12 Eylül 2015 Cumartesi

Constantin Tacou - Din ve Fenomenoloji

Constantin Tacou - Din ve Fenomenoloji
Mircea Éliade’nin Eserlerine Toplu Bakış


Julien Riés: Dinler Tarihi, Fenomenolojik ve Hermenötik
Éliade (…) iki tür insan olduğu sonucuna ulaşır.
Kutsala inanan ve (inanmayan) dinsiz.

(Éliade) arketip karşısında etkilenir. Buradan hareketle insan bilincindeki aşkın olanı tanımlamaya çalışır. Bu amaçla bilinç ötesi olarak gördüğünü, bilinçdışı olanların içerisinden soyutlamayı dener. Eliade için bu, kutsalın, mitosun ve sembolün incelenmesinde tutulacak kesin bir yoldur.

Her dinî tecrübe belirli bir tarihsel çerçevede ifade edilmiş ve iletilmiştir. Dinî fenomen saf bir durumda bulunmaz.
…dinler tarihçisi öncelikle bir tarihçi olmalıdır.

Dinî fenomen, kendi özünü oluşturan kutsal çerçevesinde anlaşılmalıdır.

Her dinî fenomen bir hierofani yani kutsalın tecelli etme eylemidir.

Éliade’ın (…) araştırmasının merkezinde iki büyük eksen yer alır; kutsal ve sembol.

Kutsal ve kutsal-dışı, varlığın iki özel biçimini oluşturur.

Éliade’a göre ise sembol bir yandan insanın tarih ötesi dünyaya açılımını, diğer yandan aşkın olanla temasını sağlar.

Kutsal, bilincin tarihinde bir evre değil, bilincin yapısının bir unsurudur.

Dumézil araştırmalarında ortak bir Hint-Avrupa mirası keşfeder; egemenlik ve kutsal, güç ve savunma, verimlilik ve zenginlik.
Bunlar, onun araştırmalarında Hint-Avrupa toplumunun üçlü fikriyatını oluşturur.

Gilbert Durand: Éliade ve Derin Antropoloji

David Rasmussen: Yapısal Hermenötik ve Felsefe
Éliade, başlıca problemi, kutsal bir fenomenin (sembol, mit, hierofani) görünmesinden anlaşılmasına kadar devam eden prosedür sorunudur.

Dinî bir fenomen, ancak kendi düzeyinde tanınabilir.

Éliade’a göre arketip, kutsalın başlangıç yapısı olarak kabul edilebilir.

Éliade, dinî bir fenomenin, global eş-zamanlı bir dizge içinde tuttuğu yeri yapısal açıdan sorgular. (s. 39)

Stephen J. Reno: Hierofani, Sembol ve Tecrübeler
Hierofanik nesneler (…) bir taş veya bir ağaç oldukları için değil, kendilerinden farklı bir şeyi ifşa ettikleri için kutlu sayılmaktadırlar.
(Sembol / anlam taşıyıcısı)

…insanlığın dinî yaşamında, sürekliliğin hiçbir zaman gerçek çözümünün olmadığı fikrine ulaşmış bulunuyoruz.

Douglas Allen: Dinî Tecrübenin Fenomenolojik Tahlili
Fenomeni gönderme yapan yaratır.

…indirgenemezliğin metodolojik ilkesi, gerçek manada, fenomenolojik bir époché’nin varlığı hususunda ısrarlı olmaya dayanmaktadır.

Dinler tarihçisi genellikle, hierofanileri tanımada zorluk çekmektedir. Atalarımızın, hierofanileri gördüğü yerlerde bizler yalnızca doğal nesneler görmekteyiz.

Charles H. Long: Éliade’ın Yapıtının Çağdaş İnsan İçin Anlamı
Dindar olmayan insan, yalnızca modern Batı toplumlarında yeni bir varoluşsal konum üstlenmektedir.
İnsan, kendini kendi yapmaktadır.
Bunu da tam anlamıyla, kendini ve dünyayı kutsallıktan arındırdığı ölçüde yapabilmektedir.
Özgürlüğünün karşısındaki asıl engel kutsaldır.

Sembol, mitos ve imge, manevî hayatın özünü oluşturmaktadır.
Bunlar değiştirilebilir, bozulabilir veya değer kaybedebilirler, ancak hiçbir zaman kökten sökülüp atılamazlar.

Jean Biés: Şamanizm ve Edebiyat
Mitik arketipler çağımızın büyük romanlarında varlıklarını sürdürmektedirler.

Jacques Masui: Mitoslar ve Semboller
Ortodoks bir toplumda doğmasından dolayı olsa gerek Éliade hiçbir zaman Batılı felsefî düşünceyi tek başına yeterli görmedi.
Helenizme hayrandı.
Batı felsefesi taşralılaşma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

Hindistan’da üç yıl geçirdi.
Calcutta Üniversitesi’nde Hinduizm üzerinde çalıştı.

Élide, bir dinler tarihçisidir.

Éliade, kutsalın ifadeleri olan (mitoslar, semboller ve imgeler) incelemesiyle kendini sınırlı tutar. Bu incelemeyi iki perspektif doğrultusunda yapar: bunlardan ilki, temel teşkil eden büyük temaları ve mitos ve sembollerin yapısını ortaya çıkarabilmek için, dinler tarihi tarafından biriktirilmiş olan verilerin incelenmesidir. Amaç, bu verilerin içerdiği arkaik ilkelerin, arketiplerin bulunmasıdır.
İkinci perspektifini, dinî fenomenin kendi içinde incelenmesi (…) oluşturmaktadır.

Arkaik dünya ile çağdaş toplum arasında varolan temel farklılık, zaman kavramı etrafında dönmektedir.
Profan zamanın, örnek modellerin taklid edilmesi ve mitik olayların yeniden güncelleştirilmesiyle ilga edilişi bütün geleneksel toplumun hususi bir yönü gibi durmaktadır.
Mitos, Zaman’da ve çevreleyen dünyada bir kopuşu içermektedir.
Büyük Zaman’a kutsal Zaman’a doğru bir açılımı gerçekleştirmektedir.

Geleneksel insan, farkına varmaksızın zamana, periyodik yeniden canlanışın erişemediği özel bir değer verme durumuna gelir.
Zamanın bağımsız bir diyalektiğe göre aktığını kabul eder.

İnsanlık, bir hakikat çağının (mitosların kutsal değerlerini koruduğu, zamanın eskimediği bir çağ), sürekli hızını arttırarak insanı kemiren zamandan, genellikle sadece rastlantısal yollardan ulaşılabilen kutsala kadar her şeyin değerini yitirdiği bir karanlıklar çağına geçmektedir.
Her şey anlamını yitirdiğinde yıkım gerçekleşmektedir. (s. 131)

Çağdaş insanın büyüklüğü (…) kullandığı niceliğin efendisi olmasından ileri gelmektedir.
Fakat nitelik açısından bakıldığında durum aynı mıdır?

Sembol, gerçeğin diğer bilgilenme yollarına meydan okuyan bazı yönlerini  -en derin olanları- açığa vurur.
Bir ihtiyaca cevap verir, bir işlevi yerine getirir, bu işlev, varlığın en gizli kiplerini ortaya çıkarmaktır.

İmgeler olmasalardı, sonumuz, herhangi bir kültür içerisinde boğulmak olurdu.

Bizler, varlığımıza yeniden sahip olmayı ve yeni bir kültür inşa etmeyi istiyorsak o halde geleneksel varlık biliminin kaynaklarına dönmek zorundayız. (s. 139)

Mircea Éliade: Kutsal Mimarî ve Sembolizm
Bir mâbedin ya da şehrin inşası, Evrenin inşasının tekrar edilmesine denk düşmektedir.

Bir toprak parçası üzerine yerleşmek, bir dünyanın kurulmasına eşdeğerdir.

Dünyaya, ancak onu yaratma sorumluluğunu üstlenerek yerleşilebilir.

Mircea Éliade: Simya Mitosu
Simyacı, ilk insanların doğayı dönüştürme teşebbüsleri neticesinde doğmuş olan, çok eski bir tasarımın nihaî evresini tamamlamıştır. Simyevî dönüşme kavramı, kökeni çok eskilere dayanan, insan ediminin doğayı dönüştürebileceği inancının son ifadesini oluşturmaktadır.
---

Türkçeleştiren: Havva Köser
İz Yayıncılık

2000

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder