5 Eylül 2015 Cumartesi

Endüstri Sosyolojisi: Sanayileşme Politikaları

Sanayileşme Politikaları
Sanayi politikaları, para ve maliye politikası dışındaki araçlarla kaynak tahsisini veya üretim ve kaynak tahsisinin genel mekanizmalarını değiştirmek için tasarlanan politika eylemleridir. Sanayi politikalarının rolü konusunda tam bir görüş birliği mevcut değildir.
• Herhangi bir kamusal önlem ya da önlemler demeti ile yapısal değişimin desteklenmesi ya da önlenmesi, sanayileşme politikası olarak tanımlanabilir.
• Sanayi politikaları, yeni sanayilerin gelişimini de içerecek şekilde, ekonominin sektörel bileşimini değiştirecek ve sürekli ve yenilebilir rekabetsel avantajlar sağlayacak politika uygulamaları olarak da tanımlanabilir.
• Hükümet tarafından belli sektörlere teşvik veya kaynak akışı sanayi politikası olarak kabul edilebilir.
Bu tanımda dikkat çeken nokta, kamusal müdahalenin gerekliliği vurgusudur. Sanayileşme politikasının doğası gereği, kamusal düzenlemeler, destek ve teşvik politikaları gibi doğrudan müdahale yöntemleri zorunlu olmaktadır.

SANAYİLEŞME POLİTİKASININ GEREKÇELERİ
Sanayileşme politikası, devletin ekonomiye müdahalesi ve yönlendirmesi gerekliliğinden doğmuştur. Devletin sanayi politikası ile iktisadi hayata müdahalesi piyasa başarısızlıklarından kaynaklanmaktadır.
Piyasa başarısızlıklarının nedenleri; bilgi dışsallıkları ve koordinasyon başarısızlıkları başlıkları altında toplanabilir.

Bilgi Dışsallıkları
Bilgi dışsallığı, yatırımcıların sonuçların çok net öngörülemediği alanlarda yatırım yapması yani risk alması halinde ortaya çıkan bir durumdur. Bu noktada aynı sektöre ilgi duyan başka firmalar, ilk girişimcinin alacağı sonuçları takip eder. Sonuç olumlu ise yatırım yapar. Fakat risk alan ilk firma başarısız olmuşsa aynı riski almak istemez. İşte bu durum yenilikçi düşüncenin önündeki bir engeldir. Devletin en çok bu noktada piyasayı cesaretlendirmesi gerekmektedir.

Koordinasyon Başarısızlıkları (Sorunları)
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, teknoloji ve sanayileşme düzeylerinin yanı sıra beşeri sermaye güçleri, altyapı ve kurumsal gelişmişlik düzeyleri açısından da sürekli olarak gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmaktadırlar. Bütün bu alanlarda gerçekleştirilecek reformları devlet başlatabilir ve koordine edebilir.

Sanayileşme politikası uygulamaları büyük bir titizlikle yürütülmeli ve birçok alanda devlet müdahalesinin nihai hedefi, piyasa kurallarını tesis etmek ve özel sektörün önünü açmak olmalıdır.
Sanayileşme politikaları, yozlaşma ve rant kollama sorunlarına yol açabilir. Siyasal iktidarların özel sektöre destek sağlama politikaları objektif ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğinde rekabet ortamı zedelenecek ve haksız bir kaynak transferi süreci ortaya çıkacaktır.
Sanayileşme politikalarının bütün unsurlarını birlikte ele almak, diğer bir ifade ile birbirinden tamamen bağımsız düşünmek gerekmektedir.

Sanayileşme politikasının temel unsurları:
• Yatırım ve Teşvik Politikası
• Teknoloji Politikası
• Rekabet Politikası
• Bölgesel Gelişme Politikası

Yatırım ve Teşvik Politikası
Teşvik kavramı, bir ekonominin kalkınma stratejisinin, sosyo-ekonomik yapı esas alınarak kamu tarafından nakdi veya gayri nakdi destekler paketi ile desteklenmesidir. Yatırımları teşvik etmek amacıyla kullanılan en temel araçların başında vergi teşvikleri gelmektedir. Vergi teşviklerinin hedefleri:
• Bölgesel gelişme hedefi
• Sektörel yatırım hedefi
• Performans artırma hedefi
• Teknoloji transferi hedefi

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren başvurulan teşvik uygulaması, 1968 yılında gerçekleştirilen merkezî yapılanmayla birlikte yerini teşvik belgesi sistemine bırakmıştır. 1980 yılına kadar sürdürülen uygulamalarda, bu dönemde uygulanan ithalat ikameci sanayileşme stratejisine uygun bir tutum sergilenmiştir. 1968 yılında gerçekleştirilen “kalkınmada öncelikli yöre” uygulaması ile bölgesel eşitsizliklerin bertaraf edilmesine çalışılmıştır.

Teknoloji Politikası
Teknoloji; bilimin, pratik hayatın gereksinimlerinin karşılanmasına ya da insanın çevresini denetleme, biçimlendirme, yönlendirme ve değiştirme çabalarına yönelik uygulamalarıdır.
(ya da) Teknoloji, tarihsel süreç içerisinde geliştirilen bilgi birikiminin üretim sürecine aktarılmasıdır.
Teknolojik gelişmenin önemini kavramış ülkelerde uygulanan teknoloji politikalarında öne çıkan özellik Ar - Ge faaliyetlerine verilen ağırlıktır.
Ar - Ge harcaması sınıflamasında %1’in (Ar - Ge harcaması /GSMH) altında kalan ülkeler; bilgi ve teknoloji üretemeyen, bilgi toplumu olarak kabul edilmeyen ülkelerdir (Türkiye 2013 yılı verilerine göre Ar-Ge harcamalarına %1’den daha az kaynak ayırmaktadır).
Bilgi ve teknoloji üretiminin önemini kavramış ülkeler, Ar-Ge faaliyetlerini desteklemekte ve yüksek katma değerli ürünler üretmektedirler.
Sanayiler, Ar-Ge yoğunluklarına göre yüksek teknoloji, orta teknoloji ve düşük teknoloji şeklinde üç başlık altıda toplanmaktadır. Yüksek teknoloji grubunda ilaç, bilgi işlem ve hesap makineleri, elektrik makineleri, haberleşme cihazlar›, uçak ve mesleki cihazlar; orta teknoloji grubunda ana kimya, temizlik malzemeleri, boya, vernik, lastik ürünleri, demir çelik dışı metal, makine, uçak hariç ulaşım araçlar› vb. düşük teknoloji grubunda ise, g›da, tekstil, giyim, orman ürünleri, kâğıt ürünleri, petrol rafinerileri, petrol ve kömür türevleri, çimento-kil, demir çelik, metal eşya vb. yer almaktadır.

Teknolojik yenilik faaliyetlerine devlet müdahalesi neden gereklidir?
Teknolojik yenilik ve bilginin kamusal mal niteliğinin önemli olması,
Teknolojik yenilik üretimi yüksek maliyetler gerektiren faaliyetlerdir. İlk üretim maliyetleri çok yüksek olmasına karşın yeniden üretim süreci çok düşük maliyetler ile gerçekleştirilmektedir. Yeni teknolojiler geliştirip piyasaya yeni ürünler sunan firmalar çok yüksek kârlar elde etmektedir. Dolayısıyla bu firmalar, tekel gücü de elde etmektedir. Bu noktada devletin rolü, teknolojik gelişmeleri engelleyen tekelci eğilimleri kırmaktır.
• Teknolojik yeniliklere ilişkin faaliyetlerin başarısının belirsizliği,
Arrow ikilemi,
Teknolojik yenilik ve bilgi piyasalarında şeffaflık (tam bilgi) söz konusu değildir.
Diğer bir ifade ile teknolojik yenilik ve bilginin tam olarak bilinmesi hâlinde satın alınması, bilinmemesi hâlinde ise değerinin ölçülmesi söz konusu değildir.
Dışsallıklar.
Teknolojik yenilik faaliyetini ilk defa gerçekleştiren firma, ciddi maliyetlere katlanırken bu faaliyetten yararlanan firmalar herhangi bir bedel ödememektedirler. Teknolojik yeniliklerin üretim hacmi üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle girişimci firmaların devlet tarafından desteklenmesi gerekmektedir.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin teknolojik açıdan gelişmişlik düzeylerini artırmak üzere başvurdukları tedbirlerden biri de teknoloji transferidir. Teknoloji transferinin çeşitli kanalları vardır.
• Mal ve hizmet ticareti
• Doğrudan yabancı yatırımlar
• Teknoloji lisansları aracılığıyla doğrudan bilgi ticareti

Rekabet Politikası
Rekabetin üç temel özelliği bulunmaktadır:
• Rekabet, göreceli (izafi) bir kavramdır.
• Rekabet; firma, sektör ya da ulusal ekonomi düzeyinde kullanılabilir.
• Rekabet kavramı, ülke düzeyinde ele alındığında bireysel refah ya da ticaret performansı ile ilintilendirilerek kullanılabilir.

Ulusal rekabet politikasının temel belirleyicileri:
Değişim politikaları
Politika uygulamalarının teknik altyapısını oluşturmadan önce, ilk olarak, gelişme temelli kültürel değerlerin geniş toplumsal kesimler tarafından benimsenmesi gerekmektedir.
Makroekonomik yapı ve politikalar
Rekabet politikalarını makroekonomik yapı ve makroekonomik politikalardan ayrı düşünmemek gerekmektedir. Döviz kurları, makroekonomik istikrarı doğrudan etkiler. Maliye politikası ve para politikası, temel makroekonomik politikalardır.
• Ara ya da destekleyici politikalar
• Mikropolitikalar

Bölgesel Gelişme Politikası
Geleneksel bölgesel politikalar, merkezî bir kurum tarafından yürütülen politika demetinden oluşmaktadır. Sermaye hareketlerinin serbestleştiği günümüz dünyasında geleneksel anlayış yetersiz kalmıştır. Yeni bölgesel kalkınma anlayışı, içsel büyüme teorisine dayanmaktadır. Bu anlayış; bölgesel arz yapısının güçlendirilmesi, cazip yatırım ortamının tesis edilmesi, merkezî karar yerine yerel inisiyatifin güçlendirilmesi, beşeri sermaye, sosyal sermaye ve inovasyon gibi kavramları gündeme getirmiştir.

Ulusal ve bölgesel rekabeti belirleyen faktörler, gelişme performansını belirler.

İKTİSADİ GELİŞMİŞLİK - SANAYİ POLİTİKASI İLİŞKİSİ
Küresel sermaye, gelişmiş ülkelerde uygulanan sıkı denetimlerden kurtulmak üzere bazı üretim birimlerini az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere kaydırmaktadır. Ancak ağırlıkla çevre kirliliğine neden olan yatırımlarını bu ülkelere kaydırmaktadırlar.

GENEL DEĞERLENDİRME VE ÖNERİLER
Sanayileşme politikasının dört temel ayağı vardır: Yatırım politikası, teknoloji politikası, rekabet politikası ve bölgesel gelişme politikası.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uygulanması gereken etkili bir sanayi
politikasına ilişkin bazı öneriler:
• Yüksek katma değerli sektörlere yönelik teşvik politikaları sağlanmalıdır.
• Ar-Ge harcamalarının ulusal gelir içerisindeki payı artırılmalıdır.
• Beşeri sermaye gücü geliştirilmeli, artırılmalıdır.

• Teşvik uygulamalarında etkinliğin artırılması için sanayi envanteri oluşturulmalıdır. Teşvik uygulamalarında verimliliğin artırılması için sonuçların takip ve analiz edilmesi gerekmektedir.
---

Endüstri Sosyolojisi
Editör: Prof. Dr. Veysel Bozkurt & Prof. Dr. Nadir Suğur
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2327
Kasım 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder