2 Ağustos 2019 Cuma

Birinci Dünya Savaşı Öncesi Rusya’nın Boğazlar Politikası


Birinci Dünya Savaşı Öncesi Rusya’nın Boğazlar Politikası

Belgi Dergisi, Sayı 9 (Kış 2015)
Hayri Çapraz

Rusya, Osmanlı Devleti ile imzaladığı 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’yla, boğazlardan ticaret gemilerinin, 1798 ve 1805 yılında imzaladığı antlaşmalarla ise savaş gemilerinin geçmesine imkân sağladı.
1841 Londra Sözleşmesi ile ayrıcalıklarını kaybetti.
Londra Sözleşmesi’yle ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişinin serbest, savaş gemilerinin ise barış zamanı da dahil olmak üzere yasak olduğu statü, devletlerarası antlaşmayla onaylandı.
1856 Paris Antlaşması, 1871 Londra Konferansı ve 1878 Berlin Antlaşması’nda Boğazlarda uygulanan rejim esaslarında bir değişiklik olmadı.

Rusya, İstanbul ve Çanakkale boğazlarına yerleşmeyi güvenlik ve ticaret açısından değerlendirerek, dış politikasının öncelikli konuları olarak görmekteydi.

19. yüzyılın sonlarında, Osmanlı Devleti üzerinde artan Alman nüfuzu Rusya’yı endişelendirdi.

Boğazların kapalı olması, Osmanlı Devleti’nin zayıf olduğu koşullarda Karadeniz’de sadece Rusya hâkimiyetini sağlamaktadır.
Boğazların açık hale getirilmesi durumunda Karadeniz, Rus-Türk gölü olmaktan çıkacaktır.

1904-1905 yıllarında Rusya, Japonya ile Uzakdoğu’da giriştiği savaşı kaybetti.
Baltık ve Pasifik donanmalarının tamamına yakınını kaybetti.

21 Ocak (3 Şubat) 1908 tarihinde Dışişleri Bakanı İzvolskiy’in başkanlığında yapılan toplantıda, Boğazların işgali konusu tartışıldı. Rusya mali ve siyasi durumunun kötü olması nedeniyle işgal planlarını erteledi.

Rusya Dışişleri Bakanı İzvolskiy, 21 Temmuz (3 Ağustos) 1908’de “Özel İstişare Meclisinde” Osmanlı Devleti konusunu ele aldı. Toplantıya generaller, Paris ve İstanbul büyükelçisi katıldı. Müzakereler sonunda Rusya’nın tek başına Osmanlı Devleti’ne karşı harekete geçmesinin doğru olmayacağı kanaati oluştu. Avusturya’nın desteğini almak için diplomatik görüşmeler hızlandırıldı.
Rusya ile Avusturya arasında varılan sözlü anlaşmaya göre, Rusya Avusturya’nın Bosna-Hersek’i almasına itiraz etmeyecek, karşılığında Avusturya da Rusya’nın Boğazlarda harp gemilerinin geçiş hakkını almasına karşı çıkmayacaktı.
Avusturya, 6 Ekim’de Osmanlı Devleti’ne ait olan Bosna-Hersek’i ilhak etti. Aynı gün, Rusya Dışişleri Bakanı İzvolskiy, Boğazlar rejiminin değiştirilerek, sadece Rusya savaş gemilerinin Boğazlardan geçişinin serbest olacağını duyuran bir muhtıra yazdı.
1911 yılı Rusya’nın Boğazlara yönelik diplomatik ve askeri planlarını daha da etkinleştirdiği bir yıl oldu.
17 (30) Eylül 1911’de İstanbul elçisi Çarıkov geçici olarak Dışişleri Bakanlığın’ı yürüten Neratov’a yazdığı yazıda, İtalya’nın Trablusgarp’ı alma teşebbüsünün, Rusya’nın Boğazlar konusunda tarihi hedeflerini gerçekleştirmek için fırsat olduğunu bildirdi. Çarıkova’a göre, uluslararası ilişkilerde “özel çıkarlar” kavramı ortaya çıkmış ve Rusya da bu temelde Boğazlara müdahale edebilirdi.
Berlin’de yapılacak müzakerelerde Anadolu’nun doğusunda Almanların yapacağı demiryoluna muhalefet edilmemesi karşılığında, Almanların da Boğazlar konusunda Rusya’ya desteğinin temin edilebileceğini tahmin etmektedir.
Osmanlı Devleti, Çarıkov’un isteğine hayır cevabını vermişti. Rusya hükümeti, Birleşik Krallık ve Almanya’yı karşısına almak istemedi, Boğazlar rejiminin değiştirilmesine yönelik hareketi Çarıkov’un şahsi teşebbüsü olarak duyurdu.

Rusya hükümeti, Osmanlı Devleti ve Avusturya-Macaristan’a karşı 1912 yazına doğru Balkan İttifakı’nı kurdurdu.
9 Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne savaş ilanıyla Balkan bloğu ile savaşlar başladı. 17-18 Ekim’de Bulgar ve Sırplar da Osmanlı Devleti’ne karşı savaşa başladılar. Bulgar birliklerinin Osmanlı kuvvetleri karşısında başarısı ve hızlı bir şekilde İstanbul’a doğru ilerlemeleri Rusya hükümetini endişelendirdi.
İstanbul’daki elçi Girs’in Karadeniz Deniz Kuvvetleri Komutanı ile doğrudan iletişim kurup, ihtiyaç duyması halinde bir kısım veya sayısı sınırlandırılmayacak şekilde asker göndermesi konusunda izin istedi. Çar bu talebi onayladı.
Boğazın Avrupa yakasında Rus birlikleri için güvenli bir dayanak noktası oluşturmak için Büyük Dere’nin işgal edilmesi planlanmaktaydı.
…plan uygulanamadı.
1912 Kasım ortalarında, Osmanlı Devleti ile Balkan devletleri arasında ateşkes görüşmeleri başladı. Bu süreçte, Rusya tarafı da Boğazlar konusunda hareketini belirleyecek hazırlıklara girişti. 25 Kasım 1912’de 2. Hareket Dairesi Başkanı Starşıy Leytinant Nemits Boğazlarla ilgili olarak başlıca şu önerilerde bulundu:
a) Rusya, Boğazların kendi savaş gemilerine açılması için uğraşmalıdır.
b) Boğazlar tarafsız hale getirilip, uluslararası bir yönetime bırakılmamalıdır. Böyle bir durumda Rusya açısından Boğazlar tamamen kaybedilebilir.
Rusya, Balkan devletlerini İstanbul ve Boğazlar konusundan uzak tutmak istemektedir.
13 (26) Mart 1913’de Bulgar kuvvetleri Edirne’ye saldırdıklarında, Rusya idaresi bu durumdan rahatsız olmuştur.
30 Mayıs 1913’de, Osmanlı Devleti ile Balkan Devletleri arasında Londra Antlaşması imzalandı. Rusya da bu antlaşmayı onayladı. Antlaşmaya göre, Bulgaristan Enez-Midye Hattı’nın batısındaki yerleri Osmanlı Devleti'ne bıraktı. Rusya açısından değerlendirildiğinde, Bulgarların İstanbul’a yaklaşmaları engellenmiş oldu.

Rus Denizcilik Bakanı Grigoroviç’in 9 (22) Mayıs 1913 tarihli Dışişleri Bakanı Sazonov’a gönderdiği yazı: “Hali hazırda Türklerin elinde bulunan İstanbul ve Çanakkale Boğazları muhakkak bir surette er geç Rusya’nın mülkü olacaktır. Çünkü buralardan Rusya’nın en büyük ticaret yolu geçmektedir.”

Balkan devletleri Osmanlı Devleti’nden elde ettikleri kazanımlarını paylaşma konusunda anlaşamadılar ve kendi aralarında yeni bir harp kaçınılmaz hale geldi. İkinci Balkan Savaşı başladı. Bulgaristan’a karşı Sırbistan, Romanya, Yunanistan, Karadağ birleştiler. Osmanlı Devleti de bu durumu iyi değerlendirerek, Bulgaristan’a kaptırdığı Edirne’yi geri aldı. Rusya, Osmanlı Devleti’nin Edirne’yi boşaltmasını istiyordu. Ancak Birleşik Krallık ve Fransa, Rusya’ya destek vermediler. Rusya, Edirne’yi Osmanlı Devleti’ne bırakan 10 Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması’nı kabul etmek zorunda kaldı.
Rusya Boğazlara yönelik planlar yaptığı sırada, Osmanlı Devleti ve Almanya arasındaki askeri yakınlaşma Rusya’nın tepkisine yol açtı.
Rusya gazeteleri, Almanya’nın Boğazları kontrolü altına almak istediğini yazmaya başladı. Hâlbuki Alman Limon Von Sanders’ten daha önce, Osmanlı Denizcilik Bakanlığı, Birleşik Krallık’tan Osmanlı Donanması’nın başında bulunmak üzere bir amiral istemişti. İngiliz Hükümeti bunu kabul etmiş ve Amiral Limpus ve birkaç İngiliz askeri görevlisi gelmişti. Rusya buna ses çıkarmamıştı. Ama Alman heyetinin gelmesine sert tepki gösterdi.

Boğazlar ve İstanbul’un işgali 1917 sonrasına planlandı. Çünkü bu tarihe kadar, Rusya’nın donanma gücünün Osmanlı Devleti’ninkinden (sipariş edilen gemileri alması halinde) daha üstün hale geleceği tahmin edilmekteydi.
8 Şubat 1914 toplantısında alınan kararlar, 5 Nisan 1914’te Çar tarafından onaylandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder