bilakis bir cevelân-ı havâî yapacağımızdan
pek memnun oluyorduk” ifadelerine yer vermiştir.
…bu uçuş, 8 Kasım 1913 tarihli gazetede “Gazetemizin
tayyarecilik muharriri Osman Vehbi Bey dün tayarân ederek 35 dakika İstanbul
üzerinde cevelân eylemiştir” şeklinde yer almıştır (Tasfir-i Efkâr, Numara:
907-108, 1).
…havacılığın tüm dünyada henüz emekleme aşamasında olduğu
bir zamanda Velid Bey, uçuş deneyimi yaşayan ilk Türk gazetecisidir (s. 44-45).
Velid Bey, İkinci Lozan heyetinde yer alan birkaç
gazeteciden biridir. Yaklaşık dört ay süren müzakere sürecinde Velid Bey, havacılığa
olan ilgisiyle de yine dikkat çekmiş ve Lozan’da bulunan sivil havacılığa ait
bir tesisi ziyaret ederek Lozan şehri üzerinde bir uçuş gerçekleştirmiştir (s.
47).
İkinci Lozan görüşmelerinde Türk heyeti içinde yer alan
gazetecilere, masrafları için günlük yevmiye ve yolluk şeklinde bir ödenek
ayrılmış ancak Velid Bey, milletin hazinesinden ayrılan bu ödeneği kabul
etmemiştir. Lozan’daki görüşmeleri gazeteci sıfatıyla takip edeceğini, bunu
okuyucuya duyurarak, gazetenin satış yapacağını ifade etmiş ve diğer
gazetecilerin aksine yüklü miktarda olan bu ödeneği kabul etmemiştir (s.
80-81).
Birinci Lozan görüşmelerinde yer alan gazeteci Hüseyin Cahit
Bey, kendisine günlük 50 Frank kardeşine de aylık 400 Frank ödenek verilmesini
talep etmiş, bu talebin kabul edilmemesi heyet içinde bir gerginliğe yol
açmıştır. Ayrıca Hüseyin Cahit Bey, konferansın serencamını ilk elden takip
eden bir kişi olması sebebiyle, konferanstaki kimi bilgileri kendi şahsi
menfaati için kullanmış ve İstanbul’daki döviz spekülatörleriyle iş birliği
yaparak İngiliz Lirasının Türk parası karşısındaki dalgalanmasından
yararlanmaya çalışmıştır (Tevhid-i Efkâr, Numara: 3713-685, 1.). / s. 81
“İki Defa Tahsisat Alan Mebuslar” ve “Mebusların Tahsisatı
Meselesi” başlıklı yazılarında Velid Bey, 1923 seçimlerinden dolayı bir kısım
milletvekilinin çift maaş aldığını, ülkenin açlık ve sefaletten kırıldığı bir
dönemde mebuslara ayrılan bu ödeneğin toplumsal vicdanı rahatsız ettiğini
söylemiş (“İki Defa Tahsisat Alan Mebuslar”. Tevhid-i Efkâr, Numara: 3822-794,
1; “Mebusların Tahsisatı Meselesi”. Tevhid-i Efkâr, Numara: 3827-799, 1.)
…devletin kuruluşundan sonra modernleşme adı altında yapılan
kimi uygulamaları eleştirmiştir: “Dans İptilası mı, Dans Belası mı?” başlıklı
haberde Beyoğlu’nda son zamanlarda sayısı giderek artan bar ve pavyonlara
üniversitedeki kız öğrencilerin sıklıkla gitmeleri eleştirilmekte ve Avrupai
bir yaşam tarzının Türk gençliğinin felaketi olacağı dile getirilmektedir (Tevhid-i
Efkâr, Numara: 4018-989, 1 - (24 Mart 1924).
Türk toplumunun kültür ve yaşayış tarzına uygun olmadığına
inandığı bir takım uygulamaları eleştirmiş, bu nedenle (…) mürteci ve irtica
suçlamalarına muhatap olmuşlardır.
Mudanya Konferansı, Milli Mücadele ve İkinci Lozan
görüşmeleri Velid Bey’in doğrudan takip ettiği olaylardır.
Türk tarafının kendisine dayatılmak istenen konulardaki
tavizsiz tavrından dolayı Avrupa gazetelerinde sıklıkla atıfta bulunulan bir
cümle “Türkler mağlup olduklarını unutuyorlar” şeklindedir. Velid Bey’e göre
batı basınında bu cümlenin bu kadar sıklıkla dile getirilmesi Türk
delegasyonunun Lozan’da taleplerinin azaltılması amacına yöneliktir (s. 171).
…Patrikhane Mondros
Mütarekesi sırasında Türk’ün en büyük düşmanı olan, Anadolu’da her türlü
canavarlıklara imza atmış olan Yunanlılarla iş birliği içinde bulunmuş
İstanbul’daki bütün Rum kiliseleri düzenli olarak her Pazar Yunan bayrağını
çekerek Yunan ordusunun başarısı için dua etmiştir.
“Bugün Lozan sulhunu akdetmekle bu muazzam İmparatorluğun
beşte dördünü resmen terk etmiş oluyoruz.
(…)
Bugün Lozan Ahitnamesi ile bütün bu yerler elimizden çıkmış
ve koca İmparatorluğumuz küçük bir Türkiye’ye inkılâb etmiş bulunuyor. O
cihetle, Avrupa’nın bize sekiz aylık insafsızca müzâkerât ile pek pahalıya
sattığı sulhun bir de bu netâyicini düşündükçe derin teessür duymamak kâbil
değildir.
(…)
Lozan sulhuyla koca bir İmparatorluk küçük Türkiye hâlini
almış oluyor. Fakat bu küçük Türkiye hiç olmazsa bundan sonra hür, müstakil,
her türlü esbâb-ı inkişafa mâlik, mukadderatına sahip bir devlet olacaktır.
Eğer müthiş fedakârlıklar, havsalasız ziyâ‘lar mukabilinde ihraz ve istirdâd
ettiğimiz bu istiklal ve hürriyetin kıymetini bilerek kendimizi bundan sonra
hüsn-i idâreye muvaffak olursak, bu küçük Türkiye yine cihânın siyaseti ve mukadderâtı
üzerinde en nâfiz te’sirleri icra edecek pek kuvvetli ve satvetli bir devlet
olabilir.” / Velid Ebüzziya. (22 Temmuz 1923). “Lozan Mektupları – 90. Mektup”.
Tevhid-i Efkâr, Numara: 3789-761, 1.
“Her halde Lozan muahedesi, Şark meselesini esasından
halleden, Türk milletinin mevcudiyetinde yeni ve pek mühim bir devre açan,
bütün âlem-i İslâm için mebde’-i fevz ve felâh olan ve edvâr-ı âlemi ikiye
bölerek tarihin mühim bir dönüm noktasını teşkil eyleyen bir vesikadır.” /
Velid Ebüzziya. (23 Temmuz 1923). “Lozan Mektupları – 91. Mektup”. Tevhid-i
Efkâr, Numara: 3790-762, 1.
Musul meselesi ve Boğazlar’ın statüsü Lozan’da nihai çözüme
kavuşturulmamış iki önemli meseledir. Musul konusu, Cemiyet-i Akvama havale
edilmiş, Boğazlar meselesi de 1936’daki Montrö (Montreux) Boğazlar Sözleşmesi
ile nihai şekline kavuşmuştur.
Anlaşmanın imza törenine ait olan bir fotoğrafın gazetede
yayınlanması dikkat çekicidir. Ancak Velid Bey bu fotoğrafın kendisi tarafından
çekildiğini fakat Ali Naci’nin bu fotoğrafı kendisinden çaldığını iddia
etmiştir.
“…Daha sabahtan bir Yahudi fotoğrafçı peylemiştim.
Vadettiğim üç misli paraya mukabil bütün işlerini bırakacak benim resimlerin
camlarını on beş dakikada yıkayıp çekiverecekti. Hınzır Yahudi vaadine rağmen
beni iki saatten fazla oyaladı. Nihayet elime bir kaç resim tutuşturdu. Ben
keyiften heyecandan ve telaştan hangi camları çektiğini, hangilerini de
vermediğini tetkike imkân bulamadım. Ve doğru postanın yolunu tuttum.
Birkaç gün sonra gelen gazeteleri elime alınca bir de ne
göreyim. Benim resimlerin en iyileri en güzelleri, hem de benim gazetemden
evvel “Akşam” da çıkmamış mı? Tabi Ali Naci’nin keyfine son yoktu. Kâfir meğer
salonda resim çektiğimi görünce peşimi takip etmiş. Ve fotoğrafçıyı benim
verdiğim paranın birkaç misli vaatle kandırmış. Resimlerin en canlılarını
kendine ayırtmış. Yahudi bu parayı görünce dayanır mı?” / 190
…Mustafa Kemal 14 Ocak 1923’te Ankara’dan Eskişehir’e
hareket ederek bir Anadolu gezisine çıkmaya karar vermişti.
…annesi Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923’te İzmir’de vefat etmiş,
bu durum kendisine 15 Ocak tarihinde bildirilmiştir. Annesinin cenaze törenine
bile katılmaması Mustafa Kemal’in bu geziye ve basın mensuplarıyla görüşmesine
verdiği önemi göstermesi açısından dikkat çekicidir (s. 192).
16 Ocak 1923 tarihinde Mustafa Kemal’in özellikle İstanbul
basınının önde gelen isimleriyle İzmit’te görüşmesi İzmit Kasrı’nda
gerçekleşmiştir.
…
Mustafa Kemal, başta Hilafetin kaldırılması olmak üzere
gerçekleştirmeyi planladığı bir dizi inkılabın mevcut meclis yapısıyla güç
olduğunu görmüş ve Meclisin yenilenmesi amacıyla seçim kararı almıştı. Büyük
Millet Meclisi üç yıllık bir aradan sonra genel seçime gitmek için 16 Nisan’da
kendi kendini feshetmişti. Temmuz’da yapılan seçimler ile 11 Ağustos 1923’te üyeli
yeni bir Meclis oluşmuştu. Birinci Mecliste bulunan ikinci grubun muhalif
üyeleri Meclis dışında kalmıştı. 763 Nitekim Birinci Lozan görüşmeleri sonrası
Mecliste yapılan görüşmelerde de Meclis, Hükümeti, Misak-ı Millî’den taviz
vermekle suçlamıştı. İkinci Lozan görüşmelerinin yapıldığı bir sırada Meclis
yenilenmiş ve Lozan Anlaşması’nı yenilenen Meclis onaylamıştı.
“Türk’ün dünyaları titreten ve şaşırtan kudretinin, kendi
mezâyâyı ırkiyesinden başka bir menbaı daha vardır ki, o da İslâm menba’ıdır.
(…)
İslam kuvveti hem güneşlerinden parlak, hem de onu
göremeyenler için pek esrarengiz bir kudrettir. Türk milleti işte en büyük
mâya-i satvet ve kudretini bu menba‘dan alır, Türk milleti yeryüzündeki bütün
Müslümanların nasıl dest-gîri ise İslam kitle-i müttahidesi de onun
dest-gîridir.” / Velid Ebüzziya. (20 Temmuz 1923). “89. Mektup”. Tevhid-i
Efkâr, Numara: 3787-759, 1.
…
Mudanya Mütarekesini takip edip kamuoyuna güven aşılayan,
İkinci Lozan görüşmelerinde Türk Delegasyonu içinde yer alan, Milli Mücadele’de
gerek gazeteci gerekse milis kuvveti olarak büyük yararlılıklar sergileyen ve
İstiklal Madalyasıyla taltif edilen ilk ve tek gazeteci olan Velid Bey, Şark
İstiklal Mahkemesinde yapılan yargılamada berat etmiş ancak İzmir Suikastı
davasıyla bu sefer Ankara İstiklal Mahkemesinde sorguya çekilmiştir.
Yaşanılan bu olaylar Velid Bey de büyük bir üzüntü ve hayal
kırıklığı meydana getirmiş ve uzun süre gazeteciliğe ara vererek Matbaa-i
Ebüzziya’da basım-yayım faaliyetlerini sürdürmüştür.
…
Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder