Alexander Dugin - Heidegger'le Karşılaşma: Yolculuğa Bir Davet
Martin Heidegger en üst düzeyde temel bir yazardır.
Heidegger, günümüz dünyasında, günümüz Rusya'sında yaşayan
herkes için vazgeçilmezdir
Düşünen bir kişi her zaman bir nevi filozoftur. Bir filozof
her zaman bir düşünce okuluna aittir
…özgünlük için çabalayanlar da felsefede uzun süre
tutulamazlar; onların yeri pazardır.
Heidegger, Batılı Filozofların En Batılısıdır
Heidegger’i anlamak için, en azından bir Avrupalı olmak
gerekir; Heidegger’in kendisi sürekli olarak Avrupa’da, Avrupa hakkında ve
Avrupa için düşündüğünü, onu belirli bir tarihsel-felsefi ve medeniyetsel bütün
olarak anladığını vurgular.
Kendimizi Avrupalı olarak düşünüyoruz ve bazı şeylerde
onlara benziyoruz
Ancak felsefe farklılıkları vurgular: düşünce, işlerin
durumunu aldatmanın veya manipüle etmenin en zor olduğu alandır ve bu alanda
içimizde Batı Avrupalı'dan çok az şey vardır.
Heidegger'in felsefesi bir bakıma Batı düşüncesinin özünü
oluşturur
Heidegger, bilinçli olarak önüne yeni bir felsefe dili, bir
tür meta-dil kurma görevini koyar.
Bu yaklaşımın özü şunlardan oluşur:
Batı Avrupa felsefesi ve metafiziğinin (mantığı, grameri,
örtük ontolojisi vb. ile) dil ve yapıları üzerindeki etkisini ortadan
kaldırmada; yani, Batı Avrupa felsefesinin iki bin beş yüz yıllık tarihi boyunca
geliştirdiği ve onayladığı meta-dil bağlamında felsefi terimlerin
açıklanmasının reddedilmesi
Metafiziğe Giriş" adlı kitabında Heidegger, "Bugün
Nasyonal Sosyalizm felsefesi biçiminde piyasaya sürülen şeyin, çağdaş insanlık
ile küresel olarak belirleyici teknik arasındaki bağlantıların ve
karşılıklılıkların anlaşılmasıyla ilişkili olan bu hareketin gerçeği ve
büyüklüğüyle hiçbir ilgisi yoktur ve "değerler" ve
"bütünlükler"in çamurlu sularında balıklardır
Anaksimandros, Herakleitos ve Parmenides, Sokrates öncesi
düşüncenin muhteşem bir taşıyıcı üçlüsüdür; Platon ve Aristoteles, Yunan
düşüncesinin en yüksek zirvesi ve sonraki tüm Avrupa felsefesinin ve kültürünün
yaratıcılarıdır.
Heidegger'in felsefesi, Batı Avrupa felsefesi için açılmış
bir ağıttır ve "bir şey vardı", "bir şey başladı" ve
"bir şey sona erdi", "tamamlandı", "öldü"
varsayımına dayanır
Heidegger, önce olana, sonra da artık olmayana, zira şu anda
olan Batı Avrupa felsefesi değildir, Batı Avrupa felsefesine dönmeyi önerir.
Heidegger'e göre, ikincisi Nietzsche ile son bulur. Heidegger'in kendisi
sınırda, çizgide durur.
Heidegger'i anlamak için, düşüncesinin yukarıda belirtilen
özelliklerinin bizi götürdüğü iki işlemi yapmayı öğrenmeliyiz. İlk olarak,
dilini dikkatle dinlemeliyiz. Heidegger kavramlarla veya kategorilerle değil,
kelimelerle düşünür. Fikirlerle değil, ilkelerle değil, temellerle değil,
kelimelerin kökleriyle düşünür.
Heidegger için Avrupa ve Batı eşanlamlıdır ve kendi
içlerinde "akşam" fikrini ifade eden belirli bir felsefi düşünce, tarihsel
varlık ve kültürel yol biçimini belirtir. Heidegger şunu vurgular: "Avrupa
bir akşam ülkesidir"
Heidegger, Batı Avrupa düşüncesinin son noktasıdır.
Heidegger, "Dilin başlangıcında bir şiir yatar"
der. Dilin sonunda Martin Heidegger'in felsefesi yatar.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder